Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1. Bölüm, Part 2

@zeynppyy

Evet geldim ve ılık bir duş aldım. Saçımın ıslaklığını aldıktan taradım ve tekrar havluyla kuruladım nemli kaldıktan sonra saç bakım yağımı sürdüm. Yine şortlu bi pijama takımı bu pijamalar çok hoşuma gidiyordu, 20 yaşına gelmiş olabilirdim fakat bu tatlış pijamalar giymeyeceğim anlamına gelmiyordu bence. Aslında odamda çocuksuydu ama odamı çok seviyordum ve odamdayken hiç sıkılmaya bilirdim. Odamı bu hale getirmek için çok uğrasmıştım. Boran'ın beni daha kadınsı istemesi umrumda değildi ben buydum ve beni sevicek insan olduğum gibi sevmeliydi.

+

 

 

Pijama ve çorabımı giydim daha temiz hissetmek için hızlıca çarşaflarımıda değiştirdim. Abimle yüksek ihtimelle yatağımda otururduk zaten sorun olmazdı.

 

(Normalde medyaya koyacaktım odanın resmini ama burada medya olmadığı için şimdi koyucam. Biliyorum çok görsel oldu ama gözünüzde canlansın diyee.)

 

+

 

 

(Tabiki siz kendinize göre daha güzel geleni hayal edebilirsiniz fakat bu ikisinin mix hali karakterin verdiği vibe. Bölüm sonu açıklamami okuyun lütfenn)

 

Keşke poşeti abimden alsaydım diye geçirdim içimden ped içinde kalmıştı off. Neyse Allah başka dert vermesin. Aldatılmak gibi.

 

"Berfin! İlacını içtin mi?" Aşşağıdan annem sesleniyordu. Ailecek FMF hastasıyık. Genetik olduğu için bizim ailemizdeki tüm herkeste vardı. Diğer iki teyzemdede hastalık vardı. Sadece eniştemler hasta veya taşıyıcı olmadığı için çocuklari hasta değillerdi. Sadece taşıyıcı geni vardı. Benim babam ise annemdeki FMF'in -halk diliyle akdeniz Ateşinin- ayni geninin aynı mutasyonunu taşıyordu. O yüzden abim, ablam ve ben hastaydık. Aynı mutasyonu taşımasa farklı bir mutasyonu taşısa bile hasta olacaktık gerçi ama bence aynı mutasyon olmaladı romantikti. Kshdhfj

 

Annemler 3 kardeşlerdi. İki teyzemide canımdan çok severdim. Büyük teyzemin kızı birde oğlu vardı. Begüm ablam tartışmaz favori kuzenimdi birde anne tarafımızın ilk torunuydu. Küçüklüğümden beri yakındık. Doğduğum zaman bizim evde kalmış hatta benim ilk banyo videom bile onun elinden çekilmişti. Birsürü bebekken kucağında fotoğrafım vardı çok komik ve çok güzel anılardı.

 

Ondan bir küçük ve ortaca teyzeminde yine bir kızı bir oğlu vardı. Efe ile yaşıttık ve çok iyi anlaşırdık. Yeri geldiğinde birden abim kesiliyordu ve çok kıskançtı. Segilime baya karışırdı tamam bende ona karışıyo olabilirdim ama bu zamana kadar hiç ciddi ilişki yapıcak birisi ile çıkmamıştı bir kişi hariç. Neyse öhö. Çıktığı kızlar daha doğrusu takıldığı kızlar hep şımarıktı ve tek amaçları paraydı. Banada Efe'nin gözunü açmak düşüyordu. Efe ise her şeyden haberi olduğunu o böyle takılmayı sevdiğini söylüyordu bu konuya çok girmemeliyim.

 

"Berfin!"

 

"Geldiim" Annemi unuttum ya. Ayağıma panduf geçirip aşşağı koşar adımlarla inmeye başladım. Mutfaktaydı.

 

"Kuşum yemek ye. İlacını içtin mi?" Yanağından öptüm.

 

"Hiç canım istemiyor," annem bugün pilav ve ne olduğunu bilmediğim etlerden birini yapmıştı. Et yemeyi hiç sevmiyordum. "Ben birşeyler yerim şimdi ilacida öyle içerim tamam mı?"

 

"Tamam bak ilacını unutma lütfen. Pilav yesene kızım onu yersin sen?"

 

Başımı olumsuzca salladım. Pilav yerdim normalde ama şuan hiç yiyesim yoktu. "Yok anne canım hiç çekmiyor ben olmadı yumurta falan kırarım."

 

Annem yemek yedirmek istesede daha fazla ısrar etmedi. Bir kere daha öpüp odama çıktım. Kitaplığımdan en son kaldığım kitap ile yatağıma yerleştim... Fakat aynı pragrafı 5. okuyuşumdu hayır neden odaklanamıyo- kapım tıkladı

 

"Küçüğüm?"

 

"Gel abi müsaitim." Kapıyı kapatıp yanima geldi. Üstüne beyaz tişört altina siyah eşofman giymişti.

 

"Çok üşüdün mü? Hava soğuktu kac dakikadır dışardasın ceketini verseydim keşke ya.Ne kadar yürü-"

 

Burnumu sıktı. "Nefes al. Geldim işte. Ayrıca ben senin gibi bir deri bir kemik değilim üşümem öyle prenses. "

 

"Ya bıraksana burnumu"

 

"Yoo iyi böyle,"

 

"Abii! Burnum koptuu!"

 

"Tamam be yemedik" abim burnumu birakinca parmağını ısırdım. Kısıkça inledi.

 

"Ben yedim." Bana yandan bir bakış atınca omuz silktim, gülüştük.

 

"Abi şey nerde ya?"

 

"Ney?"

 

"Poşet"

 

"Mutfakta kaldı getireyim mi?"

 

"Yok yok abi ben şey ediyim,"

 

Güldü. "Ney et?"

 

"Poşet, poşeti getireyim." Ayağa kalkmıştım ki bileğimden tuttu.

 

"Burada bekle küçük hanım telefonumu da unutmuşum zaten alıyorum."

 

Cevap beklemeden alt kata gittiğinde aklıma nasıl açıklama yapacağım, nasıl anlatacağım geldi. 2 haftadır yemek yemekte zorlandığım için genelde bana akşam yemeğini tepsi ile getirip bana biraz yediriyordu ama midem hiç almıyordu. Abimi gerçekten çok seviyordum hastalansak bakardı yardim edebilirse herşeyde yardım etmeye çalışırdı. Babam azıcık sesini yükseltse heme karşısın alırdı hem benim hem annem hepde ablam için. Babamda anlayışlıydı ama erkek arkadaşimıza ve eve geç gelmemize kızardı. Oda korkudandı. Bizi korumaya çalıştığını biliyordum ama uyarıları biraz kırıcı oluyordu bende yengeç burcuydum ve direkt gözüm doluyordu. Abimde babama kızıyordu.

Dur bir dakida yaa nasıl anlatıcam!

--Şet abi beni aldattıda bende sırtıma inen bıçak ile yatak döşek oldum. O kadar hazmedemedimki 2 haftadır zavallı özgüvensiz, güçsüzüm 👉🏻👈🏻--' mü diycem?! Çok utanıyordum karnıma stresten midir adetten midir bilmem bir ağrı girmişti yine. Ne güzel duş rahatlatmıştı.

 

Sevdiklerimin yanında çocuğa dönüşebilirdim fakat bu yaşıma kadar, 11 yaşımdan beri bu yaşıma kadar, hep başım dik dumuştum. Bunu kendim öğrenmiştim. Evet ne olursa olsun beni koşulsuz seven bir ailede büyümüştüm. Fakat insanlar 'ailen seni seviyormu' diye bakmıyorlardı. Küçükken çok zorbalığa uğradım. Bundan kimsenin haberi yoktu. Kimsenin. Efe hariç kimsenin... Efe ise benim günlüğümü karıştırarak öğrenmişti. O zamanlar aileme gülümseyip sonra sadece odama kapanıyordum. Odama yaptığı birkaç baskında beni hep aynı şekilde -gizlice ağlayıp yakananınca gülmeye çalışırken- yakalamasıyla günlüğümü karıştırmıştı. Konuşmamıştık. Bana sıkı sıkı sarılmıştı. Fakat Efe'nin gördükleri günlüğüm ile kalmamıştı.. Bir gün yine okuldayken, yapılan küçük görünen zorbalığa uğramışken görmüştü beni. Alt tarafı iki pet şişe değil mi? Hayır değil. O gün başımdan aşağı dökülmüş iki pet şişe su benim için alt tarafı faaln değildi. Çok net hatırlıyorum... Üstüme dökülen 2 şişe su yetmişti beni ve özene bözene yaptığım ödevimı sırılsıklam yapmaya. Bu bana yapılanlar arasında en basit şeydi. Daha küçücüktük, ama hepsini hatırlıyorum. Unutmadım. Unutmam. O günleri unutmadım unutmam. O gün dayanamayıp ağlamaya başlamıştım. Efe'nin ise nereden çıktığını anlayamamıştım. Sorgulamadan ona sarılarak ağlamıştım. Daha 5. Sınıftık, el kadar. Ne olduğunu anlayamadan Efe çantamı toplayıp öğlen arası okudan çıkarmıştı. O an 'Senin burada ne işin var' bile diyememiştim. Okuldan çıkınca önce kıyafetlerimin kurumasını beklemiştik. Sonra eve gidip Efe benim okul değiştirmek istediğimi söylemişti. Annem sorgulasada Efe için istiyorum zanledip kabul ettirmiştik.

 

O zaman hayatım değişmişti. Artık yanlız değildim yanımda Efe vardı. Artık arkadaşım vardı ve o kızlardan uzaktım. O kızları ilk okuldan tanıyordum. Bir zamanlar orta okula geçince onlardan kurtulacağıni düşünen bir Berfin vardı çünkü. Küçükken okula gitmek istemezdim. Beni görenler 'Ne kadar şımartmışsınız' derdi, şımarıklık değildi. Ama dışarıdan bakarsak öyle görünüyordu. Sonuçta her sabah saçımı yapan annem vardı. Her sabah ailemiz için kahvaltı hazırlayan babam, okula el ele tutuşarak gittiğim ablam ve abim vardı. Fakat okul dışında. Abim her sabah gelip beni okul çıkışı çikolata diye diye ikna ederdi. Her zamanda pişman olurdum.

 

O yüzden o kızları orta okula geçince o kızları görmem ile tüm okul hevesim yine kırılmiştı. Hep kendimi az kaldı geçicek diye kandırırken yalan olmuştu. 1. Dönemin sonuna doğru ise Efe beni kurtarmıştı.

 

O zaman kendimi değiştirmiştim. Kendimin kıymetinin, değerinin farkına varmıştım. Cesur olmuştum ve insanlara çizgi belirlemeyi öğrenmiştim. Hatalarındada tek çizgide silmeyi...

İşte bu yüzden çok utanıyordum. Boran tavrımı yok etmişti resmen. Bu muydum ben? 2 haftadır ezik gibi aşk acısı yaşıyordum resmen. Kabul beklemediğim yerden darbe gelmişti.

 

"Geldim, küçük hanım gözleriniz neden doldu yine?" Anlatırken abimin çok sinirleneceğine emindim 2 haftadır anlatmaya hazır olmamı bekliyordu, her zamanki gibi"

 

"Poşet?"

 

"Alın bakalım küçük hanım poşetinizi" dedi ve bana uzattı. Poşeti kaptığım gibi lavabonun kapısını açacakken kafama yastık yedim.

 

"Abi ya!"

 

"Nimet var onun içinde nimet. Onunla giremezsin al alacağını."

 

"He unuttum doğru diyorsun.."

 

"Unutursun tabii bu acele ile," kafasını iki yana salladı "Hayır anlamıyorum bu kadar utanmanı"

 

"Ya abi boşver yaa hoşuna mi gidiyor anlamıyorum ki"

 

"Hayır hatta hiç hoşuma gitmiyor," yanıma gelip anlımı öptü. "Ailenden utanmamalısın Berfin. Konu ne olursa olsun. Arkadaşından utan ondan utan bundan utan ama ailenden utanma. Abinden hiç utanma. Buse'de küçükken utanırdı hem o ilk kız öyle düşün"

 

"Tamam"

 

"Stresten sivilcen çıkmış"

 

"Ne!" Aynaya koştum "Hani nerde?! Uzun zamandır çıkmıyordu ki nerde!"

 

Gülerek yanıma geldi "şaka"

 

Nefes verdim "Doğru söyle, baktın Buse ablam yok bana sarmaya başladın dimi?"

 

"Olabilir..."

 

"Özledin dimi"

 

"Kim ben? Kafamı dinliyorum ben ya ne özlemesi"

 

Güldüm. Şuan çocuk gibiydi, suratı özledim diye bağırıyordu. Hemen lavaboya gidip işimi hallettim. Döndüğümde abim yatakta telefonunu kurcalıyordu. Acaba ne kadar tuvalette kalmıştım çünkü yaninda ağrı kesici, su ve sıcak su torbası vardı. Sıcak su torbası elektirikliydi bundan arkadaşımda vardı bende alıcaktim ama hiç denk gelmemişti. Ağrı kesiciye uzanıcakken,

 

"Abicim önce yemek yemelisin yoksa hiç işe yaramaz" Doğru söylüyordu ama annem pilav ve et yapmıştı ve ben et yemiyordum tadini hiç sevmiyordum pilavda canım çekmiyordu. Dudaklarımın büzüldüğünu dörünce,

 

"Bak şöyle yapalım ben sipariş vereyim düzgünce yemeyini ye. Ama artık yemeyini yemeye başlıycaksın Berfin." Beni dizine yatırdı ve karnıma sıcak su torbasını koydu.

 

"İstedimden almışsın" diye mırıldandım.

 

"Hıım hım, hem bunlar patlama tehlikesi içermiyor. Ne kadar süre sıcak kalıyor bilmiyorum ama en kalitelisi buydu."

 

"Abi seni çok sevdiğimi söylemiş miydim?"

 

Güldü. "Söylemene gerek kalmıyor küçük hanım, o bakışların herşeyi ele veriyor zaten" Kirpiklerimi 2 3 kez kırpıştırdım, daha fazla güldü. Bileğimden tuttu bu sefer neşesi yok oldu,

 

"Çok zayıfladın Berfin zaten hafif bir şeydin. Bileklerin bile inceldi resmen. Bak ne olduğunu bilmiyorum ama tek bildiğim şey seni bu hale getirenin o herif olduğu. Bıraksaydında biraz daha dövseydim ne olurdu ki?"

 

"Abi o be-"

 

"Önce yemek yiyeceksiniz küçük hanım. Zaten bir lokma yemiyorsunuz her şeyi yemek yedikten sonra anlatıcaksınız. Sonra dizi izler abur cubur yeriz, tamam mı?

 

"Anlaştık."

 

"Güzel. Şimdi ne yiyeceğimizi seçelim, gel bakalım." yerimden dikleştim ve abimin göğsüne yaslandım. O ise Yemek Sitesine bakıyordu.

 

"O küçük tatlı canınız ne çekiyor bakalım?" Dedi ve tikimle oynadı.

 

Kıkırdarken, "Tavuk döner dürüm yiyelimmi?"

 

"Mükemmel bir seçim hemen, her zamankinden söylüyorum, soğamsız ve bol turşulu. Kola mı ayran mı diye sormuyorum direkt ayran alıyorum. Acaba ne zaman seni kola içerken görüceğim?"

 

Kıkırdadım, yine doğru biliyordu. Soğandan nefret ederdim aynı şekilde asitli içecekte içmezdim. Sevmiyordum.

 

"Tatlı?"

 

"Oluur. Profiterol alalım mıı?"

 

"Tamamdır. Şimdi sen anneme yemek yiyeceğini ve sipariş verdigimizi söylüyorsun. Ne kadar yediricem dediysemde aklı sende. Bende tepsi ve yanındaki patatesler için tabak getiriyorum siparişler hemen geliyo zaten biliyorsun, hadi kış kış."

 

Aşşağı inip annemin yanağından öptüm. Yemek sipariş ettiğimizi ve abimle yukarıda olacağımızı söyledim.

 

.~🩷~.

 

Yemekleri yemiştik ve şişmiştim resmen. Yarıda bırakıcakken abim o bitiyor diye diye yedirmişti bende patatesleri ona kitledim. Sonuçta tatlıya yer ayırmam lazımdı. Abim dizi seçiyordu, tam seçtiğine tıklıycakken artık konuşmaya karar verdim. Konuştuktan sonra izlerdik belki keyifimiz hiç olmazsa moralimiz yerine gelirdi.

 

"Abi başlamadan önce anlatayım diyorum ama nerden başlıycağımı bilemiyorum.."

 

"Rahat ol, zaten onunla birdaha görüşmek istesen bile izin vermem Berfin. Seni bu hale getirdikten sonra tekrar barışma gibi bi olayınız olamaz. Şimdiye kadar erkek arkadaşlarına karışmadım. Gerçi o lisedekiler ciddi bir şey değildi ve seni üzeceğini hiç düşünmemiştim, öylede oldu."

 

Haklıydı lisede iki tane erkek arkadaşım olmuştu. İlki 9. sınıf heyecanıydı ama o zaman sorarsanız hiç öyle değildi. Seviyordum ki oda seviyordu. O 11. Sınıftı o zaman ve şaka gibi gelsede ikimizinde ilk sevgilisiydik. Evet o 11 di ama öyleydik. Cesur hareketlerim olduğunu söylemiş miydim? Heh işte ilk sevgilimin bende 3 yaş buyük olmasi bence cesur bir hareketti. Abim o zaman çok korkmuştu sonuçta benden büyüktü. Ama sonradan izin vermişti, sorgulamamıştım. Burdan taşınınca ayrılmıştık... Mavi gözleri aklıma gelince dudaklarım bir tebessümu buldu.

Diğeri ise çok şımarık bir çoçuktu. Benden 1 yas büyuktü ama sanki ben daha büyükmüşüm gibi hissediyordum. Beni kısıtlamaya çalışmasi ile ilişkiyi bitirmiştim. Beni kimse kısıtlayamazdı. Çok açık giyinen bir insan değildim ama özel günlerde güzel görünmeyi seviyordum. Dekolteyi abartmazdım günlük hayatımdada aşırı açık giyinmezdim. Sadece şortlu pijama takıntım vardı oda evdeydi yanii. Tamam bugün dışari fırlamış olabirdim ama normalde böyle birsey olmuyordu.



" Küçük Berfin erkek arkadaşlarını ciddiye almadığını duysaydı tartışırdık"

 

"Bundan emin olduğuma güvenebilirsin. Şimdi konuş bakalım"

 

"O arık hayatımda olmayacak merak etme. Şimdi... Herşey çok güzel ilerliyordu aslında. Geçenlerde beni akşam yemeğine çıkarmıştı, filim sonrası evine gitmişik film izlemiştik hatırlıyor musun?"

 

Başını salladı. Zaten o gün eve berbat bir halde gelmiştim. Yüz yıl geçse bile unutmazdı ki. Derin bir nefes aldım anlatması biraz zordu ama abime törpüleyerek anlatıcaktım.

"Film bittikten sonra beni öptü ve cinsellik yaşamak iste-"

 

"Berfin ne diyosun kızım sen! Sende o piçi dövmeme izin vermedinmi! Ne yaptı? Ne yaptı dokundumu sana! Direk beni aramalıydın. Bana hemen ev adresini veriyosun. Bir taradını koparıp senden birşey isteyen ağzına sokuc-"

 

"Abi!"

 

"İyi misin? Özür dilerim, çok özür dilerim. Seni onla tek göndermemeliydim. Onu dışarı çıkamaz hale getireceğim."

 

"Abi, beni dinle. Böyle bir şeye izin vermiyceğimi biliyosun. Öpmesine bile çok izin vermiyordum ben zaten, bunu biliyorsun. Sakin ol beni dinle."

 

Derin bir nefes aldı bende anlatmaya devam ettim. "Kısaca anlatacağım zaten sonrada onu dövmeni falan istemiyorum tek istediğim şey birdaha yüzünü görmemek. Ona böyle bir şeye hazır olmadığımı falan söyledim. O an aklıma bir bu geldi. Bunun için çok küçüm zaten, neyse. Oda mırın kırın bir şekilde 'anlıyorum' falan dedi. Ben zaten direk eve geldim hatta ablam 'bu suratın ne, ne oldu?' falan demişti."

Ablamla aslında bu konuyu çok konuşmak istiyordum ama o nişanlısı ile bir hafta önce tatile gitmişti. Bir hafta önce zaten ağzımı açıcak durumda değildim, tatile gitmeden önce de moralini bozmak istememiştim.

 

"Oha Berfin daha o zamandan mı? Bana haber vermeliydin. Hem ne olduda bu hale geldin yoksa zorla bir şey mi yaptı. Bak beni burda tutamazsın. Hadi söyle güzelim 'git döv' de hadi."

 

"Abi hayır bana bir şey yapmadı. Ben 'istemiyorum' dedikten sonra bir şey demeden direkt eve geldim. Sonra üç gün mesaj attı 'halsizim' diye geçiştirdim, görüşmedim. Sonra biliyorsun eve çiçek falan gönderdi sende gördün."

 

Kafasını salladı yine. "İrem'in kuzeninin doğum günü vardı, barda. Hani şu 18 yaş günümü kutlamak için gittiğimiz ve onunla tanıştığım bar." Ne kadar bara gitsemde daha önce hiç kendimi kaybedecek kadar sarhoş olmamıştım. Boran genelde çok içerdi ama oda kendini kaybetmezdi o yüzden onun 'sarhoştum, hatırlamıyorum' laflarına hiç inanmamıştım.

 

"İrem haber verdi banada. Boran'da o gün oradaymış ve kızlar tuvaletinin önünde bekliyormuş. İrem benimde orada olduğumu sanmış ama bil bakalım ben yerine orda kim vardı? Şu sen Boran'ı döverken çıtını çıkarmayıp sonrada yüzsüz yüzsüz koluna giren, adını öğrenmeye tiksindiğim kız!"

 

Abimde aynı benim ilk tepkimdeki gibi şaşırdı. Güldüm, gözümden bir damla yaş aktı. Sonra göz yaşımı silip yanağıma bir öpücük kondurdu.

 

"İrem'i biliyorsun en yakın arkadaşım, Ferhat abimin sevgilisi olan. Beni aradı ve ben mal gibi yanlış kişiyi görmüşsündür falan dedim. Sonra içim rahat etmedi ve o bara gittiğimde üst katta..." Daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladım.

 

"Şşt sakin ol geçti küçüğüm. Geçti bunu onun yanına bırakmıycam. Onunla beni tanıştırdığın gün ben ona seni üzmemesi gerektiğini anlatmıştım, demekki senin ne kadar değerli olduğunu tam anlamamış. Bunun affedilir bir yanı yok tamamen haklısın." Bana sarılırken söyledikleri beni çok rahatlatıyordu.

 

"Abi ya birde diyor ki 'Sarhoştum,hatırlamıyorum" ya ben 2 yıldır çıkıyorum onla! Mal mıyım ben! Onu daha önce hiç sarhoş görmedim! Sarhoş olduğu içinmi bugün kolunda o kız vardı ya! Hala, hala onları basarken duyduğum iğrenç inlemeler aklımda off!"

 

"Haklısın güzelim biliyorum, anlıyorum." Sarılırken sırtıma 3 parmağını ile ritimli bir şekilde vuruyordu. Bu beni rahatlatıyordu.

 

"Seven insan aldatırmı ki? Seven sarhoşken sevmezmi ki? Aşırı saçma seven sarhoşken de sever. Gerçekten kalbinden seviyorsa en çok sarhoşken sever hatta. İnsan sarhoşken gerçek duyguları ortaya çıkar. Ferhat abi birkere bile sarhoşken İrem'den başkasına bakmadı. Hatırlamıyor musun ya! Cinsellik yaşamak istemedim diye başka kadınlarla ihtiyacını giderip sonrada benim yanımamı gelicekti! İğrenç! Ya İrem fark etmeseydi ona dokunup bana mı gelicekti.."

 

Gözyaşlarımı gerçekten durduramıyordum. Biraz daha ağladıktan sonra yine abimin dizine yattım.

 

"Berfin seni çok seviyorum, sen benim üç tanemden birisisin. Nasıl sevmeyeyim sen benim küçüğümsün. İki haftadır senin için üzülüyorum ama artık toparlanıyorsun kızım. Yarın AVM'ye gidelimmi hem Buse'nin düğünü için sana elbise bakarız, olurmu küçüğüm?" Usulca başımı salladım. "Hadi dizi izleyelim sonrada seni yatıralım. Hatta ilacını da iç onu unuttuk, karnın ağrıyomu?"

 

Bir şey demeden ilacımı içtim ve tekrar dizine yattım. Sıcak su torbası şaun iyi gelmişti ve ağrım yoktum. Diziyi başlatırken bir yandan saçlarımı okşuyordu gerçekten tek huzurlu hissettiğim kollar ailemin kollarıydı. Ailesinden görmemiş ilgiyi başkasından arayan kızlardan değildim ben. Benim ailem vardı ve biz birbirimizi çok seviyorduk.

 

Gözlerim yavaşça kapanırken abimin beni yatağıma yatırdığını hissettim. Tam uykuya dalıcakken kapım tekrar açıldı ve karnıma sıcak bir şey geldi. Yavaşca aşşağı baktım abim sıcak su torbasini tekrar ısıtmıştı. Ona baktığımda anlımdan öpüp 'uyu küçüğüm' dedi ve uykuya daldım.

 

.~🩷~.

2622 Kelime

Merhaba!!

Öncelikle şunu söyleyeyim hedefi sayısal yönünde olan bir öğrenciyim yani herhangi bir edebiyat sınıfından mezun olmadım.

Benim öyle 'yazar olmak istiyorum!" Gibi bir hayalim olmadı. Fakat aklımda sürekli dolanan bu kurguyu artık gün yüzüre çıkarmaya karar verdim.

Bu benim ilk kitabım yazım yanlışları veya anlam karışıklıklari olduysa özür dilerimm. Hatalarımı gören olursa düzeltmek için burdayımm.

Eleştiriye acığım tabi yapıcı eleştirileree. Yıkıcı olmasın yanii, çok kafaya takan bir insanım gercekten aklımda dolanır durur onlar.

❗️Kitap size cringe gelebilir. Bu kız nasıl 20 diyebilirsiniz. Fakat kız ailesinin yanında böyle. Güvendiklerinin yanında böyle.❗️

Kitap planlarima göre giderse harika olacak. O yüzden ön yargıyi bırakıp okusakmı!!

Normalde bu açıklama kısmına ne yazacağımı planlamıştım ama şuan heyecenlandım ve unuttum..

1. Bölüm 1.part 1930 kelime + 2. Part 2623 kelime

Toplam 4553

Loading...
0%