@zeynepzorkirisci
|
"Yine gevezeliğe başladınız. Madem plan yapacağız Hilda, şimdiden başlasak iyi olur." dedi Nick.
Hilda bir cevap vermeden öylece durdu. Sonra ayağa kalktı ve çenesiyle beni göstererek;
"Rüya yaralı, bence bunu daha sonra konuşuruz." dedi.
Hemen araya girdim.
"Bence bir sorun yok hem plan yaparsak bizim için daha iyi olduğunu düşünüyorum." dedi.
Nick Hilda'ya haklı olduğunu söyler gibi baktı. Hilda ise buna karşı çıkan bir tepki göstermedi veya bunu yalanlayan bir söz çıkarmadı ağzından.
Odadan dışarıya çıkıp daha önce de toplantı yaptığımız odaya gitmek üzere hareketlendik. Ben yaramdan dolayı biraz zorlanarak yürüyordum. Bunu gören Hilda ise yanımda bitti ve hemen koluma girdi. Koluma girmesiyle yüküm hafiflerken acıdan buruşan yüzüm biraz olsun normale döndü.
Hilda'nın yüzünde sıcak bir tebessüm vardı. Ne oluyordu bu kıza? Önceden bana soğuk, itici ve sahtekar bakışlar atan Hilda bir anda ne olduysa sıcak, samimi bakışlar atan Hilda'ya dönmüştü.
İçimde bir kurt vardı ki bunun bir oyun olduğunu fısıldıyorum. Bir yandan da aslında iyi biri olduğunu sadece ilk başlarda buz gibi soğuk, geçilmez ya da yıkılmaz gibi görünen duvarları vardı. Hepsi bu.
Belki de değil.
Eminim ki kendi bile bu sorunun cevabını bilemiyordur.
Belki de beni kendine yakın gördü.
Ah, buna ben bile inanamadım doğrusu.
Neyse, kendi kafamızda bunu sorgulayacağımıza ona soralım öyle değil mi?
"Hilda, neye gülüyorsun?"
Sanki Hilda'nın gülümsemesi yüzüne iyice yayılır gibi oldu ve hafiften de kıkırdadı.
"Tabii sen hatırlamıyor olabilirsin, bizi kurtarmaya geldiklerinde aramızda bir konuşma geçti de senin koluna girince aklıma geldi."
Konuşma aklıma gelince ben de hafiften kıkırdadım.
"Ah, unutmak mümkün mü?" deyip daha da gülmeye başladım.
Konuştuğumuz diyalog ise aynen şuydu;
Nick Hilda ile uğraşmak için konuşmaya başladı;
"Bak tekrardan savaş meydanındayız ve ben tekrardan seni kurtarıyorum Hilda."
Hilda karşısındaki düşmanın karnına kılıcı sokup arkasındaki hançer ile gırtlağını kestiği sırada Nick'e laf yetiştirmeye çalışıyordu.
Hilda'nın gırtlağını kestiği düşmanın kanı Hilda'nın yüzüne sıçarken yüzünü buruşturarak;
" Sen beni kurtaracağına daha yeni yetme kız kurtar." dedi.
Sanırım Hilda konuşurken ağzına birkaç damla kan girmişti...
Kanın tadını alan Hilda öğürdü, öğürdü ve öğürdü...
O sırada konuşmaya Vector dahil oldu;
"Ne o Hilda, kan kusmaya mı çalışıyorsun? Kan kustuktan sonra saçına çok uygun olan kızılcık şerbeti de içecek misin?"
Hilda şimdi de bu iğrenç bulduğu esprilere ithafen öğürdü.
"Bu sefer bu iğren esprilerin için öğürdüm, Vector." dedi Hilda.
O sırada Vector Rüya'yı korumak için bir düşmanı önce bacağından yaralayıp diz çökmesini sağlandıktan sonra başını gövdesinden ayırmakla meşguldü.
SonraVector Hilda'ya kırgın kırgın baktı. Nick'i göstererek;
"Bu adam size her türlü kabalığı, kötülüğü yapıyor, ben siz güldürmek için ya da daha iyi olmanızı sağlamak için çabalıyorum. Ama bu adama gıkınız çıkmazken bana kötü davranıyorsunuz. Yazıklar olsun." dedi Vector.
Hilda usulca kaşını kaldırdı.
"Siz derken?"
"Sen ve Rüya. Nick onu sabahları tehdit ederek uyandırıyor ve o hemen kalkıyor. Ben ona kahvaltı hazırlıyorum, nazikçe uyandırmaya çalışıyorum. O kılını bile kıpırdamadan uyumaya devam ediyor. Gerçekten yazıklar olsun, aklıma geldikçe kırılıyorum."
Rüya yaralı bir şekilde karının tutarken;
"Ama Vector gerçekten yaptığın espri güldürmedi." dedi.
Tam o sırada Rüya'nın ayağının dibine bir ok isabet etti. Nick hemen okçunun nerede olduğunu tespit etti ve baltasını okçunun olduğu ağaca attı.
Nick her seferde olduğu gibi bu seferde hiç zorlanmadan düşmanın kafasına baltayı oturttu...
Aslında konuşma çokta komik sayılmazdı fakat o konuşmanın orada gerçekleşmesi bizce onu komik yapmıştı.
"Hilda, kanın tadı nasıldı?" dedim. Neden merak ettiğimi anlayamadım.
Hilda bu sorumu yargılamadan;
"Çok kötüydü. Ağzıma çok az sıçramamıştı fakat yine de midemi bulandırdı, aklıma geldikçe midem bulanıyor." dedi.
Duraksadı, derin bir nefes alıp verdikten sonra devam etti.
"Daha önceden çok fazla yumruk yediğim için kanımın tadını biliyordum. Bu kadar kötü değildi. Ya da düşmanımın kanı diye bana daha fazla mide bulandırıcı geldi. Bilemiyorum." dedi.
Toplantı odasının kapısını açtığımızda Vector ve Nick yerlerine geçmişlerdi bile.
Bizde hızla yerimize geçtik ve konuşmayı Hilda başlattı; "Karşımızdakişer artık hadlerini aştılar. Tamam ilk baştakilere uyarı falan dedik ama artık bu uyarının da üstü. Sivil katletmeye başladılar. Eğer ilaç almaya biz değil dedoktorlar gitseydi doktorları öldüreceklerdi. En kısa zamanda dur dememiz lazım. Nick, sen ikinci planı devaya sokmayı düşünüyor musun?" dedi. "Hayır, şimdilik erken, dediğim gibi o en son yapacağım şey. Anlatacağım planı uygularsak bizim için en iyisi olur." soğuk ve ciddi bir tondaydı Nick. Bizden onay bekler gibi baktı. Üçümüz de aynı anda kafamızı sallayarak onay verdik. "Öncelikle Hilda görev yerine gidecek ve bize gerekirse her gün kuş uçurarak rapor verecek. Biz o sırada Rüya'yı hızlı ve zorlu bir eğitimin içine alıp en kısa sürede saldır ve savunmada ne kadar iyi yapabilirsek o kadar iyi yapacağız. Aynı zamanda da ben ve Vector topraklarımızın biraz dışarılarında keşifler yapıp haritalar çıkaracağız. Bir ay içerisinde ise dördümüz onların da yaptığı gibi saldırılara bulunacağız ama onlar gibi açıkta değil gizli ve sessizce işlerimizi halledeceğiz." dedi. "Bir ayda mı?" dedi Hilda şaşkınca. "Peki ya Teon? O ne yapacak?" dedi Vector. Ben ise sessizdim. Nick önce Hilda'ya cevap verdi. "Evet, bir ayda yapabileceğimizi düşünüyorum. Bütün sorumluluk bende Hilda, merak etme." dedi. Sonra ise Vector'un sorusunu cevapladı. "Teon zaten eğitim sırasında bizim yanımızda olacak. Keşif sırasında ise Rüya ve Teon burada kalacak eğer ki gece çıkacağımız keşiflerde gün doğumunda geri dönmezsek Rüya Teon'a haber verecek ve birkaç askerle birlikte bizi aramaya çıkacaklar. Esir düşmek kimse istemez Vector." dedi Nick. "Peki bir ay sonunda Teon gelecek mi?" diye sordu Vector. "O burada kalacak ve kasabanın asayişinden sorumlu olacak. Biz ona düzenli olarak rapor vereceğiz. Dediğim gibi eğer rapor vermezsek Teon askerleriyle birlikte bizi arayacak." dedi Nick. Ben ve Hilda bu planı başımızla onayladık. Onayladığımızı gören Nick ayağa kalktı. "Söylediğim bir aylık süreç yarın başlıyor. Hepiniz iyice dinlenin. Hilda, sen de toparlan ve yola çık. Ne yapacağını çok iyi biliyorsun." dedi. Hilda, bana güven, der gibi gözlerini açıp kapattı ve odadan çıkanda ilk o oldu. Ardından da biz birer birer çıktık.
|
0% |