
Ne tesadüf (!)
Yatsı namazını cemaat yapıp beraber kıldıktan sonra tatlı sohbetlerine devam ettiler.
- İşte böyle Mehmet Amca.
- Sen şimdi bizim derneğe geliyorsun öyle mi?
-Evet. Dinimle ilgili her şeyi bilmek istiyorum. Şuan çok eksiğim var ama inşaallah hepsini öğreneceğim.
- İnşaallah..Babanla konuşmuyor musun artık?
- Babamla küs değilim,şuan gelse yine her şeyi unutup konuşurum. Ama yine karşı karşıya gelsek bana demediğini bırakmaz. Zaten sevdiğim bir meslekten vazgeçmem çok zor oldu. Onun üzerine babamın sözleri de tuzu biberi olur. Bir süre konuşmasak daha iyi olur diye düşünüyorum.
- İnşaallah onun kalbi de islama ısınır.. Çok büyük bir cihada girmişsin evlâdım, Allah mübarek eylesin.
-Amin..
- İyi birine benziyorsun sen. Kanım kaynadı sana.Ara sıra şu ihtiyara vakit ayır da hasbihal edelim.
-Seve seve Mehmet Amcacığım. diyerek tebessüm etti. Saate bakınca vaktin epey geçtiğini görünce ayaklandı.
- Oo sohbete daldık, saat kaç olmuş. Bana müsaade Mehmet amca. Her şey için çok teşekkür ederim.
- Yine bekleriz Yiğit. Dernekte de görüşürüz inşaallah. Allah'a emanet ol evlâdım.
-Sizde Allah'a emanet olun.
Yiğit çok sevmişti Mehmet Beyi. Kendi evine girip kapısını kapattığında boğazı düğümlendi bir an.Belki de yıllardır baba sevgisini hiç bu kadar yakından hissetmediği içindi.
.....
Hafızlık dersini vermek için sabah erkenden uyanmış, dersini tekrarlamış, kahvaltısını bile yapmıştı. Yeni medrese arkadaşlarına da alışmıştı. İnsan nelere alışmıyordu ki.Grubundan birinin Deva'nın mahallesinde oturduğunu öğrenince daha da sevinmişti. Babası hergün götürüp getirmek zorunda kalmayacaktı artık. Arkadaşıyla birlikte gidip gelecekti.
Peçesini takarken arkadaşı aradı.
• Selamun aleyküm Deva ben çıktım evden.
• Ve aleyküm selam Sare bende şimdi çıkıyorum. Birazdan orada olurum.
• Tamam canım bekliyorum.
Telefonu kapatıp çantasını omzuna taktı. Ayakkabılarını eline alıp kapıyı açtı. Ayakkabılarını giyerken annesine seslendi.
- Anne ben çıkıyorum. Allah'a emanet ol.
-Allah zihin açıklığı versin yavrum. Sende Allah'a emanet ol. Dikkat et kendine.
Merdivenleri inerken Yiğit Efe'nin kapısının açılmasını beklemiyordu. Görünüşe göre Yiğit de böyle bir karşılaşmayı beklemiyordu. Ona sorması gereken sorular vardı. Ama şuan pek sırası değil gibiydi.
- Bir şey mi söyleyeceksin? diye bir soru yöneltince içinden kendine burda durduğu için kızdı.
-Yok. Hayırlı günler sana.
-Hayırlı günler.
Beyninin içinde sorgu masası hazırlanmıştı bile Deva'nın.İçini kemiren bir sürü soru vardı. Mesela neden alt katına taşındı? Babasıyla ne ara bu kadar samimi oldu? Aklındaki soru yumağıyla yürümeye devam ederken ufukta arkadaşı Sare'yi görünce dersine odaklanması gerektiğini telkin etti kendine.
.....
Dersini verdikten sonra arkadaşıyla ikindi namazını kılıp evin yolunu tutmuştu yine. Eve giderken yolları Sare ile ayrılmıştı. Yoluna devam ederken arkasından tanıdık bir ses geldi. Boğazını temizler gibi ses çıkarmış dikkatini ona vermesini sağlamıştı.
- Ne zaman konuşmayı düşünüyorsun?
Deva böyle bir soru beklemiyordu.
- Ne?
Yiğit Efe hızlıca yürüyerek Deva'nın yanına kendini hizaladı. Arkalarında Mert onları takip ediyordu.
- Ben yokmuşum gibi davranın.
Deva göz devirerek içinden söylendi kendi kendine. Ne saçmalıyor sanki sevgiliyiz de görüşüyormuşuz. Düşüncesi bile çirkin.
- Bana söylemek istediğin bir şeyler var gibi hissediyorum.
Biraz durup söyleyip söylememekte kararsız kaldı. Belki yanlış anlayabilirdi. Ama yine de söyleyecekti.
- Tamam söylediğim yere gelmişsin, ilmini alıyorsun ne güzel. Ama ne diye bizim alt katımıza taşınıyorsun ki? Hem babamla ne ara bu kadar samimi oldunuz? Siz daha yeni tanışmadınız mı? Oh be söyledim gitti.
Yiğit Efe şaşkınca Deva'yı dinledikten sonra gülmeye başladı.
-Komik bir şey söylediğimi hatırlamıyorum. dedi ciddi ciddi. Bir yandan da yürüyüşünü hızlandırdı. Yiğit de ona yetişmek için hızlandı.
-Affedersin tutamadım kendimi.
Ciddileşmeye çalışıp Deva'nın sorusunu cevapladı.
-Baban gerçekten cana yakın biri. Tam bi babacan. E ben de sevilmeyecek insan değilim, yani bence.Ev meselesine gelirsek. Derneğe yakın bi yer arıyordum. Bi abi bana yardımcı oldu sağolsun. Burayı gösterdi. Başta bende şaşırdım. Dedim ne tesadüf..
-Yiğit..Ne anlatıyorsun?
- Bir eve ihtiyacım vardı ve buldum diyorum.
Aslında sakin kafayla düşündüğünde büyütülecek bir şey olmadığını farketti Deva. Ev arıyormuş ve bulmuş.
- Ailen ne diyor?
-Evi terk ettim. Yani o ortamdan tamamen soyutlanmam için gerekliydi bence.
Konuşmayı Deva'nın telefonu bölmüştü.
• Efendim anneciğim
• Kızım gelirken ekmek alır mısın?
• Alırım, kaç tane?
• 5 tane al.
• Anne çok değil mi?
• Baban alt katımızda oturan çocuğu çağırmış arkadaşı da gelecekmiş ancak yeter kızım.
Şaşkınlıktan gözleri olabildiğince açılmıştı.
• Tamam anne.
Bakışlarını Yiğit'in omuzlarına dikerek konuştu.
-Siz..bu akşam bize yemeğe mi geliyorsunuz? dedi şaşkınca.
-Evet. Mehmet Amcacığımın beni çok sevdiğini söylemiştim.
Konuşmaya Mert dahil oldu.
-Yemekleriniz çok lezzetliymiş, Mehmet Amca da çok iyi biriymiş Yiğit öve öve bitiremedi yeng..öhm yani abla,Deva Abla dedi sesi gitgide tizleşerek.
- B.ben markete gidiyorum. Ekmek alacağım.
Arkasını dönüp giderken iki arkadaşın didişmeleri kolaylıkla duyuluyordu.
- Ne saçmalıyorsun oğlum!
- Ne vuruyorsun be!
- Sen bugün ayarını daha fazla kaçırmadan düş önüme.
*****
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 698 Okunma |
213 Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |