Tır tiritlemeye başladı. Kalbi bir davul gibi gümbürdüyordu. Yapmazdı, yapamazdı.
Ama neden yapsın ki?
Diye düşünürken kapıdan giren ikili Berfin'e doğru çoğuldu. Mithat Berfin'in yetersizliğine şaşırıp "bir sorun mu var hanım ağam" dedi süzerek..
Berfin bir anda eli ayağı boşalıp boşluğa kendini bıraktı, Mithat yere düşmek üzere olan Berfin'i belinden kavrayıp kucağına aldı.
Yanındaki kıza "koş mutfaktan su getir" diye emir verdi.
Kucağındaki karısıyla hızla geçiş sandalyeye oturtuluyor. Eline verilen suyu karısına içmeye çalıştı. Karısının kendine geldiğinde fark edince" iyi yanlış bir sorun mu var " dedi panikle..
Kocasının damla kıza bakışları kayan Berfin korkuyla da olsa son bir cesaretle o soruyu sordu
" bana kuma mı kaldırdın" dedi sorarken sesi titredi gözenin bir yaş özgürlüğüne kavuştu.
Mithat karısının kurduğu cümleyi duyunca kahkaha atmak istedi.
Ne saçmalıyordu?
Mithat içinden birileri fazla korkak olduğu halde kendisi baş kaldıracak kadar öz güvenli dedi.
Mithat düşüncelerinden sıyrılıp " Birgül sen burada Sultan abla gelecek ona seni benim getirdiğimi seni odana götürmesi süreci söyle " diyip karısını tekrar kucakladı.
Birgül etraftakileri korumayıp kendisini beyaz sandalyenin üzerine attı.
Babası ölmüştü. Ablaları kocalarının korkusundan ve düzenlerinin bozulmamasını istemediğinden evlerinde istememişlerdi evlenmesini istemişlerdi.
Ali sürekli olarak çocuğun yanaşmasından ve gelecek laflardan korkup bir umut ağasının kapısını çalmıştı.
Sadece uyumak istiyordu ve uyanmamak ..
Keşke babasıyla beraber gömselerdi beni de diye iç geçirdiler.
Mithat karısıyla merdivenlerin basamaklarını tek tek çıkarken başkasını yakalamamayı umuyordu son basamakta amca kızı Zehra memleketinde olduğu yerde kaldı.
Zehra yakaladığı ikiliyle " vay vay ağama bak sen karısını da kulağında taşırmış dayanamazmış merdivenleri karışıklığı "diye devam edecekken Mithat'ın bakışlarıyla lafını değiştirip" ben aktarım sizi' diyip gününü kapattı.
Mithat'ın nefesiyle yutkunup "Berfin'in tansiyonu düşmüş"diye ayrıldığıca Zehra "yoksa sen iyikucağına alasın kiğam" diye kıkırdadı.
Mithat "tövbe" diyip hızla değişti.
Yatakların sınıflandırıldığı yatağını bir kenara bırakarak yerleştirildi.
Karısını süzdü.
Üzerine giydiği kahverengi fistan tenine tezat duruyor ve tenini ortaya çıkıyor.
Kısa bir sessizliği bölen ses Berfin' den çıktı" kuma getirmedin değil mi" dedi fısıltıya benzer sesiyle..
Mithat gözünün karısının gözlerini çekmeyip "sence senide kuma getiremezdim" dedi.
Bakışlarından ne kırıntılardan ya da hangi bölümlerden anlaşılmıyordu.
Beyaz duvarlar ne yıkılır ne de kesin bilirdi.
Berfin kekeleyerek "getirdin"dedi.
Mithat karısının içinde yaşadığı buhranı görüyor ve kıvranışlarına şaşırıyordu.
Mithat derin bir nefes gönderdi ciğerlerine " beni iyi dinle kar parçası ben tek eşlilik istiyorum aynı babam gibi biliyorum bizim başlangıcımızı benim bir sinirimle başladı ama ben artık karma güvenmek rahatlığımı yaslamak istiyorum" diyip nefesini içeriden saldı.
Gözlerini tekrar kapatan Mithat sözlerine devam etti" eski karım ailemle oturmazdı zaten evdeyken hamileyim konuşmak için oldu ailem ile aramı bozdu. Yine de ailemle birleşmenin çözümü için çabaladım ama çabalarım sonuçsuz oldu ve ailem bir uzaklıktan uzaklaştı. Şu anda yemek sofrasında ailem oturuyorsa senin sayende annemden hoşlanmasa da yemek masasına bu eve gelmezdi senden önce gelmedi. Şimdi bu evde bu büyük ailemle oturuyorsam senin sayende, senin bu evi ve beni seyyip saymandan dolayı.. benim için bunları yapman bile sana karşı minnetimi arttırıyor. Ve eğer başkasını istesem sana bunu söylerim ben sinirli bir insanım deliyim ama eğer bu deliyi çekersen bu deli de seni çeker tamam mi"dedi sonuna kadar bütün içinden geçenleri ifade teşvikin rahatlamasıyla gülümseyerek..
Berfin karşısındaki adamın kendisini bu kadar açmasını şaşırtıp gülmesine karşılık verdi.
Berfin dudaklarını yalayıp" peki o kız kim ve burada ne işi var" dedi kardeşi
Mithat " Birgül artık seninn, şık nasıl kabul edersen çünkü onun bizden başka kimsesi yo sayılan babasını daha yeni kaybettiği onu okutmak istiyorum"dedi hüzünle ..
Berfin Ağasının söylediklerine ilk başta şaşırıp " okutmak ama millet laf eder çünkü çok fazla güzel" dedi hayıflanarak.
Miyhat katıldına şaşırıp " senin kadar güzel değil hem kimsenin laf düşüşüz benim himayem altında" dedi sağ izinin karısının yanağını okşayarak..
Berfin anın büyüsüne kapılarak yanağındaki elin üzerine elini kaydetti" sen öyle diyorsan öyle dedi" diye mırıldandı.
Mithat'ın yanağındaki çukurları "geçen gece için özür dilerim" diye mırıldandı sonuna kadar doğru kelimleri yuvarlayarak.
Mithat "hım ama yatağında bana dik başlı bir aslan isterim senin bana karşı çıkışların hoşlanmaz değil"dedi gözlerindeki parıltılı gökyüzündeki yıldızlar andırarak..
Berfin tiz bir nefes çekti Mithat" ama bu sadece yatak odamızda geçerli "dedi karısının üzerine...
Berfin gülerek" kocam öyle diyorsa" diyip anın arzusuna kapılıp kollarını Mithat'ın omuzlarını kavrayarak..
Mnithat kendini karısına yaslayarak" hımm sen anlat bakalım kar parçası"dedi
Gözleriyle karısını kusuru arar gibi arşınlayarak..
Berfin " ben ben kocamın bana şiir okumasını isterim "Dedi gülerek..
Mithat kaşlarını çatıp" sonra seni istiyorum için gerek yoktu falan demeyesin" dedi geçen geceyi kast ederek..
Berfin kendini toparlayıp omuzlarını tutuğu kocasına sarılarak yüzünü omzuna sakladı ve" ben yani sen bana bu kadar kendini açmamıştı ki " diye bildi kocasının hafif şekerli hastalığı derin derin içine sokmak.
Mithat karısını omzuna yaslayıp "biliyorum o yüzden kızmadım sana"diye mırıldandı.
Mithat kendini çekip karısının dudaklarını kavradı.
Birgül boş bakışlarıyla döşemeyi izliyordu. Sultan hanımın güzelliğine kavuşmuştu ama onlara sığamamıştı. Duvarların üstünden geldiği hissinden dolayı, terasın kçşesine kadar konağı inceliyordu.
Konağa'ya gelen Kadir hızla merdivenleri çıkarken terastaki karartı dikkat çekti.
Meraklı adamlarını karartıya doğru yatay.
Karartıya yaklaştıkça görüntü hoşuna gitmişti.
Birgül babasının elinde kalan yadigar telefonuyla bir anlık düşüncesiyle Doktor Oguzu aradığı
telefonun açılma sesiyle takip eden gözler dönüş yaptı.
Oğuz "Birgül bir sorun mu var ses ver " dediğini duyuyordu ama ne diyeceğini bilmiyordu.
Birgül ellinin bozulmasına engel olmaya başlamasına ben uyuyamıyorum Oğuz abi babası o yok diyip hıçkırarak ağlamaya başladı.
Oğuz kırılma sesinin ne kadar çaresiz kaldığı duyulunca dayanamadı" nerdesin yanında geleyim güzellim" dedi kendine hakim olamayarak.
Daha yeni kendine söz sözleşmesi. uzak duracaktı o çimenlerin gözlerinden..
Yirmilerinin sonundaki adamı yeni yetme ergenler gibi kullanabilecekleri yetenekler vardı o çimenlerin gözlerinde…
Ama ne kendinin ne de çevresinde dolaşabilecek insanların bilgisiydi.
Birgül yanmayı bırakarak" ben Mithat ağamın yanındayım sen çağırdığımı duyarsa kızar ben özür diliyorum rahatsız etttim" dedi.
Oğuz " hayır güzelim her canın sıkıldığında her canın yandığında beni arayacaksın unutma ne olursa olsun ara benden benden çekinme" dedi kalbinin derinliklerinde bir yerde kızı her daim yanında isteyerek..
Birgül gözü silip" peki abi ben kapatayıp kolay gelir sana"dedi .
Abi dediğini Oğuz'un kalbi atmayı bıraktı kalp krizini geçirdiğini bir an için hissediyor.
Oğuz ya ben çok erken geldim hayatta kaldı ya da sen güzelim çok geç kaldın diye geçirdi.
Oğuz" ara beni, ben arayacağım ama canın sıkıldıkça ara "diyip telefonu kapandı.
Kadir dekoratif cihazın kapanmasının ardından ağlayarak oturmasını izledi
Kadir " iyi yanlış " dedi sordule..
Duyduğu ses yerinden hoplayan Birgül karşısındaki adamın bakışları bakışları buldu..
Hızla aşağı yukarı sallayıp koşarak uzaklaşın.
Kadir gördüğü gözlerle dumura uğradı. Yeşilin bu tonu ilk defa görüyordu.
Yaprakların üzerindeki çiğ tanelerine benzerdi o gözler..
Bu gözler neredeydi de görememişti.
Yavru kuşun annesini gördüğünde hayvanların kalp atışı kendisinde olan histikleri…
Kadir bütün konaktan kızı arasa da bir daha rastlayamadı. Akşam arkaşlarının ısrarıyla içmeye gitti.
O kadar içmişti ki şarkıda çalan mavi mavi kısmında kendini tutamayan Kadir " hayır yeşil hemde ne yeşil " demsine engel olamıyordu.
Kendini karısının yanında atan Mithat derin nefesler alıyordu. Karısını göğsüne çekip kendini tutamayarak Yılda bir kere orman ağaçları sevincinden
rabbim ne güzel çıldırır.
Yılda bir kere uzattır avuçlarını yaprak;
Sevincinden titreyerek.
Yılda bir kere kendini verir toprak
Yılda bir yarılır bahçeler hazdan
Rabbim ne güzel yarılır.
Biz de bir kere sevinebilseydik
Çiçek açmış ağaçlar gibi çıldırırdı.
Kimbilir belki bir gün sulh olunca
Biz de deliler gibi seviniriz,
Ağaçlar ve baharı taklit etmek
Renkli bez parçalarıyla donatırız şehri
Renkli ampuller asarız pencerelerden
Kimbilir belki bir gün sulh olunca
Biz de çatır çatır çatlarız binbir yerlerimizden
ağaçlar gibi…" dedi sonunda karısını gözlerinin içine almak ..
Berfin kendini tutmayıp" nereden biliyordun bu şiiri "dedi.
Karısından geçirdikleri şaşkınlığa uğrayıp " sana romantik bir adam gerekmiyor "dedi gülerek..
Berfin kesintileri varmadan alt dudağını uzatıp " ne dedim ki" diye mırıldandı.
Mithat " yani bu soruyu başka zamanda sorabilirdin mesela bir öpücük verebilirdin "öpülmekten kızarmış dudaklarından alarak iç geçirdi..
Umarım beğenirseniz hatalara bakmadan yayınlıyorum.
5 takip 70 oy 70 yorum istiyorum.
Umarım sizi hayal edenler yüklerimdir
Yazarınız:::::::Zeytan