İki kahveyi okey oynayanların yanına bırakıp dışarı çıktım . Bir sigara yaktığım da karşımda mini şortu ve sütyeni ile bavullarını çekiyordu. İnsan sütyenle dışarı çıkar mı?

Hem de bizim mahalle de. 

Gülüp başımı eğdim. Önümde ki masadaki gençler aralarında " Oo abi yeni yavru kuş düşmüş. Burada mı oturuyor? Maşallah şu vücuda bak" dediğin de ters bakışlarla konuşan kişiye bakıp sigaramı içime çektim.

Karşındaki kişi " Sessiz ol Ayaz abi burada duymasın" dedi

Lavbalı genç " Bizim mahallenin kızı değil ki karışmaz o, onun düdüğü burada ötüyor" dedi .

İçimden la havale diyip içeri geçtim.

Doğru diyordu beni ilgilendirmezdi.

Ne kızın giydiği ne de ona bakan kişiler..

Akşam olduğunda dükkanı kardeşime emanet edip annemi istekleri için markete girdim. Bakkal Hüseyin abi istekleri tamamlayıp ücreti verdim. Evin yolunu tuttuğum da acaba bu sefer anam kimi çağırdı diye geçirdim içimden.

Eve geldiğim de her zaman ki güler yüzüyle kapıyı açan annem" Aman kurban olduğum nerde kaldın ayıp oldu misafirlere de" diyerek elimdeki yoğurt ve ekmekleri alıp içeri girdi.

Üstümdeki hırkayı asıp mutfağa girdiğim de annem aceleyle tabaklara yoğurtları paylaştırıyordu .

Haline gülüp " Ah be anacım evde eşek kadar olan oğlun var onu gönderseydin ya ne bu telaşın ne de paniğin olurdu." dedim sitemle.

Annem " Bir türlü kalkmadı o zımbırtının üstünden hem sen geliyordun , hadi hadi gel benimle" diyerek elindekileri de alıp salona girdiğimde karşımda sabah ki sosyeteyi gördüm. Kaşlarımı çatıp tabakları sofraya bıraktım.

Yanındaki Seher teyzeyi görüp eline gittim " Hoşgelmişsin teyzem" diyerek ellerini öptüm.

Masaya oturduğum da sosyete bana ters ters bakıp elindeki telefona tuşlamaya başladı. En son masaya son numaramız da oturunca annem " Ee hadi kızım yol yorgunusundur" dediği sırada tekrar sosyeteye baktım. Sabah ki sütyeni üstüne birşey giymeden gelmişti .

Önündeki çorbaya kaşığımı daldırdım.

Sosyete " Teşekkür ederi

m " demekle yetindi.