' Meydeyyyyy meydeyyyyy ' derken telaşlı sesini bir anda oyun havası tonlamasına çeviren Akif ' Sakineeee niyyeee gittin düğünee gel beraber sürünek bak gidiyor hevalllllll le. LE LE sakineeeee niyeee girdinizzzz o ine gelin hele yamacııımaaaaa yoksaa sıkarım sikiineee' diye devam etti.

Hasan kulaklığına üfledikten sonra ' Komutanım meşgulüm herhalde ' dedi.

Seyit ' Ben de meşgulüm şekerim '

Ümit ' +1 '

Kuzey ' + 1 '

Akif ' Kurdun ensesi neden kalındır? - kendi işini kendi yaptığı için ' derken ateş etmeye devam ediyordu.

Yaklaşık 83 saattir karın üzerinde aynı pozisyonda operasyon için start verilmesini bekliyorlardı ama emir gelmemişti. Bölücü birlik iki kilometre uzaklarındaki köye baskın yapınca hareketlenmiş ve müdahale etmişlerdi. Bunu yapmak içinde telsizleri kapatmışlardı. Eğer çıktıkları operasyon için emir gelirse ki telsiz kapalı olduğu için gelemeyecekti, bu da siki yandan double yiyeceklerinin kanıtıydı.

Seyit ' Kurt görmesek inanacağız '

Ümit dalgaya alarak ' Geçen yine Afrika'da safarideydik ' derken Hasan ' Devasa bir ejderha üzerime doğru saldırdı ' devam etti.

Seyit ' Uzaklardan görünen Targanyen, ejderhasını geri çekmek için Kurdu kendine istedi '

Hasan ' Ama kurt bunu istemedi '

Ümit ' Çünkü çok acı bir durumu vardı '

Seyit ' Maalesef ki '

Hasan ' Ensesi kalındı '

Kuzey sırıtırken, Akif ' Yazık yazık, verdiğim emeklere yazık ' diye hayıflandı.

Ali dönen muhabbete ' Çay ister misin Hilal? ' diyerek katılınca Akif ' Komutanım kahve varsa alırım bir fincan ' dedi.

Ali ' Keşke zamanında seni de aldırsalardı Akif '

Akif ' Sonrasında pişman oldukları belli komutanım da neden önceden önlem almamışlar orası belli değil '

Hasan ' Kadına malum olmuş olabilir komutanım '

Seyit ' Ya da ne çıkaracağını kestirememiş olabilir '

Ümit ' Ya da çıkandan memnun kalmamış olabilir '

Kuzey ' Ya da senin bir üst modelini yapabileceğini düşünmüş olabilir ki, bu mümkün '

Akif şarjörünü değiştirirken ' Benim gibi mükemmel bir insanın üst modeli yok, olduysa da ölmüştür komutanım ' dedi ve ' Yakışıklıyım, çekiciyim, zekiyim ... ' diye ekledi.

Kuzey ' At yalanı, sikeyim inanı ' diye gevelerken Hasan ' Bende diyorum ki hava neden bu kadar soğuk? ' dedi.

Akif ' Neden soğukmuş? ' deyip dudak büktüğünde Seyit ' Komutanım bu kadar alıngan mıydın sen? Yoksa regl zamanın mı? ' diye karşılık verdi.

Akif ' boş kuyudan su çekme, am bulamazsan göt sikme ' dedikten sonra ' Ben senin tayın değilim yavrum, az ötede oyna ' diye ekledi.

Seyit ' Bak yine kırıldım komutanım '

Akif ' Tuzla buz olduğun zamanları da görürüz inşallah '

Hasan ' İnş cinim ' 

Seyit ' Hasan beni üstüne sıçratma '

Hasan ' Komutanım bir sıçrasanıza hadi '

Ali ' Benim üzerine sıçramamı ister misin Hasan? ' dedikten sonra ' bitirin şunları bir an önce ' diye kükredi.

Beş gün önce kollarının arasında Duruyu tutup, kulaklarında onun tatlı sesi yankılanırken şimdi bunların bokumtırak sesleri yankılanıyordu. Görev emri gelene kadar evden çıkmamışlardı ama garip bir durum içerisinde kalakalmışlardı. Aralarında garip bir uzaklık vardı. Ali bunu beklemiyordu çünkü elinden geleni yapmıştı. Ama bu duruma bir anlam yükleyebilmiş değildi. Bu duruma çözüm aramayı en kısa zamanda sonlandırmalıydı çünkü plansız bir adım atmış ve plansız devam etmesine izin vermek istiyordu. Bu plansızlığın kendisini normalleştirdiğine inanmak istiyordu. Duru ile normalleşmek istiyordu.

Mustafa ' Emredersiniz komutanım ' diye hevesle konuşunca Akif mırıldandı.

' İki bomba bir silah, kambur götüne mi dalak, Mustafa? '

Mustafa ' Anlamadım komutanım '

Akif ' Şaşırmadım Mustafa ' derken puflamıştı.

Seyit ' Komutanım dişine gelenlerle uğraşmayı denemelisiniz '

Akif ' Diş mi? Gelenler mi? Denemek? ' dedikten sonra ' Çoğul mu kullandın sen tatlım? Kendini nimetten mi sandın yoksa? Ay kıyamam.. ' diye ekledi.

Hasan ' Hadi biri benim ' derken Akif ' Ay götüm ' dedi.

Ümit ' Diğeri ben '

Kuzey ' Beni de yaz ' 

Akif ' Tamam hepiniz efso ben sikimso ' dedikten sonra ' Canım saat iki yönünde ebemi sikeni vuracak mısın yoksa o beni vursun mu ? ' diye tısladı.

Hasan ' Ben onu vururum komutanım mesut olabilirsiniz '

Seyit ' Vurmazsan daha da mesut olabiliriz teğmen '

Akif ' Bana olan sevgin gözlerimi yaşartıyor Seyit '

Seyit ' Komutana selpak yollayın '

Hasan ' Kargo ücretini nasıl yapalım komutanım? '

Seyit ' Karşı ödemeli olsun '

Akif ' Onu da ben ödeyem yanigg '

Seyit ' Genelde de ödeme yaparsınız zaten komutanım şimdi mi dert ettiniz? '

Akif ' Bazen çok konuşuyorsun Seyit, başım ağrıyor '

Seyit ' Onun için önce evlenmemiz gerekmez mi komutanım? '

Akif ' En kısa evlilik olarak tarihe geçeriz Seyit '

Seyit ' Zaten tarih yazmıyor muyuz komutanım '

Akif ' Tarih biziz, teğmen '

Kuzey ' Az daha boş durursanız gerçekten tarih olacaksınız beyler ' dedi ve ' az laf çok iş ' diye ekledi.

Ali ' Mümkün mü? ' diye tıslayınca Akif ' Komutanım aynı anda iki işi yapabiliyoruz çok şükür ' dedi.

Ali ' Akif ! ' 

Akif oflayarak ' takip ettim yüzbaşım ' dedi. Geyik yapılmayan operasyonda yeterli verim gösteremiyordu ne yapsındı? Türk dediğin gaz ve geyikle yaşardı. Amına koduğu bu durumda kurşun atmak yeterli gelmiyordu. Akif bununla yetinemiyordu ki zaten bordo bereli eğitiminde tüm komutanları aynı şeyi söylüyordu. En tehlikeli anda bile geyik yapın!

Tim, Köye yapılan saldırıya gerekli müdahaleyi yapmış ve ortalığı temizlemişti. Kademeli olarak köye inen tim yanına gelen korucu ' Allah sizden razı olsun. Hızır gibi yetiştiniz komutan 'derken Ali ' Eyvallah ' dedi ve ekledi ' Bu tür saldırlar sık olur mu? '

Korucu ' Biz dağa çıkmak istemiyoruz, çocuklarımıza da engel oluyoruz ama onlar bizi istiyor. Köyde eli silah tutanları kaçırıp dağa götürmek istiyorlar. Son zamanlarda sıklaştı hem de artık paralı olanlarda geliyor komutan, daha ne kadar dayanırız bilmem '

Ali ' Bu civarda bölücü unsurlar çoğunlukta. Sizi neden istesinler? '

Korucu ' Komutan, biz göçmeniz. Para teklif ediyorlar ama biz savaş istemiyoruz, yaşamak istiyoruz '

Ali ' Göçmen? '

Korucu ' Türkiye'den geldik '

Kuzey ' Neden? '

Korucu ' Bizim yaşadığımız köyde teröristler rahat bırakmıyordu. Hep baskı hep ölüm hep tecavüz vardı. Bundan yaklaşık beş sene önce Türkiye'den çıkıp bu göçmen köye yerleştik ama çare olmadı. Rejim bölgesinin genişlemesi buraya kadar geldi. Her gün kontrol, her gün dayak '

Ali ' Devlete neden gitmediniz? '

Korucunun yüzünde ufak bir tebessüm yayıldı ' Komutan! Devlete gitmek demek ölüm demekti. Deneyenler oldu ama hiçbirinin geri dönüşü olmadı 'dedi.

Ali kafasını sallarken Seyit telsizi uzatıp ' Komutanım Ankara ' dediğinde Ali telsizi alıp uzaklaştı.

' Yüzbaşı Beyzade '

' Yüzbaşım durum nedir? '

' Komutanım emir beklerken sıcak temas gerçekleşti '

' Kimle? '

' Bölücü unsurlarla '

' Durum nedir? '

' Göçmen bir köye saldırdılar komutanım, sıcak temasa geçmek zorunda kaldık '

' Bunu bir yere kadar anlarım da Yüzbaşı, telsiz kapamanıza anlam veremedim '

' Arıza meydana geldi komutanım, teğmen tamirini gerçekleştirdi '

' Yemedim Yüzbaşı ' dedikten sonra duraksayan Albay ' Bunu Ankara'ya geldiğinde görüşeceğiz şimdi verilen koordinatlara ulaşın ve gerekeni yapın ' diye devam etti.

' Emredersiniz komutanım ' dedikten sonra telsizi kapatıp time döndü ve ' HİLAL ÇIKIYORUZ ' diye bağırdı.

Tim hızla toparlanırken korucu ' Komutan yemek ikram etseydik, ağırlasaydık sizi ' dediğinde Ali ' Yemiş kadar olduk, eyvallah. Çabuk toparlanıp tekrar mevzilenin, geri gelmeleri her zamankinden erken olacaktır ' dedi.

Korucu ' Emrin olur komutan, Allah yardımcınız olsun '

Ali kafasını sallayıp Kuzey'e bakınca timin hazır olduğunu gördü. Korucunun omzuna dokunduktan sonra ' Eyvallah ' dedi. Tim, belirlenen koordinata yarım saatlik bir yürüyüş ile vardığında yirmi kişilik bir kamp ile karşılaştılar. Ali kulaklığına doğru ' Zorunda kalmadıkça silah kullanmayın, çevrede çokça birlikleri var. Buraya gelmeleri uzun sürmez ve başka bir çatışma için yeterli mühimmatımız yok ' dedi ve ' Tim, adımızın hakkını verelim ' ekledi.

Tim hep bir ağızdan ' Emredersiniz komutanım ' dedikten sonra Ali ' Sızıyoruz ' dedi. Tim ağaran havaya inat bir gölge gibi kampa sızdı. Sessizlik, tim ile bir bütün olup iş birliği yaptığında kampta bu sessizliğe çok geçmeden uyum sağlamıştı. Tim, etrafa yayılıp güvenceyi sağladığında Ali ' Çadırdaki evrakları alın ' diye emrini verdi.

Seyit, ana çadıra gidip tüm evrakları aldı ve çantasına yerleştirdikten sonra komutanın yanına gidip ' Evraklar alındı 'dedi.

Ali kafasıyla onayladıktan sonra telsizi istedi. Ankara'yı aradığında ' Yüzbaşı Beyzade ' dedi.

' Emredin Yüzbaşım '

' Teğmen, Albay ile görüşeceğim '

' Emredersiniz komutanım ' dedikten sonra bir kaç hışırtı duyuldu ve sonra ' Söyle Yüzbaşım ' diyen Albayın sesi duyuldu.

' Komutanım görev başarı ve sessizce halledildi. Emrinizi bekliyorum '

' Teğmen Şanlı ile iletişime geçip helikopter için koordinatlarınızı belirleyin. Sessizliğinizi korumaya devam edin '

' Emredersiniz komutanım '

Telefonda bir kaç hışırtı daha duyulduktan sonra Masal ' Yüzbaşım? ' dedi.

' Teğmen verilen koordinatlarda bulunmaktayız, helikopter için koordinatlarınızı oluşturun '

' Emredersiniz komutanım ' dedikten sonra ' Güney on iki kilometre, koordinatları cihaza yüklüyorum komutanım ' dedi.

' Sağ ol teğmenim ' dedi ve telefonu kapattı.

Time dönüp ' Gidiyoruz ' dediğinde yola koyulmaları dakika bile almamıştı. Akif, komutanının yanına ilişip ' Komutanım? ' diye fısıldadı.

Ali ' Söyle teğmen '

' Vallaha mı? ' derken şaşkınlığını gizleyememişti çünkü komutanı çok nadir ama çok çok nadir konuşması için müsaade verirdi. Bu nedenle kısa bir süre şaşırıp ardından ' Bu son dört günde değişik bir haldesiniz ' dedi.

' Yani? '

' Hani diyorum ki acaba bu sebebin nedeni esmer bir cadı olabilir mi? '

' Bu seni ilgilendirir mi? '

' Komutanım bu durumda en az sizin kadar benimde katkım var yani bu naçizane tatlı ve ponçik benliğimi göz ardı edemezsiniz '

' Seni komple göz ardı etmeme çok az kaldı Üsteğmen '

' Papucumu dama bu kadar erken mi attınız komutanım? Ben dört çocuk sonrasında atarsınız diye ümit ediyordum ama? ' dediğinde Ümit kendi adını duyunca ' Emredin komutanım ' diye lafa karıştı.

Akif ' Seninle alakalı değil Ümit zira bu başka bir ümit ' derken şairane ses tonuyla konuşunca Seyit ' Göt işte her yerde var olduğunu sanıyor komutanım ' dedi.

Ümit ' Göt mü? ' derken alıngan çıkan sesine yüzünü buruşturmuştu.

Seyit ' He göt '

Ümit ' Dümdük? '

Seyit ' He dümdük '

Akif onları sallamayarak komutanına dönüp ' Cevabı duyamadım komutanım ' dedi.

Ali bıkkınca nefesini bırakıp ' Cevap vermediğimdendir ' dedi.

Akif ' Komutanım hem cool olup hem de - ' derken vazgeçip konusuna devam etti ' Neyse konuyu saptırmayalım ' dedi ve ' Duruyla ne alemdesiniz? ' diye ekledi.

Ali ' Akif beni boş yere üzerine sıçratma koçum ' dedikten sonra ' Yoksa elimde kalacaksın 'diye ekledi.

Kuzey, Akif'in omzuna elini koyup hafifçe bastırdıktan sonra ' Sen bu tatlı dilini anca pavyonda kullanırsın TAT-LIM ' dedi.

Akif ' Komutanım pavyon deyip geçmeyin ' dedi ve ekledi ' Gerçi siz gitmeyeli bir beş yıl oluyor sanırım, hatırlamamanız normal '

Kuzey ' Akif beni de boş yere üzerine sıçratma koçum ' dedi.

Akif uzaklaşan iki komutanına baktıktan sonra ' Amımda yok ki bunlar sikim var sikmeye hakkım var yapıyor arkadaş ' diye mırıldandı.

Seyit ' Hayırdır komutanım yine renklendiniz '

' Pazarda hıyar, denizde mantar aha bu piç ki burada ki bu sen oluyorsun, anca am siki tartar ' dedikten sonra ' Hemen kokusunu da alıyorsun ibne ' diye ekledi.

Seyit gerinerek ' E komutanım kokusunuz sınır ötesinden bile alınabiliyor ' dedi.

Akif ' Bence sende kaşıntı var teğmen, sence? '

' Kaşımak ister misiniz komutanım? '

' Hayırdır teğmen, karın yanında yürek mi yedin? '

' Aşk ile hem de '

Akif, Seyidin yüzüne iğrenmişçesine baktıktan sonra ' Ay kusasım geldi ' dedi.

' Alerjiniz mi var yoksa komutanım? ' derken pişkine sırıtıyordu.

Akif ' Aşkın tek kanunu indirilen dona kadar olan kısmıdır tatlım '

Hasan ' Ama baba görürse? '

Seyit ' Kaldırırsın donunu '

Akif ' Komik çocuklar '

Seyit ' ne o komutanım yoksa Eros'u bilmez misiniz? '

Akif ' Ben daha çok oku atan kısımda yer alıyorum tatlım '

Seyit ' Diyorsun? ' 

Akif ' Yakında görürsünüz ' dedi ve ekledi ' Jubile mi yapacağım '

DEVAM EDECEK!!