Yeni Üyelik
17.
Bölüm

17. Bölüm

@zeytan34

Güneş doğmuş kuşların cıvıltısı kaplamıştı dört bir yanı.


Güneşin yakıcı ışığı konağın taş duvarlarından yansıyor ve izleyene görsel şölen uyandırıyordu.

Küçük kıpırtılardan sonra herkes uyanmış ve sessizce kahvaltı etmiştiler.


Ömer ile Osman takımlarını giymiş şirkete gitmek için hazır vaziyeyteydiler.


Ali ise pijama ve penyesiyle oturmuş sessizce kahvaltısını yapıyordu..

Mehmet bey oğullarını izliyordu.

Meral hanım ile Gamze kahvaltıları erken yapmış hazırlıkları hallediyordu.


Mehmet bey oglun Osman'a kaşlarını çatıp " senin bugün düğünün var hayırdır ne arıyorsun şirkette " dedi.


Osman dün abisinin yıkık halini görünce ona işlerde yardım etmek için erken uyanmıştı.


Elindeki çayı masaya bırakan Osman " önce şirkete uğrayayım ordan geçicem düğün evine şirkette işlerim var " dedi..


Mehmet bey ağır ağır başını sallayıp sakallarını okşadı.


Bakışları bu sefer Ömer'e kaydı" ee Ömer bey ya da Ağa demeli , kardeşinin düğününe gelmiyor musun " dedi.


Ömer babasının dalga geçmesini es geçip" şirkette toplantıdan sonra katılacağım ağam " diyip babasının hala ağalığı devam ettirdiğini ve kendisine söz hakkı bırakmadığını vurguladı.


Mehmet bey kaşlarını çatıp " artık Ağa sensin biraz işlerle ilgilende benim ağalık görevlerini yerine getirmeme gerek kalmasın" dedi.


Ömer sadece başını sallamak ile yetindi , babasının lafının üstüne laf söylenmezdi.

Aile büyüğüydü.

Saygıda kusur etmek çok büyük ayıptı.


Mehmet bey oğlu Ali'ye baktı uzun uzun Ali artık babasını da abilerini de umursamak istemiyordu .


Babasının bakışlarından rahatsız olan Ali elindeki çatalı bırakıp ters ters babasına bakmaya başladı.


Mehmet Ağa oğlunun dik dik bakmasına sinirlernip" ne bakıyorsunuz, ters ters it karşında maraba yoktur" dedi..


Ali dün içkinin verdigi rehavetle "ne fark eder ağam sonuçta marabalarının derdini düşündüğün kadar oğlunu düşünmüyorsun " dedi.


Mehmet Ağa oğlunun diklenip cevap vermesine kızıp , birden ayağa kalktı ellerini masaya yasladı" sen ceza istersin he Ali" dedi emin olmak ister gibi.


Mehmet bey oğlu Ali'nin deli dolu hallerini sevse de , saygısızlığa dayanamadı.


Ali gülüp " daha nasıl bir ceza verebilirsin ki Mehmet Ağa" dedi sonundaki Ağa kısmını vurgulayarak.


Mehmet bey oğlunun cevabına kızıp yumruğunu masaya indirdi" sen kaşınıyorsun belli " arkasındaki kahyasına dönüp" git bana atın kırbacını getir " dedi.


Bakışlarıyla Ali'yi ezmek isteyerek .


Ömer ile Osman babasının dediklerine şaşırmışlardı.


Ömer ayağa kalkıp" yapma baba küçük değiliz hem o ne dediğini bilmez " diye araya girdi.


Osman yutkunup" ağam o dün çok içmiş ne dediğini bilmez" dediğinde ..


Mehmet Ağa gülüp" ne güzel şimdi onu adam edeceğim şimdiye kadar yapma etme dedikte ne oldu şimdi görür o" dedi dişlerini sıkarak.


Ali etrafında olan olayları umursamıyor ve yavaşça kahvaltısını yapıyordu.


Kahya koşarak elindeki kırbacı Ağasına uzattığın da Mehmet Ağa oğularına " tutun şunu da , bakalım hala diklenebiliyor mu" dedi bakışlarıyla Ali'yi göstererek..


Ömer ve Osman bir anda gelişen durum karşısında şaşkınlıklarını gizleyemeyip" olmaz" dediler .

.

Mehmet bey "he sizde dinlemiyorsunuz, kahya kapıdakileri çağır gelsinler "dedi.


Kahya hızlı bir baş sallamasının ardından koşarak uzaklaştı.


Ali çayını yudumlayıp babasına bakıyordu.


Ömer" Ali bana bak af dile babamdan hadi "dedi korkuyla .

Kardeşi kendisi yüzünden neler çekiyordu.

Bütün bu olanların suçlusu olarak Ömer kendisini suçluyordu.


Ali gülüp" yok af dilemek falan ben cezamı çekeceğim sanki az yedik kırpacını" dedi dalga geçerek.


Osman Ali'nin yanına gidip "sus lan" kaşlarını çatıp ,eliyle Ali'nin omuzunu sıkıyordu


Ömer" baba sen bu deliye bakma onun yerine ben özür diliyorum Ali'nin aklı yerinde değil" dese de gelen adamlarına Mehmet bey" tutun Ali'yi ortaya getirin "dedi.


Ömer hızla" olmaz öyle şey uzaklaşın" desede .

Mehmet bey bağırarak" ben büyük ağayım şimdi alın şunu" dedi oğlu Ali'yi göstererek..


Adamlar bakışları Ömer Ağada olsa da hızla Ali'yi yerinden kaldırıp ortaya getirdiler..


Mehmet bey çıkar üstünü demeden çıkardı Ali.


Mehmet bey" tutun kollarından sırtını çevirin" dedi .


Adamlar Ali'nin kollarından tutup sırtını çevirdi.


Ömer babasının kırbacı havaya kaldırdığında kardeşinin önüne geçti. Kırpaç hızla Ömer'in sırtına değdiğinde havada tok bir ses bıraktı .


Mehmet bey sinirle Ömer'e"geç lan köşeye" dese de kardeşine sarılmaya devam etti Ömer..


Mehmet bey" geç dedim Ömer," dese de dinlemedi . Kardeşinin ömür boyu kendi sevdası yüzünden acı çekeceğini bildiği için. Kırbaç cezası kendisi için o azdı bile..


Ali abisini sarılmasıyla kurtulmak için çırpınsa da abisinin güçlü kolarından kurtulamadı.


Mehmet bey sinirle tekrar kırbacı Ömer'in sırtına indirip köşeye attı.


Mehmet bey odasına gitmeden" dua edin bugün du6gun var yoksa ben size yapacağımı bilirdim" dedi.


Mehmet Bey'in uzaklaşmasıyla Ali hızla adamlardan kollarını kurtarıp abisini inceledi.


Ömer sırtına inen iki kırpacın acısıyla doğrulamak istediğinde inledi.

Sırtındaki acı doğrulmak istedikçe dağılıyor ve katlanılmaz oluyordu.


Sonunda doğrulduğunda gözleri kanlı , kaşları çatılı bir hal aldı.


Ali abisine bakıp" niye atlarsın önüme bırakaydın çekeydim cezamı , abi iyi misin" dedi panikle.


Ömer yürümek istedikçe sarsılıyordu.

Osman abisinin koluna girip sandalyeye oturtu


Ömer çektiği acıyla Ali'ye "bir şey olmaz bu da benim cezam olsun benim yüzümden yeterince ceza aldın" dedi çenesini sıkarak.


Osman abisinin canının yandığını hissedip "doktor cçgırayım ağam" dediğinde Ömer hızla başını sağa sola salladı.


Ömer dişlerini sıkıp oturduğu yerden ayağa kalktı


Ömer " şimdi sarı civciv doktoru görünce meraklanır o görmeden ben şirkette hallederim Ali sen de ayak altında dolanıp babamı kışkırtma " diyip merdivenlere yöneldi.


Osman hızla başını Ali'ye çevirip

" abim doğru söylüyor babamın gözüne batma he Ali " diyip Ömer'in peşine koştu.


Ali abisini kendi yerine kırbacı yemesi üzerine odasına gitti , ne düğün ne başka birşey ,kendi düğününe kadar odadan çıkmama kararı aldı kendince..


Ömer şirkette gidip sırtına merhem sürsende sırtındaki kaba eti , zaman ilerledikçe daha belirginlesip canını acıtıyordu


Bütün gün toplantı da oturamadı, Osman'ın düğününde zar zor oturmuş kardeşiyle karşılıklı güçlükle oynamıştı.


Aksam odasına girdiğinde Gamze bütün gün ağasından uzak kaldığı ve özlediği için hızla sarıldığında , Ömer'in ağzından inleme firar etti.


Gamze panikle ağasından uzaklaşıp şaşkın şaşkın baktı.


Ömer Gamze'sinin paniklediğini görünce gülümsemeye çalışıp "bir sorun yoktur sarı papatyam , sen birşey yapmadın ben sırtımı incittim de sende birden sarılınca boşluğuma geldi güzelim korkma ,yanlış bir şey yapmadın, tam tersi hoşuma gitti" diyip Gamze'ye sarıldı.


Gamse Ağasının belinin incittiğini duyunca defterine hızla yazıp Ağasına uzattı" masaj yapmamı ister misin Ömer'im "yazmıştı.


.

Ömer Gamze'nin en son yazdığını görünce önce kaşlarını çattı emin sonra dudaklarında bir gülümseme peyda oldu.


Gamze şaşkınlıkla Ağasının mimiklerini izliyordu.


Ömer bakışlarını Gamze'ye yöneltip "sen Ömer'im mi yazdın, ben mi yanlış gördüm sarı papatya" dedi gülerek..


Gamze yazdıklarına baktığında şaşkınlıkla Ağasına baktı, panikle ne yazdığını bilmiyordu düşündüğünu direk yazmıştı.


Gamze Ağasının bakışlarından ürküp başını yere çevirdi.

.

Ömer'in sırtındaki ağrı çoğalsa da Gamze'nin dudaklarından bir buse aldı.


Ardından sevdiğinin anlından öpüp "hadi uyuyalım güzelim" diyio üstünü çıkardı .

Gamzesi görmeden üstünü değiştirip yatağa uzandı.


Sevdiğine sarıldığında sırtındaki ağrı bütün vücuduna yayılsa da Ömer dişlerini sıkıp gözlerini kapattı .


Bir hafta konakta sessiz geçmişti.

Ömer ile Osman her sabah işe giderken eşlerinin kapıda uğurlaması bir ritüel olmuştu.

Gelinler kaynanalarının etrafında fır dönüyordu.


Mehmet bey gelinlerinin kusurlarını arasa da bulamıyordu.

Gamze kendi kızıydı bir şey diyemezdi , kendisi yetiştirmişti.


Osman'ın karısı Melek 'te kusura arıyor oğluna laf söylemek istiyordu ama gelini , karısının sözünden çıkmıyor ve Gamzeyle iyi anlaşıyordu


Ali'yi gözleri arasa da bir haftadır odasından çıkmadığını biliyordu.


Yanı başında oturan hanımına dönüp " ee Meral hanım kardeşine sordun mu , ne der kızını Ali'ye verir mi" dedi


Meral hanım gülüp" tabi verecek akraba olmamızı geçtim, o sakar kızı kim ister evde kaldı da oğlum sayesinde kapı buldu " dedi yeğenini çekiştirerek..


Mehmet bey başını sallayıp" iyi iyi o zaman bu akşam gidiyoruz oğluna söylede yeni gelin gibi oturmasın odasın da , akşam isteme var" dedi.


Mera hanım" sen merak etmeyesin" diyip başını salladı.


🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤐


Evet nasıl buldunuz..

Umarım beğenmişsinizdir.

Beğeni ve takip etmey

i unutmayınız.

Sevdiğiniz kitabı basılması için lütfen takip ediniz..

Yorumlarınızı bekliyorum


           Seviliyorsunuz

                               Yazarınız: ZEYTAN 😘

   


Loading...
0%