Yeni Üyelik
16.
Bölüm

16. Bölüm

@zeytan34

Ömer daralıyordu.


Sığamıyordu odalara...


Babası silmişti kendisini..

Şimdiye kadar bir dediğini iki etmemiş ,istemediği bölümü bile okumuştu.


Ama gelgelelim yaranamamişti.

En azından sevdiğine sahip çıktığına seviniyordu.


Evet ya sevdiği ona ne olmuştu.

Ya babası birşey yapmışsa..

Hızla Ali'yi aradı..


Telefon çalmasıyla Ali babasının hiddetinden korkup çalan telefonu kapattı.


Yaptığı hareket Ömer'i daha fazla endişelendirmek dışında bir işe yaramadı.


Telefonun zil sesini duyan Mehmet Ağa bakışlarını oğlu Ali'yi buldu.

Mehmet Ağa" demek Ömer'e sen yardım etti he Ali o zaman sen cezayı hak ettin, seni de yakında evlendiriyorum yarın Osman aradan çıksın seni teyzenin kızı evlendiriyorum ve burda da kalmıyorsun sen artık ceza bitene kadar ırgat gibi çalışacaksın bak bakalım babana karşı gelmek neymiş" dedi bakışlarını oğlunda tuttu.


Ali babasının dedikleriyle dünyası başına yıkıldı .


Abisine yaptığı yardımın sonucu sevmediği hem de beraber büyüdüğü kızla evlenecekti.


Bu da bu yetmezmiş gibi evinde de istemiyordu.

Babasının eline yapışan Ali "yapma baba , etme hadi gönder çalışayım ama o kız olmaz akrabayız biz " dedi af dileyerek.


Mehmet bey oğullarını artık dinlemeyecekti.


Oğullarını dinledikçe saygısızlıkları artmış, başını eğdirmişlerdi.


Elini hızla oğlundan çekip bakışlarını Osman'a çevirdi.


Mehmet bey" sana gelince Osman bey sen de karında gidiyorsunuz amcanın yanında ona hizmet edin bakayım onu oyalıya biliyormusunuz" dedi.


Osman amcasının ne kadar sinirli ne kadar asabi ve çekilmez bir insan olduğunu biliyordu.


Ve bir o kadar otoriter , çocukları bile okumya bahanesi ile kaçmıştı.


Amcasını , karısı bile zor çekiyordu.

Amcasıyla yaşama fikri ağır geliyor boğazına kelepçe geçirilmiş gibi şimdiden hissediyordu.


Kardeşine baktığında Ali'nin sırtındaki yük daha ağır geldi.

En azından sevdiği yanında olacaktı ama kardeşi şimdiye kadar koruyup kolladiği kız ile evlenecekti hem de o kızla birbiriyle iki ayrı uçurum gibiydiler.


Mehmet bey karısı Meral hanıma "kardeşine haberi ulaştır Osman'ı evlendirelim diğer gün oradayız istemeye"dedi emir vererek.


Meral hanım başını sallamak dışında hiç birşey demedi..


Oğlu Osman'a üzülüyordu.

İhsan beyle nasıl geçinecekti aklı hep Osman da kalacaktı.


Ali için sevinmişti yiğeniyle evlenecekti daha ne olsundu.


Mehmet bey çalışanı Meryem'e" odama kahve getiresiniz " dedi.


Yavaş adımlarla odasına ilerledi.

Ali terasın ortasına bedenini bırakmak dışında birşey yapamadı.

Utanmayı bıraktı.

Bedenini bir çuval gibi terasın ortasına attı.


Bu yük çok ağırdı.

Bu ceza değildi .

O çirkin kızla ..

Olmaz yapamazdı.

Ama yine babasını dinlemezse babası bu sefer kesinlikle silerdi.


Osman kardeşinin yerde ki haline dayanamayıp " herkes işinin başına" diyip yanına ilerledi sonra yanına diz çöktü.


Osman bir an kardeşini nasıl teselli edeceğini düşündü.


Ne demeliydi , olur böyle şeyler , alışırsın ...


Kendi kendine güldü.


Osman kardeşinin sırtına elini koyup

" istersen sana yardım ederim ne olursa olsun" dedi kendinden bir o kadar emin sesiyle.


Ne yapabileceği hakkında en ufak fikri yoktu.


Ali abisinin dediği hoşuna gitse de

" sağol abi ama kader şimdi müsaadenle ben biraz kafamı dinleyeceğim" diyip yerden kalktı.


İçinden demek ki birinin mutsuz olması gerekiyordu o da benim dedi Ali..


En azından kimseye sevdalanmadım diyip güldü .


Osman kardeşinin kendi kendine gülmesini garipseyip yanına ilerleyecekken Ali hızlı yerinden kalkıp , koşar adimlarla konağın dış kapısına ilerledi.


Dış kapı açılıp içeri Ömer abisi girince duraksadı Ali.


Ömer kardeşini karşısında görmesiyle sinirle" niye açmıyorsun lan telefonu aklım çıktı, sarı civciv'im nerde babam birşey yaptı mı" dedi biraz da panikle.


Ali kendi kendine güldü.

Göğsü sıkıştı , gözleri doldu. Nefes alamaz gibi oldu.


Yutkunup" iyi birşey olmadan odama götürmüştüm şimdi müsadenle" diyip arabasına yöneldi ve gitti.


Ömer kardeşindeki değişimi konuştuğu ilk dakika anlamıştı.

Ama neydi.?


Kardeşi Ali ne olursa olsun her zaman şakalaşır en azından sırıtırdı.


Ama ne olduysa dünya başına yıkılmış ve altında kalmış gibi davranıyordu.


İçinden hayırdır inşallah diyip merdivenleri çıktığında karşısına Osman çıktı.


Osman kardeşi Ali'nin kendisine bir şey yapmasından korkup peşinden gidecekken karşında abisi görmesiyle rahatladı.


Osman telaşla" abi birşey yapsan babam Ali'ye teyzemin kızını isteyecekmiş sonra ırgat diye çalıştıracakmış" dedi.


Ömer duydukları ile önce kaşları çatıldı anlındaki damarlar ortaya çıktı.


Ömer kısa bir düşünmeyle " ben babamla konuşayım sen bekle hele" dedi


Hızlı adımlarla babasının odasına ilerledi.


Kapıyı tıklatıp cevabı beklemeden içeri daldı.


Babası kahvesini yudumluyordu.

Ne yani mutlu muydu babası?


Ömer babasının karşısına geçip" baba Ali'yi evlendirecek misin" dedi.


Mehmet Ağa" he olacak sen ne karışırsın" dedi.


Ömer babasının bu rahat hallerine kızıp" ne mi karıştırım Ağa değil miyim ağalığı devretmedin mi sen baba "dedi.


Mehmet Ağa oğlunun sözlerini duyup gür sesiyle kahkaha atmaya başladı.


Kahkaha sesleri duvarlara çarpıp daha da yayılıyordu.


Bir anda gülmeyi kesip ayağa kalktı

" sen mi Ağasın, sana ağalığı verdik ama Ağa gibi davrandığını göremedik toy delikanlılar gibi davranırsın bir gün şirkete iş bağladın mi ya da bağ, bahçelere baktın mi , otellerle ilgilendin mi , peki derdi olan insanlara dertlerine çare buldun mu ağaymiş,, eğer ağaysan önce kendi insanlarının dertlerini düşünesen artık Ağa gibi davransın , gidip sana ait sorumlulukları yerine getiresin" dedi.


Ömer babasının dedikleriyle dumura uğradı.


Haklıydı babası , geldi geleli hiç bir ise yaramamıştı.


O yüzden kimse Ağa yerine koymuyordu.


Kardeşi için yapabileceği hiç birşey yok gibi duruyordu.


Sessizce odadan çıkmak dışında hiç birşey yapamadı.


Sessiz adımlarla odadan daylgin bir şekilde çıktığında karşısında Osman'ı buldu.


Osman " eee Ali evlenmeyecek değil mi ağam" dedi biraz merak ve umutla..


Ömer'in boğazına yumru oturmuştu.

Ömer" ben Ağa miyim ki Osman, babam önce ağalık görevlerini yerine getir sonra karşıma çık dedi resmen konuşturmadı bile" dedi hüzünle.


Osman abisini yıkılmış bir şekilde ve ümitsiz konuşmalarını duyunca

" yapma abi Ağasın sen işlerini aksatmış olabilirsin ama kimse senin karşında duramaz belki Ali icin böylesi hayırlıdır he" dedi teseli ederek.


Ömer " İhşallah " dışında birşey diyemedi.


Ömer sarı civciv'ini alıp odasına gitti Gamze ürkek bakışlarını görüp

" korkma güzelim kimse sana birşey diyemez sen yine bu konağın kızısın şimdi uyuyalım yarın ben işe giderim sende anamla düğüne , biraz yüzün gülsün" dedi.


Gamze Ağasının söyledikleriyle yüzünde bir gülümseme peyda oldu.

Şimdi gönül rahatlığıyla Ağasının yatağına girip aynı yastığa başını koyabiliyordu.


Kendisi için de mutlu olmak vardı.

Ağasının yüzünü incelerken yavaş yavaş gözleri kapandı.


Ali ise Mardin'e karşı tek başına bekarlığa veda partisi yapıyordu.


Kendi kendine gülerek" sevenleri kavuşturdun da ne oldu kendi parçanı kurtaramıyorsun Ali Ağa " dedi


🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤔

Evet nasıl buldunuz.


Ömer ?


Gamze ?


Ali ?


Osman?


Mehmet ?


Meral?


Hakkında ne düşünüyorsunuz.


Lütfen beni takip edip hikayeme destek vermeyi unutmayınız.


            Seviliyorsunuz

           

                      Yazarınız : ZEYTAN 😜


Loading...
0%