Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6.Bölüm

@zeynepyasar


Sıkıntıdan patlamak üzere olan Masalın kafasında elli tilki dönüyordu ama hiçbirinin kuyruğu birbirine değmiyordu. İki gün önce kollarında olduğu adam, sabah olunca puf diye ortadan kaybolmuştu. Kendisini uyandırma zahmetinde bulunduktan hemen sonra ' Ben duştan çıkana kadar kaybol buradan ' diye böğürmüş ve sırra kadem basmıştı.


Ne karargâhta görmüştü ne de bir haber almıştı.


Bu çok sinir bozucuydu.


O öküzde çok sinir bozucuydu.


Kantinde Buse ile otururken bir yandan ayağını sallıyor diğer yandan da bir yere odaklanmış tırnaklarını kemiriyordu.


Buse ' Masal, şu ayağını sallamayı keser misin artık? '


' Hayır '


' O zaman ben dışarıya çıkıyorum, haberin olsun '


' Çık, tamam '


Buse, Masalın halini az çok anlamıştı ama sormamayı tercih etti zira, okuldayken bu hallerine birçok kez tanıklık etmişti ve kafaya kimi taktığını biliyordu. Bu işe karışmak istemiyordu.


Masal, derin bir nefes alıp verdikten sonra ' Sikerim böyle işi ' diye öfkeyle mırıldanıp ' Nerede sürttüğünü öğrenmem gerek ' diye aynı öfke ile ekledi.


Aynı sıralarda gerçek anlamda sürünen Kuzey'in aklında da aynı soru vardı ama o, cevabı biliyordu. Tim için özel eğitimler son surat devam ediyordu. Nitekim son iki gündür eğitim alanında canları çıkıyordu. Nihayet biten eğitim ile evinin yolunu tutmuştu.


Evine gitmesi gerekiyordu.


Peki ne bok yemeye karargâh girişindeydi?


Sikerim diye mırıldandıktan sonra vitesi R'ye atıp geri çıkacakken, arkasında duran Paşa'nın makam aracını görünce mecburen içeriye girmek zorunda kaldı.


Aracını park ettikten sonra genel merkeze doğru yürümeye başladı. Yol boyunca selam veren askerlerin selamını alarak ilerledi. Odasına girdiğinde koca bedenini yatağa bıraktı.


Ahh! İki gün önce o lanet kızıl cadı ile bu yataktaydı.


Flashback


Masal, uyumadığına emin olduğu adamın üzerine doğru bacağını attığında, göbeğinin üzerindeki iri el olması gereken yere sıkıştı. Masal, içinden pis pis sırıtıp dışından inledi. Kuzey ise kayaya dönen erkekliğinin üzerindeki bacak ile deliye döndü.


Tehlikeliydi.


Onunla bu şekilde olmak tehlikeliydi


Ama,


Şimdi kalkarsa, kızıl cadı kazanırdı.


Buna müsaade edemezdi.


O sebeple kolları sıvayan Kuzey, bir homurtu çıkartarak boştaki eliyle kızıl cadının kalçasını avuçladı. Ahh! Çok sıkı! Sikeyim! Sikeyim! Sikeyim!


Masal, kalçasını saran kocaman el ile iyice keyiflenerek yayıldı. Şimdi neredeyse onun üzerindeydi. Tek elini adamın karnına sarmış bir şekilde on saniye kadar kaldı ve ardından adamın bedeninden aşağıya doğru ilerledi. Hedefine ulaşınca durmadı biraz daha devam etti.


Kuzey ise kadının uyanık olduğunu biliyordu.


Ve bir şey yapmıyordu.


Lanet olsun neden bir şey yapmıyordu ki?


Üzerinden geçen el ile kımıldanan erkekliğini zihin gücüyle durdurmaya çalışan Kuzey için durum gittikçe rayından çıkıyordu.


Masal, adamın kıpırdanan erkekliğini fark etmişti ve bunun üzerine gitmeye gönüllüydü. Elini tekrar oynattı ama bu defa hedefinin yanından geçerek göğsüne doğru ilerletti. Bir şeyler mırıldandıktan sonra bedenini kaldırıp adamın bedeninin üzerine bıraktı.


Kuzey, bu hareketine tepki veremedi bile çünkü kasığının tam üzerinde kadının sıcaklığı duruyordu. Bu da yetmezmiş gibi bir de kalçasını kımıldatarak sürtünüyordu.


Seni cadı!


Dişlerini sıkan Kuzey, boşa çıkan diğer eliyle de kadının kalçasını sıktı ve kasıklarına bastırarak ' Uslu dur kızıl cadı ' diye hırladı.


Masal, duyduğu kızıl cadı lafı ile mümkünmüş gibi iyice ıslandı.


Lanet piç!


Sikeyim!


Ergen misin oğlum sen? Diye kendine söven Kuzey için tehlike çanları o kızıl cadıyla karşılaştığı ilk andan itibaren çalmaya başlamıştı. Aklını kaybetmişti. Daha doğrusu yerini kaybetmişti.


Masal ise aynı anlarda banyoda kendini kurulamış ve havluyu bedenine sarıp, odaya geçmişti.


Kuzey, banyo tarafındaki hareketlenme ile bakışlarını oraya çevirdi ve kala kaldı.


ALLAH AŞKINA BU LANET KIZIL CADININ BURADA, KENDİ BANYOSUNDA NE İŞİ VARDI? ÜSTELİK ÜZERİNDE GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEYEN KÜÇÜCÜK BİR HAVLU İLE? ÇIPLAK?


Masal, içinden şansına söverken dışından da ' Ay! ' diye bir nida çıkardı.


Kuzey ise o ara dışından hiçbir ses çıkaramayacak vaziyetteydi ama iç sesinin bu durum karşısında söylediği birkaç kelime vardı.


' Ne zaman geldiniz komutanım? ' diyerek masum rolüne yatmaya hazırlanan Masal ile kendine gelen Kuzey, hızla yataktan kalkıp kadının karşısına dikildi.


' Sizin benim odamda, benim banyomda ne işiniz var teğmen? ' diye böğürdükten sonra kadının saçlarından yayılan kokuyu soludu ve ' Üstelik benim şampuanımı kullanmışsınız ' diye ekledi.


Masal, yakalanmıştı!


İki gün yoktu ne bok yemeye şimdi piyasaya çıkmıştı bu adam?


Masal ' Öncelikle ses tonumuza dikkat edelim Yüzbaşı ' dediği andan Kuzey'in alnında atan damarı gördü ve ' Bunda bu kadar sinirlenecek bir şey yok. Ayrıca mantıklı bir açıklaması da var ' sakince konuştu.


Kuzey, kollarını göğsünde birleştirip kadına yukarıdan bakarak ' Dinliyorum ' dedi.


Masal ise burnunu havaya kaldırarak ' Üzerime kahve döktüm ve duş almak zorunda kaldım ama şampuanım bitmiş, fark etmedim. E çıplak bir şekilde de markete gidemem değil mi? Kilitlememişsin odanı, bende girdim. Bir daha da havlu ile koridorda gezmemek için burada duş aldım ' dedi.


Kuzey'in takıldığı iki nokta vardı.


Birincisi;


' Üzerinde sadece havlu varken, koridorda mı dolaştın? İki bin erkeğin olduğu yerde, üzerinde havlu ile mi dolaştın?! '


' Ne olmuş? Hiç mi havlulu kadın görmediler? Ayrıca kimse de görmedi '


Kuzey, kollarını çözüp sıkıntı ile alnını ovaladı ve bir adım atarak kadının dibine girdi.


İkincisi;


' Üzerindeki benim havlum '


Masal içinden siktir derken dışından sakin kalmayı başardı ama harelerindeki kıpırdanmayı Kuzey fark etmişti.


' Değil '


Kuzey, kadının yüzüne doğru eğilip, burnunu burnuna hafifçe dokundurarak boğuk sesiyle ' Etiketine bakmamı ister misin? ' dediğinde Masal bu dünyadan göçmüştü. Etiket iç taraftaydı ve lanet havlunun altında çırılçıplaktı. Dayanamazdı. Lanet adamın ses tonu ile neler yapabildiğine şaşırıyordu. Bir de tenine dokunmasına dayanamazdı. Vücudunu kurulamıştı ama kadınlığındaki yoğun ıslaklık, ıslak hissettiriyordu.


Burnuna temas eden buruna doğru kafasını hafifçe kaldıran Masalın dudakları, adamın dudaklarına sürtündü ve usulca ' İsterim ' diye mırıldandı.


Ah! Siktir Masal! Neden isterim diyorsun?


Çünkü istiyorsun seni sürtük!


Kuzey, kadının iç çatışmasını da fark etmişti. Bu cadının bir derse olduğuna kanaat getirdi ve dudaklarına sürtünen dudaklara sertçe sahip çıktı. İki elini de kadının kalçasına koyup vücuduna yasladı ve hafifçe yukarı doğru kaldırdı. Amacı bu kızıl cadıya ders vermekti değil mi?


Ahh! Koy göte gitsin!


Kimi kandırıyordu?!


Kadının enfes tadına sertçe sahip çıkarken kulağına dolan inleme ile kalçalarından bastırarak kucağına aldı. Masal, adamın hareketlerin uyum sağlayarak bacaklarını beline sardı ve çıplak kadınlığını adamın eşofmanının üzerinden kendini belli eden erkekliğine bastırdı. Bir elini sert omzuna koyup, diğer elini de adamın saçlarına doladı ve çekiştirerek öpücüğüne aynı sertlikte karşılık verdi.


Kuzey, aldığı karşılık ile iyice coştu ve kalçasındaki ellerini havlunun altına sokup, dokundu.


Lanet kızıl cadı!


Sırılsıklamdı.


Masal, kadınlığındaki parmaklar ile adamın dudaklarından kopup kafasını geriye atarak ' Ahhh! ' diye bir inleme koy verdi ve işte tam o anda Kuzey kendini kaybetti. Gözlerinin önüne açılan beyaz gerdan ile uyum içerisindeki ıslak kızıl saçlar, erkekliğini hazır duruma getirmişti. Masal, inledikten sonra adama doğru eğildi ve ensesindeki saçlara asılıp kafasını arkaya çekerek, dudaklarına yapıştı.


Her şey karşılıklı Yüzbaşı!


Kuzey, kadının bu hareketine hırlamış ve öpücüğün kontrolünü anında eline almıştı. Dilini, kadının ağzının içine sokarak tadını almaya odaklanan Kuzey'in parmakları da boş durmuyor, kadının ıslanan kadınlığının keyfini çıkarıyordu.


Masal, kadınlığındaki hareketlenmeye direnmeye çalışırken bir yandan da ağzının içindeki dil ile savaşıyordu. Lanet piç! Çok seksiydi. Bir süre sonra nefes almakta zorlanan kadını fark eden Kuzey, beyaz boyna doğru ilerledi. Emdi, ısırdı, öptü...


Kadının teninin tadını özümserken bir anda geri çekildi ve havlu tek hamlede çıkardı. Ortaya çıkan güzellik ile iyice nevri dönen Kuzey ' Siktir ' diye mırıldandı.


Masal, vücudu ile adamı etkilediğinin farkında olduğundan göğüslerine bakan adamın alnına alnını yaslayıp, şehvetli bir gülümse ile ' Etikete baktın mı Yüzbaşı? ' diye mırıldandı ama Kuzey onu duymadı çünkü o sırada aşağı tarafında özgür bırakılmayı bekleyen canavarı zapt ediyordu.


Ayrıca bu iki dolgun, dik şeyler...


Uçları tamda tahmin ettiği gibi pembeydi. Diriydi ve tam da ağzına göreydi.


O zaman neden duruyordu ki?


Hızla öne atılıp dudaklarını birine kapattı. Aldığı koku ve tat ile homurdanarak emdi, ısırdı. Lanet kadın! Seksiydi! Lezzetliydi! Hem de çok!


Masal, adamın göğsüne yapışan dudakları ile kendini bıraktı.


Kuzey ise parmaklarına yayılan ıslaklık ile tadına baktığı tomurcuğa iyice asıldı. Kuzey, hızlı adımlarla yatağına yaklaşıp kadını yatırdı ve kendisi de üzerine uzandı. Kadının üzerinde hafifçe yükseldi ve beline sıkı sıkıya sarılı bacaklara dokunarak, göz teması kurdu.


Masal, adamın gözlerindeki koyulaşmadan öyle etkilendi ki ' Siktir ' diye mırıldandı.


Kuzey, kadının ağzından çıkan küfür ile piç bir şekilde sırıtarak eğildi ve dudaklarını yüzünde gezdirmeye başladı. Altındaki kadının görüntü nefes kesiciydi ve Kuzey, bu görüntü asla unutamayacağını biliyordu.


Masal ' Havlunun etiketine bakman gerekiyordu ama sen benim etiketime bakıyorsun Yüzbaşı ' diye mırıldanırken, kadınlığını yoğuran ele doğru kendisini kaldırdı.


' Evet, öyle yapıyorum '


' Bunu neden yapıyorsun peki? '


' Sen neden yapıyorsun '


' Seni ilgilendirmez '


' Benim altımda çıplak yatsan bile mi? '


' Evet '


' Kadınlığında sıkışıp kalan parmaklarıma rağmen mi? '


' E- evet '


' Peki '


' Şimdi cevap ver, neden benimle sevişiyorsun Yüzbaşı? '


' Bir nedeni yok '


' Bir nedeni olmalı? '


Kuzey ise aynı sırıtma ile kadının dudaklarında duraksayarak ' O zaman kullandığın şampuanıma say ' dedi ve tam dudaklarına yapışacakken Masal, ellerini göğsüne koyarak kendisini itekledi.


' Çekil üzerimden! '


Kuzey, göğsündeki elleri tutup kadının başının üzerinde sabitledi ve kadının sıcaklığından parmakları derine itti. Masal, inlememek için dudağını ısırdığında Kuzey ' Bu oynadığın oyun, çocukça ' dedi ve ekledi ' Derdin beni delirtip gitmek ise başardın kızıl cadı o yüzden şimdi uslu bir kadın ol ve başladığın oyunu bitir '


Masal, dudaklarına yapışan dudaklara karşılık vermedi. Onun yerine, dişlerini kullandı ve ısırdı. Kuzey, kanamaya başlayan dudağını geri çekerken ' Siktir! ' diye mırıldandı.


Masal ' Geri çekil dedim sana '


Kuzey ' Neden çıkardın tırnaklarını kızıl cadı? Az önce çok mutluydun ' diye kinayeli bir şekilde sorarken dudağını yaladı.


Masal ise o dudak hareketine kısa bir süre bakıp ' Şu baktığın etiket var ya ' derken Kuzey ' Evet ' diye karşılık verdi.


' İşte o etiket sana girsin Yüzbaşı! Neyim ben orospu mu? Belli bir şey karşılığında birilerinin altına yatacak biri miyim? Diyelim öyleyim, kıçı kırık şampuanın beni ödemeye yeter mi sanıyorsun? '


Ve Kuzey, sorunu anladı.


Ardından kahkaha atmaya başladı.


' Komik mi? Şimdi de hokkabaz mı oldum? Neye gülüyorsun be adam! '


Kuzey, kahkahasını zorlukla zapt edip kadının yüzüne doğru eğildi. Tadını aldığı bu cadı ile işi vardı.


' Yanlış anladın '


' Bok yanlış anladım. Çekil üzerimden yoksa çığlık atacağım ve o iki bin asker odaya gelecek ve beni çıplak görecek ve bu iki bin askerin başında da babam gelecek ve seni bu halde, benim üzerimde gördüğünde sa- ' diye konuşmaya başlayan kadının dudaklarına yapışıp kısa ama etkili bir öpücük konduran Kuzey, kadının üzerinden kalktı ve parmaklarını gömdüğü yerden çıkardı.


Masal, bir anda üzerinden kalkan adamın yarattığı boşluk ile afalladı ama kendisini toplaması kısa sürdü.


Kuzey, kontrolü kaybetmişti.


Geri almalıydı!


Hem de hemen!


Kuzey ' Ben duşa giriyorum, çıkana kadar üzerini giyin ve odana git ' derken sesi sertleşmişti. Adamın öküzlüğe geçişine göz devirdikten sonra çıplaklığına rağmen yataktan kalkıp, yerdeki havluyu alan Masalın elinden havluyu aldı ve dolabını göstererek ' Benden bir şeyler al ' dedi.


' Senin hiçbir şeyini kullanmayacağım '


Kuzey, tek kaşını kaldırarak ' Şampuanımı kullandın ama ' dedikten sonra banyoya girerken sert bir ses ile ' Şu siktiğimin dolabından bir şeyler giyinmeden çıkma teğmen ' dedi.


' Ama kullanmaya- '


' Bu bir emirdir Teğmen '


Banyo kapısını kapattıktan sonra kapıya yaslanarak az önce yaşananlara küfür eden Kuzey, artık canını acıtan erkekliğini, eşofmanının üzerinden sıktı ve ' Lanet kızıl cadı ' diye mırıldandı.


Odaya geri dönüp, başladığı işi bitirmeliydi.


Hayır Kuzey! Bu işin sonu bok yoluyla direkt bağlantılı! Sakın!


Battın zaten, daha da batma!


Topla taşaklarını yerden!


Sıkıntı ile oflayarak üzerindeki badiyi çıkarmak için kaldırdığı elinin ıslak olan parmaklarını fark edince dişlerini sıktı. Parmaklarını burnuna yaklaştırıp, o lanet kadınsı kokuyu içine çekti ve tadını merak etti. Kokusu böyle ise ....


Kafasını yasladığı kapıya hafifçe vurarak mırıldandı.


Aşağıdaki de kımıldandı.


' Görünen o ki, o şampuanı ödemekte epey zorlanacaksın kızıl cadı '


DEVAM EDECEK!

Loading...
0%