Yeni Üyelik
12.
Bölüm

12. Bölüm

@zeytan34

İbrahim kahvesinden bir yudum alıp" tabi sizin eviniz söylemene bile gerek yok hem bu sayede daha sık görüşürüz hem sizin Allah katında ilk geceniz sayılır " diyip göz kırptı.


😉😉😉😉😉😉😉😉😉😉😉


İbrahim çalışana seslenip odalarını göstermesini isteyince Ganze utancından başını kaldıramadı yerden...


Ömer Ağası yüzünden nasıl bakacaktı bu insanlarin yüzüne , Gamze'nin yüzüne ateş basıyordu kalbi yerinde durmadan atıyordu..


Sonunda odaya girdiklerinde derin bir nefes aldı. Etrafı gözleriyle sürdüğünde odanın beyaz döşendiğini ve eski motiflerin yeni mobilyalara ne kadar yakıştığını ve ilk defa böyle hayran olduğu bir odada yatacağını düşündü


Ömer Gamze'nin odaya girdikten sonra durakladığında kızın burayi sevmediğini kendine ait ev istediğini düşündü.


Kimseye yük olmak istemezdi

belki de sadece kendisi ve sari civciv olacağı bir ev..


Belki de Gamze'si böyle şeyler istiyordu kendisi gibi ..


Ömer karısının , artık karısı olmuştu Gamze'si.

Üzülmesini istemeyerek Gamze'nin omuzlarını kavrayarak yüzünü yüzüne çevirdi.


Sevdiği kızın mavi gözlerine bakıp

" kısa bir süre bize küçük samimi de olsa bir ev bulana kadar burda kaliriz sonra kendi evimize geçeriz olur mu güzelim " dedi samimiyetini sevdiği kızın anlamadı için tane tane konuşup bakışlarını gözlerinden ayırmadı.


Gamze heyecanlıydı bir o kadar da korkuyordu.


Heyecanlıydı çünkü ağası onundu.

Bunu Ömer ağası kendisine söylemişti.

Ve Ağasının yine kendinisine dokunacağını düşünmek kalbini yerinden çıkaracak gibiydi..


Korkuyordu çünkü burda başkasının evinde olmazdı ayıptı ve bu mutluluğunun bozulmasından ölesiye korkuyordu.


Gamze'nin hayatında bir elinin beş parmağını geçemeyecek kadar mutlu anıları vardı denebilirdi.


Ve Allah'a iyi ki Ömer Ağasını karşısına çıkardın diye içinden şükretti.


Ömer sevdiği kızın dudaklarına dokunmak için eğildiği sırada cebindeki telefon çalmaya başladı.


Telefonu cebinden çıkardığında kardeşi Ali arıyordu.


Kapatıp beyaz motifli koltuğun üzerine attı telefonu.

Sarı civciv'in yüzünü kavradiğinda


" ey sevgilim gönlüme kalbime iyi ki geldin


ey sevdiğim bir bakışınla ölür bir bakışınla yaşama gücü bulurum


      Sevdiğim ...


Ne güzel sevdiğim demek böyle..


     Sarı civciv'im" 


diyip yutkundu ve sözlerine devam etti.


"Hayatımız yeni başlıyor , iyi bir başlangıç yapamadım özür dilerim ,

Seninle kendi evimize geçelim 2 odalı olsun, o kadar küçük ki birbirimizi kaybetmeyi bırak yapışıp gezelim ,

İşten gelince kapımı aç o güzel yemekleri beraber yapalım ,

beraber uyuyup beraber güne başlayalım .

Şimdi bunlar küçük hayal kırıntıları olsa da elimden gelen her şeyi yapacağım" dedi.


Gamze biliyordu Ağasının kendisi için ne kadar çabaladığını...


Çok sevdiği babasına kendisi yüzünden bağırmıştı ailesini karşısına almıştı.


Bunlar kendisi için değer miydi?


Bir ailesi olsaydı..


Ama yoktu


Babası belli değildi.


Annesi köyde doğurur doğurmaz anneannesine terk etmişti.


Doğduğu günden beri lanetliydi.


Ama Ağasının söylediği şeyler kendisini ilk defa birine ait hissetirmisti.


Bu hiss Gamze'nin çok hoşuna gitmişti.


Ağasının sözü bittiğinde cevap vermek istedi ama nasıl?


Ufak bir düşünme aşamasından sonra hızla parmak uçlarına yükselip Ağasının dudaklarına dudaklarını yapıştırıp çekti.


Ömer Gamze'nin kendisini öpmesiyle şaşkınlığa uğradı.


Sevdiği artık korkmadan dokunuyordu.


Sarı civcivi de kendisini istiyordu.


Gamze'nin dudaklarına uzanıp yatağa doğru yönlendirdi.


..

...

....


Sabah telefonun sesiyle gözlerini açtı Gamze , ağası çalan telefonu açmış biriyle sinirli sinirli konuşuyordu.


Yataktan kalmak istediği zaman üstünde kıyafet olmadığı aklına gelip yorganı boynuna kadar çekti.


Ömer dün akşamdan beri ailesinin aramalarını görmezden geliyordu.

Ama telefonu kapatsa İbrahim'den ulaşıyorlardı. Sonunda telefonu tekrar açmıştı.


Arayan kardeşi Osmandı.

Sarı civcivi de yaptığı sesse uyanınca sinirle açıp " ne var ne " diye bağırdı.


Dün çok güzeldi.


Taki sevdiğini uyurken izlemek istediğini zamandan beri bir bitmemiştiler.


Osman abisinin sesiyle duraksadı.

Ne diyeceğini şaşırmıştı.

Sonunda aklını toparlayıp " abi konak karıştı . Dünürler laf söylüyor babam gelsin dedi yoksa...." dedi.


Devamını nasıl getireceğini bilmiyordu.


Ömer dünden beri iki kardeşi arayıp ısrarla gelmesini istiyordu.


Sıkılmıştı..


Huzur istiyordu.


Ömer sakinleşmeye çalışıp" ne var , yoksa ne , söylüyorsan söyle ağalığı mi alırlar alsınlar işime gelir" dedi baş ağrısıyla anlını ovmaya başladı.


Osman yutkundu . 


Keşke Ağalığı alsalardı dedi içinden..


O kadar basit düşünseler...


Osman "yoksa abi Gamze'yi başkasına veririm dedi babam akşam olmadan gelmezse Gamze'yi Kadir ağaya verecekmiş" dedi hızla..


.

Kadir Ağa dedi içinden Ömer , o yaşlı dört karisi olan bunak , benim kadınımı..


Ömer çıldırmıştı. " Geliyorum oraya" diyip hızla telefonu duvara fırlatacaken Gamze elinden tuttu.


Gamze'ye baktığında sarı civciv'i başını hayır anlamında sağa sola sallıyordu.


.

Sevdiği kız karşısında bütün güzelliğiyle duruyordu. Saçları omzuna dökülmüş .


Üstündeki basma elbisenin düğmelerini bir kısmını iliklemiş göğüsleri davetkar bir şekilde kendisine bakıyordu.


Ömer yutkunup elini Gamzeden çekip telefonu cebine koydu sonra sevdiğini göğsüne yaslayıp " ben işe gideceğim gelirken bir şey istersen mesaj at tamam mi güzelim" dedi .


Gamze Ömer'in sarılmasına karşılık verip o da Ağasına sarıldı.

Ayrıldıklarında ağası anlından öpüp odadan çıkmıştı.


Ömer kahvaltıya uğramadan çıkmıştı.


Gamze odayı topladı duş aldı. Aşağı inip kahvaltısını yiyip ve sofrayı topladı.


Sofradaki yaşlı kadın onu gördükçe yüzünü buruşturup " kapatmayı da ihmal etmiyor bizim eve getiriyor utanmadan" diye konuşuyordu.


Gamze bakışlarını kaçırıp duruyordu.

Bir ara kahve yapıp İbrahim abisinin annesine vermek için merdivenleri çıkacağı sırada kadının sesini duydu.


Yaşlı kadın " birde bu kız çıktı , diyorlar kız Ömer Ağadan önce köy tabak altı olarak kullanıyormuş meğerse bu kızı herkes kullanmış eee demiyorlar boşuna kapatma diye anası babası da yok kimin belli değil" diye sözüne devam ederken arkasında öksürük sesiyle arkasını döndü.


Karşısında İbrahim abisi vardı. İbrahim Gamze'ye baktığında kızın yeşil gözleri buğulanmıştı.


Bakışlarını kendisinden çekip yere sabitledi Gamze.


İbrahim ağzını açmadan Gamze kahveyi hızla mutfağa götürdü.


İbrahim merdivenleri çıkarak terasta oturan annesine karşısında oturan karısına baktı.


İbrahim kaşlarını çatmış " ben size demedim mi misafirim hakkında konuşulmayacak ana " bağırdı.


Sevdiği kız öyle miydi ne merhametli , ne narin , ne kırılgandı.


Hasret'i ...


Adı gibi Hasret kalmıştı..


Kendisini bu akbabalara bırakıp gitmişti.


Annesine ters ters bakıp karısına" Zilan ben sana demedim mi misafirime hürmet gösterilecek ters bir bakışında tek bir sözünde sana yapacağımı bilirim diye sen beni dinlemiyor musun" dedi .


Karısının yanında iyi davranıp arkasından ailesiyle iş çevirmesine , millette kötü davranmasına dayanamıyordu.


Tek bunlar da değildi.


Şimdiye kadar hamile diye sussuyordu.


Ama bu kadardı.


Zilan bakışlarıyla kayınvalidesinden yardım istedi.


İbrahim'in annesi Diyar hanım " oğul karın zaten birşey demez , ben derim ne arar burda sende Ağasın kızda güzeldir gönlün kayar mazallah olmaz , başka yerde kalsın" dedi iyi niyetli gibi konuşup kızı evden gönderecekti.


İbrahim annesinin gözlerinde yine o parıltıyı gördü.


Hasretine her bir eziyet yaptıktan sonra açıklamasını istediğinde yine böyle mazlum gibi bakıp , iyi niyetli olduğunu söyler ve kendisini ikna ederdi.


Geç olmuştu ama her bir bakışından anlıyordu . Annesini niyetini , gariban kızı şu koskoca konağa sığdıramamıştı.


En kötüsü karısı da destek çıkmıştı.

İbrahim konağı inleten sesiyle "Beni iyi dinle Diyar hanım ve Zilan hanım bir daha duyar, hissedersem lafımı ikiletiğinizi o zaman ikinizi de köyde işçi diye çalıstırmazsam bana da İbrahim Ağa demesinler" diyip terastan aşağı indi.


Mazlum dilsiz kimsesiz Gamze'ye bakındı.


En son odasının kapısını tıklattı.


Bekledi.


Bekledi kapının açılmasıyla karşısında yeşil gözlü güzel çıktı.


Annesi haklıydı ..


Ama İbrahim'in gönlüne sevda ateşi düşmeseydi o zaman bu güzel sabiye aşık olurdu.


Zaten İbrahim'in gönlü bir ateşle kavrulurken başka bir ateş düşemezdi .


Kız kardeşi olsa bu kadar korur bu kadar severdi.

Kardeşi bellemişti Gamze'yi...


Gamze duyduğu sözlerden sonra artık fazla ortalıkta dolanmayıp odasına kapandı.


Duyduğu sözlerin ne kadar haklı olduğunu düşündü.


İbrahim Ağasının kapıyı çalmasıyla düştüğü düşünce gırdabından çıktı.


İbrahim bakışlarını yumuşatıp " sen onlara bakmayasın sen bana emanetsin hatta sen benim Hasretimin , sevdiğimin emanetisin o olsa şimdi seni ne çok severdi.

O da senin gibiydi. 

Babası istemeyip birine verecekti. Ama ben görmüştüm .

Aşıktım. 

Gittim verdim parayı ben aldım .

Ne sevinmiştim .

Ama Hasret'im duyunca ne kadar üzülmüştü. Şimdi burda olsa seni en çok o anlar o yüzden sen onun bacısısın, bende enişten sen anama bakma olur mu güzelim" dedi .


Gamze düşünüyordu.


İbrahim Ağası o kadar çok iyidi ki sevdiği kızın - keşke ölmeseydi -dedi.


Zaten ağası istemeseydi de gidecek yeri yoktu.

Mecbur oturacaktı.


Köyüne dönemezdi.


Bu sefer dönse o muhtar denen adam millete bakmaz neler yapardı.


Başını sallayıp cebinden defterini çıkardı.

Kısa bir süre sonra defteri Ağasına uzattı.


İbrahim kızın boynu bükük yaralı hali kalbine dokundu.


Defteri okuduğunda daha kötü oldu.

Defterde" ağam sorun degil kimseye benim yüzümden kızmayasın sorun değil "yazmıştı .


İbrahim ne diyeceğini bilemedi sonunda" affettin mi onları " dedi.

Gamze sadece başını sallamak ile yetindi.


Bütün gün odada sevdiğini Ömer Ağasını bekledi.


Ömer Ağasının kapaması mı olmuştu.

Yatağa uzanıp gözlerini kapadı.

Ağlamayacaktı.


Ömer konağa girdiğinde beri babasıyla kavga ediyordu.


Babası eğer nikahlı karısının odasına girmezse Gamze'yı , Kadir ağaya vermekle tehdit ediyordu.


Sonunda patladı.


Ömer " asla başkasına veremezsiniz

Zelal denen kızı istemem dedim zorla evlendirdiniz ,baba yeminim olsun benden habersiz Gamze ile ilgili bir karar al , bana kötü bir haber gelsin bak bakalım size asıl kötü haberi ben getirmiyor muyum " dedi. Bağırmaktan boğazı acımaya başlamıştı.


Mehmet bey oğluna sözünü geçirmek için" o zaman iyi dinleyesen Ömer Ağa , Zelal'i karın yapacak ve bize erkek torun vereceksin yoksa sende benim yapacağımı iyi bilirsin" dedi.


Ömer dayanamayıp konaktan çıkacakken koluna Zelal'in sarılmasıyla durakladı.


Zelal gözyaşları arasında " ağam etme eyleme üçümüzde sonu olur , tamam sen git o kıza ama benimle sadece çocuğu yap , ben buna da razıyım size karışmam sadece çocuğuma bakarım geri dönemem " diye feryat ediyordu.


Ömer konakta. Zor kendisini dışarı attı.


🤨😋😅😉🤔


Takip etmeyi unutmayın .


Her yeni bölümde sizi haberdar ederim.


Umarım beğenirsiniz.


Ve yorumlarınızı bekliyorum.


Sizce Ömer ne yapmalı?


Ömer Zelal'in dediğini mı yapmalı çocuğu yapıp

kurtulmalı mı?


İyi kötü bütün yorumlarınızı bekliyorum( saygı çerçevesinde) ..


Ayrıca Wattpad güzel bir hikaye buldum bende okuyorum belki sizde beğenirsiniz ve göz atmak istersiniz diye linkini bırakıyorum.


Kitabın adı " aybaşı" ve doğuda geçiyor hikâye..


https://my.w.tt/s6IWuNgpRV


Loading...
0%