Derste hocanın söylediklerinden sonra herkes milli takım formalarını nasıl tasarlayacaklarını düşünmüştü. Bende aynı şekilde.

Ders bitince okulun kafeteryasına gittim ve tekrar bir kahve alıp köşede bir yere oturdum.

İnsanları izlemeye başladım.

Kitaplarda olduğu gibi bir okul değildi. Neredeyse herkes oldukça olgundu. Tabii olgunların yanında hala ergenlik çağını atlatamayanlarda vardı.

Ben düşüncelerime kapılmış giderken tek başıma oturduğum masadaki bir sandalye çekildi.

Kafamı kaldırıp kim olduğuna baktığımda okulda birkaç kere gördüğüm ama hiç sohbet etmediğim bir kız gelmişti masaya.

Kumral saç rengi, buğday teni ve kahverengi gözleriyle cılız bir kızdı.

“Merhaba?” dedim kıza bakarak.

“Selam, Uzun süredir seni okulda görüyorum ve arkadaş olmak istedim.”

Bu kız fazla mı masumdu yoksa masumu mu oynuyordu anlayamamıştım ama ikinci seçeneğin olasılığı daha yüksekti.

“Ah, tabii. Olalım. Ben Biricik.”

Bana hafifçe tek kaşını kaldırarak baktı. Sonra yüz ifadesine geri döndü.

“Bende Derin memnun oldum.”

Kızla biraz sohbet ettikten sonra masanın üzerindeki telefonum titreşmeye başladı.

Telefona baktığımda ekranda Barış Adin yaziyordu.

Derin’e baktığımda kaşlarını çatmış telefona bakıyordu.

“Derin sonra görüşürüz benim gitmem gerek.” dedim ve masadan kalktım.

Barış’ı daha fazla bekletmemek için aramayı yanıtladım.

“Alo?”

“Alo,Biricik neredesin?”

“Okul ama Barış ben seni birazdan arasam olur mu şu an okuldan çıkıyorum.”

“Olur.” dedi ve telefonu kapadım.

Okulun çıkış kapısından geçince otobüs durağına doğru ilerleyecektim ki telefonuma bir mesaj geldi.

Barış Adin: Sola bak :)

Gelen mesajla birlikte kafamı sola çevirdim.

Beklediğim kesinlikle simsiyah canavar gibi bir motorun yanında duran bir adet Barış Adin değildi. Evet beklediğim değildi ama olan buydu.

Yanına gittim ve yaslandığı motorundan biraz doğruldu ve gülümsemesiyle bana baktı. Ama ben gülmüyordum

“Ne yapıyorsun sen burada?”

Gelmiş motoruna yaslanmış bir şekilde OKULUMUN ÖNÜNDE BEKLİYORDU?!

“Ne yaptığım çok belli değil mi?”

dedi ve gülümsedi. Kafasını biraz sağa doğru eğdi ve, “Seni almaya geldim.”

Barış’a tam laf anlatmaya çalışmak için söze girecektim ki birinin sesi aramıza girdi.

“Barış?” dedi cılız bir kız sesi.

Derin.

Barış gelen sesle kafasını Derin’e çevirdi.

“Derin?”

Kendimi tutamadım ve hemen bir soru yönelttim.

“Siz nereden tanışıyorsunuz?”

Derin hiç düşünmeden, “Barış benim eski sevgilim.” dedi

***
 

ay bu kitap yarı textingdi ben unutmuşum yeto bu kadar normal yazı biraz texting yazalım hadi byee