@zeytan34
|
30.Bölüm İlay : '' Ah çayı unuttum ''deyip yataktan fırlaması bir oldu . Mahçup bir ifadeyle mutfağa girdi. Mutfağa girmesiyle Meral hanım : '' Ah be deli kız çaydanlık yanmış , biraz daha geç kalsak ev yanacak haberiniz yok'' diyerek kınar bir ifadeyle baktı. İlay yanakları kıpkırmızı kesilip : ' 'Ah anne özür dilerim , unutmuşum valla''diyip çaydanlığa elini atmasıyla elindeki sızıyla çığlık atıp : '' Ah elim'' diyerek dudaklarına götürüp üflemeye başladı. Meral hanım : ''Deli kız elini yaktın aşık misin nesin '' dedi sitemle .. Mehmet bey karısına kızıp : '' Söylenme kadın , krem bul yüzüne bak kıpkırmızı kız ağrıdan duramıyor ''diyip gelinin elini suya tuttu.Mutfaktan içeri Ekber'in girmesiyle İlay yüzünü eğmesi bir oldu. Kaan gülerek : '' Abi komedi filmi resmen ya , gülmekten karnım çatlayacak , bak içeri girdik çaydanlığın dibi tutmuş annem telaşla uğraşıyor sonra yengem bir hızla girdi ki mutfağa , koşucular halt etmiş elini yaktı var ya annemle babam nasıl koşuşturuyor , birde bir birine girdiler'' diyerek gülmesine devam etti. Ekber gereksiz yere sinirle : '' Sus lan it '' diyip Kaan'ın kafasına vurdu. Bu sırada Meral hanım kremi getirip gelininin elime sürdü ve ekledi : '' Şimdi git dinlen , elini de yaktın ben toplarım buraları'' dedi. İlay kafasını kaldırdığında kocasıyla göz göze gelip : '' Yok ben yaparım , çok yakmadım zaten anne'' diyerek tekrar almak için uzandı. Meral hanım annelik güdüsüyle : '' Sen anlamasın şimdi , yarın çok sızlar bu yanık , git yat zaten birazdan herkes yatar'' diyerek çaydanlığı suyun altına bıraktı. Mehmet bey : '' Hadi kızım git uyu , annen toplar buraları'' dediğinde İlay içinden - lanet olsun sana ilay , nasıl becerdin. Birde kocanla öpüşürken neyse ki fazla ileri gitmeden oldu yoksa çıplak koşardım- diyerek hayıflandı. İlay mahcup bir ifadeyle : '' Şey o zaman iyi geceler'' dedi. Meral hanım : '' İyi geceler kızım'' dedi . İlay odasına gidip kendini koltuğa attı. Gelinin gitmesiyle Meral hanım : '' Ah deli kız Ekber ne yaptın kızın aklını zaten kuş kadardı oda gitti ''diye sinirle söylemeye başlayınca Ekber : '' Benim ne suçum var'' diyerek kendini müdafaaya geçti. Meral hanım : '' Kızla ayda yılda ilgilenirsen böyle olur. Belli bugün çok mutlu olmuş , her zaman kızı mutlu etsen bu kızda aklı bir karış havada gezmez , bütün suç senin '' dedi sitemle aynı anda çaydanlığı telliyordu. Ekber içinden - ah benim suçum gerçekten , elimdeki fırsatı da kaçırdım.Aslında birazcık benim suçum , çayı isteyen bendim sonuçta.. – diyerek kendi kendine güldü. Meral hanım : '' Ekber git yat dolanma ayağımın altında , bak geliyor terlik '' dedi. Ekber gülerek :'' Tamam tamam gittim'' diyip odasına girdiğin de İlay koltuğa oturmuş, eline bakıyordu. Ekber karısının yanına gidip eline baktı ilgiyle :''Çok mu acıyor '' dedi. İlay kocasının ilgisine şaşırıp : '' Şey yok acımıyor sadece çok yakmış miyim diye baktım , ben üstümü değiştireyim'' diyerek ayaklandığında Ekber : '' Peki ben yatağını açarım ''dediğinde İlay kıyafetini alıp odadan çıktı.. Ekber karısını yatağını açıp kendi döşeğimi serdi içinden - sonuçta kız kıyafeti yanımda giymediğine göre istemiyor zorlamanı anlamı yok – diye geçirdi. Ekber döşeğine uzanıp arkasını döndüğünde İlay içeri girdi. İlay'ın içinden - neden şimdi döşekte yatıyor yatakta yatması gerekmiyor mu , ah çaydanlık her şeyi mahvetti. Bu geceliği boşuna mi giydim uff – dediğinde üstündeki geceliğe baktı . Siyah geceliğin südyen kısmı dantellerden oluşmuş etek kısmı pileli dökümlü bir gecelikti . Su gibi olmuştu ama bunu farkında değildi Berfin.. Yatağa giren Berfin üzerini örtmesine rağmen Ekber arkasını dönüp bakmamıştı.. Kısa sure ardından dayanamayan Berfin : '' Ekber uydun mu?'' dedi. Ekber karısının kendisine seslenmesine şaşırıp : '' Hayır neden? '' dediğinde İlay derin bir nefes alıp: '' şey belin ııı döşekte ağrımıyor mu , yanıma gelsene yani yatak büyük yatarız yani ayrı ayrı'' diye konuşup kıpkırmızı kesilirken Ekber kalkıp yatağa yattı . Karısının ilişkileri için çabalaması hoşuna gidip dudaklarına yapıştı. İlay içinden - ilk defa öpüşmesem de böyle bir öpüşme görmedim Rabbim , adam öpmüyor okşuyor sanki içimden bir şeyler akıyor .Ah bu duyguya bayıldım – diye geçirdi. Ekber'in eli bacaklarını okşadıktan sonra yavaş yavaş geceliğin altına girip karısının göğsüne kadar geldi. Orta büyüklükteki memeleri avucunun doldurma hissi hoşuna gidince avuçlayıp yoğurmaya başladı. Karısından dudaklarını ayırdıktan sonra boynundan öpmeye başladı . Yavaş yavaş göğsüne gelip , geri çekildi.İlay 'ın yüzüne baktığında karısı utançtan gözlerini kapattı. İlay kocasının durmasıyla içinden - ne diye durdu ki şimdi yoksa cezalandıryor mu beni – diye düşündü. Ekber : ''Geceliğin çok yakışmış , çok güzel''dediğin İlay gözlerini açıp kocasıyla göz göze geldi. Ekber karısının gözlerinin içine bakıp tekrar dudaklarına yapıştı. Geceliğin askısını indirip karısının göğüslerine inerek öpmeye başladı. Göğsün ucuna geldiğinde birini ağzına alıp , bırakır .Yavaş yavaş diğer göğüse de geçip aynı işlemi uyguladıktan sonra göğüs ucunu dişlerinin arasına alıp çekiştiriri Göğüslerin altına inen Ekber karısını yönlendirerek geceliği çıkarır . İlay kocasının karşısında sadece külotla duruyordu. Kocası vücudunu aklına kazırmış gibi her yerini inceliyordu. İlay elini göğüslerine götürüp saklamak istediğinde kocası elini tutup , avucunun içini öptü. Sonra belden aşağı inip iç çamaşırına geldiğin de iki ucundan tutup karısının yüzüne bakarak : '' İzin ver güzelim , sadece seni mutlu edeyim .Ne dersin , söz hiç canını yakmayacağım ...'' dediğinde karısından bir cevap beklemeye başlar. İlay panikle içinden - Allah kahretsin , ne yapmam lazım ?. Nasıl evet diyeceğim şimdi , cevap vermesem asla yüzüme bakmaz. – diye geçirdi . İlay hafifçe kafasını salladığında : ''Duymam lazım güzellim , bir kelime evet de hadi'' karısının gözlerinin içine bakarak.. İlay içindeki son cesaret kırıntıları da toplayıp: '' Şey eeevet'' demesiyle Ekber karısının dudağından öpüp iç çamaşırımı aşağı indirir. Ekber karısının göbek deliğinden aşağı inip tam x bölgesini öpmeye başladığındı. Ekber yaptığı işe odaklanmış mayhoş bir sesle : '' Evet bebeğim gel bakalım , rahat bırak kendini ''dediğin de İlay kocasının dediğini yaptı. Kısa süre bir titremeden sonra boşaldığında Ekber hala x bölgesini öpmeye devam ediyordu. İşini bitirip yukarı doğru çıktığında : '' İşte böyle , canın da yanmadı. Rahatladın şimdi gidip benimde rahatlamam lazım '' deyip üstünü düzelti. Ayağa kalkıp kapıya yöneldiğinde İlay : '' Nereye istemiyor musun , beni çirkin miyim ? '' dedi kırılmış hissederek. Ekber duyduklarına gülüp : '' Asla , çok güzelsin hatta düşündüğümden daha fazla ama şimdi olmaz bizimkiler var. Hem canın yanar , bizimkiler duyar'' diyip yatağa yaklaştı : ''Benim ile İstanbul'a gelir misin? ''dedi. İlay bir anlık tereddütle: '' Evet de yanında istediğinden emin misin? '' derken çarşafla üzerini örtmeye çalışır. Kocasıyla mahrem konular hakkında koşmak utantan başka bir şeye neden olmuyordu . Ekber yatağa oturup : '' Ah emin ol güzelim çok isterim . hem balayımızı yaparız. Şimdi müsaadenle banyoya gireceğim beş dakikaya yanındayım''diyerek göz kırpıp odadan çıktı. Onun çıkmasıyla İlay geceliğini bulup , üzerine geçirirdi. Yatağa uzanıp üstünü örtmesiyle , beş dakika önce olanlar aklına üşüşmeye başladı. İçinden -Ne yaptım ben öyle . o titreme neydi öyle – diye geçirirken kapının açılmasıyla hızla gözlerini kapaması bir oldu. Ekber yavaş yavaş yaklaşıp yorganın altına girdi ve karısının beline kolunu attı. İlay içincen - Bu his çok güzel sanki beni koruyor , kendimi prenses gibi hissettim. – diye hayal alemine daldığı sırada Ekber kulağına yaklaşıp: '' İyi geceler güzelim , iyi geceler ''diyip karısını kendine çekti. Karısının beli tam kendi bel bölgesine gelmiş , başı tam başının altında getirdi. Bacağını karısının bacağının üzerine attı. İlay mutluluktan - Ah çok güzel bir duygu neden daha önce aşık olmadım ki Ekber'e , gerçekten aptalın dekiyim – diye geçirdi. İlay telefonunun alarmı çalmasıyla gözlerini açtı.Kafası kocasının göğsünde . sarılmış bir şekilde buldu kendini. İlay yavaş yavaş gece yaşadıkları aklına üşüşüp - Ah dün gece neydi öyle ... nasıl bakacağım yüzüne ne aptalım ben ? Ahhh resmen neden benimle beraber olmuyorsun dedim – diye kızardı. Yavaşça ellerini kocasından ayırıp yataktan kalktığında Ekber , huysuzlanıp karısının yastığına doğru uzanıp eliyle yokladı istediğine ulaşamayınca gözlerini açıp etrafını yokladı.. Karısını karşısında kendine baktığını görünce doğrulup : '' Ne oldu , nereye ? '' dediğinde İlay utançla : '' Şey ben üstümü değiştirip kahvaltıyı hazırlayacaktım'' diyerek gözlerini kaçırdı. Ekber iyice doğrulup yatağa oturdu ;'' Saat kaç'' diyip gözlerini oğuşturmaya başladı. İlay dolaba yönelip penye ve bir pantolon çıkarıp : '' Saat daha sekiz , sen yat ben daha kahvaltıyı hazırlayacağım seni uyandırırım''dediğinde kıyafetlerini alıp kapıya yöneldi. Ekber karısının kolumdan tutup: '' Ne oldu , dün gece için pişman misin ? ''diye ciddi bir ifadeyle sordu. İlay içinden -Ah ne pişmanlığı sadece yüzüne nasıl bakacağım off....- diye geçirip : '' Şeyyy ha-hayır neden yoo-yok se- sen pişman misin?'' diye kekeler ve sorduğu soruyla daha fazla utanır. Ekber karısına kollarını dolayıp:'' Hayır güzelim , pişman falan değilim .Bir an senin pişman olduğunu düşündüm.'' diyip karısını kendisine çevirip gözlerinin içine baktı. İlay'ın elindeki kıyafetleri alıp , yere attı ve dudaklarına yapıtı. Zar zor ayrılan İlay : ''Şey benim kahvaltı hazırlamam lazım ''diyip uzaklaşmaya çalıştığın da.. Ekber gamzelerini göstererek : '' Benim için mi hazırlayacaksın boşver , ben karnımı bugün seni öperek doyuracağım'' deyip karısını öpmeye başlar. İlay şaşkınlıkla :'' Olur mu aç kalacaksın , aç aç işe gitme''diyerek kocasından uzaklaştı. Ekber suratını asıp : '' İstemediğini söylemen yeterliydi'' diyip ayaklandı ve dolaba yönelip takım seçmeye başladı. İlay içinden - Ah aptallıkta bazen sınır tanımıyorum. – deyip kocasının arkasına yaklaşıp sarılacağı sırada Ekber'in dönmesiyle burnunu kocasının koluna vururdu.Burnu sızlamaya başlayınca yerinde tepinmeye başladı. Ekber panikle : '' İ lay arkamda ne yapıyorsun , şimdi şuradaydın , iyi misin'' diyip karısının burnunu incelemeye başlar. İlay burnunu eliyle ovoşturup: '' İyiyim , şey sarılmak için gelmiştim.Ben - beni yanlış anladın ben sadece aç kalma diye'..' diye açıklamaya giriştiğinde .. Ekber gülerek : '' Merak etme , işte atıştırırım .Şimdi evet mi cevabın''diye dikkatle bakmasıyla İlay kafasını evet anlamında salladı.. Ekber gülerek yaklaşıp elleriyle karısının yüzünü tutup burnumun ucunu öptü.Gülüp : '' Gerçekten gecelik çok yakışmış , gece bu kadar güzel durduğunu bilmiyordum .Bu gecelikle sana dokunmadan durmak imkansız olurdu ''dediğinde İlay gözlerini kocaman açıp, elleriyle kocasını hızla itip yerdeki elbiselerini alıp banyoya girdi. İlay içinden - Ah ne dedi zor mu olurmuş ah cidden mi? - Dikkatle aynada geceliğini incelemeye başladığımda - o kadar da güzel değil ki. Hafif göğüs detayı var ee bunu penyelerimde de hep var boyu çok mu kısa?? Hayır dizimin altında.. Peki içimimi gösteriyor ? hayır simsiyah .. Neresi bu kadar güzel tamam iltifat etti de , normalde giydiğim elbiseler daha açık ve daha güzel ahhhh bu adamı hiç anlamıyorum.. Yoksa kapalı fantezisi falan mi seviyor , ne kadar frikik vermesem o kadar mi istiyor?.. Ne saçmalıyorum ben böyle , kafayı sıyıracağım bu gidişle... – diye geçirdi. İlay hızla pantolonunu ve penyemi üzerine geçirdi. Elini , yüzünü yıkayıp banyodan çıktı. Odaya girdiğinde Ekber kravatı bağlıyordu. O an annesinin her sabah babası işe gitmeden kravatını bağladığı günler aklına geldi. Ekber'e yaklaşıp ellerini tuttu. İlay bağlamaya başladı. Önce etrafından çevir alta doğru ve evet oldu..şimdi çok güzel oldu - Diyerek geçirdi içinden Kafasını kaldırıp kocasına baktığında, Ekber'in ciddiyetle kendisine baktığını gördü. İlay merakla : '' Yanlış bir şey mi yaptım?''diye tereddütle sordu. Ekber dikkatle karısının yüzüne baktı. İlay bir anda kendini gardolaba yaslanmış , Ekber ile öpüşürken buldum. İlay'ın ağzına içine Ekber'in dilinin girmesine izin verdiğinde kocasının o tatlı dili ağzını talan ediyordu. İlay içinden - Ekber böyle öpüşmeyi nerden öğrendi diye düşünürken başkasıyla da öpüşmüş mudur..? bu demek başkası da hayatında vardı ;demek ki öpüşmüşler ya ileriye de gittiyse- diye geçirdi. Ekber'ı hızla iten İlay : '' Kaç kız arkadaşın oldu yani sevgilin?'' demesiyle dikkatle bakan Ekber :'' Ne alaka şimdi'' diye şaşkınlıkla sordu. İlay sinirle : ''Cevap ver , kaç tane '' dedi. Ekber gülerek : '' Bunun için mi öpüşmemizi böldün çok acayipsin..'' dedi. İlay sinirinden kurtulamayıp :'' Evet acayibim.... belki ... soruma cevap vermedin'' diyerek yineledi. Ekber tereddütle: '' Peki cevap verdim diyelim aramız düzelmişken , neden bozacak şeyler söyleyeyim hem senin olmamış gibi ..soruyorsun...'' dedi. Merakla karısının cevabını bekliyordu. Yüzünü yere eğen İlay : '' Olmadı tamam mi , Ahmet hoşlanıyordum bu bir hoşlantıydı. Sadece uzaktan..bu kadar hiç konuşmadık ya da başka bir şey ..ben yani benim sevgilim hiç olmadı ilk kez senle öpüşdüm ama sen sanırım baya sevgilin olmuş...'' diyip odadan çıkmak için kapıya yöneldi. Ekber : '' Gel buraya tamam ama küsmek ya da darılma , hepsi geçmişte kaldı sonuçta..'' diyerek onay bekledi. Hayal kırıklığıyla İlay : ''Oldu yani .. peki kaç tane'' deyip içinden -ne bekliyorsun ki kızım bu kadar yakışlı bir erkek olsam benim de bir sürü sevgilim olurdu . Hem ben beğeniyorsam , bu kadar kısa zaman da aşık olduysam bir başkası neden olmasın acaba kaç tane. Allah bilir beş altı tane..yoksa daha da mi fazla . - diye kendini yerdi. Ekber karısının elinden tutup yatağa oturtturup yanına oturdu. Ekber iç çekip : '' İki yani iki tane oldu ilki çocukluk zamanıydı akraba ama uzaktan ..diğeriyse üniversiteye ilk gittiğim zaman ama kısa sürdü fazla kısa elimden geldiğince kızlardan uzak dururum bakma iki tane olduğuna düz bir ilişki bu konularda iyi değildim .Ee bir şey demeyecek misin bir tepki falan..'' diyerek karısının davranışlarını inceliyordu. İlay içinden - En azından az iki tane bu da iyi.. diye geçirip : ''Peki akraba olan kim?'' diye sordu.Kocasının o mavi gözleri her şeyi unutturuyordu. Ekber karısının gözlerinin içinde bir şeyler ara gibi dikkatle bakıp : '' O mu uzaktan halamın kızının kızı peki uzatmayayım geç kalıyorum Hülya idi adı , çocukluk zamanıydı halamlarda kaldığım zaman olmuştu. Ama bak unut bunları sen ve ben diğer her şeyi unut dün bir milattı ve artık mutlu olalım olur mu?''dedi . İlay kocasının derin mavilerine bakıp : '' Aslında haklısın sonuçtan kullanma belgen bende..''dedi gülerek. Ekber de eliyle karısının yüzünü okşayıp : ''Kullanma belgem derken....?'' diye sordu. İlay : ''Şey evlilik cüzdanı yani..''dediğinde Ekber de gülmeye başladı. İlay içinden -gülmek bu başka bir şey en azından Ekber için , her ona baktığımda hayatta karşı gardımı indiriyorum en savunmasız anım belki de bu zamanlar en dikkatli olmam gereken zamanlar.- diye geçirdi. karı koca birbirlerinin gözlerine dalmış bakışıyordu. Ekber'in telefonu çalmasıyla cebinde çıkarırıp : ''Alo nisan'' deyip kısa sessizliğin ardından : '' Kusura bakma şimdi kapıdayım..'' diyerek telefonu kapattı. İlay içinden - gerçekten bu Nisan'dan , Hülya'dan şimdiden sıkıldım kısaca bana ait olsa olmuyor mu? Ya da ben seninim falan kimse alamaz .Ne saçmalıyorum ben . – diye içinde çelişkiye düştüğü sırada.. Ekber : '' İlay sessizleştin .Ben çıkıyorum Nisanı beklettim neyse gelince konuşuruz''deyip aynada saçını düzeltip yatak odasından çıktı. İlay da kocasının peşinden çıkıp kocası çıkma üzereyken : ''Ekber''seslenmesiyle Ekber karsına baktı. Kısa bir karşılıklı bakışmanın ardından Ekber : '' Bir şey mi isteyeceksin ''dediğinde İlay yanına yaklaşıp kravatını düzeltip : ''Hayır sadece kravatın yamulmuştu da..'' diye geçiştirdi. Ekber yüzündeki tek kusuru olan gamzelerini karısına gösterip : ''Peki öyle olsun görüşürüz'' diyerek çıktı. İlay içinden -Ah bu aşk böyle mi karşılık alınca? Aşk dedikleri onu her gördüğünde canın yanmaksa... Ona üzülüp kendimi yakmasa , çok değişik bir duygu bu olsa gerek? Aşk dediğin biranda çat kapı olan bir şeyse ben aşığım herhalde , sanırım ,evet,kesinlikle..Düne kadar nefret etmekse bugün onu görünce delirmekse çok tatlı bir şey.Onu başkasıyla gittiğini görmekse ve kalbinin üzerinde nabzının atmasıysa, aklının fazlaca dolu olması ,hiç sebep yokken ağlamak mi aşk? Beyazı severken beyaza düşman mi olmak aşk? Fedakarlıktan nefret ederken mutlu olsun diye paylaşmak mi? Peki kalabalığın içinde onun ses tonunu ayırıp onun o ortam da olduğunu bilmek ve sesini sevmek mi? Peki onun sana her pas verdiğinde aşk şarkıları dinlemek , yüzünü görmediğinde hayatta nefret etmek mi? Ona sevginizi belli etmek için vücudunuzu kalbinize izler bırakmak mi aşk ? Peki eğer ondan vazgeçtiğinizde kalbinizin içine gömüp kalbinizi bir türbe mi yapmak aşk ? Aslında bu aşk denilen şeyden tek bildiğim aslında hiçbir şey bilmediğim. – diye geçirip kapıyı kapattığı gibi içeri girdi. Kaynanasıyla işleri yapıp karşılıklı kahve içerken Meral hanım : ''Elin iyi mi kuzum''dedi. İlay eline bakıp :'' Evet anne hafif şişti ama bir şeyi yok''dedi. Meral hanım meraklı bir ifadeyle : '' Sana bir şey soracağım ama ... nasıl sorsam?'' dediğinde İlay merakla : ''Annen adı üstünde sen de benim annemsin hem sen ilk geldiğim gün hiçbir şeyden çekinme her istediğini sor demedin mi? Sen neden tereddüt ediyorsun bozuluyorum'' sonunda gülerek kaynanasını rahatlatmaya çalıştı. Meral hanım gülüp : ''Bozulma kuzum.. şey Ekber ile aran nasıl yani fazla eve gelmiyor işte aklı gücü birde Selçuk ile kavga etmişler yüzü gözü demem o ki eskiden böyle değildi. Kısacası evlenme işi resmiyete bindi sonra benim her hareketini bildiğim oğlum gitti başkası geldi.Ne bileyim evlenince düzelir dediydim ama işte ne bileyim..'' diye sorunlarını sıralıyordu. İlay sessiz kaldıkça kaynanasını endişelendirdiğini anlayıp : '' Annecim merak etmeyin daha yeni birbirimize alışıyoruz ve yakında eski haline döner. Ne kadar eski halini bilmesem de .onun kadar bende evliliğimize alışamadım ama sizle beraberim iyi anlaşıyoruz babam , Kaan biz hep beraberiz çabuk ısındık ama Ekber işi çok olduğu için bana alışamadı .Bence yavaş yavaş alışıyoruz'' utana sıkıla söyleyen İlay derin bir nefes aldı. Meral hanım : '' Benim dediğim işte torun , torun falan yok mu yani düşünmüyor musunuz ? '' dedi merakla. İlay utançla :'' Şey anne ıım'' dediğinde , o sırada telefonunun çalmasıyla : '' Benim telefona bakayım mutfaktaydı da'' diye açıklayıp hızla mutfağa girdi. Telefonu aldığında Ekber yazını görmesiyle rahat nefes alıp :'' Alo Ekber '' dedi Ekber : '' İlay ne yapıyorsun'' dediğinde İlay gülerek : '' Ne mi yapıyorum annene ne zaman torun getireceğiz onun hakkında sohbet ediyorduk tam zamanında aradın.''demesiyle Ekber sinirle : '' Nasıl konuşacak başka konu mu kalmadı?'' dedi. İlay : '' Tam zamanında aradın bende ne diyeceğimi düşünüyordum ee ne diyeyim annene'' dedi gülerek .. Ekber şaşkınlıkla :'' Ne bileyim yok de , istemiyoruz de başka konuya falan geç'' dedi. İlay : '' Ekber ne diyeyim beni bekliyor yardım et ,baya aklına takmış gibi benden cevap bekliyor lütfen yardım et he ne istersen yaparım'' dedi panik ve utançla. Ekber derin bir nefes verip : '' Endişelenme bir şey düşüneceğim hem ben aramasam ne yapacaktın Allah aşkına'' dedi. İlay oflayıp : ' Ne yapardım gamzeli , oturup ağlardım herhalde bilmiyorum'' dedi. Ekber mutlulukla : '' Gamzelim derken ?'' dedi. İlay panikle : '' Ya ben o kısmı ,içimden söylemedim mi ? '' dediğinde Ekber gülüp : '' hımm demek bana içinden gamzelim diyorsun , başka neler diyorsun içinden'' bu sırada içeri Meral hanımın girmesiyle meraklandırdığını anlayıp : '' Şey ne diyeceksin yani neden aradın'' dedi. Ekber : '' Ne yani karımı arayamaz mıyım , hem |
0% |