Yeni Üyelik
16.
Bölüm

16. Bölüm

@zeynepyasar

Duru'dan


SİKTİR!


SİKTİR!


SİKTİR!


Kalbim ağzımda atıyor be!


Dudağımda tatlı bir sızı oluşmuştu aynı zamanda da kalbimde bombardıman yaşanıyordu. Öylece yüzüne bakarken hızla yatağa bırakıldım ve daha ne olduğunu anlamadan, oda da yalnız kaldığımı fark ettim.


NE?


Bu dağ ayısı gitti mi yani?


Korkak!


Elimle yatağı döverken sandalye çekildi ve ' Rahat dur ve uyu ' diyen sesini duydum.


Siktir!


Bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde dudaklarımı yalamamak için kendimi zor zapt ettim. O nasıl bir bakış vicdansız! Ayrıca az önce oda da olmadığına eminim ya da değilim, bir an boşluğa düştüm sanki. Kapının açılma sesini de duymadım zaten çıkarken de duymamıştım. O zaman hiç çıkmamış mı oluyor yoksa hiç girmemiş mi?


Hani düşünüyorsak vardık?


Şu an eksi olarak yok durumdaydım.


Usulca yatağa uzandım ve ellerimi karnımda birleştirip, gözlerimi yumdum. Soğuk terler akıtıyordum. Anın gerçekliğini çıkartamıyordum ve anlamıyordum. İlk temas ve kıvılcımlar. Sadece dokunuşta bu hale geliyorsak ilerisi ........


404 ERROR!


Titrek bir nefes dudaklarımdan firar ederken geçen zamanı kestiremiyordum ama çalan kapı sonrası üzerini değiştirip giden Yüzbaşıdan sonra sabah olduğunu anlamıştım. Odayı iyice taradıktan sonra bu defa yalnız kaldığıma emin oldum ve yerimde tepinmeye kaldığım yerden devam ettim.


' Ah sonunda! SONUNDA! Yola geliyor işte! Bakışlarından belli, bir şeyler değişiyor. Taktik işe yarıyor kızım. Resmen adam yüz seksen derece döndü be! Allah! '


Çantamı alıp telefonumu çıkardım ve Şeymayı aradım. Uykulu sesini siklemeden direkt ' Uyanmak zorundasın ' diye cığırdım.


Uykulu sesiyle birlikte ' Ne oldu? ' dedi.


' Dava sonuçlandı sıkıntı yok ama kalbimde büyük sıkıntı var '


' Birincisi ne davası? Sen tatilde değil misin?'


Siktir!


' I şey oldu. Bana telefon ettiler ben döndüm. Ya şimdi bu mu sorunumuz? Kalbim diyorum, uçtu diyorum '


'Ben de ağzına sıçacağım diyorum, Neredesin sen? '


Uflayarak ' Höreke' de Şeyma ' dedim.


' Ne bok yiyorsun kızım orada? '


' Ebemi arıyorum '


' Göstereceğim ebeni şimdi sana, dalga geçme benimle neredesin diyorum? '


' Konya yolundayım ' dedikten sonra uflayarak ' Sabah sabah resmen nöron kaybı yaşıyorsun. Ankaradayım ve Ali ile birlikteyim ' dedim ve ' Yemin ediyorum bütün hevesim kaçtı ' diye ekledim.


' Mal mısın ya? Tatile gönderdim seni, Ankara' da ne işin va- ' durdu ve ' Siktir! Ali ile misin? ' diye soludu.


' ÇOK ŞÜKÜR! ' dediğimde ' Anlat hemen ' diye cırladı.


' Dava açıldı demiştim sana, onun sonucu için geldim. Suçsuz olduğum kanıtlandı işte Albay izin vermedi burada kal dedi. Ali'nin odasında kalıyordum işte sonra geldi ve ' derken ayrıntıyı geçerek ' sakarlığım tuttu diyelim ve dudaklarımız çarpıştı. Şeyma, resmen elektrik çarptı. İkimizin de dudağında uçuk oluştu diyeyim sen boyutunu anla ' dedim.


' Bu öpüşme değil bu bir, uçuk meselesi de nedendir bilmem çok seksi geldi bana '


' Bana komple seksle gelsin istiyorum '


' Azgın karı seni! Şimdi siktir git uyuyacağım '


' Ya Şeyma! Ne yapacağım ben şimdi? '


' Vallahi saat sabahın siki olduğuna göre Uyumalısın bebeğim, tıpkı benim şimdi yapacağım gibi '


' Şey- '


Kapanan telefona söverek gerisin geri dua ederek yatağa uzandım.


' Allahım sen gönlüme düşürüp, dilime dua ettiğini ömrüme nasip et, Amin! '


****************************


Anlamıyordu. Bu hale nasıl geldiklerini anlamıyordu. Sabah olmak üzereydi ve Yüzbaşı gözlerini bir an bile kapatamamıştı. Onun da uyumadığını biliyordu ama bilmiyormuş gibi yapmaya devam ediyordu.Yatağındaki beden ve artık ayrıntılı olarak gördüğü beden, tüm duvarlarını arşınlıyor, mantık kırıntılarını halının altına süpürüyordu. Bu yaşına kadar verdiği kararlardan dönmemişti. Ama bu kadın, her şeyiyle tam bir baş belasıydı. Ali düşünüyordu. Ciddi anlamda çok kafa yormuştu. Tek bir kötü özelliği olsaydı kendini frenleyebilirdi ama yoktu. Tepeden tırnağa kusursuzdu ve mükemmel kokuyordu. Gözleri istemsizce saçlarına kaydığında yastığına kokusunun sinip sinmediğini merak etti. Tatlı bir kokusu vardı.


Derin bir nefes bıraktığında elleriyle yüzünü sıvazladı ve parmağının ucuna gelen kabarıklık ile gözleri karardı. Dudakları çarpıştığında çıkan elektrik gözle görülecek kadar şiddetliydi ve bu durum uçuk çıkmasına sebep olmuştu. İkisinin de dudağında uçuk oluşmuştu ve bu durumu garip bir şekilde seksi buluyordu. Onda bir iz bırakmak, içinde tarifsiz bir tatmin oluşmasına yol açmıştı. Uzun zamandır kendini rahatlatmıyordu ve bu onu bu duruma sokuyordu. Bundan da garip bir şekilde haz oluyordu.


Durum sikimtonikti.


Masal'dan istediği bilgiler doğrultusunda öğrendikleriyle hayrete düşmüştü. Bu kadın tam anlamıyla bir Melek idi. Ali o andan itibaren bir başka bakıyordu. Tüm hayatını askeriyeye adamış ve bu uğurdan başka bir şeye ne ihtiyaç duymuştu ne de aramıştı. Ama hayat böyleydi işte, aratıyordu. Şimdi ise düşündüğü bu kadınla nasıl baş edeceğiydi. Ali akıllı bir adamdı, mantıklı olan hangisi ise onu seçecekti. Bu kadının hissettirdiklerinin yanından geçen bile olmamıştı. Nedenini bilmiyordu ama bu kadında farklı bir şeyler vardı.


Kader gibi...


Çalan kapı ile hızla ayaklandı ve gelen her kimse içeriye girip Duruyu bu haliyle görmemesi için kapıyı araladı.


Akif ' Komutanım, Albay harekat merkezinde toplanmamızı emir etti '


' Tamam sen git, geliyorum '


' Emredersiniz, komutanım ' dedikten sonra tam başka bir şey söylüyordu ki, Ali kapıyı yüzüne kapattı. Akif huzursuzca kapıya bir süre baktıktan sonra kafa sallayarak harekat merkezine doğru yol aldı.


Ali, yatakta oturan kadına bir süre baktıktan sonra üzerini değiştirip beresini taktı ve kadına bir kez daha bakmadan odadan çıktı. Harekat merkezine geçerken aklını boşalmaya uğraşıyordu. İçeriye girdiğinde herkesin geldiğini gördü ve yerine geçip oturdu. Kuzey, manidar bir şekilde yüzüne bakarken Ali de ona ne var? bakışı atıyordu.


Akif, komutanın dudağındaki yara izine bakıp arkadaşlarına dönerken boğazını temizledi ve ' Yüzbaşım geçmiş olsun ' dedi.


Seyit ' geçmiş olsun '


Ümit ' Geçmiş olsun '


Hasan ' geçmiş olsun '


Kuzey ' Geçiren sağ olsun ' dedi.


Ali, herkese öldürücü birer bakış attıktan sonra ' önce çenenizi kırmam gerekiyordu sonra geçmiş olsun dileklerinizi birbirinize iletirsiniz ' diye buz gibi bir sesle mırıldandı. Mesaj gerekli mercilere iletilirken elbette Akife iletilmemişti.


' Komutanım, vazelin iyi geliyor diye biliyorum '


Ümit ' Tecrübe her yerde lazım, azizim ' derken Seyit ise ' Haklısın be teğmen ' demişti.


Akif sinsice sırıtırken ' Bir sorunun varsa söylemen yeter Ümidim ' dedi.


Seyit ' Güzeldi '


Akif ' Eyvallah ' dedikten sonra Yüzbaşıya dönüp ' Ya da acı acıyı hesabı yapabilirsiniz komutanım ' dedi.


' Ya da direkt vurabilirim Üsteğmen, ne dersin? '


' Vallahi sözden çok icraatlar konuşmuş komutanım, derim '


' Yani vurayım? '


' Sen vurdun da biz ölmedik mi komutanım ' derken omuzlarını kaldırıp yüzünü sevecen bir edayla buruşturmuştu.


Ali ' Kes ' dedikten sonra içeriye giren Albay ile herkes hazır ola geçti.


Albay ' Rahat, oturun çocuklar ' dedi ve yerine oturdu. Albay, herkesi şöyle bir süzdükten sonra ' Resmi olarak bir süre asker değilsiniz ve kolorduya girişiniz de yasak ama görev emri geldi. Çin' e gidiyorsunuz beyler! ' dedi.


Kuzey ' Sivil görev olacak değil mi komutanım? ' dediğinde Albay kafasını sallayıp ' Üniformalı bir şey yapamazsınız zaten Çinlilerle de işimiz yok. Terör menşeli bir terörist son olarak orada görüntü vermiş. Bu adam kırmızı bültenin başlarında ve eylem hazırlığı içerisinde. Ülke dışında olmasından dolayı yasal olarak bir etkimiz söz konusu olmayacak ama bu onu bırakacağımız anlamına gelmiyor. Kara Hilal timinden seçeceğin üç asker ile birlikte bu gece Çine gideceksiniz Yüzbaşı. Operasyonun ayrıntılı bilgileri önündeki dosya da var. Askeri olarak yanınıza hiçbir mühimmat alamayacaksınız lakin M.İ.T sizin için bir şeyler ayarlayacak ' dedi.


Ali 'Emredersiniz komutanım '


Albay ' Yüzbaşı, sessizlik hakim olsun yoksa ipinizi çekerim '


Ali ' Emredersiniz komutanım '


Albay ' Seçimi yaptıktan sonra odama gel ' dedi ve ayağa kalkarak ortaya konuştu ' Hanginiz seçilirse seçilsin şu durum değişmeyecek : Eğer yakalanırsanız ve biz illegal olarak sizi kurtarana kadar işkenceye dayanamayacak olursanız, gereğini yapın! '


Tim ayağa kalkıp tekbir getirdikten sonra odadan çıkan Albay ile Akif, ' Komutanım Allah'ın adını verdim beni al he? Hem ben sessiz, biçare, garip ve gariban bir askerciğim. Ne olur beni al komutanım ' diye yalvarmaya başladı.


Hasan ' Sen misin garip, gariban? '


Ümit ' Sessiz? '


Seyit ' Biçare? '


Akif, arkadaşlarına öldürücü bir bakış attıktan sonra Yüzbaşıya dönüp ' Komutanım bunlar beni çekemiyor da konuşuyorlar ' dedi.


Kuzey ' Hadi Akif hadi, yeme şimdi bizi '


Ali, Akif'e aldırmadan dosyaya bakarken kafasını kaldırdı ve ' Kuzey sen gelme, tatilin tadını çıkar ' dedi.


Kuzey ' Eyvallah ama bana fark etmez Ali, eğer geçen ki - ' derken Ali ' Alakası yok sadece öyle uygun görüyorum ' dediğinde Kuzey başıyla onayladı.


Ali ' Seyit ve Hasan siz geliyorsunuz, uzak mesafe engelleri oluşabilir ' dedi ve tim üzerinde bakışlarını gezdirdi.


Akif kalan son bir kişilik kontenjan için ellerini, çenesinin altında birleştirdikten sonra ' Komutanım, benim bu muazzam suratıma da bir iş düşebilir bence, sizce? ' dedi.


Ali dosyayı masaya bırakıp ' Detayları inceleyin ve burada bekleyin. İşi olmayanlar ise karargah dışına çıksın, cezayı unutmayın ve dikkatli olun. İhtiyaç dahilinde irtibat kurulacak ' dedi ve kapıya doğru ilerlerken ' Akif, bohçanı hazırla sen de geliyorsun ' dedi. Ali, odadan çıkarken Akif sağ elini yumruk yapıp yukarı kaldırarak ' HEYT BE! ' diye böğürdü.


Kuzey, onun bu haline sırıtırken ' Bohçanı hazırlamanı söyledi ' dedi. Ümit dahil bütün Kara Hilal timi pis pis sırıtırken Akif de flaş yeni parlamıştı.


Siktir dedi içinden Bohça demişti.


DEVAM EDECEK !


Loading...
0%