@zeytan34
|
27.Bölüm Selçuk sinirle arkadaşını bulmuş ve yüzüne yumruğunu geçirmişti ve sakinleşip : '' Nisan bizi yanız bırak'' dedi. Nisan itiraz edip : '' Hayır efendim yine vurmak için mi , asla olmaz '' dedi dik başlılıkla. Ekber çenesini tutup : '' Nisan lütfen yalnız bırak , vurmayacak sadece konuşacağız , özel '' deyip göz kırptı. Nisan, Selçuk'a bakıp emin olmak için dik dik bakmaya devam etti. Selçuk başıyla onaylayarak : '' Aynen konuşacağız vurmayacağım , konuşma bittikten sonrası için söz veremem ama..'' dedi kendini tutamayarak. Nisan kaşlarını çatıp :'' Tekrar vurursa Ekber , bağır hemen buraya geleceğim , gözüm üzerinde ona göre'' diyip odadan dışarı çıktı. Ekber arkadaşına bir bakış atıp : '' Otur Selçuk , konuşalım bir şey içer misin ? '' dedi. Selçuk koltuğa oturup derin bir nefes verip : '' Otur konuşalım sonra daha seni döveceğim , oğlum evde gül gibi karın var genel ev ne demek oluyor '' dedi direk konuya girerek . Ekber karşısına oturup : ''Ne demek oluyorsa öyle oğlum , bende erkeğim ve benimde ihtiyaçlarım var ergen gibi elle nereye kadar '' dedi kendini savunarak . Selçuk kaşlarını çatıp : '' El derken , siz karı koca olmadınız mi ? '' dedi. Ekber gülerek : '' Ne sandın , bizi kendinle karıştırdın herhalde'' dedi Selçuk şaşkınlıkla : '' Nasıl ama temizdiniz , Meral teyze beraber olduğunuzu kızında temiz olduğunu söylemişti . '' idrak etmeye çalışarak . Ekber canı sıkkın bir ifadeyle : '' Gerdek gecesi kız bana korkuyorum , istemiyorum falan dedi bende ailemle iyi geçinirse dokunmayacağımı söyledim. Sonra kolumu kesip kanıda çarşafa damlattım o kadar '' dedi gerçekleri gün yüzüne çıkararak. Selçuk şaşkınlıkla : '' Siz cidden evcilik mi oynuyorsunuz? '' dedi. Ekber gözlerini kapatarak : '' Aslında öyle de denebilir ama bende erkeğim ve kardeşim ihtiyaçlarım var vurmadan önce dinleseydin , anlatırdım '' dedi. Selçuk merakla : '' Peki adresi verdim gittin diyelim ne zamana kadar böyle devam edecek bir laf olmaz , iki olmaz , üçte duyan gören olup laf olur .Babanı kulağına gider hadi bunu da geçelim hastalık kaparsın ' ' dedi. Ekber : '' Bir şey olmaz , hem bu durum nereye kadar giderse oraya kadar gideceğim sen de kimseye söyleme Ela'ya da'' diyerek uyardı. Selçuk : '' Siz delisiniz , vermiyorum lan adresi git karının yanına gerçekten karın yap , cidden bende bunlar hala niye mesafeli diyorum '' dedi zihninde soruların cevaplarını tamamlayarak . Ekber itiraz edip : '' Olmaz karımı unut , neyse yakında iş için İstanbul'a gideceğim orada bir şeyler düşünürüm , kimse de duymaz '' diyerek düşüncesini aktardı. Selçuk kaşlarını çatıp : '' Ne İstanbul'u ? '' dedi. Ekber : '' İki haftaya İstanbul'a işler için gitmem lazım , halledip geri geleceğim '' dedi. Selçuk başını onaylamazca sallayıp : '' Bu durumu Ela'ya söyleyeceğim o da İlay'la konuşsun. İstanbul'a İlay'ı da götür artık karı koca olun , tam bir salaksınız ''diyip ayağa kalkmasıyla kalkan Ekber arkadaşının koluna yapışıp : '' Olmaz söyleme , oğlum kızı zorlayamam hem beni bile sevmiyor bir nevi tecavüz gibi olur kendimi sapık gibi hissedemem '' dedi. Selçuk kolunu çekip : '' Salak salak konuşma bir de okumuş adam diyoruz. Gerçekten tam bir salaksın , karın lan o senin karın. Karışmadım şimdiye kadar , bu durum nereye kadar devam edecek diye , hadi her şey düzgün gitti diyelim Mehmet amca , Meral teyze sizden torun istemeyecek mi ? Lan onu da geçtim , kıza kısır derler laf olur zaten çeneleri kapatmıyorlar konuşup duruyorlar , iyice konuşsunlar mi karışma bana '' diyip gitti. Ekber kendini olduğu yere bırakıp, karşısındaki sehpaya tekme attı. İçinden - Cidden her şey üst üstte gelmek zorunda mi? Neden yani neden her şey düzgün olmuyor ki offfff. Hayat benim için çekilmez olmaktan başka bir yere varmıyor. . Bir sorunu atlatıp bir diğer sonra bir diğeri ah nereye kadar devam edecek ben mutlu olamayacak miyim? Bende insanım , bende mutlu olayım nolur yani , bende güleyim eskisi gibi tek derdim sınavlar olsun off – diye geçirdi. İlay kaynanası ile yeşil dizlerine kadar gelen etek alıp , saçlarını kuaförde su dalgaları şeklinde bıraktı. Saçları sırtına kadar geldikleri için çok güzel durmuştu . Çok güzel koyu siyah göz makyajını ardından , ten rengi ruj sürdü. Kaynanası Meral hanım aynaya bakıp : '' Tuuuu maşallah gelime çok güzel oldun . Ekber akşam çok güzel bulacak seni , bak gör senden başka kimseyi görmeyecek neyse sen evde Ekber'i bekle , böyle tek başına dışarı çıkma laf olmasın , bizde gidelim'' deyip Kaan ile kayınbabasını alp gittiler. Heyecan bir stresle Ekber'i bekliyordu . İçinden - acaba annemin dediği gibi beğenir mi , güzel olmuşsun der mi? En azından beğense Nisan'a dediği gibi güzel olmuşsun , fıstık falan dese.. – diye geçirdi. Kapının alacaklı gibi çalmasıyla panikle ne yapacağını şaşırıp , kapıyı hızla açtığında İlay ablasını görmesiyle rahatlayıp elini kalbine götürdü :'' Abla ödümü kopardın ne alacak......'' diye sözüne devam edecek iken Ela : '' Bu halin ne , geç içeri konuşmamız lazım ''diyip kolundan tutup içeri sokması bir oldu. İlay şaşkınlıkla : '' Ne oluyor ya , ne oldu bu kadar sinirlisin yoksa eniştemle mi kavga ettin ? '' diye sordu. Ela sinirle : '' Eniştenle niye kavga edeyim , hem Meral teyze nerede'' diye etrafa bakmaya başladı. İlay dudaklarını büküp : '' Annemler misafirliğe gitti. '' dedi. Ela rahatlama ile :' ' İyi tekiz yani evde '' diye sordu. İlay - bir suç mu işledim- diye düşünüp bir yandan da : ''Evet tekiz , kimse yok ama birazdan Ekber gelecek''diye cevap verdi. Ela : '' Ekber niye diyorsun ? Siz beraber olmadığınız için mi kocam falan da demiyorsun ? '' diyerek kardeşinin ağzını yokladı. İlay duyduklarının doğruluğu ve ablasının gerçeği bildiğini ağzını yokladığını anlayarak : '' Sen nereden biliyorsun '' dediğinde kalbi korkuyla hızla atmaya başladı. Ela gülüp : '' Kimden öğrenebilirim Selçuk'tan kocan ... ah neden anlatıyorum ki , kocan senin başkasını sevdiğini , hata istemediğin halde bir dediğini iki etmedi ne bir laf ne bir söz . Ailesi seni kızı yerine koymuş .Sen anne bile diyorsun düşün anneme bu kadar anne demesin sen. Şimdi iyi dinle beni , gerçekten mutlu olmak istiyorsan Ekber ile gerçekten karı koca ol , biraz aklını başına al çocuk gibi davranmaktan vazgeç artık.'' Diye sitem etti kardeşine . İlay sinirle : '' Ben ne yapıyorum, bende onun bir dediğini iki yapmıyorum. Sevgilisine bile iyi davranıyorum daha ne yapayım '' dedi hiddetle. Ela duyduklarına inanamayarak : '' Sevgilisi , o kim '' dedi. İlay : '' Kim olacak Nisan , yedi yirmi dört onunla ben ne yapayım üstüne mi atlayayım .Benimle ol diye oğlanın '' dedi bakışlarını kaçırarak. Ela derin bir nefes alıp : '' A benim akılsızım, Nisan Ekber'in sevgilisi olsa yanına niye getirsin hadi onu geçtim genel eve gitmeyi niye istesin, Nisan'ın evine gider olur biter '' dedi bildiklerini kardeşine aktararak ve eniştesini savunarak . İlay'ın gözleri büyüyüp şaşkınlıkla : '' Ne genelevi '' dediğinde Ela : '' Ne sandın , senin ne zaman gönlün olursa bekleyeceğini mi sandın , oğlan genel eve de gider kendine sevgilide yapıp ev bile açar , erkek kızım o onunda ihtiyaçları var oğlan haklı tabi '' diyerek savundu. İlay : '' Nasıl ya ama o benim kocam '' dedi saf saf. Ela gülerek : ''Ne yapacaksın gidip Ekber'e ben senin karınım geneleve gidemezsin falan mi diyeceksin'' dedi. Kendini koltuğa bırakan İlay gözleri dolu dolu : '' Ne yapabilirim ki.?..'' dedi. Ela dizlerini üstüne çöküp : ''S enin ne yapacağını ben söyleyeyim ister misin? Eğer eğer gerçekten kocan olmasını , seni sevmesini istersen yardım ederim . '' dedi samimi bir sesle. Hızla elleri tutan İlay : '' Gerçekten yardım eder misin ? '' dediğinde Ela gülerek : '' Sen Ahmet'ı sevmiyor musun hala ? '' diye sordu. İlay başını eğip : '' Bilmem beğeni bir hoşlandıydı sanırım ama Ekber bana çok iyi davranıyor bir dediğimi iki etmiyor. Annesi onun da kızı gibiyim sanırım kocamdan hoşlanıyorum .Ahmet'e böyle hissetmiyordum . Ekber'i görünce böyle kalbim yerinden taklalar atıyor sanki , ne bileyip göz göze geldik mi gözlerimi ondan alamıyorum , onun için üzülüyorum .Benimle evlendiği için , daha iyi bir kızı hak ediyordu falan diye..'' diyerek zihnindekileri döktü birer birer. Ela mutlulukla : ''' Ooo benim kardeşim aşık olmuş çoktan , haberi yok '' dediğinde İlay : '' Aşık mi gerçekten mi ? '' diye sordu. Ela merakla : ''Sen neden böyle giyindin bir yere mi gidiyorsun'' dediğinde yerinden kalkan İlay saçlarını düzelti : '' Ekber ile akşam yemeği için dışarı çıkacağız . Annem de giydirdi . Güzel olmuş muyum beğenir mi?'' dedi sözlerinin sonuna doğru heyecanla. Ela hayranlıkla : '' Çok güzel olmuş , olmuşta biraz hızlı ol sen hareket edene kadar yani Ekber sevdiğini söyleyene kadar , Ekber başkasının olmasın '' diye uyardı. Korkuyla İlay : '' Nasıl ya'' dediğinde Ela : ''Ne bileyim Selçuk'tan duydum İstanbul'a iş için mi ne gidecek , oraya gittiğinde birine falan aşık olur , ne bileyim bu sefer kaybedersin tamamen'' dedi. İlay dudaklarını büküp : '' Ne yapmam lazım abla , aşık olmuşsun dedin , ben onu kaybetmek istemiyorum .Lütfen yardım et, bende mutlu olayım , lütfen '' diye yalvardı. Ela : '' Ne yapacaksın ne bileyim , ona ilgini belli et belki bugün şanslı günündür. Bu elbiseyle onu tavlarsın zaten .Sen boş anında elini tut , onun koluna gir .Akşam yanına yatmasını iste , elini çabuk tutsan iyi olur ''dediğinde zil çaldı.. İlay heyecanla : '' Abla geldi , ah güzel olmuş muyum ? '' diye t ekrar sordu. Ela : '' Güzel olmuşsun da dediklerimi unutma'' diye uyarıp beraber kapıyı açtılar.. ç dene�t|�$�( |
0% |