Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@zeyzey26

Güçlü durmaya çalışmak bazen beni çok yoruyor insanlar güçlü göründüğümü düşüp 'buna nasıl olsa birşey olmaz' diye düşünüp daha çok üstüme geliyor sanki yada bana öyle geliyor bilmiyorum ama aslında çokta güçlü bir insan değildim sadece öyle görünmeye çalışıyordum zayıf yönlerimi göstermeyi sevmiyordum insaların zayıf yölerimi görüp oralardan vurmaları beni korkutuyordu.Gerçi benim insanlara ihtiyacım yoktu ki benim en büyük düşmanım babamdı beni parçalamak için elinden geleni yapardı. Babamla kavgammızdan sonra tabiki vazgeçmemiş karşısında dimdik durmuştum gitmem için ağzına gelen her kötü sözü savursa da kalbime doğru, kulaklarımı tıkayıp annem için kaldım oda bir süre sonra pes etmiş ama beni görmemek için elinden geleni yapıyordu beni görmezden geliyordu evin içinde.Geleli üç gün olmuştu bile yemeklerde sadece aynı sofrada oturur sonrasında mutfağı toplayıp odama çekilirdim böylece beni daha az görmüş olurdu sabahları da zaten işe gider akşama kadar gelmezdi, bu sabah kahvaltıyı ben hazırlamıştım çünkü annem artık erken kalkamıyor ve uyuyordu babamda olmadığı için rahattım bu yüzden çok özenmiştim patates kızartmış yanına fırından hamur alıp pişi bile yapmıştım sofrayı gören annemin hoşuna çok gitmişti gerçi beni iş yaparken görmek annemin hep houşuna giderdi.

- oh oh şu sofraya bak, kızımın ellerinden kahvaltı yemek gibisi yokmuş.Umay beni buna alıştırırsan ben hep isterim haberin olsun.

- alış sultanım alış sen yeterki iste ben sana hep yaparım. diyerek yanağına sulu bir öpücük kondurdum.

- hadi geç annecim çayını koyayım.

- ay dur dur Neclayı da çağıralım kahvaltıya, kocası bugün erken gidecekti tekse gelsin beraber yeriz.

- olur annem.

annem Necla teyzeyi çağırmak için mutfağın balkonuna çıkınca ne yaptığını anlamak için arkasından baktım.

- anne balkona niye çıkıyorsun arasana kadını

- telefonum mu var kızım baban ev telefonunu da kesince buradan haberleşiyoruz.

- tamam dur bağırma şimdi oradan kaldırcaksınız bütün mahalleyi ben bir koşu gider çağırırm.

Gİtmek için hole çıktım ama o an aklıma dün ki pencerede yaşadığım olay gelmişti ya oda evdeyse henüz onunla aynı sofraya oturmaya hazır değildim.dualar ederek evden çıktım evde olmasını hiç istemiyordum belkide dün ailesini ziyarate gelmişti karısı ile sonrada dönmüşlerdi böyle olmasını umut ederek kapının ziline bastım. Kapıyı hiç beklemediğim biri açtı ve o an ikimizde aynı anda çığlık atarak birbirimize sarıldık canım arkadaşım Feraye idi kapıyı açan, evde olmasına şaşırmıştım çünkü Ankarada oda benim gibi okumuş ve mezun alduktan sonra çalışmaya başlamıştı.

- Deli kızzz dödünmü yoksa

- evet dödüm maalesef ya sen hayırdır izin mi aldın işten.

- bende döndüm. Sevinçten ikimizde yerimizde zıplamış tekrar sarılmıştık çığlıklarımızı duyan Necla teyze tabiki gecikmemiş yanımıza gelmişti bile

- koca kız oldunuz ama hala çocuk gibisiniz yeminle korkuttunuz beni deli kızlar.

- Ne yapalım anne özledik birbirimizi.

- hasret giderirsiniz artık nasıl olsa ikinizde buralardasınız, tabi yine o deli kafanıza esmezse. Kızım senide kapıda bıraktık gelsene içeri kusurumuza bakma.

- yok Necla teyze aslında ben seni kahvaltıya çağırmaya gelmiştim annem yalnız yemesin dedi.

- aa öyle mi sağolsun ama yalnız değilim ki kuzum biz şimdi hazırlar yeriz Feraye ile annen zahmet etmesin.

- aaa aşkolsun Necla sultan ne zahmeti hem sofrayı ben hazırladım bile hadi lütfen.söze hemen Feraye atladı.

- anne ozaman kesin gidiyoruz sofrayı Umay hazırlamış. kim bilir neler yapmıştır.

- kızım ada bizde biliyorsun şimdi çocukla rahatsızlık vermeseydik.

çocuk mu? kimdi bu çocuk anlamaz suratla Ferayeye bakınca feraye durgunlaşmış ve utangaç bir şekilde bana bakmıştı

- Abimin kızı. sesi bir mırıltı gibi gelsene sesi kulaklarımda yankılanıyordu demek birde kızı olmuştu Allah bağışlasındı ama benim kalbim her geçen gün neden kırılmaya devam ediyordu her şeyi unuttum diyerek ahkam kesiyordum ama buraya gelmek bazı şeylerin tekrar gün yüzüne çıkmasını sağlamıştı hislerim artık beni utandırıyordu çünkü evli bir adamdı o, karsını seveninden.yüzümü stabil tutmaya çalışarak

- Ya demek Fatıh abimin çocuğu oldu ee onu da getirin hem bende tanışmış olurum yabancı yer değil nasıl olsa.

bu çocuğun annesi nerelerdeydi bilmiyorum ama şuanda olmaması beni mutlu ediyordu çünkü birde İlayda çekemezdim yaşadıklarım bana yeterdi.

- eh gidelim madem kızım sen çocuğun çantasını al ben çocuğu alıp geliyorum.

Zaman her şeyin ilacıdır derlerdi ama bana ilaç olmamıştı sadece yaralarım kabuk bağlamış buraya gelmem de tekrardan kanatmıştı. necla teyzenin kucağındaki bebek Fatihin kopyası gibiydi tanımasam bile söyleyebilirdim bunu gözleri babası gibi mavi burnu ağzı herşeyi oydu o kadar tatlı birşeydi ki İlaydayı hiç sevmem ama çocuğuna kanım öyle bir ısınmıştı ki etrafa gülücükler saçıyordu altı yada yedi aylık gibiydi. hep beraber bizim eve geçmiştik necla teyze çocuğu kucağında tutuyor ara da da ufak ufak şeyler tıkıyordu ağzına. annem bebişe bakıp

- oy maşallah ya her geçen gün büyüyor sanki annesi ile babası neredeler. işte benimde merak ettiğim soru bu.

- Fatih tersaneye kadar gitti imzalanacak evrakler mı ne varmış seferde olmasa bile işi bitmiyor çocuğun.Annesi de arkadaşları ile buluşacakmış. dedi keyifsizce bunu söylerken yüzü düşmüştü Necla teyzenin gözümden kaçmamıştı.

- Hiç buluşmuyor sanki ya haspam habire bir yerde. Anlaşılan sorunlar vardı İlayda ile ilgili.

- Sus kızım ayıp abinin eşidir nede olsa öyle denmez.

- Ne anne yalan mı çocuğundan çok arkadaşlarını görüyor hanım efendi, tamam bizde gezmesin demiyoruz ama bir çocuğun var senin bir otur çocuğunla ilgilen biraz dimi ama nerde onda o kabiliyet.

- Feraye yeter ayıp dedim kızım. Aralarında ki kavgayı şaşkınlıkla izledim anlaşılan İlayda iyi bir anne değildi.bir an gözüm küçük Ada'cığa takıldı oda beni fark etmiş ve ağzındaki tek dişini göstererek bana gülüyor bir yandanda elindeki çay kaşığını garip sesler çıkararak masaya vuruyordu.

- Ah güzel arkadaşım yani birşey demeyeyim diyorum ama haklı da feraye yazık şu sabiyede anneye en çok ihtiyaç duyduğu zamanlar şimdi. Annemde Ferayeye katıldığını belli etmişti. ben sessizliği oynuyor ve duyduklarım ile şok yaşıyordum. Tamam İlayda hiç bir zaman evinin kadını çocuklarının anası olacak türde bir insan değildi ama bunca sene sonra bir çocuk yaptıysa ilgilenmemesi de şaşılacak şeydi. Necla teyze iç çekerek anneme katıldığını belli ederek kafasını salladı.

- Doğru söylüyorsunda ahretliğim ne yapayım çocuğumun karısı birşey demeye de gelmiyor hemen tersliyor idare ediyoruz işte oğlumun karısı olmasa çekilecek çile değil biliyorsun zaten hiç istememiştim ama olan oldu işte.

Ferayenin gözü bir yandan da bendeydi beni kontrol ediyordu, onu konuşmayı sevmediğimi ismini bile dumak istemediğimi biliyordu o yüzden hala etkileniyormuyum diye kontrol ediyordu ama ona belli etmemek için ağzıma attığım zeytin ile gözkırpıp gülümsedim.Allahtan konu aşağı mahalledeki fikriye teyzenin kaçmış kızına gelmişti de rahatlamıştım.Bu sofrayı ve bu insanları ne kadar özlediğimi şimdi şimdi anlıyorum ben ne kadar buralardan kaçmak istemiş olsamda buraya büyük bir sevgi ile bağlıydım Sevenler mahallesi benim büyük bir parçamdı. kaçmak istediğim aslında babamdı bu mahalle bu insanlar değil ben babamdan kaçmıştım.düşüncelerimden ferayenin sorusu ile ayrıldım.

- şimdi ne yapacasın Umay iş bakıyor musun. ağzımdaki lokmayı bitirmek için kafamı salladım.

- evet evet şimdilik özel hastanelere başvurmayı düşünüyorum bir yandan da KPSS çalışırım diye düşündüm.

- hayırlısı olsun gülüm senin gibisini havada kaparlar merak etme nede olsa karşılarında bölüm birincisi duruyor.

- abartma canım sende bakıcaz bakalım. Sen neden döndün iyide bir şirkette çalışıyordun.

Feraye mimarlık okumuş peşindende özel bir şirkette çalışmaya başlamıştı.

- iyiydi ama son zamanalarda maaşlarda sorun çıkarmaya başladılar e zaten kiralar da malum yetmiyordu abimde gel burada sana buluruz iş diyince dedim geleyim bende.

- Senin için de hayırlısı olsun canım benim.

kahvaltıdan sonra sofrayı Feraye ile beraber toplamıştık şimdi ise hanımlar kahve istemişlerdi. kahvenin olmasını bekliyorduk bir yandanda sohpet ediyorduk.Feraye bir şeyler demek istiyordu ama sanki benden çekinir gibi kıvranıyordu.

- sor sor hadi can çekiştin resmen

- yani sormak istiyorum ama seni üzmek istemiyorum.

- sor gülüm. Ne soracağını konunun ne olacağını az çok tahmin ediyordum zaten.

-yani şey sofrada falan bahsedildi ya abimden ilaydadan üzülmedin dimi yani ben biraz boş boğazlık ettim.

-Saçmalama be kızım neden üzüleyim eskide kalmış etmiş şey çocuktum ozaman unttum bile.Feraye kaşlarını kaldırmıştı şaşkınlıkla

- unuttun yani etkilenmiyorsun artık.

- hayır dedim ya gülüm vallahi unuttum abim o benim hem bu konuyu sakın açma bir daha İlaydanın kulağına falan gider birde onunla uğraşamam vallahi.

- yok merak etme.Durgunlaşmıştı elleri ile oynuyordu bir sorun olduğu belliydi.

- Feraye ne oldu birşey mi var

- nasıl unuttun. yani abimi nasıl unutmayı başardın.kocaman bir iç çektim bendekine de untumak denirse tabi ama bunları artık kimsenin bilmesine gerek yok ben her zamanki rolümü oynamaya devam.

- Onunda dediği gibi ' büyüdüm ve ona olan sevgimin bir abime olan hayranlık olduğunu farkettim'. O zamanki hallerime en yakından şahit olan kişiydi Feraye oda abisine çok kızmıştı ozamanlar ama olanı değiştiremiyorduk olan olmuştu ve herşey bitmişti.biz konuşurken kahveler olmuş ve bardaklara koymuştum kahvenin yanına bir kaç birsey daha koyup tepsi ile beraber salona girmiştik. Salonda annem ile Necla teyze sohpet ediyordu biz gelince susmuşlar benim kahveleri servis etmemi seyrediyorlardı.

- Allah isteme kahvelerini de göstersin Umay kızım ellerine sağlık. Necla teyzenin dediği ile dumura uğramıştım bu yaştaki kadınların neydi bizi evlendirme hevesleri bilmiyorum ama benim için evlilik diye birşey yoktu istemiyordum.

- teşekkür ederim Necla sultanda Allah korusun onu göstermesin mümkünse. bunu duyan annemin işine gelmemişti tabiki oda beni evlendirmek isteyenler kervanından dı elini kulağına götürüp sehpaya vurmuştu.

- Tövbe de kızım o nasıl söz evlencen yuvanı kuracaksın tabi.

- yok anne kalsın ben evlenmek falan istemiyorum.Annem ben sanki dinden çıktım demişim gibi tepkiler vermeye başlamıştı sanırım annem için evlilik o derece değerli birşeydi halbuki yaptığı evlilik sayesinde evlilikten soğuduğumu bilmiyordu.

- Umay düzgün konuş kızım aa okulda size bunlarımı öğretiyorlar Allah aşkına iyice teyzene benzemeye başladın sen.

- Anne şuan sadece kariyerime odaklanmak istiyorum lütfen bu konuyu kapatabilir miyiz.

Aklına birşey gelen necla teyze heycan ile bana döndü.

- Umay kızım ben sana birşey soracaktım sen bir ara çocuk hemşiresiydin değilmi.

- sor tabi Necla teyze.yeni doğan bölümde staj yapmıştım evet.

- ya kızım bizim kuzucuğun kilosu normal mi sence bana çok zayıf gibi geliyor anne sütü de emmedi ya toparlayamadı çocuk.

- yani zayıf olması korkutmasın necla teyze persentilı iyise sorun yok.

- neyi kızım anlamadım.

- yani bebeklerin doğumundan itiberen gelişiminin normal olup olmadığını takip ettğimiz bir cetvel diyim sana, kaç aylıktı ada birde kaç kilo baktırdınız mı hiç.

- yedi aylık kızım ama en son ben sağlık ocağına giderken onu da götürdüm orada baktırmıştım kilosuna 5.800 demişlerdi

- hmm evet aslında düşükmüş biz 7 aylık bebeklerin genelde en düşük 6.500 yada 6.800 olmasını istiyoruz bir doktora gösterdiniz mi bir sorun olmasın kilo almaması ile ilgili

- valla kızım götürüyor mu annesi bilmiyorum ki birşeyde sorulmuyor geçenlerde bu çocuk çok kusuryor dedim çocuktur bu kusar dedi

- yaa kusuyor demek, aslında bir doktora götürmenizi tavsiye ederim çok kusuyorsa bir sorun olabilir besin alerjisi yada reflü gibi sebepler çocukların kusmasına neden olabiliyor bunlarda kilo alımını etkiliyor tabiki. konuşmamızın arasına annem girdi.

- Anne sütü niye içmedi çocuk Necla.

- sorma oda ayrı olay doğumdan sonra göğüsleri çok çatlamıştı çok acıyor dedi emdirmek istemedi ben çok uğraştım emdirsin diye ama sütü de az gelince içemedi çocukcağız.

Çok üzülmüştüm şimdi Ada bebek için, İlaydaya olan nefretim harlanmıştı madem çocuk yapıyorsun bakmalıydın ne demekti acıyor diye çocuğu emdirmemek bir çocuğa yapılacak en büyük kötülük anne sütünden isteyerek mahrum bırakmaktı. bu kadını Fatih nasıl sevmişti hiç anlam veremiyordum.hiç birşeyden haberi olmadan gülücükler saçarak oynuyordu oturduğu yerde kimsenin yapamadığı gibi oda ne annesini ne de babasını seçmişti, belki babası tarafından şanslıydı bilmiyorum nasıl bir baba olduğunu merak ediyordum, hayallerimdeki kadar güzelmiydi acaba,düşüncelerimin yanlış yöne saptığını anladığım an kendi mi sirkeledim.

- Dediğim gibi Necla teyze bir doktora göstermenizde fayda var. aynı zamanda kilo alımını yiyeceklerle de destekleyebilirsiniz bebekler için ek gıda döneminde çok iyi tarifler var artık kilo alımına da destek.

- tamam kızım aklımda bulunsun söylerim annesine yada ben götürürüm teşekkür ediyorum.

Daha sonrasında sohpet sohpeti açmış çok güzel vakit geçirmiştik onlar evlerine gittikten sonra annem ile mutfağa girmiş akşam yemeği için yardım etmiştim yemeğe kadar da dinlenmek üzere odama geçtim.Kitap okumak en iyi seçenekti kitap okumayı çok severim farklı dünyalara açılıp asıl dünyadan uzaklaşmak dinlenmenin en güzel şekliydi benim için kitaba kendimi nasıl kaptırdıysam annemin odamın kapısını açmasıyla sıçradım.

- anne ödümü kopardın.

- çaldım kapıyı ama sen ses etmeyince uyudun sandım kızım kusura bakma

- yok yok tamam önemli değil ne oldu.

- hadi yemeğe gel baban da geldi.

- tamam geliyorum sen in.

yüksek gerilimli boğazımda kalmalı bir yemek için derin nefes aldım ne kadar takmamaya çalışsam da yemek sırasında babamın mendeburluğu beni geriyor ve çabucak kalkmak için çiğnemeden yutuyordum buda bana hazımsızlık olarak geri dönüyordu. bazen ayrı bir eve çıkmayı düşünsemde buraya annem için gelmiştim dayanmam lazımdı.babam da annem de sofraya geçmiş yemeğe başlamışlardı beni gören babam yine homurdanmaya başlamış ama annemin yalvaran bakışları onu biraz da olsun susturmaya yetiyordu yada onu susturan annem değil benimle gireceği muharebe için fazla yorgun olmasıydı, akşamları yorgun gelmesi birazda işimize yarıyordu ama tabi yapmak istediğinden geri kalmadığı akşamımızı zehir ettiği günlerde azımsanmayacak kadar çoktu.kendime çorba doldurup oturdum sessizce yemek yediğim sırada buradaki hastanede çalışan arkadaşlarımdan biri aradığı için telefon ile kalkmak zorunda kaldım annem için randevu almakta zorlandığım için bir arkadaşımdan rica etmiştim sağolsun benim için halletmiş annneme yarın sabah için randevu almıştı anneme genel bir tarama yaptırmak istediğim için özel bir hastaneye götürecektim gitmişkende CV mi vermeyi düşünüyordum bu kadar evde oturmak yeterdi kabul edilme sürecinde de biraz geçse nereden baksan yine bir yda iki hafta evde kalabilirdim o nedenle şimdiden bazı özel hastanelere CVmi yollamıştım.Sofraya geldiğimde babamın ters bakışları ile karşılaştım.

- sofranın ortasında ne telefonu şimdi bu.

- anneme randevu alması için bir arkadaşımdan yardım istemiştim o aradı.Anne yarın sabah dokuzda gidicez haberin olsun.

- kızım ne gerek vardı yok birşeyim dedim ya

- olsun anne benim içim doktordan duyana kadar rahat değil oyüzden yarın gidiyoruz itiraz istemiyorum hem bende gitmişen CV mi veririm.

Annem iş başvuru yapacağımı anladığı için korku dolu gözlerle babam ve benim aramda gidip geldi bakışları ben ise tabağımdan bakışlarımı ayırmıyordum.babamın sesi tabiki ortamı daha da germeye yeterli oldu.

- Ne CV si vereceksin sen bakayım.

- çalışmak için başvuru yapacağım.

- Çalışmak için he..

- Evet okulum bitti şimdi de çalışacağım.

- Sen beni delirtmek için mi geldin bu eve. Sesi o kadar yüksek çıktı ki zavallı annem sıçradı tabi ama ben beklediğim için çokta etkilenmedim üste çıkp çalışmama izin vermemesine izin veremezdim bundan sonra karışamazdı. bende isterdim ki benim babamda normal babalar gibi olsaydı da bende izin alarak hareket etseydim ki bunun izni de olmazdı sonuçta okuyorsak bir sebebi var babam gibi erkeklere boyun eğmemek onlara muhtaç olmamak için. Zavallı annemde belki okusaydı kendi parasını kazansaydı babama muhtaç olmak zorunda kalmazdı annemle boşanma işini hep konuşsamda nasıl yaparım kızım nerye gideriz hangi parayla geçiniriz derdi ozamanlar küçüktüm okuyordum bende çalışırım berber yaşar gideriz desemde annem cesaret edemiyordu annem gibi kadınlar hep bastırılarak yetiştirildikleri için böyle şeyler onlar için en imkansız şeylerdi hep millet neder diye düşünür ama kendilerine hayatı zindan eden adamların hayatlarını mahfetmesine izin verirlerdi.

-Bu eve geldiysen çalışmak falan yok otur oturduğun yerde anana bak.Diye devam etti her zaman ki sığ konuşmasına.

- Bu eve geldiysem annem için geldim senin sözünü dinlemek için değil bunca zaman boşuna okumadım çalışacağım.

- okumasaydın oku diyen olmadı kendi kafanın dikine gittin okudun ama bundan sonrası yok Umay hanım madem döndün bundan sonra benim sözüm geçecek.

- ne yapacaksın yine dövecek misin hele bir elini sür bakayım annemi de alıp gitmiyor muyum bu evden şikayet ederim seni.

yüzü sözlerim karşısında kıpkırmızı oldu ona artık eski Umayın olmadığını gözteriyordum.Bir hışımla sandelyesini devirerek ayağa kalktı.

- Bana bak Umay elimde kalırsın benim tepemin tasını arttırma annesini de alır gidermiş hele dene bakalım sonuçlarına katlanabiliyormusun.

- ben sana katlanamıyorum ki sonuçları eminim daha hafiftir. sözlerim onu daha da derlitti ve masanın öztüsünü çekerek tüm masayı dağıttı üstüme doğru abanıp tokat atacaktı ki elini tuttum ve nefretle yüsüne baktım.

- bana elini sürmeyi dene bakalım sen rezil olmayı kaldırabilecek misin tüm mahalleye rezil ederim seni. dedim imalı sözlerimle ne demek istediğimi çok iyi anlamıştı bu benim elimdeki en büyük kozdu bunu sadece o ve ben biliyorduk.sözlerim onu durdurmuştu küfür ederek evden ayrıldı ben ise yorgunluk ile sandelyeye çökmüştüm. annemin iç çekişleri odayı dolduruyordu her kavgadan sonra hep ağlardı bunları kaldıramadığını biliyorum ama bunlar benimde istediğim şeyler değildi. iç çekişlerinin arasında konuşmaya başladı.

- ne var bu kadar dik başlı olmasanda babanın sözünü dinlesen değdi mi bak, daha çok saracak sana şimdi. Annemin sözlerini şaşkınlıkla dinliyordum.

-ne yapsaydım anne senin gibi başımı eğseydimde sonum senin gibi mi olsaydı zamanı gelince de istemediğim biri ile de evlendirinde tam olsun he.

sözlerim annemi kırmıştı biliyorum bana olan dargın bakışlarından da anlaşılıyordu, yapım buydu sözümü kimseden esirgemiyordum bu huyum beni sinirlendiriyordu en azından biraz anneme karşı firenlemem lazımdı kendimi, annemden özür dilemek için ağzımı açmıştım ki annem de kalkıp odasına gitti bense dağılmış bir sofra ile başbaşa kaldım tıpkı dağılan ruhum gibiydi.yavaşça etrafı toplamaya başladım gözlerimden inen yaşlara engel olamadan, böyle nasıl geçerdi hayat bilmiyorum annem nasıl katlanıyordu nasıl sabrediyordu çok merak ediyordum çünkü ben bu şekilde daha fazla dayanabileceğimi sanmıyorum. etrafı topladıktan sonra bende evde durmak istemedim hava almam lazımdı yoksa ev daha çok boğuyordu beni yürüş yapmalıydım belki biraz olsun rahatlardım üstüme ceket alıp dıaşarı çıktım kulağıma da kulaklığımı takıp yürümeye başladım. ayaklarımm beni şehrin en güzel yeri olan çınar altına getirdi hava bahar geldiğinden dolayı çok soğuk değildi ama burası tepe olduğu için esiyordu insanı kendine getiren bir esintisi vardı hoşuma gitti.sessizce oturup düşüncelere dalarken yanımda bir hareketlilik hisstettim kulaklığımı çıkarıp gelene baktığımda ise ufak çaplı bir şok yaşadım hiç beklemediğim bu suret beni şaşrıtmıştı aslında cesaretiydi şaşırtan en son konuşmamız malumunuz.

- hoş geldin pamuk şekeri. Hala pamuk şekeri demesi içimdeki çoğu şeyi şaha kaldırmasına sebep oluyordu bana böyle seslenmesini istemiyordum. kendime gelip cevapladım onu tabi sesim bir taraflarıma kaçmış gibi çıkmasaydı iyiydi.

- hoş buldum. şaşkınlıkla yüzüne baktığımı fark edince açıklama yapma zahmetinde bulundu.

- evden sigara içmek için çıkmıştım da senin dışarı çıktığını görünce seslendim ama duymadın bende peşinden geldim kötü mü ettim rahatsız olduysan gidebilirim.

- he yok önemli değil şaşırdım sadece beklemiyordum. annende miydin sen.

- evet oradayım bir süre. sen temelli döndün sanırım.

- evet döndüm artık. kızınla tanıştım bugün. kızından bahsedince gözzlerinin içi parlamıştı sevgisi gözlerinden belli olyurodu. gülümsedi.

- çok talı bir kızınız var maşallah Allah bağışlasın.

- Amin sağol şeytan tüyü var zilli de kendini sevdiriyor.

bir süre sessizlik oldu yıllar sonra onunla tekrar buluşmamızı hiç böyle beklemiyordum gerçi ben onunla konuşmayı bile beklemiyordum ya.Eskiden konuşacak çok şeyimiz vardı çok güzel sohpet ederdik ama yaşananlar ve yıllar bizi birbirimizden kilometrelerce ayırmıştı.

- baban çok sinirli çıktı evden sana yani size birşey yapmadı değil mi. Derdi şimdi anlaşılmıştı babamın bağırış seslerini duymuştu kesin sonra bende evden çıkınca endişelenmişti. endişelenmişmiydi gerçekten ama neden ki evli barklı adam benim için neden endişeleniyordu ki endişelenmesindi.

- yok yapmadı da sen neden endişeleniyorsun. sorduğum soru karşısında oda şaşırdı bende çünkü içimdekileri dışarı vurmayı bende beklemiyordum dedim ya çenemi tuttamama gibi bir sorunum var.Sinirlenmem ona ani çıkış yapmama neden olmuştu.Gitsin karısı için endişelensin benim için değil.

- ben sadece merak ettim yani sana birşey yaptıysa diye.

- seni neden ilgilendiriyor ki niye ilgilendiriyor yani yaptıysa yaptı ne yapacaksın.

- pamuk şekeri sakin tamam ben iyi olup olmadığını merak ettiğim için sordum.

- etme merak falan neden merak ediyorsun kimsin sen ne olarak merak ediyorsun ki .

- abin olarak.. sinirlerim bozulmuştu hala abin diyor adam ya hala abin diyor en son yaşananları unutmuştu sanırım. sinirle ayağa kalktım.

- ahh doğruu Fatih abicim merak etme sen olur mu ben çok iyiyim . kafa dinlemek sanırım bana bu gece haramdı yanından hışımla ayrıldım arkamdan seslensede bakmadım hzılı hızlı yürümeye başlamıştım ki peşimden koşup kolumu tuttu.

- koşma kalbin... demişti ki kolumu elimden çektim neler oluyordu bu akşam neler yaşıyordum ben beni harabeye çeviren babam yetmezmiydi Fatih te üstüme benzin döküp yakmak mı istiyordu.Anlam veremiyordum yada ben çok abartıyordum gerçekten hala kendisini abim olarak mı görüyordu onu abim olarak görmediğimi açıkça belli etmiştim halbu ki neden hala böyle davranmaya devam ediyordu ki. sona ona söylediğim sözler geldi aklım ona onu unutacağımı söylemiştim hemde öyle bir unutacaktım ki o bile şaşıracaktı değil mi şimdi bu hareketlrim onu unutamadığımın göstergesi değil miydi ama bende bir insandım ve bendeki de bir kalpti. kendi mi sakinleştirmeye çalışarak samimi bir gülüş attım

- beni düşündüğün için teşekkür ederim Fatih abiciğim dikkat ederim ama mahalleye beraber girmesek iyi olur bu saatte malum sen evli bir adamsın bense bekar bir kızım yakışık olmaz. sözlerim ile dumura uğramıştı kolu yanına düşmüş gözlerimin içine tıpkı onu İlayda ile ilk yakaladığım zamanki gibi bakıyordu ozamanda anlam verememiştim şuanda anlam veremiyordum bir süre bakıştıktan sonra başımla selam verip mahalleye doğru sakince yürümeye başladım onu arkamda bıraktım. Hala kabimin bu şekilde acıması normal mi ben bu adamı neden unutamıyorum bu adam niye bu kadar içime işlemiş durumda onca yıl geçti aradan ama neden değişen hiç birşey yok anlamıyorum kendimden utanıyorum artık evli bir adamı sevemem kendime gelmem lazım kendimi hemen meşgul edecek şeyler bulmam gerekiyor o yüzden çalışmaya başlamam şarttı sessizce ve düşünerek eve girdim babam hala gelmemişti annemin ise odasının ışıkları kapalıydı bende odama çıktım üsütmdekileri çıkarıp pijamalarımı giydim hemen ve lavobadaki işlerimi halledip odama girecektim ki içimdeki şeytanı tutamadım ve odamın perdesini araladım bunu neden yaptığımı bende bilmiyorum artık kendime anlam veremiyordum. camdan baktığımda bahçelerindeki kamelyada oturduğunu ve elindeki sigara ile benim odama baktığını gördüm bakışlarımız kesiştiğinde sigarasının dumanını sakince üfledi kısık gözleri ile bana bakmaya devam ediyordu ve gözlerini bir an olsun geri çekmeden, onunda aklı selim olmadığı kesindi acaba sarhoşmuydu hemen camı kapatıp yatağıma geçtim onu düşünmeyecektim nasıl olduğu evine hala neden girmediği üstüne birşey almadan oturduğu için üşüyüp üşemediği beni ilgilendirmezdi karısı düşünsündü. benim için yeterince yorgun bir günün ardından uyumaya çalıştım ama düşünceler beni bırkamadığı için dalmam uzun sürdü daha güzel yarınlar umudu ile gözlerimi yumdum.

 

 

 

 

 

 

Evet bir bölümün daha sonuna geldik umarım beğenmişsinizdir. sizlerde beğendiyseniz bana destek olup bölümü beğenip yorum yaparsanız çok mutlu olurumm.. sevgilerle...

Loading...
0%