Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@zeytan34


5. Bölüm


1 saat sonra...


İlay ablası ,eniştesi ve eniştesinin arkadaşını bir saat boyunca dinlemekten sıkıldı.

O kadar sıkıldı ki ablasının kızmasından ve çenesi dinlemektense susup katlanmayı tercih ediyordu.


İlay telefonunun çalmasıyla annesinin aradığını gördü ve sevindi. Annesi , babaları gelmeden biran önce eve gelmelerini söyledi.


İlay'ın telefonu kapatmasıyla masadakilerin ona baktığını gördü.

Ela kardeşine bakıp kafasıyla: ' ' Kimmiş?' 'diye sordu .Ela gitme saatinin geldiğini hissetmekle mutlu dakikaları bölündü.


İlay :'' Şey, annem fazla geç kalmadan gelin dedi..." içinden hadi gidelim diye çığlıklar atası geliyordu.


Selçuk kaşlarını çatıp : '' Bence de bu kadarı fazla bile" deyip elini kaldırarak hesabı istedi.


Ekber ve Selçuk kısa bir hesap tartışmasından sonra kazanan Selçuk olur. İlay bu duruma gülerek eşlik etti.


Ekber İlay'ın onlara gülmesini görünce bir gülümsemenin bir kıza nasıl bu kadar yakıştığını düşünüyordu .Sonra kendi kendine saçmalamayı bırakmasını söyleyerek bakışlarını kaçırdı.


Selçuk : '' Ela biraz yürüyelim istersen , Ekber'le İlay bizi arabayla köşede beklesinler.''deyip göz kırptı.


Ela Selçuk'un neyi kast ettiğini anlayıp: '' Şey Ekber'e sorun olmasın, hem ayıp olur." diyerek nazlanarak.


Selçuk: ''Ne ayıbı , kardeşim sen İlay'la köşede beklersin.'' Diyerek kaşının birini havaya kaldırdı. Anahtarı Ekber'e atıp göz kırptı.


Ekber Selçuk'un göz kırpmasıyla nişanlısıyla beş dakika baş başa kalmak istediğini anlayıp "Sorun değil hatun biz köşede bekleriz İlayla '' Diyerek onayladı.


İlay : '' Ne fark eder hep beraber gidelim işte''diyerek söyleniyordu.


Ela içinde derin bir of çekip İlay'ın kulağına " Canısı sen Ekber ağabeyinle arabada bekle on dakikaya geliyoruz. Hem Selçuk bana hediye almış onu verecekmiş ..." dedi bıkkınlıkla.


Bir insanın kardeşi ancak bu kadar aptal olur diye içinden de geçiriyordu.


İlay : "Peki'' diyerek kabullenmek dışında elinden bir şey gelmez. İçinden- Yanımda verse ne olur anlamıyorum ki?- diyerek söyleniyordu.


Arabaya binen Ekber sıkıntıyla iç geçirip. Arabayı köşe başına çekip dörtlü lambasını kapattı, sessizlikten sıkılıp radyodan arabesk kanalını açtı.


Bu sırada radyodan İbrahim Tatlıses'den mavi mavi çalıyordu...


İlay İbrahim Tatlises'in her mavi deyişinde Ekber'in o derin dipsiz mavi gözleri aklına geliyor ve kıkırdıyordu.


Ekber İlay'ın kıkırdamasıyla gözlerini ona çevirdi bu sırada: '' Onu gördüm karşımda'' dizesi geçti.


İlay'ın gözleri iyice büyüdü istemsiz bir şekilde..


Ekber: '' Bücür aklına bir şey mi geldi?" diyerek göz kırptı.


İlay Ekber'in ona bücür demesine sinirlenip :


'' Ben on sekiz yaşındayım yani bücür filan değilim. ''diye sitem etti.


Ekber : ''Ee nolmuş kardeşimle yaşıtsın ve ben yirmi beş yaşındayım bu da demek oluyor ki sen bücürsün''diyerek sırıtması büyüdü..


İlay daha da sinirlenip ne diyeceğini bilemeyip ve radyonun kapatma tuşuna basıp kafasını cama çevirdi.


Ekber İlay'ın tepkisine aldırış etmeyip eline telefonu alıp sosyal ağına girdi , arkadaşların tatilde çektiği fotoğraflara bakıyordu.


İlay sokaktan kimse geçmemesiyle iyice canı sıkıldı. Ekber'in ne yaptığını merak edip bakıyor telefona baktığını görüp ,n eye baktığını merak edip göz ucuyla telefona bakmaya çalışıyordu. Telefonda erkek fotoğrafları, manzara resimleri, hayvan fotoğrafları ve iki üç tane grupça çekilmiş fotoğraflar görüyordu.


İçinden -Ne yani geçekten sevgili veya kız arkadaşları yok mu?-diye geçirirken arka kapının açılmasıyla yerinden sıçradı...


Ekber İlay'ın sıçramasıyla '' Destur '' diyerek arkasına döndü sinirle.


Selçuk: '' Destur kardeşim destur biz geldik ,hadi bizim evin arka sokağına bırakalım kızları''diyerek gülümserdi.


Ekber :'' Hatun girerken insan tıklatır kızı korkuttun ''diyerek kontağı çalıştırdı.


Selçuk baldızına : ''Korkuttuk mu kız?'' diye dalga geçti.


İlay :'' Her neyse artık eve gideyim bir daha ki buluşmanızda ben gelmem ona göre . Çok sıkıcısınız evde otururum daha iyi. '' diyerek içindekileri kustu.


Selçuk Ekber'e : " Sevgilim kızla ilgilenemedin mi? Dondurma , çikolata falan alaydın. '' diye alay etti.


İlay : '' Zaten bu olduğunda geleceğim varsa hiç gelmem. '' diyerek kaşlarını homurdandı.

Ekber'e dönerek ''Bunak'' dedi.


Selçuk ciddiyetle : '' Noldu lan ? ''diyerek sesini yükselti.


Ela kardeşine : '' Bir sorun mu var İlay? '' diye ciddiyetle sordu


Ekber sorunun yanlış bir yere gittiğini anlayıp: '' Ne oldu ııııım, Bücür dememe bozuldu. Ben gerçeği söyledim. ''diyerek kendini savundu kendinden emin bir şekilde.


İlay'a bakarak kafasını arkaya çevirip :'' Hatun bu küçük hanım bücür dedim diye alındı '' dedi ciddi ve samimi sesiyle...


Ela kardeşine dönüp '' İlay yani bu muydu gelmeme sebebin? '' diye hayret etti.


İlay :'' Ya ne olacaktı ? Beni bu bunakla bırakıyorsun bunları anneme söyleyeceğim ona göre! ''diye tehdit etti.


Ela : '' Neyi söyleyeceksin ?''dedi panikle...


İlay '' Eniştemle senin yalnız yürüyüşünü, beni bu bunakla bıraktığını... '' diyerek Ekber'e ters bakıp gözlerini kıstı.


Ela panikle : '' Kapa çeneni yoksa bütün hafta bulaşıkları sana bırakırım .Salak salak konuşma, hem bende senin büyüklerinle nasıl konuştuğunu söylerim özellikle 'BUNAK' kısmını ... '' diye tehdit ederek.


Selçuk rahatlamakla beraber geldiklerini fark eder : '' Geldik sevgilim beyaz evin önün de durdur arabayı '' diyerek eliyle işaret etti.


Ekber arabayı beyaz evin önüne yaklaştırıp kontağı kapattı.


Selçuk'un nişanlısıyla baldızını evine bırakmasını izler bir süre ...

Selçuk'un geldiğini görüp arabayı çalıştırır.


Selçuk arabaya binip : '' Hadi bizi Selam'i ağabeyin yerine göt

ür. ''dedi neşeli bir şekilde.


Ekber :'' Mutlusun Hatun ? '' diyerek mutlu olma nedenini merak etti.


Loading...
0%