Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2.Bölüm: Karanlık Kasaba

@zeynepzorkirisci

 

 

 

Karanlık bir ormanda küçük adımlarla yürüyordum. Bir anda önümde büyük bir mantar belirdi ve yavaşça fısıldadı

 

 

 

"Karanlık Kasaba'ya hoş geldin Rüya hanım..."

 

 

 

Konuştuktan sonra çığlığı bastım ve hızlı adımlarla koşmaya başladım.

 

 

 

Bir anda karşımda duvar gibi kalın ve büyük bir ağaç çıktı. Ağaca çarpıp yere düştüm. Kafamdan sanki bir sıcak bir his boynuma doğru gitti, elimi sıcaklığa hattımda bunun kan olduğunu anlamıştım. Ama canım hiç acımamıştı.

 

 

 

O an bir rüyanın içinde olduğumu anladım. Ben rüyada olduğumu anlayınca etrafım hayvan ile doldu.

 

 

 

Etrafımda sırtlan, ceylan, tilki gibi hayvanlar belirmeye başladı. Hayvanları gözleri bir anda karardı ve gözlerinden sadece bir cümle geçti.

 

 

 

"Karanlık Kasaba'ya hoş geldin Rüya hanım"

 

 

 

Gözlerinden cümle geçtikten sonra çığlık atarak üstüme gelmeye başladılar. Ben geriye giderken onlar daha da üstüme geldiler. Koşar adımlarla uzaklaşmaya çalıştım ama arkamdan öyle bir kouyorlardı ki sanki onlara zarar vermişim gibilerdi.

 

 

 

Koşarken anlık olarak arkama baktım ve tekrar bir ağaca sertçe çarptım. Bu sefer canım çok acıdı ve o an gerçeklik algımı tamamen kaybettim.

 

 

 

Olanları anlamak için gözlerimi kapatıp kendine birkaç saniye verecekken hayvanlar tekrardan etrafımı sardılar ve beni izlemeye başladılar.

 

 

 

Ceylanlardan en uysalı gelip beni koklamaya başladı ve etrafındaki hayvanlara bir göz attı. Bakışı, güvenilir, der gibiydi. Diğer hayvanlarda bana yaklaşıp daha dikkatli bakmaya başladılar.

 

 

 

Ben korkup çığlığı basınca hayvanlar korkup geri çekildiler. O sırada daha önce hiç görmediğim kuşlar siyah gövdeli ve siyah yapraklı ağaçlardan kaçar gibi hızlıca uçup gittiler.

 

 

 

Yanımdaki hayvanlarda kuşlara baktıktan sonra sakince çekilip uzaklaştılar...

 

 

 

Uykumdan nefes nefese uyandım. Etrafıma baktığımda kimse yoktu. Az önce gördüğüm hayvanlardan iz bile yoktu, en son hatırladığım yansımamın bana sinsice ve korkutucu şekilde gülümsemişti.

 

 

 

Ama ben onun uykusuzluktan sadece bir halüsinasyon olduğunu düşünüyorum, böyle bir şey olduğuna inanmıyorum.

 

 

 

Fakat beni korkutan başka bir detay vardı.

 

 

 

Rüyamda gördüğüm ormanın içindeydim.

 

 

 

Şaka gibi. Sinirden kocaman bir kahkaha attım. Gülmekten artık gözümdeki yaşlar durmuyordu.

 

 

 

Sonra bir anda hüngür hüngür ağlamaya başladım. Gözümde yaşlar durmuyordu. Yanağımdaki yaşları sildim.

 

 

 

Nemli gözlerle etrafıma bakındım.

 

 

 

​​​​​​Yavaş yavaş yürümeye başladım. İç çeke çeke adımlarımı atıyordum.

 

 

 

En son duyduğum cümle "Karanlık Kasaba'ya hoş geldin Rüya hanım" olmuştu.

 

 

 

Karanlık kasaba ne ya?! Saçmalık sanki başka isim bulamadılar.

 

 

 

Bunu düşününce kocaman bir kahkaha daha attım.

 

 

 

Ormanın sessizliğine zıt olarak bir gıcırtı geliyordu. Ninni gibi geliyordu ama korkutucuydu. Huzurlu bir ninni değildi yani.

 

 

 

Sesin geldiği yere gitmek ya da gitmemek arasında kaldı.

 

 

 

Ama ayaklarım gıcırtının olduğu yöne döndü, iç sesimi dinledim ve yanılmayacağımı düşünüp iç sesime karşı çıkmadım.

 

 

 

Gıcırtıya her bir adımda daha da yaklaşıyorum, kalbimin sesi sanki dışarıdan bile duyuluyordu çünkü kalbimin sesi kulaklarımı doldururken gıcırtının nereden geldiğini anladım.

 

 

 

Küçük bir kız salıncakta sallanıyordu. Kızın minik kırmızı bir burnu, bembeyaz teni, kısacık saçları önüne geliyordu.

 

 

 

Yeşil iri gözleri bana döndü bende ona yaklaşıp korkutmamak için sessizce fısıldadım.

 

 

 

"Hey güzel kız adın ne senin?"

 

 

 

Güzel, iri, yeşil gözleri bir anda yaşla doldu ne olduğunu anlamadım ama ağlarken bile sesi çıkmıyordu. Ağlaması biraz durunca nemli gözlerle,

 

 

 

"Burası kasabanın sonu girişten girmelisin" dedi.

 

 

 

Eğer bir soru sorarsam cevap vermeyeceğini anladım ve göz kırpıp yanından uzaklaştım salıncağın arkasında bir patika vardı oradan giremezdim, o yüzden durduğum yerin solundan ilerlemeye başladım ve gördüklerim beni şoka soktu.

 

 

 

Burada iki katlı müstakil evler vardı. Ama hepsi siyah ahşaptan yapılmıştı.

 

 

 

Bir kibrit atsan hepsi toz olur.

 

 

 

Bu kriz anlarında ya da gerildiğimde niye böyle şeyler aklıma geliyor anlamadım. Düşüncelerimi def etmek için kendimi hafifçe tokatladım.

 

 

 

Kasabanın sanki başına gelmiştim. Hiçte ihtişamlı olmaya bir girişi vardı. Çok büyük sayılamayacak bir tabelanın önüne gelmiştim.

 

 

 

Tabela siyahtı ve yazı yazılmamış sanki kazınmıştı.

 

 

 

"Karanlık Kasaba'ya hoş geldiniz"

 

 

 

Bir anda silik bir şekilde "Rüya hanım" yazdı. Ve anında üstü çizilip kayboldu. Yazıyı görünce biraz geriye gittim ve arkamda küçük taşlar olduğu için geriye sendeleyerek düştüm.

 

 

 

Sonra arkadan çığlık atan tiz bir kadın sesi duydum ve daha fazla irkildim...

Loading...
0%