Yeni Üyelik
55.
Bölüm

55.Bölüm

@zeynepyasar

Aynanın karşısında kendime bakarken bir taraftan da ' Resmen kendimi tabakta sunuyorum ya ' diye söyleniyordum. Ama yapacak bir şey yoktu. Savaşta her yol mubahtı, değil mi? Şaçlarımı havalandırıp, üzerimi son kez kontrol ettikten sonra Çapkına mamasını verip evden çıktım. Direkt şirkete doğru arabayı sürdüğümde aklımda tüm planlamayı yapmıştım.

 

Yol uzun olduğundan sıkılmıştım ama Allahtan boş olan yolda hız yaptığımdan eğlenmiştim. Şirkete vardığımda tüm çalışanlara ' Günaydın ' diye gülümseyerek bağırıp odama geçtim. Hemen ardımdan gelen Mahir'e ' Nasılsın Mahir? ' diye sordum.

 

' İyiyim Duru Hanım, siz? '

 

' İyiyim teşekkür ederim. Bilmem gereken bir şey var mı? '

 

' Herkes burada '

 

' Okey, bugün ki programım nedir? '

 

' Saat 11 de Finans bölümü ile toplantınız var. Sonrasında ise saat 1 de editörlerimiz ile bir toplantınız var ve hemen bitiminde ise grafik ve reklam ile bir toplantınız olacak '

 

' Tamamdır ' dedikten sonra ' Metin Bey? ' diye sordum.

 

' Kendisi yarın şirkette olacağı için görüşmeyi yarın sabah 10 da yapalım dedi '

 

' Tamamdır '

 

' Benden başka bir istediğiniz var mı? '

 

' Evet, aslında var ' dediğimde yüzüme soru dolu ifade ile bakan Mahir'e gülümseyerek ' Demli bir çay alabilir miyim? ' dedim.

 

Mahir gülümseyerek ' Hemen getiriyorum ' dedikten sonra odamdan çıktı. Masama yığılan bir kitap taslağına hınzırca gülümseyip telefonumu çantamdan çıkardım ve dağ ayıma mesaj yazmaya başladım.

 

' Artık unutmayacağını bildiğimden beni araman gerektiğini hatırlatmayacağım Ali'm '

 

' Gerçi teknik olarak şu an hatırlatmış oldum '

 

' Neyse '

 

' Şirkete geldim ama aklım yine sende kaldı. Birazdan toplantıya gireceğim de rica etsem getirebilir misin? '

 

Bir anda telefonum çalınca korktuğumdan dudaklarımdan ay! Nidası çıkmıştı ve bununla aynı anda Mahir elinde çay ile içeriye girmişti. Çocuğu da korkutmuştum iyi mi?

 

Telefonu cevapladığımdan kulaklarıma dolan adamımın sesi ile gülümsedim. Ah!

 

' Yarına kadar bende kal-..cak aklın hatun '

 

' Bir ömürde anlaşırsak neden olmasın? ' diye mırıldandığımda gülümsüyordum. Çayımı masaya bırakan Mahir'e göz kırptığımda gülümseyerek dışarıya çıktı.

 

' Yan- .......................... buraya bağ-.. '

 

' Sesin gidip geliyor Ali'm, Ankara da değil misin? '

 

' Henüz değilim, heli-.......... Geçece-.... '

 

' Anlamadım ama anladım ' durdum ve ' Ne zaman geleceksin? ' diye sordum.

 

' Senin beni-..................... gele-.. ğim '

 

' Anlamadım? Sesin gitti yine '

 

' Dedim k-.... ................... Gelmeyi dü-.............. '

 

' Ya duymuyorum ki ama ' diye hayıflandım.

 

' Yarın sabahta-............. Ge-.... Dedim '

 

' Neresi orası? Baz istasyonu yaptıracağım he ' dediğimde kulağıma dolan kıkırtısına karşı gülümsedim ve ' Allahın bile unuttuğu yerden döndüğün zaman mesaj at ' dedim.

 

' Tamam '

 

' Allah'a emanet olun ' dediğimde ' Sen de ' diyen sesinden sonra kapanan telefona bir süre leyla modunda bakakaldım. Ah! Benim adamım!

 

Telefonumu masaya bırakıp çayıma uzandım ve bir yudum aldım. Önümdeki dosyayı açtım ve okumaya başladım. Oldukça sıradan ve basit cümlelerin kurulu olduğu sayfaları bir süre daha çevirdikten sonra aradığımı bulamayınca kapattım ve odamdan çıktım. Toplantıya daha yarım saat olduğundan Mahir'e ' Masamdaki dosyayı edit kısmına teslim eder misin? Onlar da bir baksın ' dediğimde ' Tamam iletiyorum hemen ' dedi ve odama doğru ilerledi.

 

Çalışanların olduğu kısma ilerlediğimde beni fark edenler sıcak bir şekilde tebessüm ettiler ben de onlara aynı şekilde karşılık verdim. Boşuna süslenmiştim bugün, en azından ortalıkta biraz salınayım diye düşünürken kendime kıkırdadım.

 

Elif'in yanına vardığımda masasına yaslanarak ' Nasılsın? ' diye sordum.

 

' İyiyim Duru Hanım siz nasılsınız? '

 

' Aynı ' durdum ve ' Elindeki hikaye ne durumda? ' diye sordum.

 

' Pek parlak değil '

 

' Takıldın mı? '

 

' Aslında takılmadım ama bilemiyorum, bir şeyler eksik gibi '

 

' Anlıyorum. Şöyle yapalım mı? Sen takıldığın konuları rapor haline getir zaten ben hikayeyi biliyorum. Seninle birlikte kafa yorarım ben de olur mu? '

 

' Çok sevinirim ama onca işinizin arasında bir de bununla uğraşmanızı istemem '

 

 

 

' Eğer konu bir hikaye ise daima okuyacak vakti yaratırım. Sen dediğim gibi yap bakalım neler yapabileceğim '

 

' Tamam o zaman, gün sonunda mail olarak atarım '

 

' Tamamdır, kolay gelsin '

 

' Teşekkürler '

 

Elif'in yanından ayrılıp terasa doğru ilerlediğimde birkaç kişinin de orada olduğunu fark ettim ve yanlarına doğru ilerledim. Biraz sohbet ettikten sonra toplantı için geri içeriye girdim.

 

Finans ekibi toplantı odasında toplanınca ben de ayaklarımı sürüye sürüye gittim. Söz konusu finans olunca beynim durduğundan hiç haz alamıyordum.

 

' Hoş geldiniz ' dedikten sonra gülümseyerek ' Lütfen en az acı ile bitirelim olur mu? ' dediğime herkes gülümsemişti.

 

Şeyma ' O zaman hemen konuya giriyorum ' dedi ve ' Yapım bölümü için ayrılan bütçe yeterli gelmedi bu sebeple şirketin yıllık bütçeden kullanmak durumunda kaldık. Tabi bu durumun genele yayarsak bir götürüsü olmayacaktır çünkü çekimler tekrar başladı ve yayına da iki hafta sonra girecek. Anlaşmanın sonuçlanması lehimize oldu çünkü projenin patentini önceden aldığımız için oradan kazanacağımız yüklü bir tazminat olacak ' diye ekledi.

 

' Tazminat konusunu sonlandıralım, resmi olarak özür yayınlamaları kafidir '

 

 

 

Tuğçe ' Hukuksal olarak bir kaybımız olmaz '

 

' Biliyorum '

 

Şeyma ' Oldukça akıllı bir kar olacak şirket için '

 

' Ama ihtiyacımız yok '

 

Şeyma ' Bu bir ihtiyaç meselesi değil Duru, işler böyle yürüyor yoksa her yalan haberi başı boş bırakırız ve medyada gördüğümüz zarar karşılıksız kalmış olur '

 

' O sebeple özür dilemeleri yeterli diyorum ya '

 

Şeyma ' Gelecek olan tazminat, yapım işlerini normal hızının üç katına çıkarmamıza yardımcı olur '

 

' Hafta da üç bölüm mü yayınlayacaksın yani? '

 

' En azından çekimleri hızlandırabiliriz '

 

' Para sorun olmamalı Şeyma '

 

' Para sorun değil, sorun bu durum karşısında sessiz kalmamız '

 

' O zaman gelecek olan tazminatın yüzde otuzu çalışanlara- yüzde yetmişi ise vakıflara dağıtılacaksa kabul ediyorum '

 

Şeyma göz devirerek ' Kabul ' dediğinde ' tamam o zaman. Başka? ' diye sordum.

 

' İmza günleri de dahil olmak üzere yazarlarımız için hiçbir aktivite düzenlenemedi bu sebeple ayrılan bütçe beklemede '

 

Şeyma ' Şöyle düzelteyim, sosyal medya üzerinden canlı yayınlar ile arayı sıcak tutmaya devam ediyoruz ama bu durum bir ay daha devam edemez. Matbaa kısmının da bir an önce basıma geçmesi gerekmekte '

 

' O zaman bu hafta matbaa için detaylı temizlik yaptıralım sonrasında çalışanlar için imkan sağlayalım çünkü dışarıdan bir çok madde girişi var orada. Bizde bu arada basıma girecek olan kitapların sıralamasını yaparız. Mahir bu konuyu editörlerimiz ile görüşelim ' dediğimde onaylayan Mahir ile toplantı bir saat kadar daha sürdü ve ardından öğle arasına girildi. Yenilen yemeklerden sonra diğer toplantılara da katılınca beynimin son kırıntılarını toplantı odasında bırakıp odama geçmiştim. Eşyalarımı toparlayıp evin yolunu tuttuğumda telefonum çaldı.

 

' Ankaradasın? '

 

' Şimdi geldim '

 

' Peki buraya ne zaman geleceksin? '

 

' Yarın '

 

' Var mı sıkıntı? '

 

 

' Yok '

 

' Tamam '

 

' Sen yolda mısın? '

 

' Eve geçiyorum '

 

' Bana geçiyorsun? '

 

' Senin evine geçmek için parmağımda bir metal eksiklik var ' diye munzurca konuştuğumda ' Bu konuda ge.... ' diye bir şeyler mırıldandıktan sonra ' Bir aksilik olmaz ise yarın sabah yanındayım ' dedi.

 

' İnşallah Ali'm ' dedikten sonra ' Sana ne hazırlamamı istersin? ' diye sordum.

 

Kısık gelen sesi ile tüm hücrelerimi harekete geçirirken yola odaklanmakta zorluk çekmiştim çünkü bana ' Bir ay önce üzerinde olan beyaz saten fena olmazdı ' demiş ardından ise ' Sabah görüşürüz ' deyip, kapatmıştı.

 

Boğazıma oturan öküz ile öksürmeye başladığımda telefonum tekrar çalmaya başladı. Ekranda yazan isime bakıp açtığımda öksürmeye devam ediyordum.

 

' Helal helal! Bensiz ne yedinde boğazına oturdu yenge? '

 

' Tükürüğümle boğuluyordum '

 

Kahkahası arabayı dolduran Akif'e ' Ne diye aradın? ' diye çıkıştığımda ' Ayıp be ' diye söylendi.

 

' Uff alınganlığın üzerinde yine Akif, az önce Ali ile konuştum da yanında değil miydin de ayriyeten aradın? O sebeple ne oldu diye sordum '

 

' Her dakika ağabeyimin yanında olamam ya ben yenge '

 

' SO? '

 

' Vazgeçtim söylemeyeceğim '

 

' Ya söyle '

 

' Hiçte bile söylemeyeceğim, beklerken kuru kal oralarda ' dedikten sonra ' Hadi bay ' deyip telefonu kapatmıştı.

 

Ne oldu şimdi buna?

 

Omuz silkip üzerinde fazla durmadım. Allah bilir yine neye ayarları şaşmıştı bunun? Markete uğrayıp eve geçtiğimde kendime ekmek arası hazırlayıp, Elif'in gönderdiği rapor incelemeye başladım. Hava biraz serin olduğundan salon kısmında oturmuştum. Çapkın ise hemen yanımda uyku modundaydı. Her şey hayalimdeki gibiydi ama hayalimdeki ana karakter şu an yanımda yoktu. Neyse yarın gelecek nasıl olsa. Sahi o bugün telefonda ne demişti?

 

Benimle sevişecek miydi?

 

Yoksa dalga mı geçmişti?

 

Hayır yani eğer sevişecek ise boşuna sinirlendirmeyeceğim şimdi, işimiz bitince sinirlendiririm diye düşünürken kahkaha atmaya başladım. Bu tür düşüncelerimin yarısını bırak, çeyreğinden haberi olsaydı küplere binerdi benim dağ ayım.

 

Ama binsin!

 

Binsin ki,

 

O teklif edilsin o yüzük takılsın ve o soyadı değişsin!

 

NİHAHAHAH!

 

Kahkahamı yavaştan azaltıp işime konsantre olmaya kendimi zorladım. Yaklaşık iki saat boyunca çalıştıktan sonra Çapkına mamasını ve suyunu verip uyumak için odamıza çıktım. Odamıza. Ah ne güzeldi. Üzerimi çıkarırken beyaz geceliğimi getirmediğim için kendime kısa bir küfür ettikten sonra Ali'nin badilerinin arasından beyazını alıp üzerime geçirdim. Banyodaki işlerimi hallettikten sonra yatağa geçip, kendimi uykunun kollarına bıraktım.

 

Sabahın basıklığı yüzünden uyanmakta zorlandığım anlardaki kurtarıcım olan alarmlarımın bile faydası olmamıştı ki, en son alarmımın yani namus kurtaran'ın sesine uyandım. Yataktan nasıl kalktığımı bile bilmeyerek banyoya koştum ve rutin işlerimi halledip, çıktım.

 

Ali'nin dolabına yerleştirdiğim kıyafetlerimden lila renkte olan dar kesim elbiseyi gözüme kestirdim. Üzerimdeki badiyi çıkarıp, elbiseyi giyindikten sonra geri banyoya koşarken bir taraftan da söyleniyordum.

 

' UYU KIZIM SEN UYU, AFERİN! ARTIK İŞLERİ DE RÜYANDA YAPMAYA BAŞLARSIN! AFERİN SANA '

 

Saçlarımı ellerim ile tarayıp, toprak tonlarında hafif bir makyaj yaptım ve banyodan çıktığım gibi kalakaldım. Ali, yatakta uzanır bir vaziyette beni izliyordu.

 

Ne zamandır oradaydı?

 

Lanet!

 

Önünde mi soyunmuştum?

 

Lanet!

 

Sesimin normal çıkmasını umarak ' Ne zaman geldin? ' diye sorarken ayaklanmış ve bana doğru yürümeye başlamıştı.

 

Tam karşımda durduktan sonra baştan aşağıya üzerime bakıp omuz sikti.

 

' Neden uyandırmadın beni? ' diye sorduğumda yine omuz silktiğinde ' Alarmları boşuna mı erteledim ben? İnsan uyandırır ya ' diye mızmızlandım.

 

Bu halime tek kaşı havada baktıktan sonra konuşmamayı sürdürünce ' Hayırdır? Dilini de her ne zıkkım ise gittiğin yerde mi düşürdün? ' diyerek homurdandım.

 

' Düşünüyorum ' diyen sesini duyduğumda iç çektim. Bu halime ızdırap çektiren bakışları ile bir süre baktıktan sonra ' Ne düşünüyorsun? ' diye dayanamayarak sordum.

 

Sıkıntılı bir nefes bıraktıktan sonra ' Böyle giyinmen şart mı? ' diye sordu. Gerçi bunun bir soru olmadığının farkındaydım.

 

' Şart değil ' derken sesimin sevecen çıkmasına dikkat ettim.

 

' Güzel ' dedi ve ' değiştir ' diye ekledi.

 

' Şart değil dedim, değiştireceğim demedim '

 

' Yorma beni '

 

' Yok ya '

 

' Hatun, yorgunum ve uyumak istiyorum '

 

' Uyu o zaman Yüzbaşı! ' derken sesim sevecenliğini kaybetmişti çünkü bu dağ ayısı öpmeden hırlamaya başlamıştı.

 

Ayı!

 

' Üzerini değiştirdiğini göreyim uyuyacağım zaten '

 

' Desene akşama kadar uyumayacaksın ' dedikten sonra saçlarımı savurup yanından geçecekken kolumdan tutup, çevirdi ve sırtımı göğsüne yaslayarak hapis etti.

 

' Neye sinirlendin yine? '

 

' HİÇBİR ŞEYE '

 

Dudaklarını yanağıma sürtüp ' Benim olanın bende kalmasını isterim ' dedi ve ' Madem şart değil, değiştirebilirsin değil mi? ' diye ekledi. Sesindeki yatıştırıcı tonlamaya kanmak istemediğimden hıh! diye bir ses çıkarıp burnumu yukarıya diktim. Kıyafet yüzünden sinirlendiğimi sanıyordu.

 

Ayı işte!

 

Dağ Ayısı!

 

' Hatun? '

 

' Ne? '

 

' Bu yüzden benimle kavga etmeyeceksin değil mi? ' derken sesinde eğer kavga edersen kazanan ben olurum tınısı vardı. O nasıl tını demeyin sakın! Vardı. Bitti.Nokta.

 

' Ben kavga etmem '

 

' Tabi ki etmezsin '

 

' O yüzden bırak beni, görüşmeye geç kaldım '

 

Dudaklarını yanağına sürterken ' Kiminle görüşmeye gideceksin? ' diye mırıldandı.

 

' Onunla bununla '

 

' Duru! '

 

Karnımın üzerindeki kollarını sıktıktan sonra beni kendine doğru çevirip ' Kiminle görüşeceksin? ' diyerek tane tane konuştu.

 

Gözlerimi, mavilerinden ayırmadan ' Metin Bey ve Aslan ile ' diyerek teklemeden konuştum.

 

Bakışları sertleştiğinde ' Metin, Bey oluyor ama Aslan? Sadece? ' diyerek tek kaşını kaldırdığında kollarının arasından bir çırpıda sıyrılıp ' Sorun olan kısım hangisi? ' diye sorduktan sonra topuklu ayakkabılarımı giyinmek için odadan çıktığımda peşimden geldi.

 

Ayakkabılarımı giyinirken ' Sana çiçek gönderen piç değil mi bu? ' diyen sert sesine, ayakkabılarımı giyindikten sonra karşısına geçip ' Birincisi Aslan bir piç değil, ikincisi bu bir iş yani kıskanman için bir sebep yok ' diye umursamazca konuşarak karşılık verdim. Adamı böyle böyle deli edeceğim, gerçi şimdide farklı sayılmazdı ama adını koymak lazımdı, değil mi?

 

' Tamam o zaman, sana kolay gelsin akşam görüşürüz ' deyip alnımdan öptükten sonra yukarı çıkan adamımın ardından bir süre baka kaldım.

 

Senin bordoluğunu s***

 

Benim neyime bu dağ ayısına şey etmem!

 

Mallık bende ama!

 

Resmen tınlanmadım

 

diye

 

oturup ağlardım tabi adamımı tanımasaydım.

 

Kendi kendime kıkırdayıp çantamı aldım ve evden ıslık çalarak çıktım.

 

O KEDİ BURAYA GELECEKTİ!!!

 

NİHAHAHAHHAHHAHAHAHAH!!!!!

 

DEVAM EDECEK!

Loading...
0%