Yeni Üyelik
39.
Bölüm

39. Bölüm

@zeytan34

Ayça duyduklarıyla boğazına bir yumru oturmuş eli ayağına dolanmıştı.

Ayça bana metres gibi davranıyorsun dedi hayal kırıklığı ile.


Ali yerinden kalkıp kızın yanına oturdu. Eliyle yüzüne gelen saçı kulağının arkasına götürüp " Kalıplara bağlı kalmasak birbirimizi deli gibi arzuluyoruz benim bir hayatım var senin de öyle kendini işe verip odaklanma zamanın hatta kendimizi rahatlatarak da arkadaş olabilir " dedi.


Söyledikleri mantıklı bir şeymiş gibi konuşuyor karşısındakini manipüle etmeye çalışıyordu . Kah sözleriyle kah dokunuşlarıyla etkisi altına almaya çalışıyordu. Karşısındaki kadının hayatının orta yerine bir anda çöküp oturmak ve kendine bağlamaya karar vermişti. Öyle ki kendisi için bir piyon olup karşındaki kadın için ise bir mücevher anlamı taşımak istiyordu. Davranışları bunu gerçekleştirme yönünde olsa da kalbi ona her dokunuşunda, ona her bakışında deli gibi atıyor düşüncelerine ket vuruyordu. Ama mantığının baskın gelmesi için elinden geleni yapacaktı. Gerekirse kendini de üzecekti ama yapacaktı.


Ayça şaşkınlıkla "Ama bu doğru mu ev tutman" dedi ellerihle bulunduğu yeri göstererek.


Ali o beyaz yumuşak elleri avuçlarına hapsedip " Evet ne zamana kadar otelde kalacaktın ki hem sana rahatlıkla burada odaklanırım " diyip avuç içlerini öptü.


Ayça duydukları ve hissettikleri çok farklıydı. Aşağılanma ve ait olma duygusu aynı anda hissediyordu. Ne diyeceğini bilemeyip karşındaki adama sığındı. Sarılıp kokusunu içine çekti. Ali kucaklayıp yatak odasına götürdüğünde engel olmadı.


Günler artık Ayça için kendi evinde geçiyordu. Sabah işe gidiyor akşam Alex ile yemek yiyor gece de ya film açıyordu ya da Ali gelirse sevişiyordu. Tek düze bir yaşam olsa da hoşuna gidiyordu. Evin kira parası için konuşmaya başlayınca Ali'nin deyişiyle 'mabed' yani evi Ayça'nın üzerine yapmıştı. Ayça bunu kabul etmese de umursamamıştı.


Elindeki dosyayı Ali'ye teslim için gittiğinde sekreterin onay vermesiyle kapıyı tıklayıp girdi.


Ali nişanlısıyla karşılıklı oturmuş lahve içtiğini görünce içi burkuldu.

Kendini toparlamak için derin bir nefes alıp " Ali bey istediğiniz dosyayı tamamlayıp getirdim imza atmanız gerekiyor " dedi.


Ali bey .. 


Bey kelimesi nasılda uzaklaştırıyordu. Dün gece deli gibi sevişmişken sabah bir tanıdıkmış gibi davranmak zorundaydı.


Ali kafas sallayıp " Peki getir bakayım " dedi.


Aldığı dosyayı okurken kapı çaldı. Ve sekreteri girip" Suna hanım ve Enes bey geldiler müsait misiniz ?" Diyerek onay bekledi.


Ayça şaşkınlıkla ve karşılaşacak olmanın korkusuyla panikledi.


Ali başını dosyadan kaldırdı . Nişanlısı " A ne güzel uzun zaman oldu muhabbet ederiz" diye sevinince.


Ali kaşlarını çatıp " Sen mi çağırdın alıştırma şunları " dediğini işitti.

Ne olmuştu. Eskisi gibi değiller miydi?

Nasıl uzaklardı ki Ali alıştırma şunları demişti?


Nişanlısı dudak büzüp " Aa ayıp oluyor çalışanın yanında hem ben çağırmadım" diyerek savunmaha geçti.


Ali nişanlısının bozulduğunu görünce sekreterine dönüp " İçeri al lütfen kahvede getirir misin" diyerek gönderdi .


Ayça " Ali bey imza attıysanız ben dosyayı alabilir miyimz?" Dedi kelimeleri panikleyerek yuvarladı.


Kapı açılıp Suna ve Enes içeri girdi. Suna neşeyle" Podyumların kraliçesi halkını gö

rmeye gelmiş ne büyük şans" diye konuştu.


Loading...
0%