Yeni Üyelik
25.
Bölüm

22. Bölüm

@zeytan34


22. Bölüm


Ekber : '' Vursa , seni de alır kaçarım'' dediğin de gülmeye başladı.


Selçuk : '' Ah şu bebeğe bak , sahip olmak için neler yapardım '' diyerek iç geçirdi.


Bu sırada evden çıkan Ela ile İlay yanlarına doğru geldi.


Ela merakla : '' Selçuk sen biliyor muydun Ekber'in geldiğini , benden de mi sakladın aşk olsun'' diyerek kollarını iç içe geçirdi.


Selçuk şefkatli bakışlarıyla :'' Yok be güzellim , daha yeni haberim oldu '' diyerek eline uzamdı.


İlay : '' Ne olmuş yani , erken öğrensen ne yapacaksın'' diyerek çemkirdi.


Ekber sinirlerine hakim olamayarak : '' Bana bak kızım , eğer bu evliliği istemiyorsan şimdiye kadar babana söyleseydin . Ama bir daha ablan bile olsa bana millettin içinde sevmiyorum falan dersen... Demeyeceksin , sevmiyorsan sana şimdiye kadar müsaade verdim . Babana istemiyorum diye söyleseydin. Ben de sana bayılmıyorum. Bir daha yanımda bana karşı , aileme karşı yaptığın bir hareketinde çok kötü olur ona göre..'' diyerek kendini hakim olmaya çalıştı cümlelerini sonunda.


İlay kaşlarını çatıp , dudaklarını büküp :'' Ne yapacaksın ? '' diyerek küçümsedi karşındaki nişanlısını.


Ela araya girip :'' Ekber doğru söylüyor bir daha salak salak konuşma . Ne mi yapacak onun yerine ben yaparım , ayağımın altına alırım seni '' diyerek nişanlısının elinden kurtulup kardeşini üzerine yürümeye başladı.


İlay kendini tutamayarak : '' Sen ne karışıyorsun , sen sevmediğin adamla mi evleniyorsun '' demesiyle Ekber'in nişanlısını hızla kolundan tutup arabanın içine bindirmesi bir oldu.


Selçuk panikle : '' Kardeşim ne yapıyorsun , cahil lan o '' diye uyarma ihtiyacı hissetti.


Ekber sinirini dindirmeye çalışarak :'' Merak etme sadece konuşacağız .Siz düğün salonuna gidin. Ben Şahin amcanın yanına uğrayacağım sonra yanınıza geleceğim '' diyerek konuyu kestirip attı.


Selçuk endişeyle : '' Oğlum yüzüğü mü atacaksın , yapma elalem ne der sonra'' dedi.


Ekber derin nefes alıp : '' Merak etme o kadar kafayı yemedim daha , gidip bir görüneyim hem müstakbel nişanlım benimle nasıl konuşacağı hakkında da konuşmamız lazım daha '' deyip arabaya bindi..


İlay içinde biriktirdiği sinirle : '' Sen ne yaptığını sanıyorsun , nasıl beni zorla arabana bindirirsin '' demesiyle Ekber gülerek : '' Benimle ayrılmak istemiyor musun? Babanın yanına gidiyoruz . Senin bu davranışların hakkında konuşuruz ha ayrılmak istediğini de söylersin '' demekle yetindi .


İlay korkuyla :'' Ne , bak babam beni öldürür yani sen ayrılmak istediğini söyle , bitsin bu iş '' dedi.


Ekber kendinden emin bir sesle : '' Sanırım sen evcilik oynadığımızı falan sandın ama gözlerini aç ve iyi dinle , senin için kendi ailemi üzemem . Diyelim üzeceğim , baban gelip ne oldu da kızımı istemiyorsun diye sormaz mi ? Eğer sorarsa direk derim ki , kızın başkasını seviyormuş sen seç '' diyerek güldü.


İlay : '' Ama ama'' demesiyle Ekber'in fren yapması bir oldu. Arabanın durmasıyla Ekber : '' Beni arabada bekle sakın dışarı çıkayım deme , baban kahvede onu göreceğim. Sana iyi davranmak yaramıyor belli ki , bende artık bildiğin dille konuşuyorum '' dedi sonunda otoriteyi sağladığını kendi çapında düşünerek.


Arabadan çıkıp kahveye girdiğinde Ekber : '' Selamünaleyküm ''diye selam verip kayınbabası Şahin beyin yanına gidip : '' Öpeyim baba'' diye eline uzandı .


Şahin bey damadını karşısında görmesiyle gurur duyarak : '' Hoş geldin oğul , niye geciktin düğüne az kaldı malum '' diye sesli bir şekilde sordu.


Ortam da bir sessizlik oldu.


Ekber masadan sandalye çekip : '' Valla baba söylemiştim . Buraya şube açacaktık . Aslanlar holding şubeyi açtı döşemesiydi , ihtiyaçlarıydı anca uğraştım kusura bakma geciktim '' dedi .


Şahin bey : '' Bende bir an evlenmekten az geçtin sandım'' diye ciddi sorduğu soruyu şakaya vurdu.


Ekber :'' Olur mu Şahin baba , annem , babam ne demişse o , bizde söz bir kere ağızdan çıkar. Annem , babam karar vermiş bana da onu yerine getirmek düşer '' dedi ağırbaşlılığını koruyarak.


Şahin bey : '' Şaka yaptım oğlum '' diyerek bakışlarını kahvehanenin içinde gezdirdi.


Ekber mahcup bir sesle : '' Baba müsaadenle İlay arabada bekliyor , düğün işlerin halledeceğim biliyorsun '' diyerek bakışlarını kaçırdı.


Şahin bey başıyla onaylayarak : '' Tabi tabi git de , arabayı nerden buldun evlat ? '' diye soru yöneltti .


Ekber : '' Arkadaşım sağ olsun verdi , işlerimi halletmem için efendim '' demekle yetindi .


Şahin bey şaşkınlıkla : '' İş arkadaşın mi? Baya zenginler herhalde evlat? '' diyerek bakışlarını arabada tuttu.


Ekber başıyla onaylayarak : '' Evet holding sahibin de düğünüme gelecek . Onlar baya zenginler arabayı veren iş arkadaşım holding sahibinin yeğenlerinden biri yani oda baya zengin efendim '' demekle yetindi .


Şahin bey kaşlarını çatarak : '' Baya seviyorlar seni herhalde '' demekle yetindi.


Ekber başının arkasını kaşıyarak : '' Yani evlerinde kalmışlığım vardır. oğulları yakın arkadaşım olur beni de oğulları gibi severler '' diyerek cümlesini bitirdi.


Şahin bey : '' Anladım evlat sen git , ben seni tutmayayım, işin çoktur ''dedi .


Masadan kalkıp çıkarken Ekber kahvenin önünde Ahmet ve kardeşi Kaan gördüğünde :'' Kaan sen burada misin Nisan'ı yalnız mi bıraktın ? '' dedi hayretle .


Kaan bıkkın bir sesle : '' Annem alınacak listesi verdi. Şimdi gideceğim , eve bıraksana be abi havam olsun '' dedi yalvarır gibi .


Ekber umursamaz bir ifadeyle : '' Sen Nisan ile arkadaşlığını sürdür o sana ilk ehliyeti aldığında arabayı verir kullanman için '' demekle yetindi.


Kaan şaşkınlıkla '' Ciddi misin be abi , beni geçiştirmek istiyor diye düşünmüştüm ''dedi cümlesinin sonuna doğru kendi kendine konuşur gibi.


Ekber gülerek : '' Ne sandın , hem Nisan bu arabadan sıkılmıştı , değiştirmeden binersin ''dedi.


Ahmet hayıflanarak : '' Vay be Ekber abi yakışır'' dediğinde Ekber'in içinden bir ses nişanlısının izlediğini söylüyordu. Ekber kolunu Ahmet'in omzuna atıp : '' Ee gençler akşam bindireyim isterseniz '' dedi gülerek .


Ahmet şaşkınlıkla :' ' Vay Ekber abimiz valla süper olurda , sen yengeyi gezdir. Bizim Kaan ile işimiz var '' diyerek geçiştirmeye çalıştı .


Ekber merak edip : '' Ne işiniz var ''dediğinde Kaan gülerek : '' Sevgililerimizle gezeceğiz. Bizi buluşmaya götürürsen yok demeyiz ama..'' dediğinde Ekber , oğlanın İlay'ın onu sevdiğinden bile haberi olmadığını anlamıştı . Bir rahatlama hissi oluşmuştu içinde .


Ekber : '' O zaman gençler ben kaçar akşam ararsanız götürürüm'' diyerek arabaya binip gaza basması bir oldu.


Ekber , İlay'a dönüp : '' Babana her şeyi anlatım. Ahmet'e de söyledim bitti bu iş , seni eve bırakayım ''dediğinde yanındaki kızın nasıl tepki vereceğini ölçmeye çalışıyordu.


İlay bir anda titremeye başlayıp : '' Ne yaptın sen , babam beni öldürür. Onu da geç Ahmet onun suçu bile yok '' diye söylenmeye başladı.


Ekber sinirinden gülerek : '' O zaman bundan sonra ayağını denk al ''demesiyle ..


İlay şaşkınlıkla : '' Nasıl yani ''demesi bir oldu.


Ekber arabayı durdurup inmesiyle İlay da arabadan indi.


Ekber arabanın kilit tuşuna basıp : '' Yanisi bunu yapmayacağım anlamına gelmez kafamı her bozduğun an gidip söylerim '' dedi göz kırparak .


İlay şaşkınlıkla :'' Söylemedin mi ? Oh aklım çıktı .'' dediğinde Ekber '' Söylemeyeceğim demedim'' deyip düğün salonuna girdiğin de İlay da peşimden gitti.


İçeri girdiklerinde Selçuk , Ela ve iki adam konuştuklarını görüp yanlarına vardıklarında Ekber : '' Güzel yer tutmuşsunuz , yakında '' demekle yetindi.


Ela , İlay'a bakıp : '' Bir şey mi oldu yüzün bembeyaz ''diye sordu endişeyle . İlay'a bakan Ekber :'' Evet abla soru sordu cevaplasana '' diye tasdikledi.


İlay hızla başını sağa sola sallayıp :''Yok iyiyim , niye geldik buraya karar vermiştik '' dediğinde Ekber nişanlısını umursamayıp :'' Selçuk burası küçük be oğlum , nasıl olacak '' demekle yetindi.


Selçuk karşı çıkarak :'' Neresi küçük sizinkilere , bizimkilere sordum iki taraf söylediği sayıdan yüksek bir hesaplama yapıp tuttum , niye küçük geldi sana '' dedi hayretle


Ekber iç çekip : '' Ben bizim patronu çağırdım. Üniversiteden arkadaşların arabasından tut , otellerine kadar patronum halletti yani baya gelen olabilir '' dedi


Selçuk duyduklarına inanamayıp : '' Ne yapacağız lan , o kadar çoklar mi ?'' dedi hayretle .


Ekber başını kaşıyarak :'' Valla ben davet ettiğim herkesi çağırdım. Birol da baya kendi düğünü gibi çağırdı. Kardeşim yani burası çok küçük sığmayız , izdiham olur '' demekle yetindi.


Ela bıkkın sesiyle :'' Ne yapacağız o zaman'' dedi nişanlısın elleri ile oynayarak.


Ekber kendinden emin olmayarak : '' Aslında aklıma bir fikir geliyor da , olur mu bilmem '' dediğinde ..


Selçuk panikle : '' Söyle lan , yaparız ''dedi.


Ekber : '' Selçuk sizin evle bizim evin arası ne kadar kardeşim ''dediğinde ..


Selçuk bıkkınlıkla : '' Bir bina varda ev ne alaka '' diyerek lafını değiştirdi.


Ekber gülerek : '' Mahalle düğünü yapalım . Sizin evin oradan , bizim eve kadar ışıklandırma, sandalye , masa ayarlarız olmaz mi kardeşim '' dedi onay almak isteyerek.


Selçuk şaşkınlıkla :'' İki kişi nasıl yapacağız kardeşim '' demekle yetindi.


Ekber :'' Sen ışıklandırmayı falan halletsen , bende gidip masaydı , sandalye idi hallederim. Nisan'a da yemek işini veririz , oldu bitti '' dediğinde rahatlamıştı.


Ela kız ismi duymasıyla kaşlarını çatıp :'' Nisan kim ? ''dedi


Ekber umursamaz bir ifadeyle : '' İstanbul' dan arkadaşım , hazır buradayken bir işe yarasın böyle şeylerle uğraşmayı sever o ,halleder ''dedi.


Selçuk sonunda her şeyin hallolduğunu düşünüp :'' Olur kardeşim yetişir , müziği ne yapacağız?'' dediğinde ..


Ekber gülerek : '' Çifte davul getirip oynarız. Bende Birol'u da arayıp yardım isterim halederiz . O da bir işin ucundan tutsa hallederiz .'' dedi kendinden emin bir sesle ..


Selçuk nişanlısından onay alıp : '' Bize uyar , daha iyi olur hatta .Ama ailelere ne diyeceğiz davetiyelerde dağıtıldı..'' dedi.


Ekber kaşlarını çatıp : '' Selçuk sen kimlere verildi , biliyor musun ? ''dediğinde ..


Selçuk dudaklarını büküp :'' Valla bizimkiler kime verdiğini biliyorum da , sizinkiler bilmiyorum .'' demişti.


Ekber : '' Ben onu Kaan ve Ahmet'e halettiririm '' dedi.


İlay sevdiği çocuğun adını duymasıyla şaşkınlıkla : '' Ahmet mi ? '' diye tekrar etti.


Selçuk kızgınlıkla : '' Ahmet ne diye haledecekmiş .'' dedi.


Ekber gülüp : '' Kendisi iş olursa yardım istedi. Kaan ile Ahmet'in akşam işleri vardı yarım edeceğim. O zaman söylerim.'' Diyerek zihninden planlamayı yapıyordu .Ekber arkadaşına dön

üp :'' Tamam sen ışıklanmayı hallet , ailelere de sığmadık deriz salona'' diye bahane düşündü.


Nisan'ın aramasıyla Ekber telefonu açtı.


ass=Mso�z|�


Loading...
0%