Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5.Bölüm: Eğitim

@zeynepzorkirisci

 

 

 

 

Teon'un suratına boş boş baktım çünkü ben de niye buraya geldiğimiz hakkında en ufak bir bilgiye sahip değildim. Nick uzatmadan söze girdi,

 

 

 

 

"Az önce korkuttuğun kıza bir kılıç yapman için, ya da hangisi ona uygunsa sen bilirsin zaten neyin uygun olduğunu."

 

 

 

 

Teon bana kibirli bir şekilde baktı. Kibir bu kasabanın halkının özelliğiydi herhalde herkes kibirliydi. Sadece Vector'da çok bir kibir görememiştim. Sanki çok kişiyi tanıyormuş gibi bunu düşündüm, evet.

 

 

 

 

Düşündüklerim dudaklarımdan bir kıkırtı kaçmasına neden oldu ve üçü de anlamamış şekilde bana baktılar. Teon'un bile sanki yüzünden hiç silinemeyecek kibirli tavrı yerini şaşkınlığa bıraktı.

 

 

 

 

"Niye bana böyle bakıyorsun?"

 

 

 

 

"Nasıl bakıyormuşum?"

 

 

 

 

"Önce kibirli sonra şaşkın."

 

 

 

 

"Deli olduğunu düşünüyorum."

 

 

 

 

"Niye?"

 

 

 

 

"Çünkü-"

 

 

 

 

"Sizin atışmanızı dinlemeye gelmedik işimizi halledip gideceğiz boşa zaman kaybedemeyiz." diyerek konuşmamızı bir balta gibi keskince kesti Vector.

 

 

 

 

Oysaki Nick konuşmamızı gülerek izliyordu, elinde nereden bulduğu hakkında hiçbir fikrim olmayan bir saman çöpü tutuyor arada ağzına götürüyordu. Sormak için tam nefes aldım ama Vector'un dedikleri aklıma geldi ve aldığım nefesi hemen geri verdim.

 

 

 

 

Teon ellerini birbirine hızla çarptı ve ellerini birbirine sürterken konuştu,

 

 

 

 

"O zaman sizi çalışma alanına alalım."

 

 

 

 

Hızla kafamı salladım ve tekrar dışarıya yöneldik umarım sürekli yürümeyiz çünkü bu benim canımı sıkıyor bir de ben de neredeyse kendimden ağır bir zırh vardı ve yürümemi zorlaştırıyordu.

 

 

 

 

Nick ve Teon önden giderken Vector onlara göre daha yavaştı ben de Vector'a ayak uydurarak yanında. Yürümeye başladım.

 

 

 

 

"Senin canın mı sıkkın?"

 

 

 

 

"Hayır."

 

 

 

 

"Sert davranıyorsun."

 

 

 

 

"Kime?"

 

 

 

 

Kısa cevaplar vermesi gerçekten de sinirimi bozmuştu. Derin bir nefes alıp hızla geri verdim o da benim yaptığımı tekrarladı.

 

 

 

 

"Bana karşı ve Teon'a karşı sanki biraz sert davrandın."

 

 

 

 

"Sana bunu ne düşündürdü?"

 

 

 

 

"Ben Teon'la konuşurken adamı öldürecek gibi konuştun eğer adamı sevmiyorsan-"

 

 

 

 

Hızla cümlemi bölüp konuştu,

 

 

 

 

"Teon'a sert davranmamdan bahsetmediğimi biliyorsun, sana sert davrandığımı düşündüren ne oldu?"

 

 

 

 

Normalde yürüdüğünden biraz daha hızını arttırdı. Ona yetişmek için koşar adımlarla yürüdüm.

 

 

 

 

"Bana sert davrandığını düşünmüyorum."

 

 

 

 

Adımları hızla kesildi ve bana bakıp hızla ifadesini değiştirdi ve yüzüne sürekli gördüğüm gülümsemesini yerleştirdi.

 

 

 

 

"İyi o zaman."

 

 

 

 

Bu konuşmadan hiçbir şey anlamadım ama artık soramazdımda çünkü geleceğimiz yere çoktan gelmiştik. Kapının önündeyken kolundan tuttum ve kulağına yavaşça eğilerek, sanki bir sır veriyormuşcasına fısıldadım,

 

 

 

 

"Kılıç ya da her neyse işte, onun yapımı için niye çalışma alanına geldikki?"

 

 

 

 

"Hangi alanda iyisin bilmiyoruz o yüzden önce belirli eğitimlerden geçmek zorundasın. Onun sonrasında da zaten hangi alanda iyiysen ona yönelirsin."

 

 

 

 

Aslında bu kadar uzun bir açıklama istememiştim ama yine de benim aklımdaki soruları tek bir cevapla yanıtlaması hoşuma gitmişti.

 

 

 

 

"Teşekkür ederim açıkladığın için."

 

 

 

 

Rica ediyormuş gibi sağ gözünü kırptı. Tam tekrar gidiyordu ki ben kolunu tekrar tuttum, sert davranmasını bekledim ama tekrardan güldü. Utangaç bir tavırla konuştum,

 

 

 

"Son bir şey soracaktım."

 

 

 

"Sor, ne sorarsan cevaplamaya hazırım her zaman." cümlesi bittikten sonra hafifçe öksürdü.

 

 

 

"Yani yenisin ya kasaba da o yüzden." diyerek açıklamada bulundu.

 

 

 

"Niye sadece benim üstümde kendi ağırlığım kadar olan zırh var onu anlamadım eğer biraz daha üstümde durursa yorgunluktan hiçbir şey yapamayacağım."

 

 

 

Yüzünde sürekli olan gülümsemesi biraz daha genişledi ve hemen elini belime atıp zırhın ip olan kısmına attı ve yavaşça çözdü, sonra çıkarmak için müsaade istermişcesine gözlerimin içine baktı, ben de başımı aşağı yukarı hafifçe salladım. Nazikçe zırhı çıkardı ve üstümden büyük bir yük kalktığını hissedip ama yine de dengemi kaybettim ve yere düştüm.

 

 

 

Vector kahverengi gözlerini irice açarak bana baktı, şok olan yüz ifadesi çok komiğime gitti ve bir anda dudaklarımdan bir kahkaha koptu. O da kahkaha atarak yanıma çöktü. Ama üzerimde sinirli bakışlar hissettim. Bu bakışlar Nick'e aitti. Teon ise anlamamış şekilde bakıyordu. İkisinin bakışlarını görünce Vector ile bakıştık, ikimizde kahkaha atmamak için zor duruyorduk ama sadece sırıtmakla yetindi. Her ne kadar gülsem de stres kanıma işledi çünkü gerçekten Nick'ten çok korkuyordum. Mizacı sertti. Vector ise sanki stres olduğumu anladı ve ayağa kalktı, beni de kaldırdı. Teşekkür eder gibi bir bakış attım o da karşılık olarak başını hafifçe sallamakla yetindi.

 

"Vector az önce sinirden köpürüyor gibiydin, şimdi ne oldu kahkahalara boğuldun?" diyerek Vector'a laf sokmuş gibi bir bakış attı Nick.

 

"Katılıyorum." dedi Teon. Sanki ikiside Vector'u sinirlendirmeye çalışıyordu.

 

Ve istediklerini elde ettiler, Vector'un yüzüne kan oturmuş gibi kıpkırmızı oldu. Ama bir şey demedi.

 

"Neyse, artık bence ne yapacaksak yapalım. Ama yinede siz bilirsiniz." sesim korkmuş gibiydi çünkü korkmuştum.

 

Hepsi başıyla onaylayarak alana girdiler. Girdiğimiz yer bir bahçe gibiydi ama üstü güneşlik gibi bir şeyle kapalıydı.

 

"Bakalım hangi alanda yeteneklisin, ya da yetenekli misin?" dedi Teon. Sanırım onunda alaylı bir tavrı vardı. Ya da benimle dalga geçiyordu. Herhangi bir tepki vermeden öylece durdum.

 

Sonra bir anda burnumun çok yakınından bir ok geçti. Çığlık atarak eğildim.

 

"Saldırı oluyor sanırım." endişeli sesim onları güldürdü.

 

"Ne gülüyorsunuz saldırı var diyorum."

 

Vector kendini daha fazla tutamadı ve gülme krizine girdi. Bu adam sadece gülüyordu sanırım. Gücenmiş bir bakış attım, o da özür diliyormuş gibi baktı.

 

"Sence saldırı olsa kasabanın merkezine gelip sadece bir ok atacaklarını mı zannediyorsun?"

 

"Ne bileyim canım, belki adamlar hedef şaşırtıyorlar nereden biliyorsun?"

 

Yine Teon ile didişmeye başlamıştık.

 

"Sen gerçekten çok zeki bir kızsın."

 

"Dalga geçme benimle."

 

"Yerden kalksan mı acaba, merak etme sadece eğitimde şaka yapmak istemiştik."

 

Yerde olduğumu yeni fark ediyordum. Hızla kalktım ve üstümde olmayan tozları silkeledim.

"Evet ne yapıyoruz? Okla mı başlayacağız?"

"Çok fazla soru soruyorsun." diyerek cevap verdi Teon.

"Çok özür dilerim, bilmediğim bir kasabanın ortasında bir eğitimdeyim ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Ve ben soru sorduğum için çok özür dilerim ya!"

"Anlamak için hiçbir çaba sarf etmediğini farkındasındır umarım."

"Çok çabuk sinirleniyorsun, sakin ol."

"Başladınız yine!" Vector araya girip ikimizide susturdu.

"Madem bu kadar istiyorsun o zaman kılıçtan başlayalım." dedi Nick.

Ben öyle bir şey dememiştim ama herhangi bir şey de demedim.

Loading...
0%