Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm, Part 1

@zeynppyy

Arkadaşlar merhaba!!

Aslında planlanım daha uzun bir bölümü size bütün vermekti. Ama uygulama bir yerden sonra sıkıntı çıkartıyor...

Güzel bir başlangıç olsun isterdim bölum bütün olsa içime çok sinecek fakat 2370 küsür kelime sonrasını kaydetmiyor...

Çok denedim ama her denediğimde en az 100 en fazla 400 kelime boşa gitmiş oldu. 6 7 defa bu şekil denedikten sonma malesef bölümü bölmeye kadar verdim 🥲🥲 Olsun siz hiç bir sey yokmuş gibi 2. parta geçin lütfenn. Bölüm sonu 2. Part olacağı için 2. Partta açıkma yapayacağım lütfen orayi okuyuunn!

-Bölüm regl sancısı çekerken yazılmıştır o yüzden bazı şeyleri sorgulamayın bence ve hissettiğim kramplara çözüm bulmaya çalışacak bir abimde yok!-

...................

"Kızım!" Ne ne! Ne oldu yine!? Neden ben? Allah'ım neden? "Berfin ne olur bir şeyler ye artık." Annem yine son iki haftadır olduğu gibi bana yemek yedirmeye çalışıyordu.

Ama bilmediği bir şey vardı oda benim bok gibi hissettiğimdi. Neden mi? Çünkü aldatıldım. Evet. Aşık olduğum adam tarafından aldatıldım. Çok fazla maldım. Neden aldatılmıştım? Bunu hak ediyor mudum? Kafam çok karışıktı. Yapmak istediğim tek bir şey vardı oda sadece ve sadece uyumaktı. Ama sürekli beni toparlamaya çalışan annem ve bok gibi ağrıyan karnım buna pek müsade etmiyordu.

Ofladım. Annem alt kattaydı ve oradan bana sesleniyordu. Galiba artık yanima gelmeye bile bıkmıştı. Bıkardı tabii, kim benden bıkmazdı ki? Beni seven kim vardı ki?Dur bir dakida, dur.

~Ailem~

Abim, ablam, annem babam ve badi.

Benim her zaman, ne olursa olsun yanımda olan ailem vardı. Tamam sorun yok.

 

Anneme birazdan yemek yiyeceğimi söyledim. Yiyecek miydim? Pek sanmıyordum. Ayrıca diğer konuda karnımın ağrımasıydı ve galiba regl olmuştum. Berk abim olsaydı benim için ped alabilirdi ama o galiba bu akşam bardaydı. Onunla tanıştığım barda... Komik. Onunla barda tanışıp ona gerçekten aşık olmam çok komikti. Sürekli sinirleniyordum. Resmen kişiliğim ve psikolojim bozulmuştu. Daha fazla dayanamadım ve yataktan kalktım.

Acaba markete gitme kombini falan mı yapsaydım? Ne var en azından toparlanmaya ufak bir adım atardım.

Tamam markete gitme kombini falan yapmıyorum. Aynaya baktığımda göğsüme kadar düşmüş olan kumral, düz saçlarımı dağınıklıktan kurtararak taradım. Normalde kolayca taranan ipek saçlarım gerçekten yıpranmış olmalı ki tararken beni zorlamıştı. Yüzüme baktım. Ağlamaktan biraz kızaran gözler ve biraz şişmiş göz altı. Burnumda azıcık kızarmıştı... Ah ne yapıyorum ben ya ağlayıp zırladıktan sonra 'acaba güzel miyim yoksa çirkin mi?' Diye aynaya bakan küçük Berfin'e dönüşmüştüm. Bakışlarım dudaklarıma kaydı. Vücudumdaki her noktaya kusur bulurken dudaklarıma ve gözlerime bayılıyordum. Halsiz düşmeme rağmen rengi yine o bayıldığım renkti ve bu rengi tarif edemiyordum.

Bu kadar boş boş bakınıp hayatı sorgulamak yeterdi odamdaki lavaboya gidip yüzümü yıkadım. Evimiz ortalama bir ev olmasına rağmen odamda banyo olması bir nimetti. 4+1 dubleks olan bir evde yaşıyorduk. Abim, ablam ve benim odam üst katta, annemlerin odası ve diğer mutfak salon gibi odalar alt katyaydı. Abimin ve ablamın odası yukarı çıkınca merdivenin karşında yan yanaydı ve ortak bir balkona çıkıyordu. Sağa dönüp kısa koridorun sonunda ise benim odam vardı. Banada banyolu oda düşmüştü.

 

Üstümdeki pijamamı değiştirek durumda değildim. Ne kadar dudaklarıma bayılsamda dudaklarım beni bir nemlendir diye bağırıyordu. Lip balm sürdükten sonra anahtarımı ve cüzdanımı alıp alt kata indim. Annem mutfaktaydı galiba annem ve benden başka evde kimse yoktu.

Asansöre bindim. Evet ev dubleksti ama biz dubleks apartmanında oturuyorduk ki bence bu daha güzeldi. Apartmandan çıktığım gibi titreme geldi. Havalar azcık soğumuştu. Keşke fermuarlı hırkamı alsaydım demedim değil. Ayaklarımda air force üstümde pijama ve elimde tuttuğum anahtar, cüzdan, telefon üçlüsü ile yeni bir akım başlatabilirdim bence. Evimize yakin olan markete baktığımda kapalı olduğunu gördüm. Saat daha kaçtı ki? Alışkanlıktan sol koluma baktım ama saat takmamıştım ki. Dışardan bana bakan insanlar kesin deli olduğumu düşünüyorlardı ki akım çıkaracak kombinim ve saat takmadığım kolumdan saate bakmaya çalışmam onları umarım doğrulamıyordur.

Telefonumdan sonunda saate baktığımda 20.30 olduğunu gördüm. Diğer marketler biraz uzaktaydı. Yokuş aşşağı yürümeye başladım gerçekten bu yokuştan nefret ediyordum giderken kolaydı ama dönerken çok zorlanıyordu insan. Eczaneye uğradım ama eczanede kapalıydı şimdi bu halime ağlamayımda ne yapayım.

Sonunda bir markete girdim. Kapanmasına 27 dk vardı en azından yetişebilmem benim için bir şanstı. El sepetlerinden aldıktan sonra ilk işim çikolata reyonuna gitmek oldu. Hevesli hevesli ilerkerken favori çikolatamın boş kutusunu gördüm. Gerçekten gözümden bir damla yaş aktı şimdi. Acımadan şu zincir marketlere ara ara gelen milkanın çikolata tabletlerinden 3 çeşit aldım. Pahaliydı ama şuan umrumda mı? Hayır. Zaten çok güzel oluyordu kesinlikle şuanki krizime değerdi. İlerlemeye devam ederken en sevdiğim jelibonu gördüm hiç düşünmeden onuda sepete attım. Noodleda aldıktan sonra kişisel bakım reonuna gittim.

Ben pedlere bakarken arkamdan tanıdık bir sesin "Berfin" demesi ile yerimden sıçradım.

Bu piçin burada ne işi vardı. Yine ne diyecekti ki? Sarhoştum mu? Hatırlamıyorum mu? Gerçekten delirmek üzereydim. Yavaşça yaklaştı ve elimdeki alışveriş sepetini yere koydu. Şuan aşırı sinirliydim ve suratına tokat yapıştırmak, tekme atmak istiyordum.

Ciddi miydi? Kolumu kurtarmak için çektim ama bırakmadı. "Bırak Boran." Zaten ağrı kasıklarma kadar inmişti birde onun yüzünden rezalet haldeydim ve artık ona tiksintiden, başka duygu beslemezken birde beni zorla yanında tutamazdı.

"Beni dinlemelisin," hah. Buyrun beyfendi bahanenizi söyleyin! "Hem bu halde neden dışardasın sen?" İnsanların nu tarz yanlışlarını asla affetmezdim ve bu onu biliyordu.

Artık sabrım kalmadı kolumu çekebildiğim kadar sert cekip ondan kurtardım. "Sana mı sorucam?"

Onun burada hiç yakını yoktu 2 yıldır sırf benim için gelirdi buraya, şimdi ne için gelmişti yattığı kızlara bakın ne güzel aldattım şunu demek için? Galiba gerçekten bunun için gelmişti piç kurusu çünkü 'Sarhoştum ve onu tanımiyorum' dediği aynı zamanda barın üst katında becerdiği kızlaydı piç.

Arkamı dönmemle abimi görmem bir oldu. "Abi?" Yüzumü avuçlayıp anlıma ufak bi buse kondurduktan sonra Boran'ın kolunu çekiştire çekiştire market dışına çıkardı. Donup kaldım.

Boran "abi vallaha sarhoştum! Berfin'lede çok benziyorlardı! Abi!" diye bağırarak abimin eli den kurtulmaya çalışıyordu. Abim Boran'ın resmen 1,5 katıydı. Abimi tanıyorsam Boran için bir Fatiha gerekliydı. Market camından görüyordum Boran'a iyi yumruk atıyordu ve ben şuan resmen yanımda aldatıldığım kumral kız ile abimin Boran'ı dövmesini izliyorum!

 

Ahh insanın abisi olması gibi bir şey yoktu. Abim konusunda çok şanslıydım. Hatta çok şanslıydık. Şu abi-kardeş kavgası olayı Berk abim ve Buse ablam arasındaydı ne kadar sürekli kavga etselerde kardeş ilişkimiz çok iyiydi. Aralarindaki küçük kavgalar hep çokk eğlenceli oluyordu. Ben ablamlada abimlede iyi anlaşırdım ama onlar hep ufak bir atışma içerisindeydi. Abim ikimizinde sevgilisi olmasına hiç karışmamıştı evet bize biraz takılırdı ama gerçekten kızmazdı. Bazen azıcık kıskanabiliyordu 🤏🏻 azıcık. Abimin kızdığı tek bir şey vardı oda üzülmemiz. Bunu tekrardan çok iyi bir şekilde anlamıştım çünkü Boran'ın durumu iyi değildi. Bir dakida lan! Lan ölecek! Hadi ben düşuncelere daldim bu kız niye durup izliyor?!?

Sepeti orada bırakıp direkt dışarı koştum. Ha birde sabahtan beni konuşmayıp salak salak duran kadın arkamdan geliyordu. Allah'ım deliricem!

"Abi! Abi ölecek dur!" Kolunu çekmeye çalışıyordum. Daha yüksek sesle, "Abi yeter! Sadece gitsin ve birdaha buraya gelmesin istiyorum gitsin sadece... lütfen! "

Sinirli yüzü bana dönünce yumuşadı. Ama saniyelik birşeydi. Hızla yere çoktan serdiği Boran'a döndü. Boran yerdeyken abim üstünde yakasına asıldı 2 3 defa salladı. "Bana bak tipini s!kt!ğ!m seni burada birdaha görürsem öyle bir si-" Kadın öksürunce abim durdu ve bir birde kadına birde yerdeki şerefsize baktı. Kadın diyordum çünkü biraz daha büyük duruyordu. Hayır, hayır Berfin kadında bir şey arama. İsteyen aldatır sebebi olmaz. Aldatmanın sebebi yoktur. Aldatmanın sebebi yoktur... Abim derin bir nefes soludu "Gidin." dedi. Hala adını öğrenmeye bile tiksindiğim şahıs Boran dayak yerken sadece izlemiş sonrada Boran'ın koluna girip gitmişti.

Daha fazla sıkamadım kendimi zaten ağrım kötü durumdaydı bende abime sarılıp sessizce ağlamaya başladım. Abimin göğüsü kadar güven verici bir yer yoktu benim için.

"Bebeğim, hadi ama onun için ağlamazsın dimi kızçem?" Ah abi ne yaptı bana bilmiyorum ki sana açıklayayım?... "Berfin?"

Kafamı göğüsünden kaldırdım. Kirpiklerimi 2 3 kez kırpıştırdım. Ceketinin içindeki kafamı gömdüğüm yerde iki nokta ıslaklık vardı. Siyah pantolan, içine yüksek ihtimelle tişört ve ceket konbini yapmıştı. Basit spor giyinmişti. Banada şuan bar havası vermemişti.

"Abi ben hasta oldum ya kötüyüm birde bu herif gelmiş 'beni dinlemelisin' diyor acaba yine hangi yalanını dinleyeyim zaten şu markete o kadar zor geldim ki" konuşmamın sonu mırın kırın çıkmıştı ben bile zor duymuştum. Omuzlarımdan tutup beni kendinden yüzumu görmek istermiş gibi uzaklaştirdı.

"Neyin var? Ateşin mi çıktı? Öksürüyor musun? Neden üstüne ceket almadan çıktın hava o kadar güzel değil tabii hasta olursun." Ceketini bana giydirdikten sonra ateşime baktı. "Ateşin yok Allah'tan boğazın nasıl? Hem sen neden hastaysan markete geliyorsun ki bak bende markete gelmiştim beni aramalıydın. "

Abimi çok sevidiğimi söylemiş miydim!!

"Berfin sana diyorum neyin var?" Anlaman lazım öyle sorumca söyleyemiyorum ki..

"Öyle hasta değilim off hadi markete girelim. Açık market bulana kadar canım çıktı. Ayakta duramıyorum." diyip onu arkamda bıraktım. Peşimden geldiğini bikiyordum.

Markete girdim ve sepeti bıraktığım yere baktım. Sepet aynen duruyordu. Hijyen reyonunda tam pedlerin önünde duruyordu. Abim anlamıştı yüksek ihtimalle. Abimin suratına dönemiyordum ve şuan sadece yatağımı istiyorum. Bugün daha nasıl rezalet geçebilirdi ve ben şuan neden bu kadar çok utanıyorum. Bilmiyorum. Her zaman aldığım ped yukardaydı. Oraya bir bakış attım. Ya ben onu alamamki!! diye düşünüyorum ki abimin hangisini almak istediğimi bilip sepete iki tane atması beni biraz daha utandırdı. Yani evet ablamla, abim dışardayken lazım olduğunda ped aldırıyoduk ama ablamla tercihlerimiz farklıydı! Benimkini hatırlıyordu şuan yerin dibine gireceğim! Kaç defa söylemiştim bugünün kötü geçtiğini ya. Off ablamı özledim. Bana bir paket abla yollar mısınız! Aa doğru taze bitmişti çünkü şuan hanım efendi nişanlısı ile tatildeydi..

Abim arkamdan yaklaşıp kafamı öptü bunu hep yapardı ve benim hoşuma giderdi bunu bildiğini biliyorum. Elimdeki sepeti aldı bende sessizce onu takip etmeye başladım. Cips reonuna gelince önce benim sonrada kendinin en sevdiği cipsi aldı. İkimizin de fovorisi olan soğuk kahveyi de aldıktan sonra kasaya geldik. Ben kartımı kasaya uzatmışken elime vurdu ve 'hayırdır' der gibi baktı. Hiç hesap ödetmiyordu ne Buse ablama nede bana genelde restorantlarda ablamla tuvalete gitmiş gibi yapıp öderdik sonra kızardı bize. Marketin kapanmasına 7 dakika kala çıkmiştık resmen marketten. Poşeti taşımama izin vermemişti. Şuan aslında pek itirazım yoktu, karnım ağrıyordu. Abimi arkada bırakıp yürümeye başlamıştım ki,

"Berfin. Berfin iki kız abisi olduğumu biliyorsun değilmi güzelim? Abisi olduğum kızlardan biride sensin. Utanma. Bu konu daha önce konuşuldu zaten. Suratıma bak." Çenemden tutarak başımı kaldırdı. Her zaman yaptığı gibi saçıma öpücük kondurdu. "Tamam mı?"

"Ama abi ya-"

"Ya sı yu su yok Berfin. Mesaj atmanla aynı şey. Bir şey yok bu durumda. Utanmayacaksın."

"Farklı şeyler," dedim mırın kırın. Evde elinden teslim almıyordum sonuçta. Ya odama bırakıyordu yada ben direkt alıyordum.

"Aynı şey küçük hanım. Ayrıca evdede poşeti kapıp fare gibi odanıza kaçıyorsunuz. Kimsecikler görmesin tavrı ile pıtı pıtı. Annem falan da bu kadar ayıplayıcı bir insan değilki? Nerden geliyor senin bu utanma tavırların?.. Neyse bir şey demiyordum ama utanma. Bu normal bir durum."

Maşallah abi sanki kafanda planlamış gibi konuşuyorsun. Bu konularda bana Buse ablamın rahatlığından göndermeniz lazım. Acil.

Karnım gerçekten çok ağıyordu ve ağrı kasıklarımda vuruyordu. Hem ayakta hemde bu havada üstüm incecikken beni sarmaya çalışan ceket ile durmam bunu belkide tetikliyordu.

Huzursuzluğumu görünce "Ağrın mı var?" Diye sordunca yavaşça başımı salladım. "Evde ağrı kesici varmı?" Bu sefer olumsuz anlamda saladım.

"Evde tek parol kalmış oda benim ağrımı kesmiyor. Eczaneye gittim Dolorex alayım diye eczane kapanmış sıcak su torbasıda en son patlamıştı. Burnumu çektim.

"Şşt tamam miniğim ben şimdi nöbetçi eczaneye giderim, orada sıcak su torbası da satarlar hem daha kaliteli olur. Sen istersen eve git güzelim yada parka git, poşeti ben taşırım sen taşıma bende yanına gelirim olurmu?"

Kafamı salladım yine "Bence eve gidelim"

"Tamam minik hadi sen git. Benim arabam muaynede biliyorsun ben gelicem, hadi." Abime sarıldıktan sonra o nefret ettiğim yokuştan çıkmaya başladım.

.~🩷~.

Okur musun?

Arkadaşlar ben kitabımı normalde Çizgi stüdyodan yayınliyordum. O bölümden kopyala yapıştır yaptim. Her neuse 50 kelime eksik gorünüyor büyük ihtimalle bir pragraı atladim fakat suan nereyi atladığimi bulaniyorum herşey normal..

Bölümü bölmek gerçekten istediğim en son şey fakat bölmeden koyulmuyor.. Ben okurken kısa bölümlere sinir olan bir insanım o yüzden şansımı zorladım fakat olmadı. En son verdiğim karar bölümü part halinde yapmak.. 2 part olucak şuanki plana göre fakat 3 de olabilir.. lütfen bölım sonunda yazıcagım açıklamayı oku.

 

 

 

Loading...
0%