@zeytan34
|
.Abisiyle yavaş yavaş odanın kapısına geldiğinde içeride “ anne için tehlikeli ama siz bebeği sanırım riske atmak istemiyorsunuz ama iyi dinleyin, bakın ilacı verirsek düşebilir ama bir ihtimal bebeğin de yaşama şansı var hem anne uyanmazsa bir süre sonra beyin fonksiyonları ölür ve ikisini de kaybederiz ama ilacı verirsek çocuk ölse bile bir daha çocuk yapma şansları var neden anlamıyorsunuz” dedi. Ömer duyduklarıyla dünyası başına yıkılıp koluna giren Osman’ı itti ve içeri girdi. 🤨🤨🤨🤨🤨🤨🤨🤨🤨🤨🤨 Gözleri Gamzesini arıyor yatakta ölü misali yattığını görünce yanına koştu. Nasıl bir şeydi . Kaç gündür görmüyordu kaç gündür ne yaşadığını bilmiyordu. Ellerini tutup “ doktor bey durumu nasıl “ dedi sesinden kırılmışlık , yıkılmışlık fark ediliyordu. Doktor içeri bir anda giren hastaya şaşkınlıkla bakıyordu. Doktor bey “ siz hastanın tam olarak nesi oluyorsunuz” dedi şüpheyle. Ömer gözleriyle sevdiğini vücudunu tarayıp” kocasıyım karım nasıl durumu ne zaman kendine gelir” dedi. Doktor kocası olduğunu duyduktan sonra rahatlamayla “ şükür bende sizi bekliyorum üç dört gündür anlatamadım malum karınız düşerken başını vurdu ve bilincini kaybetti üstelik hamile , hamile olduğu için elimizden geleni yapamıyoruz çünkü çocuğu kaybedebiliriz izin gerekli eğer müdahale etmezsek ikisini birden kaybedeceğiz dün Mehmet Bey’e de anlatmaya çalışıyorum bakın daha gençsiniz ....” diye devam edecekken. Ömer sözleriyle dondu” doktor bey karım yaşasın başka bir şey istemiyorum benden size izin ama karım yaşayacak yoksa gözüm ne sizi ,ne de başkasını görür” dedi bariton ve güçlü sesiyle.. Doktor duydukları ve sözünün yarıda kesilmesine şaşırıp “ Allah’ın izniyle her şey olacak “ diyip hemşireyi çağırdı. Ömer sevdiği kadının ameliyathaneye girişini hüzünle izledi. Hepsi kendisinin suçuydu tahmin etmeliydi. Başına geleceklerinin tahmin etmeli , ne olursa olsun kendisinden sonra sarı civcivinin hayatını devam ettirebileceği adımlar atmalıydı. Kendisi olmasa da sevdiği güvende ve mutlu olmalıydı. Ama aşık olduğundan beri Mecnun gibi dolaşıyordu. Çocuğu da olacaktı, eğer yaşarsa diye çocukları için her ihtimali düşünmeliydi. Gamzesi ve kendisine ait bir çocuk belki de kız Gamze’sine benzer deli dolu halleri , utangaç ,naif belki de Ömer’e benzerdi , hayali bile güzeldi nasıl da kalbi pır pır ettiriyordu bu duygu. Ama öncelik sarı civciv ’indi. Önce o yaşamalıydı. Sonra çocuk olurdu. Ömer kaç saat ameliyathanenin önünde beton zeminde beklediğini soğuğun nasıl vücudunu etkilediğini yarasının tekrar kanamasını hissetmedi. Saate dalmış her dakikayı, her saniyeyi sarı civcivden nasıl ayrı geçirdiğini düşünüyordu. Sarı civcivi.. hayatı, renk katmış dünyası olmuştu. Eve ilk geldiğindeki hali .. Sonra artık kalacağını söylediğinde bakışları. Her gün sari civcivi girmek için yataktan nasıl fırladığını her hediye alışında ürkekçe gülümseyip başını eğişini hatırlıyordu. Şimdi o olmazsa yakardı Mardin’i .. Kimseyi yaşatmazdı. Kuş uçurtmazdı. Bir şey olmayacaktı. Mehmet bey” kalkasın dikişlerin atmış git dinlen biz bekleriz burada sen daha önemlisin sen Mardin’in Ağasısın Ömer Ağa kalk yerde kalmak yakışmaz sana” dedi. Ömer gülerek “ ben Mardin’in ağası değilim unuttun mu Mehmet Ağa sensin Mardin’in ağası sen söylemiştin” diyip yerinden doğruldu babasıyla yüz yüze gelip” eğer Mehmet Ağa yaşamazsa karım seni sorumlu tutarım yakarım buraları ardımda köz mu kalmış, kül mü umursamam” dedi sert bakışlarını babasının korkutsa da geri adım atmadı. Mehmet bey” sen ne dersin Ömer Ağa sen buranın ağasının ki sana bir şey olsaydı tabi ki torunumu düşünecektim senden bana kalan tek şey o olacaktı “ dedi haklı olduğunu ve yanlış davrandığını oğluna göstermek isteyerek. Ömer sinirle gülüp” benim sana emanetim çocuk değil Mehmet bey benim sana o kız konağa girdiğinden beri emanetimin o olduğunu sen iyi bilirsin “ dedi gür kaşlarını çatarak. Babasıyla karşılıklı buz gibi bakışmaları ameliyathanenin açılması ve doktorun çıkmasıyla son buldu . Ömer hızla doktora” sarı civcivim nasıl yani karım iyi mi” dedi panik ruhunda kol geziyordu. Doktor bonesini çıkarıp” merak etmeyin Ömer bey şuan karınızı uyandırdık ama önce gerekli tahkikleri yapacağız sonra çocuğun durumunda bir şey yoksa ve sonuçlar iyi çıkınca odaya alacağız alanında arkadaşlar ilgileniyor müsaadenizle “ diyip uzaklaştı. Ömer bağırarak “şükür şükür Allah’ım karım bir çıksın sagsalim inek keseceğim bütün herkese dağıtacağım şükür güzelim şükür “ diyip kardeşi Osman’a sarıldı. İki gün Ömer için koşuşturmalı geçmişti Gamzesini pesinden dolanıyor odasından çıkmıyordu. Dikişlerini bile karısının yanından ayrılmamış hemşire karısının yanından dikiş atmıştı. Çocuklarına bir şey olmamıştı. Ama Gamze garip hissediyordu. Karnından ağasına ait bir çocuk fikri çok güzeldi . Artık ağası uzaklaşsada onun bir parçası içindeydi. Ali nişanlısının yengesi iyileşip evine bıraktıktan sonra ne aramış ne de sormuştu. Abisiyle yengesini gördükçe gıpta ediyordu. Kendisinin artık böyle bir aşka sahip olamayacağını düşünüyor ve üzülüyordu. İbrahim bir anda odaya girip” hey yavrum hey amcası ne alsa yeğenine diye dört döndüm bulamadım neyse ki Demet'te yanımdaydı ki yeğenime bir çift beyaz ayakkabı aldım malum daha cinsiyeti belli değil “ diyip gerine gerine gösteriyordu. Ömer can dostunun elindeki ayakkabılara kitlenmişti. İbrahim ayakkabıları gamzeye verdiğinde Gamze’nin yanaklarında iki damla süzüldü. Ömer ayakkabılar ne kadar küçük diye içinden geçirdi. Demet patronunu gülen yüzünü hayretle izliyordu. Kısa zamandır ona karşı bir ilgisi olduğunu fark etmişti . Uzak durmaya çalışıyordu Ama sonunda kalbi galip gelip kendini patronun yanında buluyordu. Patronun öyle garip öyle içten tavırları vardı ki hayran olmamak elde değildi. Yine patronuna dalmıştı . Ömer yerinde doğrulup “ sağol kardeşim” diyip sarıldı” darısı senin oğlunun başına ne kadar kaldı görmeye” dedi gülerek. İbrahim duyduklarıyla gülen yüzü birden bozuldu boğazında düğüm, gözleri yaşlandı. Gülmeye çalışıp “ nasip değilmiş bizim hanım “ derin bir nefes verdi” düşmüş merdivenlerden çocukta karından darbe almış beynine mi ne gelmiş darbe sonrası malum , her kavgada istemiyorum diyordu karım naip değilmiş genciz yaparız “ dedi cümlesinin sonunu toparlamak isteyerek. Ömer duyduklarına inanamamıştı. Gamze kollarıyla karnına sarılmıştı Demet ise kendini sandalyeye zor atmıştı. Ömer “ ne , ne zaman” dedi zorla.. İbrahim gülmeye çalışıp” senin başına bu olay gelmeden önce oldu , hayırlısı ” dediğinde Ömer birden sarıldı İbrahim’e.. İbrahim kendini yaşadığı olaydan beri kötü hissediyordu. Elinden tüm sevdiklerinin alındığını hissediyordu. Karısı dağılmıştı evet ama sevdiği karısından sonra bir umut çocuklarına bağlanmak ve onlar için yaşama fikri vardı ama onlarda olmamıştı . Sevdiklerini koruyamıyordu.. En çokta bu koyuyordu İbrahim’e.... Kardeşim “ affet yanında olamadım” dedi. İbrahim gülüp “ hey sizin mutluluğunuzu kutlayacağız başka zaman üzülürüz her zaman üzülecek şeyler buluyoruz bu gün mutlu olalım “ dedi. Ömer İbrahim’in konuşmak istemediğini anlayıp” düşünebiliyor musun karım iyi en çokta buna seviniyorum bende iyiyim sonra çocuk piyango gibi “ diyip sohbette koyuldular. Ömer’i bir telaş almıştı karısını hastaneden çıkarmadan önce konağa gidip giriş katında oda hazırlatmış her şeyi koymuştu mutfağa yakın olsun hatta evde artık yemekleri aşağıda yemeğini söylememişti kardeşinin yaşadıklarını yaşamamak için önlem alıyordu aklınca.. Sonunda Gamze'yi konağa getirdiğinde kucaklayıp” şükür sende bende evimizdeyiz” diyip yeni yatak odasına götürdü. Gamze şaşkınlıkla etrafına bakıp başını salladı. Burada ne arıyoruz der gibi... Ömer” senin ,ev halkı ve benim için bir hoca ayarladım artık deftere not yazmayacaksın annem de dahil herkes işaret dilini öğrenecek sende güzelim ve artık daha rahat ifade edeceksin çocuğumuz olacak şimdiye kadar her türlü tedavi için araştırma yaptım gitmek için ama malum hamilesin şimdilik olmaz en kolay yolu halledelim çocuğumuz olsun sonra konuşman için bulduğum doktora gideceğiz sonuçta sende anne oluyorsun ve kendini ve bebeğimizi ağrılarını rahat ifade etmelisin “ dedi. Gamze duyduklarına inanamayıp ağasının boynuna sarıldı. Ömer kısa bir sarılma faslından sonra ayrılıp” bence sık sık sarılma en azından sen kendini ve bende kendimi toparlayana kadarıyla uzun zamandır birbirimizi sevemedik ve ben sana dokunmak istiyorum biraz mesafeli durmalıyım canını acıtmamalıyım keşke doktora da sorsaydım sorun olur mu “ diye birden bel altından konuşunca. Komidinin üzerinde duran defteri alıp Gamze yazdı. Sonunda gösterdiğinde- siz ne dersiniz ağam- yazmıştı. Ömer sarı civciv’in dudaklarına bakıp “ emin ol daha neler demek ve yapmak istiyorum da kendime zor hakim oluyorum” diyip Gamze’nin alt dudağını dudaklarının arasına aldı yavaşça geçip üst dudağında hükmünü sürdürdü. Öpüşü gittikçe derinleşmeye başlayınca kendini zor çekip” ben en iyi bir duş alayım” diyip hızla banyoya girdi. Arkasından gamze kıkırdıyordu. Gamze kendinde bulduğu cesaretle deftere bir şeyler karalayıp üstünü çıkardı. Sonunda iç çamaşırlarıyla kalınca defterde kağıdı koparıp banyoya girdi. Banyoya girdiğinde Ömer’in başını egmis zar zor başını yıkadığını gördü. Yavaş adımlarla ilerleyip elinde tutuğu tası aldı. Ömer elindeki tasın alınmasıyla şaşkınlıkla Gamze’ye baktı . Gamze elindeki kağıdı gösterdi. Ömer okuduklarına ve gördüklerine inanamadı. Gamze- ağam size yardım etmek istiyorum- yazmıştı. Üstüne ki siyah iç çamaşırları sıradan olsa bile etkileniyordu. Ömer yutkunup “ emin misin başını çarptın tekrar bir şey olsun istemiyorum” dediğinde.. Gamze onaylayarak başını salladı. Yavaş yavaş işini yaptıktan sonra Ömer’in başına havluyu sardı. Ömer başını kurulayıp gözlerini Gamze’ye dikip “Gözlerine bakarken Güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma, Bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde Kayboluyorum... Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum, Durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin: Sırrını her gün bir parça veren Fakat hiç bir zaman Büsbütün teslim olmayacak olan...” dedi sonuna doğru sarı civciv’ine sarıldı. Gamze gözleri dolu dolu içinden- Allah’ım hep böyle mutlu olmamı nasip et -diye dua etti. Bu sırada konağın kapısına otuzlarının sonuda genç bir kadın dikiliyordu . İçinden sonunda kavuştum diyordu. Orta yaşlarındaki kadının konağı birbirine karıştıracağa benziyordu. 😘😘😘😘😘😘😘😘😘 Evet yazarınız geri döndü umarım beğenirsiniz .. Takip etmeyi ve beğenmeyi unutmayınız Seviyorsunuz yazarınız: ZEYTAN 😘 |
0% |