@zeytan34
|
21.Bölüm Ekber içinden - Ne bekliyorlar ki kız benden hoşlanmıyor, ben de zorlayamam ya. Biz görücü evlenecek olacak iki genciz ya da biri başkasına aşık evlenmek zorunda kalan iki çift – diye geçirdi. Gerçeklerle yüzleşmek isteyerek , idrak ederek. Arabanın sessizliğinden rahatsız olan Selçuk radyoyu açtı. Bu sırada Zakkum - Ben ne yangınlar gördüm radyoda çalıyordu. Selçuk biran aynadan arkadaşına bakıp değiştirecek iken Ekber : '' Kalsın kardeşim ''demesiyle elini radyodan çekti. Nakarat kısmı geçtiğinde Ekber : '' Ben ne yangınlar gördüm böylece bırak beni Sen ateşten korkarsın kaç kurtar kendini ..'' eşlik etmeye başladı . Tekrar nakarat kısmı geldiğinde Selçuk eşlik etmeye başladı . Havalananına kadar eşlik edip iç sıkıntılarına şarkıya eşlik ederek kurtulmaya çalışırlar. +++++Düğüne 2 gün kala..++++++ Düğüne iki gün kalmış Ekber ortalıkta yoktu .Selçuk , Ekber'in düğüne gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştı. Meral hanım , Mehmet bey oğullarıyla her konuşmasında bir an önce gelmesini söylüyorlardı.Ekber de ancak düğün günü gelebileceği hakkında bir şeyler geveleyip duruyordu. İlay, Ekber'in düğüne gelmeyip onu böyle cezalandıracağını düşmeye başlamıştı. Mahallede Ekber'in gelmeyeceğini , orada birini bulduğu hakkında dedikodular duyan Ela kardeşini suçluyor hepsini hak ettiğini her seferinde söylüyordu. Ekber , Nisan ile Malatya'ya geleli dört gün olmuştu. Ne ailesi , ne de bir başkasıyla konuşmuştu . Son dakikalarını yaşadığının farkındaydı . Nisan burada ki iş yerinde çalışacağı arkadaşıydı . Bir nevi bir ortak ama iş olarak Birol yani patronun oğlu Aslanlar holdinge bağlıydılar . Bu dört gün içinde iş yeri açıp ufak tefek tadilatıyla uğraşmıştı. Düğüne iki gün kalmıştı .Ekber daha eve gitmemiş diye anne ,babası ve Selçuk'tan yemediği azar kalmamıştı. Sonunda işleri bitmiş , eşyaları yerleştirdiğimiz gibi her şey hazırdı.. Nisan : '' Ah öldük yorgunluktan ama değdi. Baksana çok güzel '' dedi dubleks daireyi göstererek . Dubleks bir yerdi daha çalışanları işe alacaklardı .Sıcacık bir ortamda işine odaklanacaklardı. Gülümsemeyle Ekber daireyi incelemeye başladı. Ekber mutsuz bir sesle : '' Aynen çok güzel ama benim artık eve gitmem lazım evleneceğim malum'' diyerek gülümsemesi dudaklarında soldu. Nisan şaşkınlıkla : '' Ya sorma nasıl damatsın anlamadım ben , gelinin yerinde olsam öldürürüm gördüğüm yerde seni'' dedi sözlerinin sonunda gülerek . Ekber'e göre Nisan çok tatlı sıcacık bir kızdı . Okulda espriyle Ekber 'i güldürür ve eğlenceli vakit geçirirlerdi. Birol iş teklifi ettiğinde Nisan'a o daEkber gibi benim gibi :'' Tamam ''diye atlamıştı. Gezmek eğlenmek için gelmişti adeta dünyaya . Ekber kendinden emin sesiyle : '' Bir şey olmaz , baksana şu yakışıklılığa kim bana hayır diyebilir '' dedi şakaya vurarak . Nisan arkadaşına yaklaşıp : '' Bakayım .. Kimse ah yenge çok şanslısın .Şimdi mi eve gideceksin'' dedi sonuna doğru üzülerek. Ekber başını kaşıyarak :'' Evet gideyim birazdan aramaya başlarlar. Sende gel , otelde kalma tek başına. Hem bizimkilerle tanıştırayım , ev konusunda soruştururuz yakında bir yer tutarsın hem de gözümün önünde olursun'' dedi sonunda göz kırparak. Nisan kırmızı dudaklarını büzüp :'' Aslında olur hem orda ev de tutarsan yemekleri de arada bedavaya getirmiş olurum'' diye güldü. Ekber gülerek : ' ' Ayıp ettin , zaten düğündü ,işlerdi beni fazla görmezsin ama annem arkadaşım olduğun için hem de mahalleye taşınacağını duyunca asla bırakmaz seni ''diyerek gelmesini istedi. Nisan :'' Ya anlatıyorsun aileni merakta ölüyorum .Bende geliyorum , hadi gidelim'' diyerek çantasını koluna taktığında Ekber :'' Tamam ceketimi alayım çıkalım'' diyerek odasına gitti. Nisanın porschesıyle mahalleye girdiler .Arabayı park ettiler. Sokaktaki komşuların meraklarını celp ettiler . Pahalı arabanın mahallede gören şaşkınlıkla kimin geldiğine dikkat kesilmişti . Ekber kontağı kapatıp arabadan çıkmasıyla şaşkınlık ve merak artmıştı .Nisan'ın kapısını açtığında kırmızı mini eteği sütun gibi bacaklarıyla Ekber'in yanında yerini aldı. Mahalle halkı bir içim su kızla Ekber'i görünce fısıldaşmaya başladılar. Nisan gördüğü ev ile :'' Aaa burası çok şirin '' diyerek kırmızı dudaklarını büktü. Ekber etraftaki bakışlarını çekip :'' Ya hoşuna gittiğine sevindim , hadi gel bizimkilerle tanıştırayım seni , bakalım anlaşacak mısın ''deyip eve ilerlediler .Nisan her adım attığında mini eteği bir milim yukarı çıkıyordu . Eve vardıklarında Ekber zili çaldı. Derin nefes alan Ekber içinden -annem öldürmese iyi , inşallah çok özlemiştir de kıyamaz – diye geçirdi. Kapının açılmasıyla Ekber de bir rahatlama oldu istemsiz. Kaan abisini karşısında görmesiyle bağırarak: '' Ooooo damat bey teşrif etmiş , hiç gelmeseydin düğünü biz yapardık ''dedi . Abisinin yanındaki kızı görünce dikkatle bakmaya başladı sonunda bir ıslık çalıp :' ' Bu fıstık kim yoksa evlenmekten mi vazgeçtin , bence bu fıstık için değer ''diyerek teoride buldu.. Meral hanım kapıya geldiğinde :'' Oğluşum özledim seni , nerdesin sen bak telefon elimde şimdi arıyordum''diyerek elindeki telefonu gösterip aynı zamanda sarılmaya çalışıyordu. Sonunda kendini toplayan Ekber kardeşine :''salak salak konuşma ''deyip annesine döndü :'' anne tanıştırayım iş arkadaşım, içeri geçelim açıklayacağım''demesiyle Meral hanım içeri geçirdi misafirini. İçeri girdiklerinde Ekber anne ve babası dikkatle Nisan'ı süzmeye başlamışlardı. Biranda ortaya çıkan oğulları geç gelmesi yetmiyormuş gibi birde yanında kızla görünce şaşırmışlardı. Meral hanım : ''Ee oğlum anlat dinliyorum ''diyerek hızlı bir izah beklediklerini dile getirdiler. Ekber : '' Önce dediğim gibi işimi halletmem gerekiyordu Nisan ile erken gelip işyeri için gereken evrakları hallettim , daireyi tutum çalışanları azda olsa ayarladım .Özetle işimizi kurduk'' dedi cümlesini toparlayamayarak . Nisan gülüp :''Evet efendim valla Ekber'in elinden her iş geliyor yani bir an işimiz olmayacak dedim ama Ekber evrakları falan her şeyi halletti çok güzel bir işyerimiz var '' dedi yaptıkları işten gurur duyarak . Ekber sırıtıp :''Aynen eşyaları da halledip her şeyi düzüp geldik. Tanıtmadım bu arkadaşım Nisan beraber buradaki işleri falan yapacağız. İstanbul'dan falan iş alacağız . Bu arada baba burada satılık bir ev bakıyor Nisan var mı bildiğin bir yer'' diyerek konuyu değiştirdi. Mehmet bey kızgınlıkla :'' Buluruz oğul önce düğün işlerini halledelim .Sen bir dünürlere görün , geldim , buradayım de , düğün salonuna bak . En önemlisi bu kadar geciktin bari gelinin gönlünü al '' dedi bariton sesiyle.. Ekber bakışlarını yerdeki halıya çevirip :'' Merak etme baba , ben şimdi gider her şeyi hallederim ama Nisan'ın kalacak yere falan ihtiyacı var , kaldığımız otel pek tekin bir yer değil'' dedi gereksiz sinirini bastırarak . Meral hanım kendini tutamayarak :'' Bunca zaman geldin haberimiz yok , geçmiş karşıma hallederim diyorsun ayıp valla'' dedi . Derin nefes alan Ekber : ''Tontonum siz benim misafirimle ilgilenin , ben her şeyi halledeceğim merak etmeyin'' dedi dizini sallamaya başladı. Arkadaşına karşı mahcup olmaya başlıyordu. Meral hanım :'' Sen şimdi benim bu kızı dışarıda bırakacağımı falan mi sandın anneni tanıyamamışsın , o benim kızım artık istese de bırakmam daha düğünde karşılıklı oynayacağız''diyerek güldü.Meral hanım bakışlarıyla karşısındaki kızı incelemeye başladı. Nisan mahcup bir sesle : '' Evet efendim ben bunun için buradayım , hem elimden geldiğince yardım ederim'' diyerek lafını bitirdi. Meral hanım dudaklarını büzerek :'' Tu tu tu maşallah Allah'tan istedim bir göz bana verdi iki göz , kız sana burada yakınımda evde bulurum benim kızım olursun'' dedi gülerek . Ekber sıkıntıyla :'' Ee siz birbirinize alıştığınıza göre ben de gidip işlerimi halledeyim müsaadenizle '' diyerek ayaklandı . Nisan eve girdiğinde verilen arabanın anahtarını geri uzatıp : '' Ekber anahtar sende kalsın rahat rahat işlerini haledersin ben zaten tonton teyzenin yanındayım'' dedi gülerek. Ekber mahcup sesiyle :'' Peki bir şeye ihtiyacın olursa Kaan'dan iste memnuniyetle yapar'' diyerek göz kırptı. Kaan hızla kafasını sallayıp : ''Ayıp ettin abi , ablamın istemesi yeter'' diyerek tastikledi abisini. *********** Ekber arabanın kapısını açtığında bu sırada Selçuk'u aradı neşeli sesiyle : ''Nerdesin hatun^'' dedi . Selçuk sinirle :'' Asıl sen nerdesin iki gün kaldı lan düğüne , iki gün damat bey orta da yok'' diyerek sesini yükseltti. Ekber : '' Hatunum da hasretime dayanamazmış . ben şuan evden çıktım şimdi kayın babamgile gidiyorum .Sende gelsene be hatun özledim '' diyerek güldü . Selçuk : '' Beyimiz geldi mi ? Hemen oraya geliyorum sevgilim''deyip hızla telefonu kapattı. Arabaya binen Ekber' gören çocukluk arkadaşı Nihat : ''Ooo damat bey loto mu tuttu '' diyerek arabayı süzdü. Arabadan elini uzatan Ekber el sıkıştıktan sonra : '' Yok be kardeşim , arkadaşın arabası ben de kayın babamgile gideceğim. Gideceğin yer yakınsa bırakayım'' diye samimi sesiyle yanıtladı. Nihat başıyla onaylayıp :'' Kahve bırak kardeşim arkadaşlara hava atayım biraz'' diyerek güldü. Nihat'ı kahveye bırakan Ekber, İlayların evine gidip kapıyı çaldı.Kapıyı açan Meyra hanım :'' Oo damat bey gelmiş hoş geldin geç içeri geç'' diyerek kapıdan çekildi. İçeri geçen Ekber oturduğunda Ela :'' Şükür kavuşturana , vazgeçtiğini düşündük damat bey'' diye iğnelemeye başladı . Ekber mahcup bir sesle : '' Kusura bakmayın işlerimi ayarlayıp anca gelebildim '' diyerek cümlesini bitirdi. Meyra hanım : '' İşleri hallettin mi evlat '' diyerek söze girdi. Ekber : '' Evet efendim her şeyi halledip geldim. Şey ıı Şahin baba yok mu , onu da görseydim ?'' diye sordu . Meyra hanım '' o yok kahveye gitti '' dedi . Ekber başını eğerek : '' Şey eğer müsaade ederseniz İlay ile konuşalım malum düğüne iki gün kaldı her şey istediği gibi olmuş mu ? Eksik bir şey varsa halledeyim '' dedi . Meyra hanım sıcak bir tebessüm sunarak :'' Konuşun evladım konuşun Ela, İlay'ı çağır damat bey gelmiş hanımefendi ortada yok'' cümlesinin sonuna doğru kızarak. Ela hızla ayaklanıp :'' Çağırıyorum anne '' diye cevap verdi. Ekber derin nefes alıp :'' Efendim müsaade edersiniz kızları da alıp , biz bir düğün salonuna bakalım bir de ben göreyim '' dedi. Meyra hanım düşünceli bir şekilde : '' Ben bilmem sen bir dur hele , ben babanı arayıp izin isteyeyim'' deyip odadan çıktı. İçeri giren Elanın arkasında İlay girdi. İlay'ın suratını büzüştürmesiyle Ekber'in içinden bir şeyler kırıldığını hisseder. Ekber kısa bir tebessüm edip :'' Beni gördüğüne alışsan iyi olur , nasılsa sürekli göreceksin en azından etrafındakiler laf etmez'' dedi. Ela kızgınlıkla :'' İnsan bir güler , bir sürü laf oldu hanım efendi, sürekli gülücükle dolaşıyordun. Nişan gelince suratını büzüştürüp durma alırım , ayağımın altına'' dedi kendini tutamayarak. İlay da aynı sinirle :' ' Sanane çok mu mutlu olmam lazım , sevmediğim biriyle evleneceğim sana göre hava hoş sevdiğin adamla bütün ömrünü geçireceksin''demesiyle Ekber'in boğazına bir yumru oturup , ne yapacağını şaşırırdı. İçeri giren Meyra hanım güler yüzle :''Oğlum baban izin verdi. Kızlarla gidebilirsin ama gitmeden bir yanıma uğrasın laf , söz oluyor damat beyi görsünler de ağızlarını kapansın diyor'' diyerek cümlesini bitirdi. Ekber yüzündeki ifadeyi silip güler yüzle :'' Olur efendim düğün salonuna geçmeden kahveye uğrayıp babamın gönlünü alırım , Selçukta gelecek zaten '' dedi. Meyra hanım :'' tabi kızlar akşama kadar izin size , düğün salonu , gelinlik idi bir sürü iş var anca halledersiniz'' dedi kızlarıyla gurur duyrarak. Ekber ayaklanıp kaynanasının elini öptü :'' Sağolun o zaman kızlar hazırlasın ben aşağıda bekleyeyim ' dedi. Meyra hanım şaşkınlıkla : '' Olur mu aşağıda neyi bekleyeceksin çayımı iç'' dedi. Ekber :'' Yok efendim hem millet geldiğimi görürler çeneleri kaparlar hem de dediğiniz gibi bir sürü işim var telefon görüşmesi yapmam lazım başka zamana inşallah'' diye teklifi geri çevirdi. Meyra hanım : '' Tabi sen nasıl istersen oğul'' kızlara döndü : ''Acele edin aşağıda bekliyor''dedi. Ekber aşağı indiğinde arabanın yanına gitti. Sigarasını paketten çıkarıp alıp çakmağı yakıp , derin bir nefes içine çekti. Tütünle ateşin buluştuğunda Ekber - ahhh sigara içmeyen ben sigaraya da başladım ailem öğrense kabus gibi – diye geçirdi .Selçuk arabasını park etmesiyle Ekber'in yanına geldiğinde : '' Hey be kardeşim gelmiş''diye sarıldı. Ayrıldığımızda Selçuk şaşkınlıkla :'' sigaraya mi başladın sen '' dedi. Ekber : '' Evet başladım hatun daha mi çekiciyim ne'' diye güldü. Selçuk şaşkınlığını atamayıp :'' Sen sigaranın kokusuna dayanamasın lan sigara içiyorsun'' dedi burukça gülerek . Ekber başıyla onaylayıp :'' Öyle oldu ee düğün salonu hallettin mi ?'' dedi. Selçuk dalgın dalgın : '' Evet kızlar beğendi , bu araba kimin lan , bu bebeği hangi insan dışarı çıkarır , ben olsam kendime saklardım'' dedi arabanın kaputunu okşayarak. Ekber gülerek : ''Ben görücüye çıkardım kardeşim'' dedi. Selçuk şaşkınlıkla :'' Lotomu vurdu lan , niye söylemiyorsun , kardeşine ayıp bu yaptığın'' diye sıraladı cümleler i. Ekber : '' Yok be hatun iş arkadaşımın , işlerim var diye verdi halledeyim diye'' diyerek iç çekti. Selçuk :' ' He yoksa loto falan vurmadı'' dedi gülerek.. |
0% |