Ayça panikle " ben kahve isteyeceğim siz ister misiniz? " diyerek ellerini nereye koyacağını şaşırmıştı.

Alinin nişanlışı Çağla " Bana da bir mocka söyle tatlım " demişti.

Alex gülümseyip " bana da acı bir kahve dün baya yordun beni ancak kendime gelirim" deyip göz kırptı.

Ayça da karşılıklı gülümseyip çıkacak iken Ali " Çağla kalkar misin toplantım var görmüyor musun , Ayça hanım sizde sekreterim ya da getir götür yapan çalışanım misiniz acaba nereye gidiyorsunuz toplantının ortasında" diye çıkıştı.

Çağla dudak büküp " Alicim iyi misin önemli bir toplantı olsaydı odanda yapmazdın biraz rahatlar misin? " dedi bozularak.

Ali sinirle gülüp " Sana göre toplantı yerini ayarlıyorum. Odanda isem rahatsız olabilirim değilsem rahatsız etme anlamında mi burası ev mi cafe mi tam olarak ne sana göre bana göre iş yerim de.." dedi.

Çağla insanlar içinde azar yemesine bozulurak" Belli ki iyi değilsin ne dediğini bilmiyorsun şuan bende sinirlendim ve sağlıklı bir ilişki kuramayacağız " diyerek masaya indirdiği küçük çantasını da alarak hızla odayı terk etti.

Ayça şaşkınlıkla olan bitenk izlemişti.

Alinjn bakışları kendine dönünce" Ben nişanlınız gelince toplantı bitti zannettim-" diye devam edeceği zaman.

Ali sinirle ellerini masaya dayayıp " Ayça hanım belli ki sizinle birebir çalışmam gerekecek bu nedenle davranışlarınıza dikkat edin burası uluslar arası bir şirket, aile şirketi değil " dedi.

Ayça duydukça gözleri doluyor ,gözleri doldukça dişleriyle yanaklarını ısırıyordu. Ayça " peki efendim " dedj.

Alex ayaklanıp " Aslında Ayça hanım .." diye açıklamaya girişiyordu ki .

Ali daha da sinirlenip " Şöyle ki birebir konuşuyorum sizin araya girmeniz ve açıklamanız sizce de çocukça bir davranışa benzemiyor mu Alex bey lütfen her ikinizle olan problemleri grup sorunu ya da kişisel algılamayın şimdi müsaadenizle sekreterim odanızı gösterecek " diyerek kibarca kovdu.

Ayça bütün gün odasına ve iş arkadaşlarına alışmaya çalışırken Alinin kovmasını da sindirmeye çalışıyordu.

Ayça iş çıkışı Alexin randevusun olmasından dolayı çantasını hazırlayıp çıkacak iken koridorda Alinin odasına gözleri ilişti konuşsa miydi ?

Ya terslerse? diyerek vazgeçip asansöre yönelecek iken ne olur ki zaten alışmaya başladım iki gündür azar yiyop duruyorum diyip son bir cesaretle sekreterin olmadığını da görünce kapıyı tıkladı.

Ali ceketini giyerken " Gir" dedi ayakta girene baktığında kaşlarını çattı.

Ayça dudaklarını ıslatıp " Müsait misiniz?" Dedi

Ali küçük kalp çarpıntısını görünce yutkunup " Tabi buyrun konusacaklarınız uzun mi?" dedi umursamamaya çalışarak.

Ayça artık sinirlendiğini hissediyordu. Resmi konuşmalardan nefret ediyordu.

O yüzden resmiyeti bırakıp " Ben bilmiyorum sadece konuşmak istedim " dedi.

Ali gülüp oturması için oturma grubunu gösterdi ve kendiside geçip otururken" Konuşalım da ne kadar konuşacağınızı bilmemeniz ilginç davranışlarınız için özür dilemeye mi geldiniz " dedi bacak bacak üstüne atarak.

Ayça oturup oturmamakta tedirginlik yaşarken duydukları için sinirlenmemeye çalışıyordu.

Ayça kaşları çatıp " Aslında tebrik etmeye geldim nişanlanmışsın yoksa söz muydu ne fark eder ki mutluklar bizi unutmuşsun" dedi gözleri dolu dolu.

Ali kahkaha atıp " Doğru yas tutmam lazımdı. Sonra ağlayarak kapına gelmem ve bir şans daha sitemem lazımdı " diyip ayaklanıp burun buruna geldi" Ama kusura bakma biz diye bir şeyi bizi bitirirken düşünecektin " dedi .

Ayça hızla açıklamak için giriştiğinde " Ben sana.."

Ali sinirle "duymak istemiyorum geçmiş bitmiş birşeyler " dediğin de lafını kesilmesi ve bitmiş şeyler denilmesine sinirlenen Ayça hızla Alinin dudaklarına yapıştı. Sıcak ve ıslak dudakları özlemişti. Alt dudağını ağzına aldı tepkisizlik daha fazla hırslandırıyordu alt dudağını emin üst

dudağına geçecek iken ....