Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Bölüm

@zeytan34

 

 

😇😇😇😇😇😇

İçeri girmek isterken Belinay kapıda dolu gözlerle beni izliyordu.

 

Gözleri buğulanıp bir damla yaş aktı.

 

Sonra hızla silip içeri girdi.

 

Ben ne demiştim öyle..

 

Ya da neler demiştim...

 

😊😭😂😉😘😁😘💋😂❤

Aysel teyze yanıma gelip" Kadir'im adamın karısını eve alman olmadı söylediğin şeyler.. Karın var oğlum sen bilirsin ama.... " dedi çekinenerekte olsa...

 

Aysel teyze de bizim eve girmesiyle Murat" karın üzüldü özellikle söylediklerin abi olmadı" dedi.

 

Ümit" abi eski sevgilini eve alman olmadı "dedi.

 

Sinirlenip" ne yapayım abi kız dayak yeseydi bende lafı yediğimle kalıp üstüne üstün kıza arkamı mi dönseydim , Kimya değil başkası da olsa ben yine aynısını yapardım" dedim kendimi tutamayarak .

 

Kaan" biliyoruz abi ama sonuçta eski sevgilin ve milletin ağzı da torba değil , hadi karını ikna ettin millet konuşur abi "dedi tüm samimiyetiyle.

 

Elimi cebime atıp sigara paketi çıkardım sigara ikram ettim. Kaan bir dal aldığında kendi sigara mi yakıp içime çektim.

 

Ben " tamam abi siz söyleyin ne yapayım hadi akıl verin aynısı yapacağım, alıp kocasına geri mi götüreyim ne yapayım söyleyin" dedim sinirlenerek.

 

Komşular camda durmuş bizi dinliyorlardı.

 

Bazıları sokakta durmuş fısıldaşıyordu.

 

Murat '' öyle olmaz da... Off ne bilelim amcaoğlu kellin ilacı olsa kendi başına sürer görüyorsun halimi Tuba benle konuşmuyor babamlar size gelmeyi bırak evin yakınından geçersem seni evlatlıktan sileriz millete laf verme diyorlar benim durumda karışık yani '' dedi.

 

Sigarami bir nefes daha aldığımda..

 

Ümit "bugün rakı sefası yapalım mi dertleşiriz böyle ayak üstü olmuyor malum millet gözünü bize dikmiş " dedi gözleriyle komşuları işaret ederek.

 

Kaan "oğlum hadi ben sigara içsem de ailem artık karışmıyor Mukadder teyze kulağına gidicek içtiğinin haberi dedi gözleriyle sigaramı işaret etti uyararak ..

 

Murat Ümit'tin kolunu atarak" valla Ümit haklı bu akşam gidip dağıtalım dertleşiriz" dedi.

 

Kaan" olur benimkiler abimden sonra fazla karışmıyorlar sadece nerede olduğunu söylesem yeter " dedi.

 

Maziyi anarak....

 

Ben de" olur zaten evde kalamam yakışık almaz sonra araşırız müsadenizle bir eve bakayım" dedim.

 

Kaan ümit" görüşürüz "dedikten sonra sigara çöpünü yere attm.

 

Murat "bende geleyim amcaoğlu" dedi gözlerime dikkatle bakarak ..

 

Ben de" hadi buyur" diyip eve girdim eve girdiğimde salonda annem

Kimya'nın yaraları pansuman ediyordu.

 

Kimyam..

 

Sevdiğim başını eğmiş ellerine bakıyordu.

 

Ahu ulan ahh.

 

Önceden söyleselerdi gülerdim.

 

Hayallerim de Kimyam ve annem..

 

Annem Kimyam'a pansuman yapacak bende uzaktan izleyecektim.

 

Ben daha çok annemle Kimyam'ı evde küçük tartışmaya girdiğini ve eve geldiğim de annem'in Kimyam'ı şikayet etmesini annemi haklısın diyip odama gittiğim de Kimyam'ı şikayeti dinleyip ona da haklısın demelerimi hayal etmiştim.

 

Aysel teyze ve yengemin bakışları beni bulunca rahatsız olup bakışlarımı kaçırdım.

 

Mutfaga gireceğim de Belinay'in hem ağlak hem de sinirli sesini duydum.

 

Mutfagin kapisin da Belinay'ın sırtı bana dönük , Tuba'ya kizarken dinliyordum.

 

Arkam da Murat vardi üstümde ise bir tedirginlik..

 

Belinayın sesi kulağıma dolmaya başladı " umarım çokkk mutlusundur kardeşim , kendi mutluluğun için herkesin hayatını bozdun umarım çok mutlu olursun" diyip burnunu çekti.

 

Tuba panik ve korkulu hali ve

sesiyle "benim suçum ne abla ben sadece sevdim ve onunla sevdiğimle beraber olmak istedim" dedi.

 

Haklıydı sevmişti ve aslan gibi de aşkına sahip çıkmıştı.

 

Belinayın gülme sesi duydum, eliyle yüzünü sildiği gördüm.

 

Belinay "suçun ne mi, evi mi yıktın başıma daha ne olsun, benim de hayallerim vardı okuyacaktim kendi paramı kazanacaktım kendi başıma bir şeyler yapabilecektim. Ama laf çıktı babam istedi diye sustum ben bilmiyor muyum babamı ezmeyi , rest çekmeyi ama üzerim de hakkı var, annemin de babamın da...

Babam neden evlendirdi sanıyorsun adımı lekelemesinler bana çamur atmasınlar arkamda konuşmasınlar diye yani kardeşim kendini değil beni düşündü beni evladını,

Evlendim okulu unutup aileme yakışır bir kız oldum kocamla zaten evlilik yüzünde iyi bir başlagıç yapamadım yine düzenli sevgi ve saygılı bir hayattım oldu. Kaynanam beni severdi eşim saygı duyardı ailemle fazla konuşmasakta arkamdaydılar ve ihtiyacım olduğunda eve dönmek gibi bir hakkım vardı ama kardeşim kendi düşünüp kaçana kadar...

babam eşimi vurur, kaynanam haklı oğlunu dövdüren ailenin kızını istemez, aileme dönemem artık.

ama sen mutlu ol olur mu Tuba bak eşimin eski sevgilisi bile şikayet edeceğim kimse yok. Eskiden aileme gidemesem bile kaynanam yanina gidip söyleye bilirdim ama gel gör ki kardeşim bu hakkı da elimden aldı. Belki de Kadir artik istemez beni ne dersin mecburiyetten evde tutar,

ne eve dönebilirim, ne elimden bir iş gelir ama sen çooook mutlu ol Tuba'' diyip arkası döndüğünde gözleri siliyordu.

 

Gözleri kıpkırmızıydı beni görünce kan kırmızıya dönen gözleri büyüdü ve bir anda bakışları kaçırıp yanımdan geçti.

 

Neler demişti öyle..

 

Kızda haklıydı.

 

Tuba Murat'ı görünce ağlamaya başladı. Bunu gören bizim aptal aşıkta yanına gitti..

 

Peki ben neden karının yanına gidemiyordum onun durumu

Tuba'dan daha kötüydü..

 

Ne yapmalıydım ?

 

Allahım yardım et..

 

Mutfakta uzaklaşıp içeri geldiğimde anneme " bir baksana" dedim.

 

Annem Kimyam'ı bırakmakta teredüt edince yengem elindeki pamuğu alıp annemin yaraları sarma işine devam etti.

 

Annem yanıma gelince" anne konuşalım mi biraz senin odan da " dedim tereddütle..

 

Ne diyeceğimi bile bilmiyordum.

 

Ne demeliydim

 

Nasıl bir yol izlemeliydim.

 

Annem onaylatıp odasına yönelince bende peşinden gidip kapıyı arkamızdan kapattım.

 

Ben "ayakta durma anne oturalım" dediğim de ..

 

annem" olur "diyip çek yatta oturdu.

 

Bende oturunca derin bir nefes

alıp" anne sen büyüğümsün benden daha fazla şey görmüşsün bana akıl ver ne yapmalıyım "dedim bakışlarımı halının desenlerine dikerek..

 

Annem bir elini dizime koyup diğer eliyle çenemden tutup gözgöze getirdi.

 

Annem "evladım doğru söylersin de ben senin gönlünden geçeni bilmem bu aralar zaten pişmanim acaba oğlumun dinleseydim sevmişti iki aşuğı mi ayırdım , günagına girdim diye azap çekiyorum bugün Kimya yı da görünce..

Lafın kısası önce bana şunu kararı ver Kimya mi , karın mi" dedi gözlerimin içine bakarak...

 

Bu soru küçük çocuğa anneni mi babamı seviyorsun demek gibi bir şeydi.

 

Kimya kalp ağrımdı Belinay ise vicdanım aklım..

 

Çok düşünmeye gerek yoktu...

 

 

 

 

 

Tabi ki...

 

 

 

Derin nefes verip" bu saatten sonra Kimya olmaz anne kalbim aklım zihnim ne kadar Kimya diye haykırsa da olmaz ben evliyim bir karım var ve o kimya kadar olgun da değil karımın benden senden başka kimsesi yok" dedim..

 

Acıydı ama gerçekler zaten acıtmaz miydi.

 

Ya da tam tersi biz gerçekleri kabul etmek istemediğimiz için acıydı.

 

Zihnimiz ret ediyordu veto veriyordu gerçeklere .

Ve biz insanlar da gerçekleri istemeyerekte olsa kabul ediyorduk..

 

Annem" işte benim oğlum Kimya'yı sevdiği biliyordum ama bak bütün sınırları kaldırdığımda ben olur desemde olmaz oğlum...

Bundan sonra olmaz..

Sevmek beklemekti ben istemiyordum Kimya'yı sen neden diye hiç sormadın nedeni bikmek ister misin "dedi Elimi sıkı sıkı tutarak..

 

Bakışkarımı annemi kahverengi gözlerini bulunca

dayanamayıp " neden "dedim.

 

Neden?

 

Kalbim neden istemedin diye haykırıyordu..

 

neden...

 

Annem gülüp "kalbin deli gibi neden diyordur çünkü sevmek sabır işi.. biz de babanla severek evlendikten neden sana karşı çıkayım ki..

oğlum sende sevdiğinle evlen ama sizin aşkınız bizim ki gibi değilmiş"...

 

Dayanamayıp lafını böldüm" nerden biliyorsun" dedim..

 

Nerden biliyordu..

 

Aşkımızın kısa süreli olduğu nerden bilebilirdi ki..

 

Annem gülüp" lafımı bölme evladım sizin aşkınız bizim ki gibi değilmiş çünkü babanla bende evleneceğiniz de kaynanam karşı çıkmıştı o zaman askerlikte uzun baban gitmeden istemek nişan yada söz yapmak istedik beni de isteyen çok oluyordu kaynanam olmaz diyordu

ee sonunda el mecbur askere gitti o zamanlar ne görücüler geliyordu annene... Annem sıkıştırıyor bir yandan beklemek zor bir yandan ee babaannen de istemiyor zannediyorum...

Ama ben yine de sabırla babanı bekledim..

Baban askerden geldiğin de çok zayıflamıştı. Tabi askerdeyken ben uzaktan komşular aracılığıyla da olsa babaannenin halini hatrını soruyordum. Neden istemiyor istediği biri mi var diye araştırma da yapıyordum ama gel gör ki kendi halindeydi kaynanam aynı benim gibi. Askerden geldikten sonra baban evlenmediğimi duyunca Seviçten havalara uçtu o zamanlar da telefonda azdı tabi sonra babanın askerden geldiği ikinci gün beni istemeye geldiler yani babaannen bizim aşkımızı sınadı ama ben ne olursa olsun babamdan babanda askerde de olsa benden vazgeçmedi. Ama senle Kimya daha bir ay dolmadan başka hayatlara sürüldünüz hadi seni hala görüyorum ama düne kadar Kimya kocası koluna takmış geziyordu' dedi.

 

Haklıydı..

 

Sevmek demek beklemekti.

 

Sabır işiydi..

 

Her yiğidin harcı değildi.

 

Ben" peki ne yapnalıyım karım onu göndereceğimi istemediğini düşünüyor' dedim utanarak.

 

Annem" ah oğlum kız haklı kızı istediğin yönünde hiç bir şey yapmadınn tamam birbirini sevmiyorsunuz tanımıyorsunuz anlarım da tanımak içinde adım atmiyorsunuz , sen evden işe işten eve karında iş güç derken tekrar başa ne yapmalı öncelikle Kimya'yı annesi arayalım onlar gelsin durumu her şeyi açıklayalım fingirdeşme dahil" dedi imayla ...

 

ben panikle" valla birşey yok o kadar da değil karım var olmaz öyle şey" dedim.

 

Annem gülerek " bende biliyorum ypmayacağını yetiştirdiğim evladımı ne yiyip içtiğini bilmiyor muyum neyse önce kimya göndereyim sonrası da sende karınla arani kendin düzelt gönlünü al kızın ailesi kendi kızları düşünmeyebilirler ama o benim gelinim ve o mutlu olduğu göreceğim ona göre "dedi kendinden emin net tavrıyla...

 

Ben" peki önce ben gitsem ailesi gittiğin de gelsem malum onlarda Kimya ile olan münasebeti mi az çok biliyorlardı ben arkadaşlarla olsam" dedim.

 

Annem "tamam ama karının gönlünü al adamı dövereken dediğin herşeyi de unutur ben artık torun istiyorum" dedi kulağıma doğru bir sır verir edasıyla ...

 

Gülerek odadan çıktığım da bende yavaştan bir sigara daha yaktım ne demeliydim..

 

Düşüne düşüne filozof olacaktım..

 

En iyisi düşünmemekti.

 

Her şeyi akışına bırakmaktı .

 

Yatak odanın kapısı tıklayıp içeri girdiğim de Belinay küçük bir havluyla saçları kurularken gördüm.

 

Bu kadar güzel miydin.

 

Uzun bacakların aksine küçük kırmızı havluyla vücudunu sarmıştı.

 

Gözleri kıpkırmızydı burnu da kızarıktı.

 

Aşağıdan yukarı seksi bir vücüt karşılarken yüzüne geldiğim de tatlı bir suratla karşılaşıyordum.

 

Gülüp" iyi saatler olsun" diyip üstündeki penyeyi çıkardım odanın kapısını da kilitledim.

 

Belinay yaptığım harekete şaşırıp "sağol "deyip gardolapta kıyafetleri çıkarmaya başladı.

 

Yatağın üstüne oturup "konuşalım mi" dedim.

 

Belinay uzandığı iç çamaşırından bir anlık durup işine devam etti.

 

Belinay üstümü giyeyim öyle konuşalım" dedi sesi çatallaşmişti.

 

Uzun bir süre ağlamişti demek ki..

 

Dayanamayıp "önce konuşalım hem biraz gözüm gönlüm açılır , hadi gel" dedim sesimi mutlu tutmaya çalışıyordum.

 

 

😂😘😍❤😊

Yazarınız tam yerinde kesti tühh... Umarım beğenirsiniz vote eksik etmeyin yorumlarınızı bekliyorum

Seviliyorsunuz yazarınız" .. 😘😘Zeytan34

 

Loading...
0%