12. Bölüm

12. Bölüm

zeyno devit
zeyno_devit_

Dövüş tâlimi

 

Bu sabah kuşlar daha bir güzel ötüyor, rüzgar daha farklı esiyordu. Şu Mahir ile Asaf bozuntusu bile gözüme daha masum görünüyordu. Bugün onlara bile tahammül edebilirim. (Şüpheli)

Kısacası bugün farklı bir enerjiyle uyanmıştım. Sofraya doğru ilerlerken babamlar geldi.

- Sabah-ı şerifleriniz hayrolsun. diyerek içeri girdi Mahir.

- Hayırlı sabahlar, buyurun sofra hazır. dedi Hatice .

Kızlar kahvaltı sofrasının eksiklerini tamamlarken bende ekmekleri kesip sepete koymuştum. Uslu uslu sofraya doğru giderken Mahir kalası önümde durdu. Sağa çekiliyorum geçemiyorum sola çekiliyorum geçemiyorum. Hızlı bir nefes vererek sakin bir şekilde konuşmaya başladım.

- İzin verirsen sofraya ekmekleri götüreceğim.

- İzin verirsen ellerimi yıkacağım dedi o da.

Derin bir nefes alarak kenara çekildim. O da sadece güldü.

- Dua et bugün güzel bir hâlet-i ruh ile uyandım. Sana uyup bu muhteşem enerjimi harcamayacağım. dedim aynı sakinlikle.

 

- İyi edersin.

- Anlamadım?

- Enerjini diyorum, bana harcamasan iyi edersin. Dövüş tâlimi yapılacak.Bugün yeterince yorulacaksın zaten. dedi gülümseyerek.

- Ben idmanlıyım sen kendine kayır.

....

 

Yarım ay şeklinde oturup babamı dinliyorduk. Dövüş tekniklerini anlatırken üzerinde göstereceği iki kişi istedi. Mahir ile Asaf gönüllü oldular.

 

- Dövüşmek sadece güç gösterisi ile olacak şey değildir. Akıl ve güç birleşirse karşındaki düşmanı yenebilirsin.

Asaf, Mahir'e ilk hamlesini yumruk atmaya çalışarak yaptı. Aslında yapamadı. Mahir bu hamlesini yapmasına izin vermedi. Kolunu alıp sırtına çevirdi.

 

- 1. kural; Asla fevrî olma. Karşındaki rakibin hamle yapmadan hareket etme. Dikkatli ve sabırlı ol.

 

- Her vakit düşmanın bize hamle yapmasını mı bekleyeceğiz yani?

- Her vakit değil ama böyle karşı karşıya geldiysen ilk onun hamle yapmasına izin verirsen kendini savunman daha kolay olur.

 

Bu sırada Asaf kafasıyla Mahir'e vurup kendini kurtardı. Mahir'in burnu kanıyordu. Hatice'ye göz ucuyla baktığımda ise elbisesini sıkı sıkıya tutuyordu. Abisinin canının yanmasına dayanamadı sanırım. Mahir kanını elinin tersiyle silerek yeniden dövüşe odaklandı.

 

 

- 2. kural; düşmanını ters kelepçe halinde esir aldıysan baş darbesine karşı tetikte olmalısın. Her hareketini önceden sezip tedbir alman şart.

 

 

Asaf bir hamle yapıp Mahir'i yere düşürdü. Galip gelme sevinciyle gülerek bize doğru döndü. Mahir arkasını dönmesini fırsat bilerek diz arkasına tekmeyi geçirince Asaf' ta yerle buluştu.

 

- 3. kural; Düşmanına asla arkanı dönme. Düşman sinsi ve acımasızdır.

 

Mahir yerden kalktıktan sonra Asaf'a elini uzattı. Asaf ise bir elini uzatıp diğer eliyle yerdeki toprağı Mahir'in yüzüne attı. Sonra bir hamleyle yere düşürdü.

 

- 4. kural; Düşmanın yaralı ve silahsız olmadığı müddetçe ona güvenme. Ayrıca yersiz merhamet, canından olmaya sebeptir. Evet kuralları öğrendiğinize göre bugünden itibaren çalışabilirsiniz. Haydi bakalım.

 

 

- Asaf'ın da hiç eyvallahı yok. Abime hiç acımadı resmen.

 

- Kendini savunmak kadar doğal bir şey yok bence.

 

- Öyle de bu sadece bir talim. Ölesiye savaşıyordu sanki karşısındaki gerçekten bir düşman. dedi Hatice.

 

- Asaf savaş ruhlu biri. Sadece mücadele gücü çok yüksek o kadar. Çok fazla tepki vermiyor musun? Ayrıca karşına bir düşman çıkacak olsa ne yapacaksın?Ona gül vermeyi mi düşünüyorsun?

 

-Bende dövüş tâlimi yaptım ama böyle hırslısını görmemiştim, belki o yüzden tuhaf geldi. Neyse konuyu kapatalım bence.

 

- Ben abime bakmaya gidiyorum. dedi Hatice bakışları Vera'dayken.

 

- Hatice duygusal biri. Ve tek akrabası abisi. Ona karşı biraz daha anlayışlı ol lütfen.

 

- Biz burda canımızı hiçe sayıyoruz siz sevdiği, yakını muhabbeti yapıyorsunuz! Ben bu dava için her şeyimi feda ettim, sevdiklerimi de. Peki siz? Siz bu dava için neleri kaybetmeye hazırsınız? Ya da daha doğrusu hazır mısınız? Bir düşünün bakalım. deyip gitti Vera.

 

Haklıydı hem de çok haklıydı. İnsan sevdiklerini kaybettikçe hayatın gerçeklerini idrak edebiliyordu. Belki Vera'nın da birçok yarası vardı. Ama o soğukkanlı olarak saklamaya çalışıyordu yaralarını. Belki Hatice de çevresindeki sevdiklerini kaybettiği için abisini, son sevdiği kişiyi kaybetmekten korkuyordu, o da haklıydı. İkisine de bir şey diyemiyorum. Çünkü ben onlar gibi değildim. Onlar gibi sevdiklerimi kaybetmemiştim. Sevdiklerim yanımda ölmemişti hiç. O duyguyu yaşasam dayanabilir miydim, bilmiyorum.

 

....

 

- Abi, iyi misin?

 

- İyiyim çiçeğim merak etme.

 

Hatice abisinin elindeki tamponu alıp çöpe attı. Yeni bir pamuk alıp abisinin burnuna tampon yaptı. Eline bir bez parçası alıp ıslattı.Yüzündeki toprakları temizlemeye başladı.

 

- Bu Asaf denen herifi hiç sevmedim. Merhametin kırıntısı yok kalbinde.

- Kalbini yarıp baktın mı?

- Kalbini yarıp baktın mı?

 

- Ne? 

- Öyle buyuruyor ya Peygamber Efendimiz (ص).

 

- Öyle de. Bazen bir insanı davranışlarından ya da bakışlarından anlayabilirsin.

 

- Bu dava için canımızı ortaya koyduk. Tüm olacakları göze alarak hem de. O yüzden endişelenmene lüzum yok. Yersiz endişeler seni hedefinden saptırmasın güzel kardeşim. Biz Allah rızası için, kutsallarımızı korumak için bu yola hâdim olduk. Ve ömrümüz yettiğince olmaya devam edeceğiz.

 

.....

 

Yatmaya hazırlanırken içeri Hatice girdi. Düşünceli görünüyordu. Kendi yatağına geçmek yerine Vera'nın yanına gitti.

 

- Vera..ben özür dilerim.

 

Vera ile aynı şaşkınlıkla bakıyordum Hatice'ye. Vera yatağından kalkıp Hatice'nin hizasına geçti. Hatice konuşmaya devam etti.

 

- Olaya duygusal yönden baktım. Söylediklerinde çok haklıydın.

 

- Ben sadece bu hayatın gerçeklerini görün istedim. Çünkü hiçbir düşman bizi elinde çiçekle beklemeyecek. Sert çıkıştıysam özür dilerim, senden de Asya.

- Özür dilemene gerek yok, haklıydın.

- O halde aramızda dargınlık yok değil mi?

- Yok canım ne dargınlığı. deyip sarıldı Vera.

******

 

Bölüm : 11.02.2025 23:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...