Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@zeytan34

Doğunun en ihtişamlı konaklarında biriydi Alparslanlar konağı .

 

Gözle görünür bir güzelliğe sahipti, en değerli arsalar ve Mardin'de söz sahibi ağalığa sahipti.

 

Habersiz kuş uçamazdı.

 

Ama Alparslanlar dışında başka ağaların da sözü geçerdi , küçücük bir hata da ağalar toplanır ve karar alınır ve mecliste ne söz çıkarsa uyulurdu .

 

Alparslanlar konağının Ağası Mehmet Ağa ,küçük oğlu Ömer ile konuşuyor ve Ağa olduğunda neler yapması gerektiğini anlatıyordu .

 

Dış kapı gümbürtüyle duvara çarptı.

 

İçeri beş köylü ve on üç , on dört yaşlarında kız girdi.

 

Köylülerde orta boylarda göbeği dizlerine kadar uzanan adam kızı ileri itti.

 

Üstü başı yırtılmış başındaki yazması da kendisini gibi yeri boyladı kızın.

 

On altı yaşlarında ki Ömer karşında gerçekleşen olayları anlamaya çalışıyordu.

 

Gözleri yerdeki kız da gezindi. Başını yere eğmiş sırma saçları yerlerde elleriyle destek almış nefes alıp veriyordu.

 

Daha dikkatle baktığında Ömer kızın yere damlayan gözyaşlarını gördü.

 

Ömer babasının gür sesini duydu arkasından Mehmet Bey " Ağalar benim haneme nasıl böyle destursuz dalarsiniz , adabınız mi unuttunuz ? Ağanızdan da mı korkmazsınız artık?" dedi sona doğru sesi konakta yankılanarakı.

 

Adamlar Ağalarının sesiyle irkilip geri çekilmek istediler , düştükleri durumdan dolayı kızı iten göbekli adamın arkasına sakladılar.

 

Göbekli adam yutkunup "Ağam size karşı bir ayıp ettiysek affola ama Kınalı köyünü birbirine girip durur , bu el kadar kız erkekleri birbirine bırakıyor bende köyün muhtarı olarak size getirdim ne gerekirse yapın ” dedi sona doğru kendinden emin bir şekilde ..

 

Mehmet Ağa muhtardan haz etmese de bilirdi ki köylülerin muhtarın lafını dinlediğini , o yüzden bir karar alacaksa önce iki tarafı da dinlemeliydi.

Mehmet Ağa " Kızım kalk ayağa ve sen söyle doğru mudur muhtarın dedikleri?" dedi kendinden emin bir şekilde..

 

Yerde yaprak gibi titreyen kız Ağasının dediğiniz yapıp ayağa kalktı ,başını kaldırdığında Ömer gördüğüne inanamadı, kız çok güzeldi.

Korkak kızın gözleri masmaviydi , dudağı patlasa da o dudaklar çizilmiş gibiydi.

 

Ömer kızın güzelliği karşında büyülenmişti.

 

Kızın gözlerinden damlalar su misali akarken kız başını sağa sola sallayıp duruyordu.

 

Muhtar dudağı mutlulukla havalanıp" Ağam kız konuşamaz dilsizdir, anasından doğdu doğalı böyle , anası da kızı kimden yaptıysa doğurup bıraktı sonra da köylü birini karısından ayartıp gitti , bu da anası gibidir Ağam "dedi cümlesinin sonunda bakışları konağın taşlarına çevirip..

 

Mehmet Ağa kıza acımıştı ama artık oğlu da yavaştan Ağalığı öğrenmeliydi..

 

Kıza üzülse de artık günah ondan gitmişti sorumluluk alması gereken bir oğlu vardı" Ağalar ben Ağanızsam oğlumda gelecekte ki Ağanız, son sözü ona bırakıyorum ne derse odur."dedi karşında titreyen kıza bakıp iç çekse de artık alışmıştı vicdanının sesini dinlememeye ..

 

Ömer hayretle babasına baktığında ,karşında ki köylülerde ağaçlarına şaşkınlıkla bakmıştı..

 

Beş dakika önce babasının kendisine verdiği söz geldi aklına "Evlat vicdanını yeri gelirse askıya asıp karar vermen gerekir , o zaman

Allah ' a ellerini aç ve dua et , herkes için hayırlı olanı yapmaya çalış" demişti.

 

Ömer derin nefes alıp kıza olan hayranlığını bir kenara bıraktı.

 

Dikkatle kıza bakıp"O zaman Ağalar bu kız bundan böyle bu konağa hizmet edecektir . Size gelince bundan böyle bu kızın hakkında laf söz duymayacağım artık bu kız konağın namusu , konağın namusu da Alparslanların namusudur tek laf eden ettiren başına gelecekleri kendi düşünsün " dedi kendinden emin ve olabildiğince dik durarak . Köylüler duyduklarıyla birbirine baktı nasıl olurdu ?

 

Genç ağa suçlu olarak kendileri gibi algılayıp kızı ellerinden almıştı. Sinirle nefes aldı. Bu kız tam istediği gibiydim kaybedemezdi.

 

Hırsla muhtar " Olmaz Ağam bu kızı biriyle evlendirmek gerekir ,köyden biriyle hem millet görsün hem de çeneleri kapansın"dedi umutla..

 

Ağasına bakıp onay almak istiyordu. Ağası onay verdiğinde de yapacağı iş kızı kendi nikahına almak olacaktı.

Mehmet Ağa oğlunun sözleriyle gururlandı.

 

Oğluna anlattıkları öğrettikleri boşuna olmadığını gelecekte yiğit bir delikanlı olacağını oğlunun sözlerinden anlamıştı.

 

Ama sonun da muhtarın söyledikleri canını sıkmıştı.

 

Mehmet Ağa" Peki bu kızı kim ister köyde adı çıkmamış miydi?"dedi şüpheyle.

 

Muhtar ağasına belli etmeden yapmalıydı planını " Ağam şimdi kızın adı çıktığı için kimse istemez doğru dersiniz ama köyden de biriyle evlenmezse kimse köye gelmesini istemez. Kadını en son çare kimse almazsa ben alırım nikahıma "dedi sonuna doğru sesini alçaltarak.

 

Ömer hayretle dinliyordu duyduklarına inanmıyordu bu azgın teke küçücük kızın ırzına göz dikmişti belli , kızda konuşamadığı için meydan muhtar denen bu adama kalmıştı.

 

Ömer sinirle kendini tutamayıp" Benim sözünün üstüne söz mü söylenirmiş , baba sen demedin mi söz senindir sen bu kızcağızı bu muhtar denen bunakla evlenmesine izin mi vericeksin? " dedi sinirle kendini tutamayıp.

 

Mehmet Bey sinirle" Sesini alçalt oğul " diyip şaşkınlıkla köylülere döndü" Oğlum Ömer doğru söyler son söz onundur. O da kızın bizim himayemiz de bizim hizmetimiz de olacak demişse öyle olacaktır" dedi.

 

Muhtar "Ama Ağam" diye itiraz edecek iken.

Mehmet bey sinirle " Yeter şimdi defolun hanemd

en konuyu ne uzattınız" demesiyle köylüler çil yavrusu gibi dağıldı.

(Yazım hataları düzeltildi.)

 

 

 

 

 

Loading...
0%