6. Bölüm

Selçuk : ''Mutluyum kardeşim , mutluyum. Bu kız ne yapacağımı ne düşüneceğimi de unutturuyor'' dedi mutlulukla.

Ekber : ''Nerde gördün kardeşim, aşık mı oldun yoksa annen mı buldu?'' dedi merakla.

Böyle güzel miydi aşk?

Böyle güzel miydi sevmek?

Selçuk : ''Aşığım kardeşim. Hanımlığına , duruşuna, bakışına... İş ciddiye binene kadar elimi tutmadı lan , baktım böyle düzgün kız bende dedim oğlum Selçuk bu kızdan güzelini bulamasın ne de böyle ,ımmm, güzel huylusunu...'' diyerek sırıttı.

Dereboyu kahvehaneye vardı...

Ekber kontağı kapatıp indi, anahtarı Selçuk'a attı .

Selçuk ile birer çay istediler .

Ekber : "Eee kardeşim annenlere nasıl söyledin?'' dedi merakla .

Selçuk : ''Valla kardeşim bir gün yine baktım Ela'yı göremiyorum ne de aramalarıma cevap alıyorum .Bütün gün , müşterilere sataştım. Anlayacağın gün boyu barut gibiydim. İşte eve vardım baktım böyle olmayacak annemin eteğine yapıştım dedim annem ben evlenmek istiyorum.'' Diyerek güldü .

Ekber heyecanla : ''Pat diye mi söyledin lan kadına?'' diye sordu, gelen çaydan bir yudum aldı. Selami ağabeyin mis gibi çayı her şeye değerdi.

Selçuk : ''Valla canıma tak etmişti şimdi olsa söyleyemem. Pat diye söyledim valla .'' dedi ve güldü...

Ekber : ''Vay be kardeşim, sevmek ne güzelmiş. Kardeşime de yakışmış '' diye hayıflanarak .

Selçuk : ''Yok mu lan senin İstanbul'da?'' dedi imayla...

Elleriyle saçını düzeltip Ekber :''Yok lan biliyorsun beni , kızlar olunca biraz pasif oluyorum ne bileyim bir çekingenlik geliyor. Sonra iş ciddiye binecek gibi olunca kaçıyorum'' diyerek bakışlarını çayında tuttu.

Selçuk : ''Bilmez miyim?'' dedi.

Ekber : ''O değil de annemle babam da gelir gelmez sevgilim var mı diye sordular.'' Diyerek iç çekti.

Selçuk merakla :''Niye'' dedi .

Ben : ''Ne bileyim sanırım bir şeyler düşünüyorlar, anlamadım. Ben sevgilim yok deyince ikisinin de yüzünde güller açtı resmen.'' Dedi.

Selçuk : ''O zaman yoksa... yok lan!'' dedi heyecanla yerinde zıplayacak gibi olup .

Ne olmuştu ki?

Ya da ne olabilirdi?

Ailesinin aklından ne geçiyordu?

Ekber : ''Ne yoksa lan, bilmediğim bir şey mi dönüyor?'' dedi kaşlarını çatarak .

Selçuk : ''Ne olacak lan. Bunlar seni evlendirecekler demek ki sormuşlar , bu da demek oluyor ki akıllarında biri var.'' diyerek göz kırptı.

Ekber sabırsızlıkla '' Kim lan o?'' dedi kaşlarını çatarak .

Kim olabilirdi?

Şimdiye kadar bu mahalle de annesi kimseyi beğenmeyip hemen hemen hepsine bir kulp takmıştı.

Şimdi kimi bulmuşlardı ki?

Selçuk : ''Ne bileyim oğlum medyum muyum?'' dedi gülerek .

Ekber : ''Neyse ne de meraklandım şimdi , yakında çıkar kokusu." diyerek çayını yudumladı.

Yarım saat boyunca Selçuk'la beraber mahalleler arası her yaz oynanan futbol turnuvalarından konuştular.

Kahveden kalkmadan önce Kaan'ı arayıp evin orada ki bakkal da buluşup ve eve gittiler...

Ekber dolu dolu bir haftasını sanayi ve ev arasında da arada Selçuk'un sanayiye gelmesiyle sohbet ederek geçirdi...

Bütün gün sanayi de babasına yardım ederken babasının sesiyle işi bıraktı.

Mehmet Bey : ''Bugünlük bu kadar yeter çocuklar hadi elinizdeki işleri bırakın da eve gidelim ''dedi yorgunlukla.

Kaan : ''Ben bittim be abi '' demesiyle Ekber elinde ki on ikilik anahtarı

bırakıp : ''Al benden de o kadar kardeşim neyse kalk da elimizi yüzümüzü yıkayalım yoksa bu halimizle Meral sultan içeri almaz." Diyerek belini doğrultu.

Ekber ve Kaan ellerini ve yüzlerini yıkayıp kıyafetlerini değiştirip babalarının arabasına atlayıp evin yoluna koyuldular...

Eve girdiklerinde de Ekber annesinin bu akşam döktürdüğünü anlayıp kokuyu içine çekti. Evin içinde mis gibi poğaça , börek kokuları mutfaktan geliyordu.

Ekber -Off be canım annem ne döktürmüş bee...- diye iç geçirdi.

Kaan : ''Oooo annem döktürmüş yine. Acaba bu sefer kim misafirliğe gelecek ?'' deyip mutfağa girdi sarmalardan iki üç tane atıştırmaya başladı.

Kaan'ın peşinden mutfağa Ekber'de girip atıştırmaya başladı. Ekber atıştırdıkça gerçekten acıktığını hissedip karnının guruldamasıyla bunu onaylamıştı. İşlerle uğraşırken bunun farkına bile varmamıştı.

Ekber sarmaları yerken : ''Ne alaka oğlum annem bana hazırlamış belli'' dedi.

Ekber'e hazırlamayacaktı da kime hazırlayacaktı ki?

Bu sıra da mutfağa giren Meral Sultan : ''Çekin elinizi o sarmalardan onlar komşuya gidecek , bak oklava geliyor ona göre...'' deyip oklavayı eline aldı.

Kaan gülüp : ''He ben de demiştim ki ağabeyime hazırlamış bu kadar yemeği'' dedi gülerek...

Ekber annesine dönüp : ''Tontonum bunlar bize değil mi?'' diye mızmızlandı...

Meral Sultan: ''Size hazırlarım ama bu akşam misafirliğe gideceğiz eli boş gitmek olmaz'' der demez Ekber iki yanağından öper...

Ekber üstündeki uyuşuklukla : ''Off işten geliyorum yorgun argın şimdi misafirlik hiç çekilmez ben gelmiyorum'' diyerek sandalyenin üstüne bedenini bıraktı.

Meral Sultan sinirlenip : ''Asıl senin gelmen lazım salak salak konuşma bak babana söylerim çeker kulağının ona göre'' sahte kızgınlıkla...

Ekber bütün gün arabaların altına yatmaktan bel ağrısıyla sızlanıyordu.

Ben ''Benim neden gelmem lazımmış?'' diye hesap sordum.

Meral Sultan biran panikle : ''İşte koskoca mimar oğlumuz var tanışsınlar hem ııı şey annen hava atmasın mı yani demesin mi oğlum mimar olacak ?'' diyerek sözünü toparladı...

Ekber : ''Valla ölüyorum yorgunluktan tontonum başka zaman olsa olmaz mı?'' diyerek acındırmaya geçmişti.

Meral Sultan : ''Hadi oğluşum kırk yılda bir şey istedim çık yukarı bir duş al kıyafeti değiştir misafirliğe gideceğiz hadi'' dedi tatlı sesiyle...

Ekber iyice sızlanıp: ''Anne yaa'' diyerek yerinden kalktı.

Mutfağa giren Mehmet Bey : ''Yürü hayta on dakikaya duş alıp üstünü değişmiş kapıda göreceğim ona göre...'' diyerek sesini yükselti.

Ekber babasından gelen emir üzerine : ''Hadi Kaan çıkalım.'' dedi.

Meral Sultan panikle : ''Kaan gelmeyecek ona evde ayrı hazırladım o arkadaşlarıyla buluşacakmış'' diyerek oğlunu savuşturdu.

İyi de Kaan arkadaşlarla buluşacağını söylememişti Ekber'e .Bütün gün yeni Malatyaspor'un gruptan düşmesini konuşmuşlardı akşam maç vardı onu izleyeceklerdi.

Kaan şaşkınlıkla : ''Öyle mi?'' dedi şüpheyle ama öyle bir plan yaptığını hatırlayamaz gibiydi.

Ekber : ''Ooo Kaan Bey arkadaşlarıyla gezsin Ekber 'Evde oturayım mı?' dediğin de senin gelmen lazım iyiymiş valla.'' diye söylene söylene banyo da aldı soluğu...

Duşunu aldıktan sonra siyah bir kot pantolon üstüne siyah bir gömlek geçirip saçlarını yana doğru tarayıp odadan çıktı.

Meral Sultan sinirlenerek ''Hadi geç kaldık , saat kaç oldu'' dedi.

Mehmet Bey bıkkınlıkla : ''Hadi o zaman oğlan

da hazır bekliyoruz seni.'' dedi

Meral Sultan yemekleri Ekber'in eline verip kendi eline de başka börek alıp evden çıktılar...