Yeni Üyelik
15.
Bölüm

15. Bölüm

@zeytan34

Ömer gülerek" valla karımı da alıp evime konağıma döneceğim" diyip güldü..


😶😶😶😶😶😶😶😶😶


Nikahın olduğu saatler Osman ecel terleri dökuyordu.


Kendi nikah işini hızlandırıp annesini ve Zelal'i nikah alışverişine yollamıştı.


Kendisi de babası ile kayınbabası ile düğünün sade bir nikah ile halledilmesi kararı alındı.


İtiraz edemezdi.

Osman çünkü nikahı kıymadan kaçmayı , sadece sevdiğiyle olmayı düşünmüşlerdi şimdiye kadar

Melek ile...


Melekle sonunda karı koca olacaktı . Abisi sayesinde daha da hızlandırıp nikahı yarın kıyacaktı.


Aklına bir an abisi Ömer geldi Osman'ın , ne yapmışlardı.


Nikah şimdiye olmuş muydu ,

Olsaydı abisi Ali arar gerine gerine anlatırdı.


Demek ki şimdiye kadar hal olmamıştı.


Derin bir nefes verip bu stresin bitmesi için Allah'a dua etti.

Sonunda kayınbabası ile tokalaşıp ayrıldılar.


Mehmet bey sakallarını eliyle düzeltip " seni de yarın nikâhını kıydık mi bir Ali kalıyor , onun da acelesi yok önce gelinler eve almışsın sonra Ali de evlenir" diye kendi kendine konuşuyordu.


Osman babasının yanında susmak dışında bir şey yapamıyordu.


Mehmet Bey'in adamlarından Mahmut yaklaşıp" müsade ederseniz Mehmet bey size önemli bilgi aktarmak zorundayım" dedi söyleyeceği şeyler boğazında düğüm düğüm olmuştu


Osman telaşla kolunu tutup " hadi baba anamlara bakalım işleri halletmişler mi yarın erkenden nikaha gidicez herşey bitsin" diyip uzaklaştırmak istemişti.


Mehmet bey oğlularının bu telaşlı ve arkasından iş çeviren hallerini sevmeyip " başlayacağım senin nikâhına , Ömer nerden lan sabahtan beri benimlesin abin nerde , hani çağırmıştın " dedi.


Osman sonunda beklenen sorunun sorulmasıyla" baba şey" demesiyle..


Mahmut" ağam bende seninle o konu hakkında konuşacaktım" dedi.


Bunu duyan Mehmet bey" ne ağzında geveliyorsun çabuk söyle" dedi emrini vererek...


Osman ne kadar adamları Mahmut'a işaret edip , kaş gözle konuşma dese de Mahmut başını eğip" söylentiye göre Ali ağam beyaz bir elbise almış " dedi başını kaldırmayarak.


Bunu duyan Mehmet bey " ne diyorsun Osman, Ali ne alaka o da mi sizin gibi yoksaa" dedi bakışlarını Ali'ye çevirerek.


Osman'ın telefonun melodi sesi yükseldi cadde de.


Osman cebinden çıkarıp açtığında Ali'nin" tamamdir abin halletti osman"dedi gülerek.


Osman babasina bakarak " günah benden gitti ben seni ararım abi " dedi Ali abisine..


Mehmet bey kaşlarını çatarak bakıyordu.


Osman telefonu cebine koyup" ağam Ali abimle beyaz elbisenin alakası yok, Ömer ağam için aldı Gamze'ye nikahi kıydı abim" dedi bakışlarını yolun taş zeminine dikerek..


Mehmet bey duyduklarıyla şaşırıp" ne duyorsun lan it sizde Ömer'e yardım ettiniz öylee mi " diyip tokat attı Osman'a..


Yolun ortasında adamların yanında tokat yemek Osman'ın zorundan

gitse de Ömer ağası sayesinde sevdiğine kavuşuyordu , abisi için değerdi.


Mehmet bey " konağa gidiyoruz , ben hepinize göstereceğim bakalım lafımı dinlememek neymiş görün" diyip hırsla arabasına bindi.


Osman babasının gidişini izledi..

Etrafa göz attığında insanların kendisine baktığını gördü ve daha fazla utandı.


Aşkı artık ağır geliyordu Osman'ın..

Sevdalanmak , aşk bunlar yoruyordu. Kalbi nasıl bu kadar ağır yükü taşıdığına hayret ediyordu.


Sevdiğini bir tatlı bakışı için mıydı herkesi karşına alması...


Cebinden bir sigara çıkarıp yaktı.

Sigarayı içine çekip nişanlısı Meleği aradı..

..

.


Ömer , İbrahim , sekreteri ve nikahli eşiyle yemek yiyordu.

Bir nevi kutlama yapıyordu.


Demet " çok yakışıyorsunuz ama gelin hanımından maşallahı var tu tu tu" diyip yüzüne doğru tükürür gibi yaptı.


İbrahim sekreterinin davranışına gülüp" bak doğru söylüyorsun senden güzel senin gibi ceket , pantolon giymemiş seni bazen adamlarımla biriyle karıştırıyorum" dedi alay ederek..


Demet patronunu söylediklerine şaşırdı , evet pantalon gömlek seviyordu.


Saçlarını erkek gibi yapmayı da seviyordu. Ama kıza benzemediğini düşünmüyordu.


Çünkü istisnasız her gün makyajını yapıyor ve davetlerde iddiali giyinmekten çekinmiyordu.


Demet yanaklarını şişirip dudaklarını büzerek patronuna doğru" hadi ama gelin hanım kadar güzel olmasam da gayette güzelim , yoksa neden alıcım çok olsun de mi" diyip göz kırptı.


Çıkma isteyen , evlenmek isteyen insanlardan çok teklif alıyordu ve bununla gurur duymaktan da çekinmiyordu.


İbrahim sekreterin dedikleriyle özellikle son dediğiyle sinirlendi .

Alıcıları kimdi?


Kim yanında çalışanı bile olsa kendisine sormadan ilgileniyordu?.


İbrahim kaşlarını çatıp" kimmiş o alıcılar söyle bakalım Demet hanım" dedi.


Demet patronunu sert ve sinirli bakışlarına şaşırıp"neden merak ettiniz efendim" dedi.


Araya ciddiyet katarak.


İbrahim sorduğu soruya soruyla karşılık verilmesine daha fazla kızıp" sana soru sordum sadece cevabını istiyorum " dedi..


Demet ne diyeceğini ve nasıl davranacağına şaşırıp masadakileri süzdü.


Damat ve gelin hanım dikkatle onları izliyordu.


Damat bey gülüyor muydu,?


Daha fazla patronun sorusunu karşılıksız bırakmamak için Demet

" Mavi turizm şirketi sahibi Salih bey yemeğe çıkmak istemişti sonra her gün yemeğe gittigim Seyr-i Mardinin sahibi Akif bey evlenmek istediğini falan söyledi de siz neden merak ettiniz" dedi patronunun yüzünü inceleyerek ..


Patronu çok yakışıklıydı ,siyah boncuk gibi gözleri saçları dalgalı ve her zaman arkaya doğru atmış sakalları biraz uzun ve elmacık kemikleri sakallarının yanına bir çizgi çekmişti adeta...


Ah diye iç çekip incelemek istiyordu..


Ama evliydi kapmışlardı malesef...


İbrahim Demet'in dediklerine şaşırmıştı hangi ara bu kadar adam teklif etmişti Allah bilir daha bir çok kişi vardı.


İbrahim yemeğinden bir parça alıp" çalışanımsın elbet kimle konuşuyorsun bileceğim ailende burda değil birşey olmasın diye ,

o yüzden bir daha Seyr-i Mardin'e yemek yemeğe gitmeyeceksin Salih bey ile toplantı da ise yanımdan ayrılmıyorsun o adam iyi bir insan değil duydun mu" dedi lafının sonuna doğru sesini ayarlayamayıp bağırmıştı resmen ..


Demet ürküp" peki" diyip önündeki yemeğe döndü.


Ömer Ağa Kürtçe konuşup" İbrahim bu kadar ilgili olma sekreterine ,

o ne yapacağını bilen bir kadın yoksa başka bir mevzu mu var bilelim" dedi imayla ..


İbrahim arkadaşının söylediklerine şaşırıp o da Kürtçe " ne olacak saçmalamaya evliyim ben" dedi.


Ağırlık yapmıştı , boynuna paranga vurmuştu bu evlilik...


Ama evliydi ne olursa olsun...


Ömer gülüp" doğru evlisin sevmediğin, sevdiği bir insani mezara koymuş ve vicdanın ve ailesi , karısı arasında kalmış birisin ve senin sevmeye aç bakışların hayatında birini istemiyor" dedi.


İbrahim arkadaşının dedikleriyle dondu.


Gerçeklerin bir anda yüzüne vurulması ve Hasret'i ...


Hasret'inin ölümü hala acıtıyordu. Sevemezdi ondan başka kimse olamazdı...


İbrahim ayranını içip Türkçe " neyse tebrikler umarım çok mutlu olursun kardeşim biz müsaadenizi isteyelim karımın günleri eve erken gideyim Demet'i de bırakacağım daha" diyip ayaklandı.


Demet yemek yerken patronunun dedikleriyle yediği et boğazında kalıp öksürmeye başladı.

Gamze , Demet'te suyu uzatıp sırtına vurdu.


İbrahim Demet'in bu sakar , kendisini endişelendirecek hareketlerine kızıp

" la havle...." çekti.


Ömer " kardeşim acele etme kız daha yemeğini yiyordu " dedi.


Demet panikle " yok acele etmiyor patronum, biz kalkalım malum siz evlisiniz başka zaman tekrar görüşürüz mutluluklar "diyip ayaklandı.


Ömer İbrahim'in de gitmesiyle sevdiğinin elini tutup konağa hareket etti.


Arabadan inip konağa girdiklerinde ürkütücü bir sessizlik kaplamıştı.


Konağın çalışanların sesi yoktu.

Bu ilginçti. 

Merdivenleri çıkmaya başladı

terasa çıktığında gökyüzünü yıldızlar esir almıştı.


Ve ailesi özellikle babası herkes oturmuş sessizce bekliyorlardı.


Babası öğrenmişti Ömer'i ve bu fırtınadan önce ki sessizlikti..


Mehmet bey ve oğlu , yanındaki kızı görüp ayağa kalktı ve iki adım atıp oğlunun karşısına geçti" ne demeye Gamze ile evlendin , bu kadar seviyordun madem kuma alaydın ne demeye boşandın kan davası istiyorsun" dedi bağırarak...

Gamze ağasından korkup iki adam geriledi.


Ömer " yapma baba hiç bir zaman karım olmayacak bir insan ile niye nikahli kalayım kan davasına gelince ben sana ilk baştan beri olmaz demiştim ama sen inatla Zelal'i karım olmasını isteyip zorla nikaha oturtun" dedi sakin sesiyle...


Mehmet Ağa karısı, oğlu, gelini ve çalışanların karşınsıdan sert bir tokat indirdi Ömer'in yanağına ve " sen adam olamazsın ananı, atana karşı gelip evlenmek ve yaptığın suçları atanı suçlamak ben sana hiç birşey ögretememişim yazıklar olsun şimdi yıkıl karşımdan" dedi .


Ömer yediği tokatla babasına bakıp

" haklısın şimdi karşından yıkılıcam ama önce Zelal'i ait olduğu yere götürelim malum artık karım da değil" diyip hırsla Zelal'in kolundan tutup dış kapıya götürdü.


Mehmet Ağa bağırarak " bırak onu Ömer yoksa silerim seni " dese de Ömer hızla Zelal'i arabaya bindirip hareket etti.


Ali hızla Gamze'nin kolundan tutup babası görmeden odasına götürüp orda kalmasını söyledi.


Zelal ağlayarak" lütfen götürme millet ardımdan ne der , babam siler dul birine acımadan verir götürme lütfen , valla karışmam sana ne de karına bir köşede yaşarım ben" dese de Ömer dinlemiyordu..


Madem babası silmişti . 


Tam silsindi.


Konağa girip ailesine verdiğinde Zelal'in babasi Hanifi bey" bu kan davasıdır Ömer Ağa bundan sonra ayağını denk alasın" dedi göz dağı vererek..


Ömer sinirle " kan davası olsun , bakın benden tek alacağınız canım karşıma geçip vurun beni " diyip konaktan ayrıldı.


Artık ruhu vücuduna sığmıyordu Ömer'in..


Babasının dedikleri ağır gelmişti .

Ve kan davasını da göze almıştı,


🙄🙄🙄🙄🙄🙄🙄😶😶😶😶😶

😶😶


Beni takip edip beğendiğiniz hikayenin kitap olmasına yardım etmenizi rica ediyorum.


Kısacası takip ve beğenmeyi unutmayın

    Seviliyorsunuz

                               Yazarınız: Zeytan😜


Loading...
0%