Bu benim ilk kurgum yanlışlarım varsa kusura bakmayın

Sabah kuş cıvıltılarıyla uyanmayı çok isterdim ama Bu pek mümkün değildi.Babamın sesiyle uyanmaya Alışık olduğum için o bağırdığı an gözlerim Kendiliğinden .açılıyordu, o bilene çözmüştü işi ."Sana kaç defa diyeceğim ;ben şeker kullanmam, diye" ah Yine aynı meseleden dolayı babamın siniri tavan yapmıştı.Babam 45 yaşında şirket'e patrondu konumuz bu değil Babamın şeker hastalığı var ve annem adamın Önüne Şeker koyunca babamda doğal olarak sinirleniyordu. Konu açılmışken size bizim aileden bahsedeyim. Babam tam otoriter türk erkeğiydi üvey annem ise abimle bana çok düşkündü şirkette babama iş konusunda elinden geldiğince yardım ediyordu. Ev işlerini vakit ayıramadığı için evimizde bir yardımcımız vardı. Laf aramızda kendisi ayaklı gazete gibidir tüm dedikoduları getirir. Babamın aksine kurallara önem vermiyordu. Benden bir kaç büyük abim Cenk vardı. Onunla hiç anlaşamadığımız mahallenin diline sakız olmuştu çünkü biz diğer kardeşler gibi saç baş kavga etmek yerine elimize ne gelirse onu fırlatıyorduk. Bir keresinde abim bana sandalye fırlatınca dengemi kaybedip merdivenlerden yuvarlanmıştım ve iki ay iki bacağımda alçıda kalmıştı... Annemin beni çağırmasıyla salona Babamın çarprazındaki sandalyeyi geriye çekip oturdum ve kahvaltımı güzel güzel yapmaya başladım. Annem bardağıma çay koyacakken onu durdurdum. "Anne kahvaltıda muzlu süt içiyorum, bilmiyor musun?"diye sorduğumda annem dudaklarını yaladı. "Son muzlu sütü Cenk içti,"dediğinde etraf dönmeye başlıyordu. Sinirle gözlerimi abime çevirdiğimde sandalyesinde bulamadım. Pis köpek, kaçmıştı hemen. İyi de beni okula kim bırakacak, babama desem bırakır mı? İyi de bugün babamın toplantısı vardı. Annemde onunla beraber gidecekti en iyisi Elif okula giderken benide alsın.Masadan kalktım yukarı çıktım Elif'i aradım beni gelip almasını istedim yarım saatte bizim evin orda olacağını söyledi bende çantamı hazırlıyordum ardından telefonum' a baktığımda Elif mesaj atmıştı "kanka aşağıdayım, seni bekliyorum,"bende mesajını cevapladıktan sonra aşağı indim arabanın kapısını açtım ve bindim arabaya yol boyunca Sohbet ettik... Okula vardığımız'da Elif arabayı park edince arabadan inip doğru kantine koştuk. Dersin başlamasına 20 dakika vardı zaten. Kantine vardığımda sıraya geçip en sevdiğim çikolata yani browniyi aldım. Elif'te karam alınca kantindeki boş masalardan birisine geçecekken Şahmeran ve cemre bize bakarak, "Aaa, ezikler buraya girebiliyor muydu?"dediğinde sırıttım.

"Aaa, Yılanlar buraya girebiliyor muydu?"

"Kızım, düzgün konuş!"diye tısladı.

"İsminin anlamı bilene yılan ve karşımda tıslamayı kes,"

"Bana bak kızım, sen kim oluyorsun da bana bunları söylüyorsun," dediğinde iki kolumu göğsümde birleştirdim "Şahmeran defolup git buradan amacının ne olduğunu biliyorum" Şahmeran bana anlamaz gözlerle bakmaya devam etti" ve ben ise "kızım anlamıyor musun rahat bırak bizi,"dedim Sakince "bırakmasam ne olur? Bunu sen istedin ayağa kalkıp Şahmeran,ın saçına yapışmamla Elif'te diğer yılanın saçına yapıştı hocanın araya girmesiyle kavga sona erdi bize kızgın bakışlarını yönelterek konuşmaya devam etti"Hepiniz müdürün odasına gidiyorsunuz"müdürün odasına girdik müdür "Siz yine kavga mı ettiniz?" Kel kafalı müdürün sorusuyla gözlerimi devirdim. Bu adamında gözleri iyice körerdi, Allah aşkına saçımız başımız dağınıksa kavga ettik demektir ama gelde bunu salak müdüre anlat. Elif bir adım öne çıkarak olaya kendi yorumunu katarak dünkü olayı anlatmaya başladı, "işte böyle," dediğinde Müdür kravatını düzelterek Elif'e baktı, "kızım sana kavganın sebebini anlat dedim, sen bana dünkü kavganın sebebini anlatıyorsun."

"Aaa, biz dünde kavga ettik değil mi? Hatta ondan önceki günde,"Elif'in dediklerinden sonra müdür alev saçan gözlerini bize yöneltti. "Sizin kavga ettiğinizi bir daha görmiyeceğim, özür dileyin ve barışın,"oldu paşam başka emrin var mı?

Özür dileyeceğime ceza alırım daha iyi,

***

"Hocam, ben bu kütüphaneyi temizleyene kadar mezun olurum, merhamet edin,"konuşmam bitince Elif elime bir bez uzattı, "hadi knk,"dediğinde boğazına yapışmamak için kendimi zor tutuyordum. Müdür'e ceza fikri olarak burayı sunmuştu.Koridorda yürürken aniden durdum ve onlara döndüm. "İş bölümü yapacağız,"

"Ne iş bölümü ya? İsteyen istediği yeri yapsın?"diyen Şahmeran'a dalmamak için kendimi zor tutuyordum.

"İş bölümü yapacağız,"

"Sana mı soracağız Kum torbası?"dediğinde elimdeki bezi Şahmeran'ın suratına fırlatmamla kavga başladı.

Kendimi yine müdürün odasında bulunca içimden kendime kızmayı ihmal etmedim.müdür"Şahmeran kızım siz dışarı çıkın kumsal ile Elif siz hiç bir yere gitmiyorsunuz dediğinde içimdeki adaletçi kız ortaya çıktı hocam bu haksızlık kavga'yı ben başlatmış olabilirim ama onlarda hakketi " birden bana sinirli baklışlarını yöneltince susmak zorunda kaldım masasında duran Telefonunu alarak numara tuşladı ve sonra kulağına götürdü"Cenk Bey kardeşiniz Kumsal ile Elif kendi sınıflarındaki kızları dövmüş acil okula gelmeniz Gerekiyor... Aha şimdi sıçtık abim ve Rüzgar bizi öldürmeye geliyorlardı Çünkü her gün buraya geldikleri için bize karşı sinirliydiler ama biz ne yapalım müdür ispiyoncu ve bildiğim tüm duaları okumaya başlıyayım bildiğim hangi dualar varsa okumaya başladım "laf atışına girdiler kesin şuan ikiside öfkeyle buraya geliyordu Çünkü üniversiteden daha çok buraya uğruyorlardı.valla Elif 'le benim sayemde liseye tekrar geliyorlardı bence bize teşekkür ettsinler ay ben ne saçmalıyorum ikisi bizi gebertmeye geliyor yarım saat sonra müdürün kapısı çalındı müdürden o klişe kelime dudaklarından çıktı "Girin" kapı açılınca abim ve Rüzgar girmişti ikiside oldukça sinirliydi ... Ee her gün buraya gelince mutluluk olmak imkansızdı bir yandan Elif'e bakıyordum bir yandan ise abimlere müdür konuşmaya devam etti" bu soruna çözüm bulmamız gerekiyor ne yapmamızı önerirsiniz" ben ise hocam bize haksızlık yapıyorsunuz Şahmeran ile arkadaşıda ceza alsın Elif ise kısık sesle"Kanka eğer biraz daha konuşmaya devam edersen abin seni geberetecek bence susmalısın" tamam ya susuyorum ztn size göre biz suçluyuz neyse hocam cezamızı söyler misiniz? Çekelim cezamızı müdür ise "ne cezası okuldan atıldınız" müdürün bunu demesiyle neye uğradığımı şaşırdım Elif ile birbirimize baka kaldık abimler bizi öldürecek bu sefer müdür"odamdan çıkabilirsiniz" dedi sınıfa çıkıp çantaları aldık sınıftan çıkacakken Şahmeran ile arkadaşı arkamızdan bir şeyler fısıldıyordu ben ise "arkamızdan konuşmayın gelin ne diyecekseniz yüzümüze karşı söyleyin" dedim Elif'te" Kumsal doğru söylüyorsun anca arkamızdan konuşmasını biliyorlar" Cemre de araya girerek konuşmaya devam etti"sizin arkanızdan dediklerimizi yüzünüze karşıda söyleriz hem siz kimsinizde sizden korkalım" bunu demesiyle sinirim bozuldu ben konuşmaya başladım"bana bakın ikinizde şansınızı zorluyorsunuz olmayan beyninizle bize sataşmayı bıraksanız diyorum" Elif'le sınıftan çıktık dışarı çıktık dediğinde Elif dudaklarını ısırdı, arkadaşım diye demem her şeyi algılama problemi var yani işine geldiği şeyleri algılıyor gelmediği şeyleri algılamıyor, işte böyle bir arkadaşa sahibim. Bebekliğimiz bilene beraber geçtiği için birbirimizden başka arkadaşımız yoktu. "Hadi, özür dileyip barışın," hayatta özür dilersem. Özür dileyeceğime okuldan atılırım daha iyi,

Yarım saat sonra,

"Knk bizi niye okuldan attılar?"diyen Elif'e sessiz kaldım. Benim şom ağzım yüzünden atıldık diyemem ki, gerçeği müdür'e hakeret etmeseydim okuldan atılmayabilirdik ama ben olan ben Kumsal Gece soydan müdür'e gerizekkalı dediği için ve en yakın arkadaşımda Elif Jessie Miller'de müdüre keltoş deyince adamın siniri tavan yaptı ve bizi anında okuldan attı. Şimdi abilerimizin gelmesini bekliyorduk. Evet, abilerimiz bizden beş yaş büyük abilerimiz, ikiside serserinin önde gideniydi. Cenk Soydan kendisi benim abim olur, yeşil gözlü kumral beyinsiz ama Rüzgar James Miller o benim ilk aşkımdı kendisi o kadar zeki o kadar yakışıklıydı ki, abim onun yanında sönük kalıyordu. Elif, abisine aşık olduğumu bildiği için sürekli beni gaza getirerek aşkımı itiraf etmemi istiyordu ama ben etmiyordum çünkü red yerim diye korkuyordum. Abisi sırf bana aşık olsun diye abisinin odasına bir sürü benimle ilgili fotağraflar koymuştu. Abisi de benim abimin odasını kendi fotağraflarıyla kaplamıştı.Rüzgar'a o kadar aşıktım ki, neyi sevdiğini neyi sevmediğini biliyordum ama o benim hakkımda hiçbir şey bilmiyordu. Onunla sevgili olmak istiyordum ama ya beni kabul etmezse diye de korkuyordum. Bakışlarımı Elif'e döndürdüğümde bakışlarımdan ne demek istediğimi anladı. O zaten benim bakışımı ezbere bilen biriydi, "Gizli numaradan abime senden hoşlanıyorum diye mesaj at,"aaa, bu iyi fikirdi hem böylece kendimi överek bana aşık olmasını sağlayabilirdim. Senden hoşlanıyorum, cümleside çok klişe en iyisi Kumsal Gece Soydan farkıyla yazalım. "Elif hemen çantandan yedek açılmamış sim kartını çıkarıp bana ver." Elif sırt çantasını omuzlarından düşürerek kendine doğru çekti ve içinden açılmamış sim kartını bana verince hızlıca telefonumdaki sim kartını çıkarıp onun yerine yeni sim kartını taktım. Ay, ben ne kadar zekiyim böyle, ezbere bildiğim numarayı telefonuma kaydederek whatsapp'a girdim. Rüzgar'ın profilisi karşıma çıkınca profilin yanındaki beyaz boşluğa tıkladığım bomboş bir sayfa çıktı ama şimdi bu sayfa dolacaktı. İnşallah yazdığım şeyden sonra beni engellemez.

Parmaklarım klavyenin üzerinde gezindi.

Ve o saçma mesajı yazıp gönderdim.

"Size yürümek isterim eğer izin verirseniz size yürüyebilir miyim?"

Elif attığım mesaja bakarak kıkırdadı "zaten senden de bu beklenirdi."

"Sence yürümeme izin verir mi?"

"Sen yürümedin ki sen bildiğin at gibi koştun." Resmen benimle alay ediyordu.

Beş dakika sonra bir bildirim gelince ikimizde yutkunarak birbirimize baktık. Elif gözleriyle telefonu işaret edince başımı telefona çevirmemle onun attığı mesajı görmemle şok geçirmem bir oldu.

"İzin veriyorum, bana yürüyebilirsiniz."