3. Bölüm

3. Bölüm

zeyno devit
zeyno_devit_

Casus olma ihtimali

Uzun bir bekleyişten sonra hâlâ bir darp almadığımı farkedince gözlerimi açtım. Ellerimi yüzümden çektim.

Odamdayım!

Etrafa tekrar tekrar bakınıyordum gerçek mi diye. Evet gerçekten eve dönmüştüm!

Hava hâlâ karanlıktı. Telefonumun ekranını açtım. Saat 22:05'ti. Bu.. nasıl olur? Ben orada en az bir saatlik olay yaşamıştım. Sadece beş dakika mı geçmişti?!

- Nasıl yani?!

Kâbus görme ihtimali? Yaşadığım şeyin gerçekliğini ölçmek için defteri elime aldım. Kapağındaki yeşil taş, siyah olmuş. Yok canım! Belki de ben yanlış görmüşümdür. Defterin içini açtığımda sayfaların boş olduğunu gördüm. Hatta az önce okuduğum sayfa bile yoktu.

Bugün fazlasıyla yorulduğumu hissediyorum. Hem bedensel hem de zihinsel.Defterleri toplayıp yatağımın yanındaki mini kütüphaneme kaldırdım. Cilbabımı üzerimde değil de duvardaki askılıkta görünce kabus olduğuna bir kez daha kanaat ettim.

- Allah'ım aklıma mukayyet ol Rabbim!

Felak-Nas surelerini üçer kez okuyup üzerime üfledim ve yatağıma yattım. Uyumalıydım. Ve bunun sadece bir kâbus olduğunu kabul etmeliydim. Zamanda yolculuk falan etmedim ya da başka bir âleme gitmedim. Bunlar sadece aklımın bana hain bir oyunu. Şimdi uyuyacağım ve sabah kalktığımda yaşadıklarım sadece rüya olarak kalacak. Evet.

Sağa dönüyorum, sola dönüyorum. Bir kez daha sağa dönüyorum.

-Aaf! af! aff!! diye tepindim yatağın içinde. Uyuyamıyordum.

....

- Tortor, hadi kalk sabah namazı.

-Hmm

- Sana diyorum hadi! Vaktin çıkmasına az kaldı. Hadi fırla çabuk!

Vaktin çıkmasına az kaldı deyince hemen doğruldum yerimde, saate bakındım. Gözlerimi zar-zor açabildim. Güneşin doğmasına son 15 dakika kaldığını görünce hemen fırladım yataktan. Lavaboya giderken kapının kenarındaki sehpaya dizimi çarptım.

- Ahğ

Dizimi ovalayıp abdestimi aldım. Koşarak odama geri döndüm. Seccademi serdim, başörtümü düzelttim, çorabımı giydim -çorap önemli- ve durdum Hakk'ın dîvanına.

Elhamdülillah. Mevlâm huzuruna çağırdı yine. Ya çağırmasaydı? Ya mahrum etseydi bu huzurdan?! Düşünmesi bile tüyler ürpertici.

Gün doğarken nenemin bahçeye çıktığını gördüm. Yine kendine iş arıyordu.

-Mübarek kadın, ben senin yerinde olsam yumuşacık yatağıma kıvrılıp yatardım. diye mırıldandım pencereden. Başını kaldırıp bana doğru baktı.

- Ne bakıyorsun öyle in aşağı yardım et bana. diye söylendi.

Makbule sultan her zamanki gibi formunda.

-Tamam geliyorum. diye seslendim.

Evin halılarını toparlayıp bahçeye çıkardık, bir güzel dövdük halıları, odaları süpürüp sildik, yemek yaptık, yedik, bulaşıkları topladık.

Kısacası bugün de anamız ağlamıştı.

Anam demişken annem ile babam nasıldı acaba? Telefonum yurtdışı aramalarına henüz açık değildi. Geçen hafta aradığında bir sonraki ay açtıracağını söylemişti. Özledim onları. Neyseki yaz tatilinde burada olacaklardı. Ama daha döneme yeni başlamıştık. Çabuk geçse bari bu 7 ay.

İşleri bitirdikten sonra namaz kılmak için odama çekildim. Namazımı kıldıktan sonra aklım yine o deftere kaydı. Baksam mı acaba diye düşündüm. Son kararımı verip yerimden doğruldum, kütüphanemden defteri aldım, yatağımın üzerine oturdum. Defterin kapağındaki taş yeşile dönmüştü yine. Daha önce doğru görmüşüm demek ki.

Bir cesaretle defterin kapağını açtım. Sayfalarını çevirmeye başladım. Yine bir şeyler yazılıydı. Okumaya çalıştım.

"Kardeşini nereden tanıdığını soracakken üzerine doğru sürülen at arabası tüm dikkatini dağıtmıştı. Kız, onu yolun kenarına iteledikten sonra ortalıktan kayboldu.

Genç adam gördüğü kızı unutmamış hatta araştırmaya başlamıştı. Kimdi o kız? Nereden gelmişti? Niçin onu kurtarmıştı? Nereye kaybolmuştu? Daha da mühimi kız kardeşini nereden biliyordu? Halbuki kız kardeşinin yanında olduğunu hizmetkârları bile bilmiyordu.Casus olma ihtimali daha ağır basıyordu. Ancak evine kadar giren bir insan, fırsatı varken niye oracıkta öldürmemişti ki? Aklı hallac pamuğuna dönmüştü.

Mahir Bey'in işi çetrefilli olması onun için her ne kadar güç olsa da halinden memnundu. Masa başı işinden pek hazzetmezdi.

Yine bir gün işindeyken..."

- Yine yarım yamalak yazı.. Ne bu şimdi? Hikayeyi okuyunca gerisini ben mi tamamlıyorum dedim şakayla karışık.

- Hıh şimdi gözlerimi de kapatınca orda olurum falan. diye devam ettim. Hâlâ içinde bulunduğum olayın geyiğini yapıyordum. Gözlerimi kapattım. Gülerek geri açtım.

Açtım açmasına da ben yine nasıl geldim buraya ya?!

- Hayır ya!

*****

 

Bölüm : 21.01.2025 22:26 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...