@zeynwwp__
|
Uyarı: Arkadaşlar bölümleri okuyorsunuz fakat yorum yapmıyor veya oy vermiyorsunuz. Siz bunları yapmadıkça ben hiçbir şekilde motive olamıyorum ve bölüm atasım gelmiyor çünkü emeklerimin karşılığını göremiyorum :( Daha dikkatli olursanız sevinirim. 🫶🏻
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.🫶🏻
*******
Evvel Zaman İçinde Kalbur Saman içinde...
Şiddetli bir fırtına vardı dışarıda. Bende evin içinden bu fırtınayı izliyordum. Yağmur o kadar hızlı yağıyordu ki pencereden tıkır tıkır sesler yükseliyordu. Uzun süredir bu kadar şiddetli yağmamıştı yağmur. Genellikle ya çiseler ya da yağmazdı. Ama bu sefer çok yağıyordu.
Okuldan yeni gelmiştim. Daha arkadaşlarım okuldaydı ama babam beni okuldan erken almıştı. Sebebini bilmiyorum... Bu gün okulum kötü geçmişti. Okulda uğradığım bir zorbalık yoktu. Çünkü kimse beni görmüyordu, benim okulda olduğumu bilmiyor ve zorbalık yapamıyorlardı. Çünkü onlara göre ben yoktum...
İlkokul 1,2,3 ve 4. Sınıfta çok arkadaşım vardı. Hep birlikte oyun oynardık ama sonrasında mezun olmuştuk ve hepimiz farklı okullara yerleşmiştik. Ortaokul 5. Sınıfta çok sevdiğim bir arkadaşım vardı ismi Mira'ydı. Okulda hep ikimiz gezinirdik ve aramıza kimseyi almazdık. Ama sonrasında 5. Sınıfı bitirdiğimizde Mira'nın ailesi benim ailemle konuştu bunun sebebi ise yurtdışına taşınacak olmalarıydı. Mira gideceğini bana söylememişti. Bunun yerine ailesi, benim aileme söylemişti ve ailemde bana... Mira gittikten sonra hep yalnız kaldım. Hiç arkadaşım olmadı. Ailem bana 'Okulun nasıl geçti?' diye sorduğunda 'iyi geçti' derdim. Zaten onlara kötü geçtiğini söylesem de bir şey değişmezdi çünkü eve arada sırada gelirlerdi. Onlar için öncelik işti. İş, iş ,iş...
Beni düşünce bataklığımdan ayıran pencerenin camından gördüğüm, yolun ortasında duran,yavru, bembeyaz bir kediydi...
Kediyi gördüğüm anda ayaklandım ve evin kapısına koşturup, yağmuru aldırış etmeden yolun ortasına doğru koşmaya başladım. Belki yaptığım yanlıştı, ama o anda bunu düşünemezdim.
Bahçe kapısını açtım ve yolun ortasına koştum. Yolun tam ortasında duran bembeyaz kediye yere eğilerek uzandım. Tüyleri kirlenmişti ama hala bembeyazdı. Tam o saniyede biri kornaya bastı ve korna ile birlikte gök gürledi.
Korna sesinin geldiği yere kafamı çevirirken bana doğru gelen bir araba gördüm. İçinde bir adam vardı. Yüzünde simsiyah bir maske, saçında siyah bir şapka. Arabanın içinde neden şapka takıyordu ki?
Ama benim düşünmem gerek adamın neden şapka ve maske taktığı değil, neden benim üzerime geldiğiydi. Arabanın yavaşlamayacağını anladığımda kediyi kendime çektim ve kafamı eğip ona sımsıkı sarıldım. Arabadan kaçamazdım çünkü çok yakınımdaydı. Zaten kaçmaya çalışsamda ayağım kayardı ve yine kendimi eski yerimde bulurdum.
Gözlerimi kapattım ve kediye daha çok sarılamadım çünkü...
Acıyordu.
*******
Alarmın yüksek sesiyle gözlerimi açtım. Bütün perdeler kapalı olduğu için içeriye neredeyse hiç güneş ışığı girmiyordu. Yana doğru eğilip komodinin üzerinde olan telefonuma uzandım ve alarmı kapattım. Ve telefon elimdeyken ekrana kayıtlı olmayan birinden mesaj düştü.
0561*******:10 dakikaya seni almaya geliyorum. Proje ödevini hemen bitirelim ve aradan çıksın.
Mesajı okuduktan sonra kim olduğunu anlamak çok uzun sürmedi ama ben yinede kim olduğunu sordum. Çünkü niye sormayayım?
Siz:Kimsin?
0561*******:Kim olduğumu anlamak zor olmamalı. Numaramı ezbere biliyorsun sanmıştım :D
Siz:Senin numaranı nereden ezbere bilebilirim? Daha kim olduğunu bile bilmiyorum. Komiksin.
0561*******: İsmim Aslan. Tanımayan yoktur sanıyordum ama varmış. Ve artık sende tanıyorsun.
Bu çocuğun yazdığı mesajlara daha fazla göz devirirsem gözlerim kayacaktı bu yüzden yataktan kalktım ve bomboş sessiz evimde lavaboya gittim.
10 dakika içerisinde hazır olmuştum zaten ama bu götelek hala gelmemişti. Bu çocuk benim adresimi nereden biliyordu acaba? diye düşünürken evin içerisini bir korna sesi doldurdu.
Camdan dışarı baktığımda kapıda Lacivert bir Ferrari vardı. Gerçekten çok güzel görünüyordu. Bekletmek istemediğim için kapıdan dışarı çıktım ve ayakkabılarımı giydim. Arabaya doğru ilerledim ve arabanın kapısını açıp içine girdim.
"Ben senin kim olduğunu bile bilmezken senin, benim adresime kadar biliyor olman..." dedim ve kafamı ona doğru çevirdim.
"Biliyor olmam? Devamını neden getirmedin?"
"Komik." dedim.
"Adresini bilmiyordum sadece okulda birkaç görevliye sordum ve geldim." dedi sanki çok normal bir şeymiş gibi.
"Ve onlarda hemen sana adresimi mi verdiler?" diye sordum ve ben bu soruları sorarken o da okula sürüyordu.
"Niye vermesinler?" dedi.
"Ailen okulun sahibi falan mı? Ne bu rahat havalar?" dedim.
"Aynen öyle."
Göz devirdim ve bu çocukla daha fazla muhatap olmamak için kafamı eğip cama yasladım. Kısa süre sonra okula varmıştık. Aslan okulun içine girdi ve arabayı rastgele bir yere park etti.
Arabanın kapısını açıp indim ve Aslan'a dönüp, "Kütüphaneye gideceğin zaman yazarsın." dedim ve bir şey söylemesini beklemeden arkamı dönüp okulun içine yürümeye başladım.
Okulda bir arkadaş grubum vardı fakat şu an neredelerdi bilmiyordum. Okulumuz büyük olduğu için asansör vardı ve o merdivenlerle uğraşmak istemediğim için asansörü çağırma tuşuna bastım. Asansör kısa süre içerisinde kapılarını iki yana doğru açtı ve bende asansörün içine yürüdüm. Tam asansör kapıları kapanıyordu ki biri topuklusuyla kapının kapanmasını engelledi.
Mira.
Bu kızım benle ne alıp veremediği vardı bilmiyordum. Asansörün içine girdi ve kapıları kapatmak için tuşa bastı ve sonrasında da çıkmak istediği katın numarasına.
"Aslan'ın arabasından inerken gördüm seni."dedi bana dönüp.
"Eee?"
"Okyanus musun nesin bilmiyorum ama Aslan'dan uzak durman gerektiğini biliyorum." dedi.
Ne yani sadece arabasına bindim diye ona yakın mı oluyordum?
"Şu an bir erkek için kavga mı edeceğiz?" diye sordum ve ekledim, "Ben bu tür şeylerin ortaokulda kaldığını sanıyordum." dedim.
"Evet bir erkek için kavga edeceğiz! Ondan uzak duracaksın!" diye gürledi asansörün içinde ve beni omuzlarımdan tutup duvara ittirdi.
"Ben onun için ne kadar uğraştım biliyor musun sen?!" dedi.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen! Zihinsel sorunların mı var? Kimse senin bu aptal takıntılı aşkınla uğraşmak zorunda değil! Sevdiğin çocuk senin ile ilgilenmiyor diye kendini odana kapatıp ağlayabilirsin ama bunun sorumlusu ben değilim!" dedim ona bağırarak.
Sinirden ellerim titriyordu. Hep böyle olurdu zaten. Ellerim korkudan değil, sinirden titrerdi.
Ve tam Mira ağzını açıp söze atlayacaktı ki asansörün kapıları açıldı. Ve bende daha fazla bu ortamda bulunmak istemediğim için asansörden çıktım.
O sinirle ne yaptığımı bile bilmiyordum çünkü çok sinirlenmiştim. Koridorda olan dolabıma ilerledim ve sinirle kapağını açtım ama gördüğüm şey ile şaşkına uğradım.
Dolabımın içinde kocaman bir buket Lale vardı. Çiçeği dolaptan çıkardım ve üzerinde yazılı duran bir not gördüm.
Notta, "En aşağı katta etüt odasının önündeki fotokopi çektirme yerine gel." yazıyordu.
Notu okurken bir anda hapşırmaya başladım. Çünkü çiçeğe alerjim vardı.
Alerjim olduğunu hatırlayınca hemen çiçeği dolabın içine geri tıktım ve dolabı kapattım. Çiçekle sonra ilgilenirdim.
Notta yazan yere için tine asansöre ilerdim. Merak ediyordum niye çağırıldığımı. İçimde derinlerden bir ses fazla merak göte y- diyordu ki o sesi hemen susturdum ve ilerlemeye devam ettim.
Asansöre bindiğimde içinde birkaç öğrenci vardı. Umursamadım ve Gitmek istediğim katın numarasına bastım.
Bölüm sonu
Bölümü niye böyle bir yerde bitirdim bilmiyorum öxğsösğwöspwmpdjajs
Arkadaşlar kurgum için video yaparsanız sevinirim eğer öyle videolar çekerseniz beni etiketleyebilirsinizz |
0% |