Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7. Bölüm

@zeytan34

Ömer ayağa kalkıp balkondan baktığında silahlı adamların konağı basıp " Ömer Ağa " diye silahları ateşlediklerini gördü.


😊😊😊😊😊😊😊😊😊😊


Hava serindi . 


İnsanı huzurlu bir rüyaya götüren bir geceydi. Yıldızlar parıl parıldıyordu.


Bu akşam Ömer için tek güzel şey sarı civciv'in kırmızı etine dolgun dudaklarına dokunduğunda dünyayı ve kendi benligini unutmasıydı.


Havaya tekrar silah sıkılmasıyla derin bir nefes alıp girişe indi.


Gelenler kimdi ve derdi neydi bilmiyordu ama şuan da geldikleri için minnettardi.


Taş duvarların eski havası konağı daha heybetli ve gösterişli gösteriyordu .


Adeta zamana karşı nasıl dik durduğu hakkında hava atıyordu.


Elini duvara sürerek sakin adımlarla girişe indi.


Karşısında en az 20 kişi vardı ve kendi adamları da gelenlere silah doğrulmuştu bu da konağı cümbüşe çeviriyordu.


Ömer dikkatle karşısındaki adamlara bakıp süzdü takim elbise ve elindeki silahlarla meydan okuyorlardı.


Bu bir göz dağıydı. 


Ya da kan davasının başlangıcıydı.


Şuan ne konuşulacak ne karar varılarsa gelecek nesilleri de kapsıyacaktı.


Bunu Ömer ilk sarı civciv'i kapıda girdiğinde tecrübe etmişti.


Ömer kalın kaşlarını çattı" Ne istersiniz , ne bu densizlik kimin evine giriyorsunuz siz " diye adeta hırladı.


Karşısındaki adamlar Ömer'in bu hâlini görmemişti.


Uzun boyu Karayağız bakışı ve sakallariyla göreni korkutturken sinirlendiğinde karşındaki her kimse ürkütüyordu.


Kalabalıkta karşısına çıkan uzun boylu sıska çocuk elindeki silahi beline koyup bağırarak" Alparsların konağı değil mi , kardeşin Osman Alparslan değil mi " diye kendini sıkarak konuşuyordu.


Ömer havaya çöken kasveti hissetti . Bir sessizlik çökmüştü ve bu sessizlik hayra alamet değildi.


Ömer kardeşinin isminden sonra çöken sessizlikle kalbinin bıçaklandığını hissetti.


Buz gibiydi sözler.


Hiddetlenen Ömer Ağa belindeki silahı karşındaki sıska çocuğa tutup" Osman kardeşimdir de siz hayırdır" dedi son kelimesini vurgulayarak.


Sıska çocuk " ben Cihangir Beyirdar , Beyirdar aşiretinin Ağasıyım kardeşim Meleği senin kardeşin olacak it kaçırdı bu kan davasıdır. Bilirsin sende Ömer Ağa karşınıza Diyarbakır aşiretinin aldınız bu iş uzamadan ikisini de bana verin " dedi sesinde ölümün çağrısı vardı.


Bitip bilmez dertlerin başlangıcını yapmıştı Osman Ağa ardını arkasını düşünmeden bu işi Ömer çözmeliydi.


Ve ağalığı haketiğini hem Mardin'e hem Diyarbakır'a göstermeliydi.

Ama önce karşindakileri göndermeli ve kardeşini bulmalıydı.


Ve karşısındakilerin bu olaydan haberi olmadığını bilmemeliydiler.


Ömer kaşının tekini havaya kaldırıp elindeki silahı tekrar beline koydu.

Sakin olmalı ve karşındaki rakibine kontrolün onda olduğunu göstermeliydi.


Ömer Ağa " Doğrudur kardeşim ile senin kardeşin sevip kaçmışlar bir hata işlemişlerdir , bende şimdi sizin aşiret Ağasını yani babanı arıyordum bu işi tatlıya bağlayalım ne sizin namusunuza ne de bizim namusunuz olacak Meleğe laf gelmesin şimdi sen git yarın ben hayırlı iş için kardeşimle kapındayım tabi kardeşin de gelecek" dedi sonuna doğru yutkunarak.


Cihangir Ömer Ağa'nın sözünün bitmesini bekledi , bittiğinde ise karşında kahkaha attıracak kadar komik bir olay varmış gibi güldü.


Gülme işi bittiğinde havaya tekrar kurşun sıkıp " lan sen benimle dalga mi geçiyorsun bu gün bu iş bitecek kan dökülecek şimdi çıkar ikisini de " dedi silahı kavradığı elindeki damarlar daha da belirgin olarak geri yere indirdi.


Ömer sinirlenmeye başlıyordu .


İnsanoğlu ne kadar meraklıydı kan dökmeye ve Allâh'ın verdiği canı almaya ..


Ömer çene kasları belirginleşmiş sakalları dik dik olmuştu.


Ömer " lann sen kim köpeksin de benim konağım da bana havliyorsun ara lan Ağa'nı ver telefonu itt" dedi sonuna doğru kelimeyi uzatarak .


Sesleri duyan Gamze de balkona çıkmış olanları korkuyla herkes gibi. izliyordu.


Sonunda Ömer Ağasının sinirli sesini duyunca trabzana tutundu.


Kalbi korkuyla titredi.

Ağasından korkmaya başladı. Ağası sinirlendiğinde karşında kimse duramıyordu.


Cihangir , Ömer Ağa'nın tepkisine şaşırıp ne yapacağını düşündü.

El mahkum aramalıydı. 


Ters bir hareketinde babasının kızmasını göze alamazdı. Cihangir teredütle de olsa telefonu alıp babasını aradı ve karşında Alparslan Ağa' ya vereceğini söyleyip telefonu uzattı.


Ömer karşındaki Ağa'nın sesini duymadan " beni dinle Beyirdar Ağa yarın kızında damadın da karşında olacak bizde sizden kızını isteyeceğiz sizde Allah'ın izniyle vereceksiniz ha yok kan dökülmesini istiyorsanız o da bana uyar ama o kadar mazlumun günahına sen girersin benden günah benden gider ve bende kırk sene sonra bile olsa barış olmaz benden söylemesi" dedi gözdağı vererek.


Ömer'ın de gözünü kan bürünmüştü. Bir anlık gaflet bir çok insanın günahına mi girecekti?


Beyirdar Ağa kısa bir sesizlikten sonra "yarın saat tam on ikide ikisi de karşımda olacak , iki de karşımda olmazsa günah bende gitti acımam kimseye " diyip telefonu kapattı.


Telefonu Cihangir uzatıp " şimdi sen uzuyorsun yarın bizi karşiliyorsun uza " dedi derin nefesler vererek.


Zor kısımlarından birini haletmişti ama şimdi kardeşini bulması lazımdı.


Cihangir Ömer'in dediklerine şaşırıp el mecbur uzaklaştı.


Konağı sessizlik ve küçük fısıldaşmalar başlayınca..


Mehmet Bey'in sesiyle Ömer kendine geldi" ne oluyor Ömer " dediğinde ..


Ömer artık patlama noktasındaydı

" ben ne bileyim baba beni evlendirmeyı düsüneceğinize Osman'ı evlendireydiniz de ben uğraşmak zorunda kalmayadım " dedi arabasına doğru sert adımlarla yürürken korumalara " sizde Osman bey'i bulun bir işe yarayın kimseye de duyurmayın " diyip arabaya binip hızla konaktan uzaklaşırken aynadan konağa baktı.


Sevdiği kız balkondan gidişini izliyordu .


Telefonu alıp kardeşi Ali'yi aradı telefonun açılıp kardeşi "buyur abi " demesiyle Ömer bağırarak " nerede ne halt yiyorsun bilmiyorum ama bana hemen Osman'ı buluyorsun baştan söylüyorum , bilmiyorum deme boşuna , birbirinizden habersiz tuvalete gitmezsiniz yarım saatte bizim otele gelsinler orada bekliyorum" diyip telefonu kardeşinin suratına kapattı.


Arabasının gaz pedalına iyice yüklendi.


Evler ağaçlar şerit gibi geçerken özgür olduğunu ve sorunlarından uzaklaştığını hissediyordu.


Hızla otelin parkına girip arabasını ani frenle park etti. Otele girip çalışana" gelenleri odama gönder bir de çay gönder" diyip odasına yöneldi.


Mardin geceler anlatılmazdı.


Circir böceklerini sesi ve evlerden dışarıya yansıyan ışıklar herşeyi unutturuyordu.


Her evde ayrı bir dert ayrı bir hüzün ayrı bir isyan vardı yüreklerinde..


Çayının geldiğinde bardağın ince belinden tutup dudaklarına götürdü kokusu aklını dağıttı .


Bir yudum aldı.


Mesaj sesiyle cebindeki telefonu çıkardı. Ekranda gördüğü isimle yüzünde bir gülümseme peyda oldu.


Mesaj - Ağam iyi misiniz -yazıyordu.


Sarı civciv bu kadarına cesaret edebilmişti demek ki.


Sevdiği kızı düşündü Ömer nasıl olacaktı , ondan vazgeçemezdi .


Nasil koruyacaktı sevdiğini??


Nasil başa çıkacaktı sevdiği bu kadar kırılgan iken?


Kapının çalınıp içeri girilmesiyle mesaj yazdı Ömer - beni merak etme güzelim sen uyu ben gelene kadar odadan da çıkmak yok geldiğim de konuşuruz - yazdı.


Gönder tuşuna bastığında kardeşi Ali karşında ki koltuğa oturdu .


Osman ile Melek denen kız ayakta başlarını yere eğmiş bekliyordu.


Bekledi Ömer.


Yarın ne diyeceğini düşündü.

Ne yapacağını düşündü.


Sonunda sessizliği bozup" konuş Osman bey" dedi sesinden sinirli olduğu anlaşılıyordu.


Osman abisine karşı mahcuptu.


Abisini iki arada bir derede bırakmıştı. Ama sevdiğinden de vazgeçemezdi.


Osman " sevdik birbirimizi kaçtık" dedi sesinden sıradan bir şeyden bahseder gibi..


Ömer sinirlenip ayağa kalktığı gibi kardeşini tokadı yapıştırdı" lan it senin yüzünden kan davası başlıyacaktı , niye sen seviyorsun diye söyleyemedin mi seviyorum abi diye bu kadar mi zordu , sen gelin hanım hadi bu Osman bey düşünemedi beyinsiz , sen akıl edemedin mi onca insan sizin yüzünüzden ölecek , hadi o kadar insan ölmesini önemsemiyorsunuz kendi canınızı da mi düşünmüyorsunuz" dedi.


Sinirliydi ve bu sinirle tüm Mardini yakabilirdi.


Osman yediği tokatla neye uğradığını şaşırdı ama saygıdan başını yere eğdi.


Ömer siniri geçmiyordu " Ali sen akıl edemiyor musun , sen neye yarıyorsun Ali , ben size boşuna mı güveniyorum Ali " dedi bütün yükü kardeşi Ali'ye yükledi.


Ali mahcubiyetiyle abisinin eline uzanıp zorla öpmeye çalışarak " af eyle abi akıl edemedik , sen affet abi büyüklük sende kalsın" diyip abisinin elini başına koydu.


Elini Ali' den çeken Ömer " yarın sizi arayacağım on iki de hazır olun yok ararım açmazsiniz sizi ben öldürürüm duydunuz mu beni" dedi gözleri kanlanmıştı.


Ali ile Osman " tamam abi" panikle dediler aynı anda..


Ali ile Osman abisinin sinirlenince ne kadar gözünü döndüğünü biliyorlardı.


Ömer masanın üstüne bıraktığı telefonu alıp odadan çıktı .


Konağa gitti.


Konağa girdiğinde lambaların yandığını gördü , ailesi uyumamıştı belli.


Ama şimdi ailesine görünürse açıklama ile uğraşacağını düşünüp sessizce odasına girdi .


İçeri girdiğinde sarı civciv'inin yatakta uzanmış eteği baldırlarına kadar açıldığını, sarı civciv'in de gözleri yatağın üstündeki telefona dalmış bir şekilde izlediğini gördü.


Bu görüntü bütün hiddetini silip süpürdü.


Yutkundu , Ömer de bir erkekti ve karşındaki bu güzeli hem seviyordu hem de delicesine bir arzuyla arzuluyordu.


Kapıyı kapattı.


Kapının kapanma sesiyle Gamze yerinden doğruldu geleni gördüğünde gözlerinden yaşlar süzüldü bütün akşam Ağasını düşünmüştü ve şimdi ağası sapasağlam karşısındaydı yerinden kalktı hızla.


Ömer yatağa yaklaştığında sarı civciv'inin gözlerinden akan gözyaşına uzandı iri parmaklarıyla ..


Sarı civciv'in gözlerini yavaşça silip

" sana yat demedim mi güzelim sen neden beni dinlemiyorsun" dedi.


Karşında kırılgan bir varlık varmışta kırmaktan korkarak.


Sarı civciv'i başını sağa sola salladiğinda Ömer " sen ceza istiyorsun peki" diyip Gamze'nin dudaklarına uzandı.


Dudaklarının tadına bakarken dudakları her hareket ettiğinde elleriyle Gamze'nin yüzünü keşfe çıkıyordu.


Elleri Gamze'nin vücudunu yavaşça keşfederken iç güdüsel olarak sarı civciv'i yatağa doğru yönelti.


Gamze gözlerini kapatmıştı yavaşça açarken kendini yatakta Ağasının da dudaklarını öperken buldu

.


😉😉😉😉😉😉😉😉😉😉😉


Sizin için çok uzun bir bölüm yazdım u

marım beğenirsiniz . 


Beğenme oranına göre haftaya da aynı uzunlukta yazabilirim😅


                   Yazarınız. : Zeytan


Konuyu sevdiyseniz 1 bölümlük Yıldızların Altında adlı hikayeme de davetlisiniz



Loading...
0%