Kulağımda makine sesi, burnumda bir kablo hissi gözümü hafifçe açtım. Beyaz tavan ile karşılaştım. Kafamı hafifçe sola çevirdim. Kumsal dizlerinin üzerinde oturmuş, üzerinde ameliyat kıyafeti var, elimi tutup uyumuş. Onu öyle görünce dayanamadım. Üstüme baktım kablo vardı göğüsümün üstü bantlıydı. Diğer kolumdan kan alıyordum. Ameliyatıma kumsal girmişti demek ki ona bir kez daha mahçup oldum desene. Elimi saçına götürdüm okşadım. Gözünü açtı direk bana baktı.

"Alper" dedi ses tonu ağlamaklı çıkıyordu belli ki perişan olmuştu.

Kumsal'ım

Kumsal bana hafifçe sarıldı, yarayı acıtmamak için son derece titizlik ile sarılıyordu.

"Ben çok korktum." Dedi gözü doluydu. Elimi yanağına götürdüm.

Bak capcanlı yanındayım.

Ağrın falan var mı?

Yok

Benim yüzümden oldu, özür dilerim beni affede..

Parmağımı dudağına götürdüm.

Şşşt! Senin hatan değildi. Ben sınırı aştım.

Alper arabanda gitti.

Giden araba olsun kumsal, sen buradasın ya o bana yeter.

Doktor kapıyı çalıp içeri girdi.

Alper bey uyandınız mı?

Evet hocam uyandım.

Ağrın, sızın var mı?

Yok hocam.

Süper seni bir gün daha müşade altında tutacağız sonraki gün taburcusun.

Peki hocam siz nasıl uygun görürseniz.

Kapı tekrar çaldı içeriye yemek sorumluları girdi.

Alper bey, kumsal hocam sabah kahvaltı getirdik.

Masaya koyabilirsiniz.

Prof: kumsal hemşire çağıracaktım. Sen çıkartırsın o zaman hem üç'üncü iş deneyimin olur.

Tamam hocam.

Tekrar geçmiş olsun Alper bey.

Sağ olun hocam.

Eee hayat işte Alper bey, hayatta seni kablolardan kurtarmakta varmış.

Hayat işte kumsal hanım.

Kan'ı hariç tüm kabloları söktüm.

Alper senin gömleğin ameliyat'a hazırlanırken kesildi.

Ne yani üstüm böyle kalamaz öyle değil mi?

Merak etme Atakan'a söyledim geceden getirdi tişörtünü

Ama nasıl giyeceğim kan serumu  var kolumda.

Dolaba yöneldim. Tişörtünü aldım.

Kafanı kaldır,

Sen mi giydireceksin.

Benim hatam olduğu için ben ilgilenmek zorundayım.

Zorundasın öyle mi? Bırak tamam ben kimseye zorla iş yaptırmam.

Alper tamam ya isteyerek.

Tamam o zaman

Alper'e tişörtünü giydirdim. Masaya gittim. Kahvaltı menüsünün aksine öğle yemeği getirilmişti. Mercimek çorbası, su böreği, paket su ve iki tulumba tatlısı bu hastanede ilk kez buna rastladım.

Alperin önüne götürdüm.

Kumsal ben sağlağam ve kanı o kolundan alıyorum.

Kısaca deki bana ver.

Evet aynen öyle,

Tamam anlaşıldı iki günlük bakıcı oldum ben.

Çorbanın kapağını açtım. Kaşığı poşetten çıkarıp, çorbaya daldırdım. Alperin ağızına verdim. İlk kez birine yemek veriyordum kendi yeğenlerime bile vermemiş insandım ben.

"Alper" dedim gözünün içine bakarak.

Efendim dedi endişe ile,

Ben senden çok özür dilerim dün aklımdan çıkmıyor ben sana çok ağır sözler ettim sen Pamela'yı hiç sevmedin ve sevmezsin biliyorum ama işte kıskançlık krizi oldu.

Biliyorum kumsal ama sen benim canımı çok acıttın ben senin biraz olsun beni anlaman için yaptım zaten ama iş buralara kadar geldi bende de suç var.

Ne kadar olursa olsun ses çıkarmamalıydım özür dilerim beni affedecek misin?

Ben seni nasıl affedemem ki sen istesen Varya şimdi canımı veririm sana kumsal.

Sarıldım ona, karşılık verdi. Belki de bir kez olsun aşk hayatımın kapısını açmalıydım Alper ile,