4. bölüm 

Pastaneye girmesiyle nefis poğaça ve pasta kokuları Ekber'in etrafını

sardı.

Gözlerini pastanenin içinde gezdirdi.

Yavaş yavaş ilerleyip kendini pastaların önünde buldu. .Camda hangisini yesem diye düşünürken garson kızlardan biri '' Ne alırsınız?''dedi.

Ekber gamzelerini gösterip :'' Acaba ekler var mı?''diye sordu merakla.

Garson kız: ''Tabi. Her türlü tatlı çeşidimiz bulunmaktadır. ''dedi bilmiş bir şekilde.

Ekber :'' Peki şuradaki masaya ayrı bir tabağa koyup kartın üstüne 'BEBEĞİME' yazar mısınız ?.. ''diye sordu.

Garson kız suratını asarak :'' Tabi kime yazılacaktı hangisine vereyim? '' diye masalarda göz gezdirir .

Ekber :'' Masada oturan oğlana verilecek. ''diyip iyice sırıtı.

Garson kız iyice şaşırıp :'' Yani masadaki kızlara değil de oğlana mı ? Yani... Yanlış vermeyeyim diye soruyorum.'' diye düzelti.

Ekber : '' Evet '' dedi .

Garson kız gülüp tabakları hazırlar, karta ' BEBEĞİME' yazdı.

Masaya getördü tek tek tabakları koyup ,özellikle Selçuk'un tabağını '' Bu size '' diye bıraktı gülerek.

Selçuk nişanlısı Ela'ya baktı sonra karta, şaşkınlıkla ne yapacağını şaşırdı.

Ela merakla Selçuk'un tabağına bakıyordu. kendini toparladığında tabaktaki kartı eline alıp: '' Bu ne Selçuk? ''diye sesini yükelti.

Selçuk kekeleyerek:'' Ben...''der demez ..

Ela: '' İnanamıyorum Selçuk aldatıyor musun beni? Ne zaman böyle bir kişiye dönüştün''dedi ağlamak üzere gözleri dolu dolu.

O sırada masaya gelen Ekber yaptığı yanlışı anlayıp: '' Ya kusura bakmayın hatuna sürpriz yapayım demiştim. Sanırım yengemizi sinirlendirdim. Ben Ekber bu yakışıklının sevgilisiyim.'' deyip elini Ela'ya uzatır .

Ela , Selçuk'un Ekber' le nasıl şakalaştıklarını anlattığını hatırlar.

Ela mahcup bir ifadeyle Selçuk'a bakıp Ekber'e elini uzatır : ''Ben Ela sanırım saçmaladım...'' dedi gözlerini kaçırarak. Ekber'in elini bırakıp şaşkınlıkla : '' Böyle şakalaştığınızı biliyordum da ben nasıl unuturum o kadar Selçuk uyardı sen gelmeden . Ah gerçekten özür dilerim.Selçuk ama 'BEBEĞİM' yazısını görünce yani , offf...'' diye sitem etti.

Selçuk hafif başını iki yana sallayıp :'' Kardeşim sonunda başımı yakacaktın. ''dedi sitemle.

Ekber : ''Yapma hatun başkasını bulmuşsun . Seni kolayca almasına izin verir miyim? Bir şaka yapmam lazımdı .''diyerek göz kırptı.

Masada ki İlay'ın sesiyle : '' Yok artık bunlar beraber mi?''demesiyle onu unutan Selçuk ile Ela gülmeye başlar.

Ekber hafifçe gülerken diğer taraftan da İlay'ı inceler .On yedi, on sekiz yaşlarında olduğunu tahmin eder. Güzelim turuncu saçları örülü bir şekilde beline kadar gelmesine şaşkınlıkla inceler . Kaşları , gözleri Allah özene bezene yaratmış .Yaşıtlarını az peşinde koşturmuyordur diye düşünür...

Selçuk kardeşinin ayakta kaldığını görünce: '' Sevgilim ayakta kaldın otursana. ''diye yanındaki boş yeri gösterir.

Ela kardeşine dönüp :'' Hayır onlar kan kardeşler, küçüklükten beri beraberlermiş böyle şakalaşıyorlar '' diyerek olayı açıklığa kavuşturur.

Selçuk baldızına dönüp : '' Sen bizim böyle şakalaştığımıza bakma bizi maç yaparken bir gör. Şimdiki halimizle alakası yok , hem biz öyle herkesle böyle konuşmayız , sen bak şuna az kız peşinde koşturmuyordur bu hergele . Hele üniversitede...'' dedi imali bir şekilde .

İlay Ekber'e baktığında yer yer sarı olan saçları sakalı ..Şu son moda trend dergilerdeki yakışıklılardan biri karşısındadır. Bütün kızların bu masmavi gözlerin peşinde olduğunu düşündü.

İlay :

-'' Ben de olsam ben de peşinden koşardım.- '' diyerek içinden konuştu.

Ela kardeşinin daldığını görünce dürtüp kendine gelen İlay '' Yaa... '' dedi.

Ekber : '' Yapma kardeşim öyle işlerle işim olmaz, ben okumaya gittim oraya. Neyse kusura bakma yenge nişanınıza gelemedim vizeler yani sınavlar vardı. Sınavları umursamayıp gelecektim de babam sınava girmeyip seni burada görürsem iki ayağına da sıkarım dedi...'' dedi gülerek.

Selçuk: '' İyi demiş sınava girmeseydi bende Mehmet amcama yardım ederdim hem düğün önemli kardeşim .Nişan aile arasında oldu zaten , oynama falan da yoktu.'' Dedi hayıflanarak.

Ekber :'' Yapma kardeşim oynama olmasa da , biz de arkadaşları çağırırdık ,yengenin kapısında döktürürdük . Sen, ben, Kaan, Yiğit, Ahmet , bizim Yusuf falan toplardık ama işte...'' diye iç geçirdi.

Selçuk: '' Düğün ne güne duruyor o zaman? Gelmezsen Mehmet amcayı ben gaza getirip iki ayağına nasıl sıktırıyorum gör o zaman sen.'' Dedi gülerek .

Ekber : ''Yapma hatun... Gelmezsem o zaman ben beynime sıkarım. '' dedi kardeşinin gülme

sine eşlik ederek.

+++++++

Votelemeyi ve yorum yapmayı unutmayız.