Yeni Üyelik
17.
Bölüm

17. Bölüm

@zeytan34

 

 

Uyandırılmamla gözlerini açtım .

 

😌😚😖😔😿🙇🙎🙏🙆🙅

 

Annem'in " Kadir uyan amcan seni çağırıyor, salonda seni bekliyor" dedi.

 

Doğrulup yatak başlığına sırtımı dayadım. Annem başımda bekliyordu.

 

Ben ''Sen geç ben geliyorum annecim" dedim. Annem önce beni inceledikten sonra odadan çıktı, baş ağrımla savaşıyordum.

 

Nasıl katlanacaktım..

Yataktan kalktığımda gözlerimin kararmasıyla yataağa tekrar oturdum.

Elimle yüzümü kapatım.

 

Yüzümü sıvazladım.

 

Kalbim kimya diye inliyordu. Aklımdan çıkmıyordu..

 

Neden unutamıyordum onu..

 

Neden aşıktım hâlâ ...

 

Başkasıyla evliydim.

 

Kimyayı unutmak için tekrar yataktan kalkıp yatak odanın kapısına geldiğimde kendinde güç bulamıyorum.

 

Yorgunluktan vücudum kırılıyordu.

Oturma odasına girdiğimde amcam içerideydi.

Murat'la Tubayı da karşısına almıştı. Beni görünce yerinden kalktı.

 

Gülerek içeri girerken gözüm önüne gelen karartıyı yok sayıp amcamın eline gittim amcam elini çekip başımı tutup incelemeye başladı.

Yaralarıma dikkatli baktıkça kaşları çatılıyordu.

 

Sonunda bana sarılıp" Kadir'im" dedi.

 

Bende amcama sarıldım.

 

Babamı aratmazdı amcam..

 

Aratmazdı değil mi?

 

Amcam"Kadir'im sana sahip çıkamadım affet "diye ağlamaya başladı.

 

Kendimi geri çekmeye çalışıp" ne affı amca olur mu öyle şey" desem de ne fayda..

 

Amcam bana sarılmış ağlıyordu.

 

Yengem bana bakıp gözyaşları sildi. Biliyordum ağzım yüzüm iyice dağılmıştı ama bu kadar kötü gözüktüğümü bilmiyordum..

 

Sonunda gözümün önüne tekrar karartı gelince yavaştan elim ayağımı da hissetmeyince "amca" dedim.

 

Amcam sonunda kendini çekip " otur evladım " diyip beni koltuğa yanına oturttu.

 

Amcam kırmızı gözleriyle" sana sahip çıkmam lazımdı ama ben Murat'ı kovduğumda beni atmazsın dediğini ikileymezsin sanmıştım"dediğinde

 

araya girip" amca " dediğimde..

 

Amcam '' kesme sözümü evladım , ama unuttuğum bir şey vardı. Oda Murat ile kardeş gibi büyüdüğünüzdü. Affet beni evladım" dediğinde...

 

Araya girip "olur mu öyle şey amca sen büyüğümsün "dedim.

 

Amcam başını yere eğip "bundan sonrasını ben halledeceğim sen dediğimi yap yeter evladım" dedi.

 

Ben ne demeliydim.

 

Yada ne yapmalıydım..

 

Artik amcamın dinlemeliydim.

 

Yeterince ezip geçmiştim..

 

Ben" amca halledeceğin şey Murat'ın evlendirmekse yanındayım yok başka bir şeyse gerisi ben halledeceğim ama karımın ailesi hakkında ne yapmalıyım bende bilmiyorum ama bana bir akıl veririsen en büyük iyiliği yapmış olursun "dedim başımı eğerek. .

 

Amcam " bizim yüzümüzden kötü oldunuz tabi "dedi sesi mahcuptu kendisi mahcuptu.

Yaşlı bir adam için zor olmalıydı .

 

Gülüp "allahın seversen amca Belinay'ın ailesiyle önceden de iyi değildim siz olmazsanız benim aram hep kötü olur "diyip elini dizine koydum destek amaçlı.

 

Yanındayım dedim bir nevi..

 

Bazen ufak bir dokunuş bile senin için çok anlam ifade ederdi.

 

Kimyam'ın bakışı, sesi, gülüşü gibi..

 

Amcam "o zaman bundan sonra sen sadece karınla anneler arani düzelt ben herşeyi hallederim "dedi.

 

Babanın olması böyle birşey olsa gerekti.

 

Ama baban beni bırakıp gitmişti..

Kendisi gitmeyi istemese de ...

 

Ben "sen nasıl istersen "dedim

 

***

"Sevince...

Sevince bir başkadır.

O sevince..

Öyle bir yol tutmuşum ki sorma

İnandım ki vardır dünya sevince günlerin bir başka

''

Radyoyu açmış servise başlamıştım minibüsle Battalgazi, hanımın çiftliği derken Malatya'nın sokakları geziyordum.

 

Her santim güzeldi.

 

Kültür vardı..

 

Bindir, indir, para al..

Elimden geldiğince kimseyle konuşmuyordum.

 

Gören kızlar , kadınlar olsun başlıyorlardı dedikodu yapmaya beni tanımıyanlar da karakterin hakkında tahmin yürütüyorlardı.

 

Gariptir hayat.

Dün akşam amcam Tubayı bizde bırakıp Murat'ı almıştı nikah kıyanlana kadar bizde kalacaktı.

 

Murat olanları öğrendikten sonra benle konuşnamişti yüzüme bakmamişti.

Benle tek başına kalmamaya çalışıyordu..

 

Kısacası kaçıyordu.

 

Off... off ..

 

Pazar pazarında yolcu bindirdiğim de kadınlar başladı konuşmaya trafik olunca saatim aksamaya başlamişti.

 

Aceleyle yolcu indirip bindiriyordum. Teyzeler inecek olunca bağırdım 'hanımın çiftliğinde inecek varsa buyurun göbekte indirmek yasak" dedim sonra da " imdiremeyeceğim" dedim müşterilerden ses gelmeyince inmesi bekledim ..

 

İnince gaza bastım yeşi ışık yanınca daha göbeğe gelmeden durmak zorunda kaldım kapılar açtım ne olur ne olmaz inmek isteyen olur diye..

 

Sonunda kırmızı yanınca harekete geçtim vites değiştirip göbeği tam dönecek iken minibüsün arkasında "müsait bir yerde inelim "edemezler mi şartellerim attı.

 

Zaten Ağrılarım yüzünde Sinirliydim..

 

Sinirle" daha iki dakika önce durdum ondan önce de söyledim "dedim nazik olabildiğim kadar.

 

Ne kadar nazik olacaksam artık..

 

Teyze "ne yapabilirim ordan oraya nasıl yüreyeyim" demesiyle

La havle çekip istop ettirdim .

 

Teyze yaninda otuz yaşlarındaki kadın kucağındaki kız çocuğu yürüyerek indirmeye çalışıyordu .

 

Gel de sinirlenme yeterince geç kalmıştım zaten.

 

İnsanlar gıcığıma yapıyordu resmen..

İnsanlar toplanıp Kadir'i bugün nasıl çıldırta biliriz diyorlardı..

 

Sonunda dayanamayıp" teyzecim şimdiden kucağındaki çocuğun her dediği yaparsan ilerde nasıl söz geçireceksin hayret şimdiden bir dediği iki yapmıyorsunuz sonra niye bizi dinlemiyor diyorsunuz "dedim

 

Teyze umarsmayıp kızı merdivenden yavaş yavaş indirdi.

Vitesi atıp hızlandım vitesi kolundaki tesbihini oynayıp sabır çektim.

Radyoyu açtım.

 

Yörelere ait olan töre şarkısı çalmaya başlayınca hafif müziği açıp sadece sürdüm.

 

Son seferi de bitirmiş amcamgilin evinin önüne park edip oradaki küçük bakkala girip ekmek , yoğurt iki liralık çekirdek alıp yürüyerek evin önüne geldim.

 

Havalar ısınmıştı.

 

Ama haziran esiyordu. Tam kapının önünde oturup komşularla oturma havasıydı.

 

Eve geldiğimde kapı önüne kilim serili kilimi üzerine oturan anam ayak ayak üstüne atmış yanina tavşan kanı çay elinde de el işini örüyordu. Radyosu da yanında cemilem şarkısı çalıyordu.

 

"Anam ayağı

öpülecek kadınsın,

 

Üzüntümle üzülen derdimle dertlenen,

 

yeri geldiğinde çocuk yeri geldiğinde yaşının kadını,

sen hayat kaynağımsın

 

iyi ki varsın,

 

iyi ki varsın,

 

bu kadar cefa rağmen beni unutmayan

anam 

 

iyi ki varsın... ''

 

Anamın yanına vardığımda" ooo anaların bir tanesi beni kapıda karşılarmiş" diyip yanına oturdum.

 

Annem güler yüzle "tabi hava güzel oğlumun geliş saati birazdan Aysel teyzen de gelir yenge de , oturduk mu daha ne isteyelim vur dedikodu gözüne, hoşgeldin yiğidim ''diyip gül yüzünü el işinden kaldırıp beni öptü.

 

Çekirdek çıkarıp yemeye başladığım da annem "aç değil misin yiğidim kızlar bir şeyler hazırlasın "dedi gözümün içine bakarak...

 

Babamın ölümünden annem daha bir gözüm de kıymetlenmişti.

 

Sevdiğim kadın Kimya da annem istemeye gitmediğimiz için sonunda aramızdan bozulmuştu.

 

Sigara içmek geçmişimi hatırlatıyordu.

 

Geçmiş de her anım güzeldi, acı da tatlı da..

 

Bir sigara içmek istiyordum ama annem vardı.

 

Sigara yerine çekirdek çitlemeye başlayıp" yok sağol anne senle beraber oturup çay içelim" dedim.

 

Kısa süre sonra Aysel teyze yengelerim emmioğlu Murat içeriden Belinay Tuba sonra Ümit ile Kaan gelmişti.

Muhabbet o kadar güzeldi ki,

Belinay Tuba kurabiye çay getirmişlerdi.

Ümit Murat Kaan ve ben mahalle arası futbol turnuvası hakkında konuşuyorduk.

 

Turnavaya bu sene katılacağım söylediğimde çok sevinmişlerdi.

 

Geçen seneler babam vefatı borç harç, iş güç derken katılmayı bırak izlemeye de gidememiştim

 

Ben "Kaan nasip ne zaman Bircan ile ne zaman evlenmeyi düşünüyorsun oynamaya gelelim kardeşim" dedim.

 

Kaan gözleri buğulanıp "valla kardeşim bana kalsa nikahı kıyar hemen oturturum ama abim vefatı Bircan düğün istiyor annemler de daha yeni acımız biraz daha zaman geçsin diyor haliyle...

Bircan'ı da anlıyorum ama evde dül yengem var ona da nispet yapar gibi bilmiyorum valla abim ölümünden sonra Bircan ile anlaşamamaya başladık "dedi.

 

Murat araya girip" anlıyorum kardeşim Ekber abi abimizdi ama beş sene geçti kardeşim düğünü yap biliyorum zorda abin de ne bileyim mutlu gününü görmek isterdi "dedi.

 

Acı ortaktı.

 

Su hayatta ölümden başka herşeye çare vardı..

 

Ben "aslında Murat haklı sen de haklısın Kaan siz de kına kız tarafın diye biliyorum kına da oynasınlar düğünü mevlütlü yapın hoca falan getirin "dedim.

 

Kaan" aslında güzel fikir ben sorayın bir Bircan'a" dedi.

 

Bu sırada bir yerlerden bağırış çağırış sesleri geliyordu, dikkatle amcamgillin o tarafa baktığımda görünürde kimse yoktu.

 

Yengem" allah bilir kim yine bu saate karısı dövüyor "dedi.

.

 

Sinirlendim.

 

Kadına el kaldırıp hor görenler vardı ya, ar damarları çatlamamişti.

 

Sen de küçük birine nasıl el kaldırı bir insan...

 

Senden daha nazik bir insana...

 

Hadi sevmiyorsun yaratanı da mi sevmiyorsun...

 

Ne güzel yaratmış..

 

Hadi kendinden utanmiyorsun kendinden de mi utanmiyorsun...

 

Gürültü gittikçe artıp bağırış çağırış sesine dönüştü sonunda köşeden iki kişi sonrada onları izleyen dört, beş kişi göründü..

 

Dikkatli baktığımda Kimya 'nın kocası değil miydi yoksa saçından tutuğu Kimya miydi.

 

Bakmaya kıyamadığım Kimya...

 

Saçları merak ettiğim Kimya..

 

Saçları sürüklenen kişi gördüğümde kalbimi ateşe atmışlardı da hala

kalbim atmaya çalışıyordu..

 

Sonunda Kimya ve kocası karşımda durduğunda hızla ayağa kalktım.

 

Nasıl kalktım nasıl izleye biliyordum hala anlamış değildim.

 

Kimyanın kocası "Kadir iti sen misin" diyince saçından tutuğu Kimya' yı yere iti.

 

Sinirle "benim lan ne olacak "dedim.

 

Erkek bile denmiyecek şahıs "karımla orda burda az bekarken figir dediğin yetmedi mi, hadi dedim kız bekar evlendikten sonrada memnun kalmış olmalısın ki fingir demeye devam etmişsin"diyip Kimya'nın saçından tekrar tutup ayağa kaldırdı bana doğru fırlattı "al tepe tepe kullan yeterince kullandım artık istediğin gibi kullanırsın" dedi.

 

Üstüme doğru itilen Kimya hızla yere düşmeden tutum ağzı yüzü kandan dolayı görünmüyordu.

 

Sinirle Kimya yı oturduğum yere yavaşça oturtum.

 

Arkasını dönmüş gidecek olan ite doğru " lannn "diye bağırmamla bana döndüğü gibi kafamı yüzüne geçirdim.

 

Yere çöp gibi düşmesiyle tekmeler vurmaya başladım "erkek misin laan sen nasıl dokundun ona ,

lan ben daha dokunmaya kıyamadığım kıza" diyip yerden kaldırıp yumruğu yüzüne geçirdim.

 

Ben "Lan geceler boyu saçları telini merak ettiğim kızı saçlarından sürüklemek ne demek lannn" diyip yumrukları geçiriyorum .

 

Murat Kaan beni tutmaya çalıştıkça kurtulup " ben daha bakmaya kıyamadığım yüzü, ne hala getirmisin lannn

ben daha hayallerimde dokunamayacağım kızı ne hale getirmisin lan "diyip hem ağlayıp hem de vuruyordum.

 

Sevdiğim kızı da koruyamamiştim.

Benim yüzümden bu haldeydi.

 

Sonunda beni tutmayı Ümit Kaan Murat başarmıştı ..

 

Yine kurtulup vurmak istesem de bırakmıyorlardı.

 

Erkek olacak *bne beni tutmalarını fırsat bilip arkasına bile bakmadan kaçmişti.

 

Arkamı döndüğümde Kimya yerde ellerini yüzüne kapatmiş ağlıyordu .

Anneme dönüp "anne Kimya'yı içeri götürsen" dediğinde annemle yengem hızla Kimya'nın koluna girip içeri gittiler.

 

Elim ayağım titriyordu.

 

İçeri girmek isterken Belinay kapıda dolu gözlerle beni

izliyordu.

 

Gözleri buğulanıp bir damla yaş aktı.

 

Sonra hızla silip içeri girdi.

 

Ben ne demiştim öyle..

 

Yada neler demiştim...

 

😊😭😂😉😘😁😘💋😂❤

Evettt üzüntülü bir son yorumlarınızı merakla bekliyorum lütfen yorum yazmayı unutmayın ız

sevgili yazarınız: zeytan34

 

Loading...
0%