@zeytan34
|
23 .Bölüm Nisan bunalmış bir sesle : '' Ekber yardım et ya , burada boğuldum. Kadınlar danteldi , sandıktı bilmediğim dille geçtiler. Sıkıntıdan ölüyorum , yardım edeceğim iş yok mu ?'' demişti. Ekber mahcup bir sesle :'' Nisan bende yardımını isteyecektim . On dakikaya gelip alacağım seni, yardımın lazım güzellik hazırlan . '' dediğinde İlay pür dikkatle evleneceği adamı inceliyor davranışlarını , konuşmasını didikliyordu. Nisan bulunduğu ortamdan kurtulacağını duyunca neşesini tutamayıp : '' Heyt be önce arasaydım keşke , zor dayandım hadi kapatayım da , çabuk gel '' dedi cümlelerini hızla kurarken. Ekber gülerek : '' Uçtum on dakikaya da konarım . Bu arada kimseye söyleme , bizim evin önünde düğünü yapacağız ona göre yemek araştırması yap , yemekler senden '' dedi. Nisan sevinçle : '' Oldu bil , araştırmaya başlıyorum ''dediğinde Ekber : '' Görüşürüz '' demekle yetinip telefonu kapattı. Dikkatle herkes Ekber'e bakarken Ekber : '' İlay'ı eve bırakayım , yetiştirmem gereken işler var malum hadi İlay '' dedi. İlay kaşları çatılı bir şekilde Ekber'e bakarken Ela : '' Şey neden Nisan denen kız yardım ediyor İlay internetten araştırdı istersen '' diyerek orta yolu bulup kardeşinin de bir işin ucundan tutmasını istiyordu. Ekber hızla ret ederek : '' Yok almayayım . Onu bu işleri yapmaya zorlamayacağım. Hem Nisan severek yardım eder , hem yemek parası da ondan çıkacak '' diyerek cümlesini bitirdi. Bu sözleri konuya az çok nokta koyar hükümdeydi. Selçuk ani bir itirazla : '' Olur mu oğlum , kız parayı ödesin misafir '' demişti . Ekber başıyla onaylayarak :'' olur olur hatun , kızla samimi arkadaş olmasam der miyim ? Hem o çoktan kabul etti. Neyse görüşürüz. '' deyip İlay'ı kolundan tutup peşinden sürükleyip , dışarı çıkardı. Arabanın yanında kolunu serbest bırakıp Ekber arabaya bindi. İlay şaşkın bakışlarla izlemeyi bırakıp arabaya binip , kemeri taktıktan sonra kendini tutamadı : '' Nisan sevgilin mi ? '' dedi. Ekber kontağı çalıştırıp kısa bir bakış atıp :'' Bu seni ilgilendirir mi?'' diye sordu. İlay kıskanç bir gülümsemeyle :'' Sevgilisini nasıl başkasıyla evlenmene izin veriyor , hayret '' diyerek zihnindeki düşünceleri dışarı akdardı. Ekber hiddetle :'' Bu seni alakadar etmez . Şimdi susta yol daha çekilir olsun .'' diyerek bakışlarını yola çevirdi. İlayı eve bırakan Ekber gaza yüklendi. ++++DÜĞÜN GÜNÜ++++++ Kızları kuaförden alan Ekber konvoyla gezdikten sonra mahalleye girdi. Birol'un ayarladığı müzik ekibi ile halaya durmuş sonra dans müziği çalmasıyla dans etmişti. Şuan takı merasimine geçilmişti.Her şey yolunda gitmişti ve Ekber evlenmişti . Düşüncelerine hakim olamayan Ekber içinden - kabus gibi beni hiç sevmeyecek biriyle hem de- diye geçirmekten alıkoyamadı. Aslanlar holdingin patronu Aslan bey Selçuklara bilezik taktıktan sonra İlay'a bilezik takıp Ekber'e dönerek : '' Ekber evladım , seninle oynamadık . Hazır kimse ayrılmadan takılarda bitsin karşılıklı bir zeybek oynayalım mi ? '' diyip Selçuk'a dönüp : '' Ne dersin damatlarla karşılıklı oynamak istiyorum ama siz ister misiniz ?'' dedi. Selçuk şaşkınlıkla : '' Tabi '' dediğinde Ekber mahcubiyetle : '' İstemeniz yeter kardeşimle memnuniyetle oynarız '' demekle yetindi. Aslan bey , Mehmet beye dönüp : '' Çok efendi bir evladın var .Oğlumla dört senedir arkadaşlar hiçbir kusurunu görmedim. Benim oğlumdan farksız yeminle çok şanslısınız. '' demişti gururla . Mehmet be yüzünde oğluyla gururlanmanı pırıltılarıyla : '' Akıllıdır benim oğlum''diyerek oğlunun sırtını sıvazlamakla yetinir. Takı merasim bittiğinde Aslan bey müzisyenlerden zeybek müziği istedi damatlarla karşılıklı oynamaya başladı .Selçuk, Ekber , Birol ve Aslan bey oynarken Nisan Ekber 'in karşısına geçip: '' Ekber hadi'' diyerek oynamaya başladı.Ekber kollarını iyice açıp dizini yere vurunca , ayağa kalkıp Nisan'ın etrafında dönüp yere elini vurup anlına götürdükten sonra dizini yere vurup tekrar ayağa kalktı. İzleyenler hayranlıkla alkışlamaya başladı. .. Nisan mini elbisesiyle dizini kırmaya çalışınca Ekber : '' Sakin , düğüne damganı vurmanı istemiyorum '' diye fısıldayınca Nisan gülerek dizini düzeltti ve : ''Sanırım haklısın ''diye gülmeye başlardı.. Herkes dağılmaya başlayınca Birol ve Selçuk ,Ekber'in yanına gelip : '' Hadi birader annen dedi ki şimdi sırtına vuracakmışız. Buradaki bütün bekarları düşünün yandınız. Öyle kolay değil gerdeye girmek '' diyerek gülüp etrafına baktı :'' Bekar arkadaşlar şu iki damattı evlerine kadar eşlik edelim ama geleneğe uygun olsun , vurun sırtına '' diye bağırmasıyla Selçuk ile Ekber panikle koşmaya başlaması bir oldu . Ekber sırtına yediği yumruklarla dış kapıyı zorla kapatıp derin bir nefes verdi. İçinden - Şükür her şey bitti gidip üstümü değişeyim- deyip odasına girdiğinde İlay beyaz gelinliğiyle oturmuş kendisini beklediğini gördü. Ekber içinden -ne yani beni mi beklemiş sahiden uyumamış mi – diye hayret etti... Ekber'in içeri girmesiyle İlay ayağa kalktı. Ekber yanına gidip duvağını kaldıracağı zaman İlay : '' lütfen dokunma bana , çok korkuyorum , lütfen ''diye ağlamaya başlaması bir oldu. Duvağı kaldıran Ekber yüzüne baktığında kendine acıdığını hissediyordu. İçinden -bu kabus olsun ve ben uyanayım artık- diye sitem etmeye başladı. Gözlerine bakan Ekber :'' Merak etme, beni istemeyeni ben hiç istemem ama karşılığında aileme ve bana karşı saygıda kusur edersen o zaman bu an yapmadığım işi tamamlarım..'' diye tehdit etmekle yetindi. Neden bunları söyleme ihtiyacı hissetti bilmiyordu. Sadece zihnindeki düşünceleri serbest bırakıyordu. İlay gözlerini silip mutlulukla : '' Söz veriyorum hiç saygısızlık etmem '' diyerek başıyla onayladı. Derin bir nefes alan Ekber : '' Üstümü değiştirmeye geldim. Ben salonda uyuyacağım sen burada uyu , erken kalkmamız lazım bizimkiler gelecek ,uyusan iyi olur ''demekle yetindi. Dolaptan kıyafetlerini, alıp salona gitti. Uykuya dalmadan önce düğünün bittiğine seviniyordu. |
0% |