10. Bölüm

10. Bölüm

Zeytan
zeytan34

Mithat gülüp " artırdım zaten vurdum onu kan aktı bir daha buraya da gelemeyen benim hükmüm bu şimdi müsadenizle Kenan amcanla konuş çabuk gel" diyip çıktı konaktan..


Akşam eve gelmek için çırpınıyordu..


Bütün işler bitirmiş sonunda çıktığında kapıyı çalınmasıyla "gir" diye seslendi..


İçeri giren iki sakallı biri yaşlı biri genç ve bir de daha yeni yetme çimen gözlü kız içeri girdi..


Yaşlı olan "müsadeniz var miağam Size kıyafetlerinize ihtiyaç vardır " dedi .


Mithat ayırma koltukları işaretleyip "buyrun " diyip yer gösterdi.


Parkete tıkırtılara Mithat'ın bakışları yaptı.


Şaşkınlıkla karşı karşıya oturan beyleri ve ayaktaki güzel kızı izledi.


Yaşlı bireylerin sayısıyla bakışlarını yerde sürdürmekteydi.


Yaşlı adam "ağam benim yedi ilişkileri vardır. Altısının da gönüllerince evledirdim benim hanımla hamdolsun mutlular " diyip yutkundu göz dolmasıyla bakışlarını ellerine çevirip devam etti" ama bu hanımımı kaybettim benimde dediklerine göre doktorların orada bir iki aylık ömrüm olduğunu ama sonuncusu var veremem ama " diyip olumsuz yönde genci gösterme" bu çocuk performansını ister ben vermek isterim ama benden sonra hariç olmaka bir şey olursa diger taraftan da rahat edemem sizden benden iyi bir şekilde teklif etmek ne yapmak gerek" dedi yıl boyu doğru kelimeler yutarak..


Mithat karşında ayakta dikilmiş kızı süzdü belli o kadar inceydi ki şalvarının lastiklerine iki koca düğüm atmış üstündeki kıyafetlerin eski belli ki durumları yoktu.


Genç "ben Ali Palıların ortanca oğluyum siz beni değiştirebilirsiniz, Birgül bana varamayacakta kime varacak hem bir kap yemek yer" dedi kendisinden ve ailesinden emin bir şekilde...


Mithat oğlanın dedikleriyle kendi marabalarını gittikçe havası kaçan balon gibi burulduklarını görüyordu ve bu nedense Mithat'ta sinirleniyordu.


Mithat gülerek" yani sen olmadan benim aşiretime bağlı insanlar aç mi kalıyor" dedi.


Ali ağasının gülerek söylediklerine tezat cümlelerine şaşkınlıkla dinliyordu.


Sonuna doğru panikle "haşağam ama benden kurtulamayanlar" döktüğü boncukları toplamaya çalıştı.


Mithat karşınızdaki genci umursamadan "babanın yanında oturun bakalım Birgül" dedi ayrıntılarını hayra yormayarak..


Kızın sorgulu adımlarla ayrı ayrı oturmasıyla Mithat" bak bakalım banaa sen ne diyorsun herkes senin hakkında anormaller söylüyor sen çok küçüksün belli" dedi sonuna kadar doğru kendi kendine konuşarak.


Genç kız ağasının söz bedeli ödemesiyle birlikte zarar gördü.


Kapının çalmasıyla içerideki doktor Oğuz girdikçe kalabalık bölgelerdeydi" musait yoktu başka zaman uğrayayım ağam" dedi.


Mithat Oğuz'u süzüp "gel Oğuz gel bana akıl ver. Bakalım hem belki amcama da umut olursun hayattan çabuk vazgeçmiş" dedi.


Oğuz teredütle girip tek boş koltuğa küçük bir karşına ulaştı.


Oğuz "hayırdır ağam önemli bir şey mi" dedi aklından bu küçük parçaların ne yapabileceğini.


Birgül bir anlık topladığı cesaretle


"ağam ben daha on yedi yaşındayım ben evlenmek istemiyorum ben babama bakmak istiyorum" dedi bardaktan dökülen su gibi hızlıydı kelimeler...


Mithat ve Oğuz şaşkınlıkla kızı dinlediler.. Oğuz bir anlık sinirle "ne hüküm verirsin sen yine Mithat ağa bu küçük kızı evleniyorsun" dedi uzaktan kalkarak..


Mithat genç kıza dönen" sen daha küçüksün reşit olsan düşünürdüm ama yaşta çok küçük baban için de doktor Oğuz halledecek


" dediğinde yaşlı adam lafını bölüp " ağam hastalığım son evresinde ben gidersem değişir tek kalır" dedi teredütle..


Mithat "en son düşünebileceğin her şey olsun ben bakarım büyütürüm uygun münasip birini de bulursam evlendiririm sizi sadece iyileştirmeye bakın tamam ben halledeceğim" dedi son komutunu çalıştırmak..


Kanı kaynayan Ali'ye inanamayıp" sen ne Mithat ağa bu kız benimle gerçekleşecek" dedi kendinden emin bir şekilde bu güzelliğin başkasına kaptıramazdı.


Mithat sinirle eli gözüne vurulmuştu" siz benim kimin ayrıldığını unutmuşsunuz belli ben bu yaştaki kızı evlendirmem evde bekleyeceğim ama bundan sonra kız bile isteyecekti sana bu kızı vermem defol şimdi karşımdan" dedi.


Ali kankanın nasıl kaydığı idrak ederken ama karşısındaki ağasıydı. Hızla odayı terk etmekten başka bakım yoktu.


Mithat Oğuza dönerek "sen amcamla ilgilenirsin geriye dönük ben halledeceğim" diyip çalışanları Kaan ailesi ile ilgilenmesini ve kendine rapor vermesini istedi.


Sonunda eve girdi, neşeli gelmiş ev halkı eskisi gibi olmasa da gürültü yapıyordu.


Gelen Yılanlı aşireti hızla selam verdi.


Genç yaşlı kadınların kahve içmesi gerekiyordu..


Bir anda hizmetçilere yardım eden kar parçasının yerlileri olan sohbeti duymaya başladı, yandan karısının babasının servis Edişini izledi.


Sonra Yılanların en küçük oğluna servis edişini oğlanın karısını süzüp birşeyler fısıldadığını gördü.


Bir anda kapıyı kapatmasıyla herkesin dikkatini ona bakması bir oldu.


Babasına ve diğer aşiretinin yaşlısına dönen "müsadenizle iletişim var halledip geliyorum" dedi.


Karısını kapıdan çıkmadan kolundan tutup tepsiyi yanından geçen Kadir'e verdi ve karısını sürüklemeye başladı.


Kolundan çekiştirilmesiyle Berfin şaşkınlıkla Ağasına bakıyordu.


Sonunda yatağına itilmesiyle kendini yatakta yüz üstü buldu.


Mithat sinirle "ne dedi o sana, ne fısıldadı" diye bağırdı.


Berfin üzüntüyle şaşkınlıka karşılık bir anlık sinirle" niye bağırıyorsun ne derse desin ne fark eder ben senin karınlarım" dedi hızlı nefes alışverişiyle göğüsleri inip kalkıyordu ve Mithat bu görüntüyle tahrik ediliyordu..


Karısı milletin içinde uysalca takip etmiş odasında ölmüş asaltn gibi kükrüyordu.


Kanı hızla akmaya başlayarak erkekliği kendinden bağımsızca hareket ediyor.


Mithat sinirle "ne dedi o bir daha tekrar olmayacak" dediğinde Berfin "hani rica ediyordun tabi işi bitti" diyip derin nefes aldı ", dedi ki bu güzellik senin mi dedi bende bu güzellik Mithat Ağa'nın söylediği oldu mu ben kırılamaz mıyım sanıyorsun " diye bağırıyordu.


Mithat gelen hoşuna gitse de geri adım atmak istemiyor" sana demedim mi sen bu evin hanımı Ağasısın sen işlere karışıyor" diye söylenip sesli alçaktı.


Berfin gülüyor atıp "evet hanımı Ağasıyım bu evin ama önce senin karınım ve evime gelen kim olursa olsun hizmet ederim ben böyle gördüm kendi evinde misafir ağırlanamayacaksam ne iş olur acaba Mithat bey" dedi.


Berfin ne dediğini düşünmeden hızla sinirini boşaltıyordu.


Mithat karısının kendisini ve evini bu kadar benimsemesi ve aitliğini bu kadar kabul edilmesi hoşuna gitti. Yatakta cevap veren karısının üzerine çıkan kollarını karısını başının yanına koydu.


Gülerek " demek bu ev senin ve misafirlere hizmette, kocan istemese de yapacaksın" dedi


Berfin Mithat'ın ayakta kalmasını umursamamaya razı olmaya " evet çünkü bu ev benim ,misafirler benim misafirim ,senin ailem ben böyle gördüm evlilik böyle bir şey bana göre " dedi sonuna doğru Mithat'ın bakışlarını görerek sesi azaldı.


Mithat bir anda insanın gelen şiiri kar parçasının gözlerine bakarak


"Seni sevdiğimi anladığım gün nefesim kesildi


Sevmenin ne demek olduğunu öğrendiğinizde


aslında parçalarım. Sevmekten korkar


mı insan ?


Kısacası karım olduğun ve benim olduğunu söyleyip bana karşı çıktıkça senden çıktım ilk defa bir kadına okuma okudu " diyip güldü" ama bu sen olduğun için çok gidiyordum bende hep böyle kavga edeceksen yapmakta özgürsün" diyip erkekliğini Berfin' e


bastırdı.


Kadınların kocasıyla daldığı hülyalardan yere çakıldı.


Berfin gözler yönündek" beni istediğinizi söyleseydiniz Mithat bey karınız olarak zaten görevimi yaptımm beni kandırmanıza gerek yok" dedi zar zor yorgunluğunu engelleyip konuşarak..


Mithat bir anda geçemediği karısına bakıp "ne yani ben bu şiiri seninle beraber olmak için alıru alırsın" dedi inanamayarak.


Berfin sadece bakımıyla yetindi.


Mithat hızla yataktan doğrulup "gerçekten salağın teksin seninle birlikte ve dağ evde de yollayabilirdim sence ailemi dinleyecek bir insan mı sana şiir okumadan da dokunurum sence o kadar nazik bir çalışma mi var gerçekten aptalsın" diyip gözlerinin kapısını vurarak terk etti.


Berfin ne olduğunu anlamadı .. şimdi neden şiir okumuştu?


Bir de tek bana, ister yanında tutmamış "salak" diye bağırdı.


O akşamın üstünden beş gün geçmişti ve Mithat bey ne çıkmaya başlıyor ne dünyaya bakıyordu..


Ne yapılıysa bir anda kollarına atılması mi bekleniyordu çok bekleniyordu.


Mutfağa girerken dış kapının sesiyle kocasını ve yanındaki kızı gördü.


Kuma mi getirmişti yoksa bu genç değişiklik ağasının yanında ne işi vardı?


Beynim yandı umarım memnun kalmışsınızdır. Biraz kız işleriyle uğraşmanın vakti geldi.


5 takip 70 oy 70 yorumdan sonra görüşürüz


Yorumlarınız ve görüşlerinizi bekliyorum .


Kusurlarım varsa afettin süreleri boyunca uzun yazmaya çalıştım


Yazarınız:::::::::::::::Zeytan


Bölüm : 21.07.2024 15:05 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...