@zeytan34
|
11. Bölüm Ekber hafif sırıtıp : ''Hatun sinirimi senden çıkarmayayım şimdi. Hadi istemeye geliyorsun bizim tayfayı niye çağırıyorsun? Onu da geçtim davul neyin nesi lan?'' diye sitem eder. Selçuk gülerek : ''Kutlama yapıcağız kardeşim hayalini kurduğumuz vardı ya hani. Onu benim nişanda yapamadık senin istemde yapacağız daha ne istiyorsun? Kardeşin her şeyi düşünüyor.'' Dedi. Ekber çiçekleri İlay'a verdi. İlay'ın suratının asık olduğunu görünce iyi olan morali bozulup suratı düştü. Ekber Selçuk'a dönüp: ''Vazgeç kardeşim davul zurnalı isteme mi olur? Söz olsun bitsin işte.'' diye sitem eder Selçuk nişanı davul zurnalı mahalle düğünü ister ama Ekber kabul etmeyince en azından mutlu olsun diye iki aile arasındaki sözde bir şey diyemez diye organizasyonu hazırlamıştı. Selçuk kendinden emin bir şekilde : ''Ben her şeyi halledeceğim kardeşim. Bana bırak içeri girelim yoksa damat bey kaçtı derler.'' diye espri yapıp güldürmeye başladı. Ekber içeri girmesiyle büyüklerin ona bakmasıyla kendisine ayrılan yere kafasını eğip geçip oturdu. Selçuk Ekber'in yanına oturup büyükleri dinlemeye başlarlar. Ela İlay'a bakıp: ''Hadi ablam kahveleri hazırla.'' Dedi mutlulukla. İlay kızgınlıkla : '' Banane zıkkım içsin ben evlenmek istemiyorum onunla.'' diye gönlünden geçeni pat diye söyledi. Ela duyduklarına şaşırıp : ''Ablam babam ne derse o. Hem sana soracaktır zaten, o zaman söylersin istemediğini. Bir kızı bin kişi ister bir kişi alır .Şimdi kahveleri hazırla.'' Dedi ciddiyetle. İlay kahveleri hazırlayıp Ekber'in kahvesine bir sürü tuz koyar, kendince intikam almak istedi. Ela kahve tuzunu abarttığnı görünce : ''İlay yeter insaf , insan oda yani . kahveden çok tuz var içinde '' dedi . İlay suratını asıp : ''Bu gelenek hem hepsini içerse bana katlanabilir içemezse katlanamaz...'' dedi bilmiş şekilde. Ela gülüp : ''O zaman eğer Ekber hepsini içerse babama vereceğin cevabı tekrar düşüneceksin.'' Dedi göz kırparak . İlay : ''Neden olmasın?'' dedi . İçinden – Nasıl olsa içemez – diye geçirdi. Ela gülüp gizlice telefonda Selçuk'a kardeşiyle iddiaya girdiğini ve kazanmasının Ekber'in kahvesinin hepsini içmesine bağlı olduğunu söyledi. Selçuk gelen mesajı okuyup Ekber'in kulağına eğildi : ''Kardeşim iddiaya var mısın kahvenin hepsini içersen aşağıdaki oynamaya fazla çağırmam seni ne dersin?'' diyerek güldü . Ekber sevinip : ''Bak fazla kaldırmayacaksın ona göre içerim.'' Dedi emin olmak isteyerek . Selçuk: ''Olur olur fazla çağırmam hem damat dediğin çok oynamaz. Ben oynarım onun yerine...' diye fısıldadı. Saliha Hanım ': 'Şşiiişt gençler sessiz olun!'' diye uyardı. Bu sırada İlay içeri girip sırayla kahveleri dağıtmaya başlar. Ekber İlay'ı baştan aşağıya süzmeye başladı istemsiz bir şekilde. Turuncu saçlarını arkadan örmüş mavi boydan, kollarıyla göğüs kısmı dantellerle süslü kıyafetin ne kadar yakıştığını düşündü.. İlay'ın tepsiyi uzatmasıyla kurdeleyle bağlanmış fincanı aldı.. Selçuk :''Hadi kardeşim , yiğidim , sevgilim görelim seni.'' Dedi gülerek. Ekber Selçuk'un gazıyla kahveden bir yudum aldığı gibi midesi kalkar. İlay ablasına bakıp gülmeye başladı... Ekber kendini topladıktan sonra derin bir nefes alıp bir dikişte kahveyi bitirdi. Kahveyi bitirmesiyle öksürmeye başladı. Selçuk :''Helal kardeşim helal daha damatlığını yeğenlerimi göreceğim' diyerek sırtına vurmaya başladı.. Kahvenin bitiğini gören Ela : ''Eee düşünmeye başlasan iyi olur. Oğlanın midesini bozdun bir daha tuz bile yemeğine atmaz.'' Diyerek güler. İlay dikkatle Ekber'e bakıp içinden hayırlısı diye geçirdi. Ekber suyu da içip kendine gelmeye çalışır. Bu sırada Mehmet Bey kızı ister. Şahin Bey : "Bir kıza soralım..." diye izin istedi. Mehmet Bey : ''İzin sizin efendim!'' diyerek yerinde dikleşti. |
0% |