__ Onun sözleri üzerine birden ellerimi önümde kenetleme gereği duymuştum; daha neler tamam tamam! baş belası üzerimi değişmemi istiyorsan evden dışarıya çık o halde.
__ Bak nasılda hem fikir olduk gördün mü insan isteyince oluyormuş demek ki ve şuna da bir açıklık getirelim burası benim evim ve sayende üzerim ıslak haliyle benimde üzerimi değişmem lazım şimdi sen burada giyinirken bende şurada kendi üzerimi giyineceğim derken yere düşen örtüyü alırken göz ucuyla da hala beni izliyordu yerden aldığı örtüyü tekrar yerine takıp örtünün arkasına geçmişti; Ve şunu da unutmadan söyleyeyim bu defa örümcek görürsen lütfen örtüden uzak dur onun bu son sözlerinden sonra peşinden bir şey savurmamak için kendimi zor zapt etmiştim ama sinirden yerimde neredeyse tepindiği mi söyleyebilirdim o an içimden söylene söylene kendi tarafıma çekilip üzerimdeki ıslak kıyafetleri çıkarıp cinin kıyafetlerinden mavi bir gömlek ve bir pantolon bulup üzerime giyinmiştim ama kıyafetler üzerime o kadar bol ve uzun olmuştu ki paçalarını ve kollarını kıvırsamda eminim üzerimde çok komik ve bol durmuşlardı bu da hiç hoşuma gitmemişti ve bu demek oluyordu ki yine cine alay konusu çıkmıştı kendi kendime söylenirken birden cini karşımda görünce yine elim ayağıma dolanmıştı bu durumdan oldukça nefret etsem de buna engel olamıyordum bir türlü bakışlarım onun üzerinde gezinirken çoktan üzerini giyinmiş olduğunu fark etmiştim bu kez üzerinde beyaz bir tulum türünde bir takım vardı ona baktığımı fark eden cinin yüzünde alaylı bir gülümseme belirmişti.
__ Hım! Kıyafetlerim benim üzerimde bile bu şekil durmamıştır her halde bu kıyafetler bir numara büyük olsa da sana insan şimdilik seni idare eder en azından derken yüzündeki alaylı gülümsemesine takılmıştı birden bakışlarım onu alaylı bir ifadeyle de olsa gülerken görmeye alışık değildi bünyem bu hali garip gelmişti birden bana sanki şu an karşımda cin değilde başka biri duruyor gibi gelmişti.
__ Hey! Benimle alay etme cin.
__ İşte bu da benim elimde değil insan sanırım seninle uğraşmak alışkanlık haline geldi derken gülümsemişti yine onun gülümsemesiyle hipnoz olmuşum gibi onun yüzünde takılı kalmıştı bakışlarım.
__ Ne o insan yine aklından neler geçiyor bana bu kadar dikkatli neden bakıyorsun?
"Bu ani dalıp giden bakışlarım artık onun gözünden kaçmıyordu ve buna engel olamamam ayrı bir tehlikeydi benim için bir insan duygularını bu kadar mı gizlemekte zorlanırdı bu duruma artık bir çare bulmalıydım yoksa bu gidişatın sonu hiç iyi olmayacaktı ve su cinine yeni bir eğlence çıkmış olacaktı nasıl bir durumun içinde olduğumu fark ettiğimde şöyle bir silkelenip kendime gelmiştim derin bir nefes alıp bu durumdan kurtulmak için aklıma gelen bir iki cümle ile bu işten sıyrılmıştım; Hiçte bile sana bakmıyordum dalmışım öyle sadece düşünüyordum.
__ Neyi düşünüyorsun?
"Onun sorusu üzerine ne söyleyeceğimi düşünürken Aysarın söyledikleri aklıma gelmişti aklıma gelen bu düşünce tek kurtuluş yolum du ve onun aklını karıştırıp konuyu bir şekilde saptır malıydım; Söylesene cin duyduklarım gerçek mi Tuana ve Aysar ile gerçekten kardeş misiniz Su cinine sorduğum bu sorunun ardından yüzünde bir sinir kasının oynadığını fark etmiştim ne zaman onların adları geçse ne onların hakkında konuşulmasından nede onlardan hoşlanmıyordu kaldıki bu kadar özel bir soruyu yanıtlıyacağını bile düşünmüyordum ama aramızdaki kısa bir sessizlikten sonra su cini konuşmaya başlamıştı bu şaşırtıcı bir durumdu benim için.
__ Onlarla annemiz bir olsa da asla onları kardeşim olarak görmedim ve görmeyeceğim de insan bu cevap merakını giderdi mi derken ona tekrar soru sormamı istemediğini inceden inceye de belirtmiş oluyordu ama neler olduğunu gerçekten merak ediyordum ve her şeyi öğrenmek istiyordum sonunda merakıma yenik düşüp ona yine soru sormaya devam etmiştim.
__ Ama onlar bir peri nasıl olur siz nasıl kardeşsiniz senin annen onlarında annesi oluyor benim iyice aklım karıştı bu nasıl olabilir?
__ Neden bu kadar şaşırdın benim annem bir periydi babam ise bir cin.
__ O halde sen sen! Yani yarı cin yarı perisin öylemi peki annen ve baban nerede? Son sorumla birlikte su cini derin bir nefes alarak sırtını bana dönüp cama doğru bir iki adım yürüyerek konuşmaya devam etmişti sanki yüzüne yansıyan duygularını o anki hislerini görmemi istemiyor gibiydi ama sesinin tonundan anladığım kadarıyla bazı şeylere olan nefreti kadar özleminin de olduğu her halinden belliydi.
__ Evet öyleyim diyelim insan babam perilerin başı olan Arafın en küçük kızına aşık oldu yani benim anneme bizim alemde periler ve cinlerin bir araya gelmesi yada evlenmesi yasaktı bu yasak çiğnenirse sonucu ölümdü ama buna rağmen babam bu kuralları hiçe saydı anneme olan aşkının kurallardan üstün olduğuna inandı ve sonunda annemle herkesten gizli evlendiler ama mutlulukları pek uzun sürmedi ve sonunda yakalandılar babam perilerin yasalarına göre saf ateşte yakılarak öldürüldü annem ise o zamanlar bana hamileymiş aynı yasalar onun içinde geçerliydi fakat bir şekilde ölüm cezasından kurtarıldı çünkü annemin babası perilerin başıydı kızının ölümünü görmektense şu sözde çiğnenmeyen kuralları bir çırpıda çiğnedi olayı bir şekilde ört bas edip annemi baş yardımcısı olan Mira ile evlendirdi ben doğduktan sonra periler alemi cin aleminden olduğum için beni istemedi ve burada yaşayan ve aynı zamanda babamın en yakın arkadaşı olan bir cine verilmişim sonradan öğrendim ki annemin evlenmiş olduğu adam da pek uzun yaşamamış bir başka kadın peri tarafından zehirlenerek öldürülmüş kader ne tuhaf değil mi o büyük aşkın ardından büyük bir ihanet ve lafta perilerin adaleti işte insan oğlu benim geçmişimde geleceğim de bu.
__ Bu bu! Saçmalık ama babanı bu yüzden sırf bir periye aşık olup evlendiği için mi bu dehşet verici ve babana yapılanlar bütün bu olanlar büyük haksızlık bütün bunları yapan peri alemi öylemi seni kabul etmediler diyelim bunca zamandır neden oğlunu arayıp sormamış nasıl bu kadar sessiz kalabilmiş annen tüm bu anlattıkların inanılmaz ve büyük bir haksızlık son sözlerimden sonra cin bana doğru dönerken kaşları çatılmış yüzümün her hareketini incelemeye başlamıştı konuşmam da onu şaşırtan ve etkileyen ne olmuştu bilmiyordum ama cini ilk kez bu kadar şaşkın ve düşünceli kafası karışmış bir halde görmüştüm ve şu an ne düşündüğünü bilemesem de içten içe kafasından neler geçtiğini o an merak etmeye başlamıştım.
__ Evet insan babama olanları asla unutmayacağım ona yaptıkları haksızlığı adaletsizliği zamanı geldiğinde fazlasıyla ödeteceğim ama bir şeyi itiraf etmeliyim ki kırk yıl düşünsem senin gibi bir insanın bu sözleri söyleyeceğini ve bu şekilde düşüneceğini hiç tahmin etmezdim bu kelimeleri şu an sırf senin aklını okuyamadığım için mi söyledin peki tüm bu söylediklerine inanacağımı nereden çıkardın demişti tüm dikkatini üzerime yönelterek.
__ Ne! Neden böyle düşündün ki ben ben! insan olabilirim ama iyiyi kötüden ayırt edebilirim değil mi bunun düpedüz bir katliam bir haksızlık olduğu gerçeğini kim göremez kim bu kadar duyarsız ve kör olabilir sen beni ne sandın cin aklımı okuyabilseydin eyer söylediklerim ile düşüncelerim arasında bir fark bulamazdın emin ol ben düşündüğün gibi bir insan olsaydım elimde olan dilek mühürüyle seni bir çıkmaza sürüklerdim ya da yok ederdim.
__ Göreceğiz insan zaman kimilerinin gerçek yüzünü kimilerinin de iki yüzünü gösterir ve ben insan oğlunda hiç bir zaman tek yüz görmedim seninde kaç yüzün var göreceğiz nede olsa zaman daralıyor diye kelimesini tamamladığında aynı sözlerindeki gibi bir ikilemde kaldığı her halinden anlaşılıyordu sonra aramızda anlam veremediğim bir sessizlik oluşmuştu ta ki aramızdaki bu sessizliği midemden gelen bir gurultu bozana kadar midem bu koşuşturmada acıktığını haykırıyor gibiydi o anın verdiği utanç ve panikle iki elimi de midemin üzerine bastırarak nolur duymamış olsun diye dua etmeye başlamıştım bu halimi gören cinin yüzü ise bir hayli alaycı olduğu kadar kendini gülmemek içinde bir hayli zorluyor gibiydi.
__ Anlaşılan miden acıktığını haber veriyor insan.
__ Evet acıktım acıkamam mı ben bir insanım acıkabilirim değil mi demiş omuz silkmiştim Bu tepkimden sonra yarı kızgın yarı alaylı yüzüme bakarak söyleyecekleri ile yine beni iğneleyeceğe benziyordu.
__ Hadi! benimle gel baş belası diye kelimesini tamamladığında düşündüğüm gibi olmamış anlaşılan bana yemek bulmak için beni bir yere götürüceğini söylüyordu.
__ Nereye ? Diye sorduğumda bana doğru dönerek yarı bıkkın yarı kızgın bir halde...
__ Çok soru soruyorsun insan hadi yürü.
__ Nedense yanıtını alamıyorum ama ne garip değil mi of! Tamam bekle geliyorum su cininin nereye gittiği hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu ama sessizce onun ardından gitmiştim sonunda onunla alabildiğine yeşillik ve daha önce hiç görmediğim çeşit çeşit rengarenk çiçeklerle kaplıydı cin elini bir yöne çevirip hareket ettirdikçe değişik sarı ve mor renkli bir çiçek an be an büyümeye ve açmaya başlamıştı her yaprak açışında etrafına bir parıltıyayıyordu olanları hayretle izlerken yüzümdeki şaşkınlığı gören su cininin sesiyle ona yönelmiştim.
__ Hadi çiçeğe yaklaş.
"Su cininin sözleri üzerine önce çiçeğe yaklaşmakta tereddüt etsem de sonunda cinin sözünü dinleyerek çiçeğin yanına kadar gelmiş olanları dikkatle izlemeye başlamıştım su cini açılan çiçeğin içinden çıkan bir şeyi eline alıp bana uzatmıştı bu şey tıpkı bir yumurta sarısına benziyordu rengi sarıydı ama çok farklı bir kokusu vardı cine bu nedir diye sorduğumda bu senin açlığını giderecek insan hadi onu ye diyerek elimi azıma kadar götürmüştü onun bu hareketiyle bir an ne yapacağımı şaşırmıştım bana verdiği bu şeyden ısırdığım da tadı tatlıydı ve çok güzeldi onu yedikten sonra gerçekten de o küçücük şeyle nasıl doymuştum şaşkındım.
Söylesene cin bu neydi böyle? Daha önce böyle bir şey hiç tatmamıştım.
__ Bu normal insan o sizin dünyanızda yetişmez çünkü bu çiçeğin adı cuha çiçeği.
__ Teşekkür ederim cin ondan böyle şeyleri beklemesem de onunla tartışmadan geçirdiğim zaman bana daha bir huzur veriyordu her zaman böyle olmasa da şu an benim durumum iyiydi ama dünyada bıraktığım arkadaşlarımın nasıl olduğunu da merak etmeye başlamıştım içten içe düşünceli bir ifade yüzümde belirmiş olmalıydı ki cinin sorusu üzerine birden düşüncelerimden sıyrılıp ona yönelmiştim.
__ Ne düşünüyorsun yine insan dalıp gittin derken bakışları yüzümü inceliyordu o an.
__ Arkadaşlarımı düşünüyordum ben buradayım onlar ise tehlikenin ortasında her an ölümle burun burunalar sadece durumlarını merak ediyordum.
__Hım! Bunu neden merak ediyorsun senin onlardan farkın ne insan kendini benim yanımda güvende mi hissediyorsun yoksa? Diye sormuştu alaylı bir ses tonuyla bana bakarken.
__ Söylesene cin sen ne zaman bana işkence yapmaktan vaz geçeceksin ne zaman huzuru bulsam tamam her şey yolunda dediğim an pat! Sar başa nefes almama izin ver artık.
__ Benim eğlendiğim tarafta bu ya! İnsan bende seninle uğraştığımda huzuru buluyorum ne tuhaf değil mi derken alttan alttan gülmeye başlamıştı görünen o ki cin gerçekten benimle uğraşmayı seviyordu ben aksini düşünsem de.
__ Aman ne komik derken az ileride koca bir ağaç dikkatimi çekmişti dalları yere kadar değiyordu böyle bir ağaç daha önce hiç görmemiştim nar rengi çiçekleri vardı ağaç etrafına beyaz renkte minik ışık zerreleri saçıyordu cine bu ağaç çok farklı çok güzel cin söylesene bu ağacın adı nedir?
__ O buranın hayat ağacıdır insan hadi yanına gidip gölgesinde dinlenelim biraz derken su cini önden o tarafa doğru yürümeye başlamıştı ben ise peşinden yürürken bir an bile bakışlarımı ağaçtan alamamıştım büyüleyici bir güzellikte idi insana huzur veren bir görüntüsü vardı ağacın yanına geldiğimizde ikimizde ağacın altına oturup sırtımızı gövdesine dayamıştık etrafımızda gezinen binlerce ışık zerreleri etrafa duyulmamış hoş bir melodiyi yayıyordu bir kaç tanesini ellerimin arasına aldığımda tenime işleyip yok oluyordu bu büyüleyici anın hiç bitmemesini istemiştim ilk defa o an bir ara dönüp su cinine baktığımda başını ağaca yaslamış gözleri kapalıydı sanırım uyuya kalmıştı bende onun taktiğini uygulayıp başımı ağaca yasladım içim öylesine huzur doluydu ki bir an içim geçip uykuya dalmıştım ne kadardır uyuduğumu bilmiyordum ama yüzüme değen bir şeyle uyanmıştım gözlerimi açtığımda su ciniyle göz göze gelmiştik gözleri öylesine derin bir maviliğe sahipti ki öylece bir süre birbirimize baka kalmıştık yüzüme düşen saçımı tutan parmakları birden aralanmış esen rüzgarla birlikte saçım onun yüzüne çarpmıştı bu durumdan rahatsız olan cin aniden apar topar ayağa kalkarak geri çekilmişti ve sonrada kaçar gibi yanımdan uzaklaşıp gözden kaybolmuştu biliyordum ki bazı şeyleri anlatmasa da benden kaçmasının tek bir sebebi olabilirdi onunda kafası en az benim ki kadar karışıktı birbirimize karşı bir şeyler hissetsek de bunu ne kendimize nede birbirimize itiraf edemiyorduk işte oda bu sebepten hissettiklerinden duyguları ve kuralları arasında sıkışıp bir ikilem yaşadığının farkındaydım o hislerini söylemek yerine kaçmayı tercih ediyordu benim ise buna ses çıkarmaya niyetim yoktu çünkü benim durumumda onunkinden farksızdı bu duyguları ne zaman ona karşı beslediğimi bilmiyorum ama kimi zaman tıpkı onun gibi tüm benliğimle bu duyguları inkar etmeyi seçiyordum tek bildiğim şey biz onunla gece ve gündüz kadar farklıydık ve duygularım beni içten içe boğuyordu kendi içimde savaş verirken ardımdan gelen bir ses üzerine o yöne dönmüştüm karşımda bembeyaz saçları ve sakalları birbirine karışmış yaşlı bir adam karşımda duruyordu ilk gözüme çarpan ise bana dikkatle bakan bir çift yeşil göz olmuştu.
__ Merhaba insan seni bu kadar derinden düşündüren nedir?
"Aramızda o an çekimser bir merhabalaşma olsa da merhaba diyerek kelimemi tamamlamıştım oysaki karşımdaki bu yaşlı adamı tanımıyordum ve şimdiden kim olduğunu merak etmeye başlamıştım o anın verdiği çekimserlikle; Sizi daha önce hiç burada görmemiştim siz kimsiniz? Sorum üzerine ihtiyar adam ağacın dibine oturup derin bir nefes almıştı.
__ Adım Alaz ben bir ateş ciniyim beni buralarda görmemenin sebebi uzun zamandır buralarda olmadığımdandır Aratın bizim aleme bir insan getirdiğini duyunca geri geldim ve bu insan da siz olmalısınız.
__ Evet benim adımda Mihrap diye kekelemiştim siz Aratı nereden tanıyorsunuz?
__ Demek adın Mihrap bizim alemimize davetsiz geldin ama hoş geldin insan Aratı nereden tanıdığıma gelince onu ben büyüttüm söyler misin onunla yollarınız nasıl kesişti?
__ Bu cevabın ardından bir an ne diyeceğimi şaşırmıştım teşekkür ederim bu bu! çok uzun bir hikaye özetle anlatmam gerekirse bir ayine kurban gitmek üzereyken yollarımız kesişti bu ayinde dünya alemine su cini Aratı çağırdılar ve oda geldi gelir gelmezde ayini başlatanları bir bir öldürdü ve geriye bir ben kaldım dedim dudak büzerek sanırım yakında onların yanına postalar beni de demiştim alayla.
__ İlginç komik bir insansın anladığım kadarıyla kendi hayatını bile dalgaya aldığına göre peki bu zamana kadar seni sağ tutmasının sebebi ne insan bu hayret verici.
__ Yine cevap verirken alayla kendi kendime gülümsemiştim; Bir dilek son bir dilek bizi birbirimize bağlayan sonrasında beni öldürmemesi için hiç bir engel kalmayacak ateş cini işte beni hayatta tutmasının sebebi bu.
__ Bu daha da ilginç insan o sana bir dilekle bağlı demek bu zamana kadar sana çoktan son dileğini dilettirme yolunu bulmuş olmalıydı kafasına koyduğu bir şeyi ertelemeyi sevmez çünkü onu ben yetiştirdim az çok huyunu biliyorum.
__ Bilmiyorum belki onu senin kadar tanıyamam ama beni öldürmek için eline bir çok fırsat geçtiği halde bunu neden hala yapmadığını bende merak ediyorum ama bir şeyi çok iyi biliyorum ki beni öldürmeyi her şeyden çok istiyor bu alenen açık bir gerçek.
__ Hım! Bunu yapmadıysa bizim ufaklığın kafasında ne tilkiler dolaşıyor acaba bu garip ve oldukça ilginç diye mırıldanmıştı.
__ İlginç olan ne beni öldürmese de şu an için bunu yapmayacağı anlamına gelmiyor.
__ Aptal çocuk o bunu isteseydi çoktan yapardı.
__ Kim ben mi neden aptal oluyormuşum gerçekleri söylediğim için mi biliyor musun çok garip bir cinsin.
__ Senin kadar garip değilimdir her halde insan bana öyle garip garip çocuksu bakma ah! Gerçekten çok safsın çocuğum deyip ayağa kalkarak bana arkasını dönüp bir yere doğru yürümeye başlamıştı.
__ Garip miyim neyim garip anlamadım hey! Durun nereye gidiyorsunuz beni de bekleyin burada sizinle konuştuğum gibi iyi bir cin arkadaşım olmadı sanırım sizinle anlaşacağız diye peşinden alel acele kalkıp koştururken bir yandan da hala konuşmaya devam ediyordum...
__ Öylemi çocuk bunu nerden anladın? Derken gülümsemişti ama bu gülümseme sinsilik barındırmıyordu.
__ Bilmiyorum sadece size güvenebileceğimi hissediyorum bana kötü bir cin gibi görünmediniz beni öldürmeye de kalkmadınız.
__Seni neden öldüreyim bir insan olduğun içinmi demişti alaycı bir sesle.
__Bilmem bir insan olduğum için buradaki herkes ölmemi istiyor ama siz beni görür görmez öldürmeye kalkmadığınıza göre iyi bir cinsiniz ya da yanılıyorsam asıl kişiliğinizi çok iyi saklıyor olmalısınız ve ben bunun aksine iyi biri olduğunuza inanmak istiyorum.
__ Ah! Kaçık kız evet doğru ben o embesiller gibi değilim ama bir cinim değil mi sen hiç cinlerden korkmaz mısın?
__ Niye yoksa korkmalı mıyım?
__ Ah! Sen cidden kaçıksın anlaşılan benden ya da başka bir cinden korkmuyorsun öylemi kaçık insan peki Arattan da mı korkmuyorsun? Diye sormuştu gözlerimin içine bakarak.
__ Hayır korkmuyorum ya da bazen korkuyorum her neyse demek onu siz büyüttünüz.
__ Hım! Garip evet ben büyüttüm insan.
"Ateş cini Alaz ile konuşurken onunla birlikte tepe yokuş bir yere gelmiştik etraf alabildiğine çeşit çeşit daha önce hiç görmediğim bitki ve çiçeklerle doluydu; Buraya neden geldik cin?
__ Benim bir adım var insan bana adım ile hitap et.
__Özür dilerim tabi Alaz o halde sizde bana ismim ile hitap edin böylesi daha iyi olur.
__ Şimdi oldu işte buraya bitki toplamak için geldim peki sen neden peşime geldin Mihrap bu sorunun cevabını da sen verebilirsin sanırım.
__ Bilmem sanırım meraktan peki bu topladığınız bitkileri ne yapacaksınız?
__ İksir yapacağım meraklı söylesene onu nasıl buluyorsun?
__ Ne iksiri ve kimi nasıl buluyorum?
__ Ah! Cidden senin saf olduğunu düşünmeye başlayacağım bu bitkilerden çeşitli iksirler olur mesela mutluluk iksiri ya da itiraf iksiri boyut iksiri bunun gibi bir sürü iksir bu merakını giderdi mi insan.
__ İsimler konusunda anlaşmıştık sanıyordum bu iksirler ilginçmiş.
__ Afedersin Mihrap oldu mu hangi iksir ilginçmiş mesela bende merak ettim.
__ Şimdi oldu hım! Mesela itiraf iksiri gerçekten içen insan her şeyi itiraf mı ediyor?
__ Evet neden merak ettin birinden bazı itiraflar mı duymayı istiyorsun yoksa demişti alaycı bir gülümsemeyle.
__ Yo! Sadece merak ettim peki bu sizlerde de işe yarıyor mu?
__ Merak? İçimden bir ses bundan fazlası var diyor yoksa bu bizlerden biri olan Arat mı oluyor sormak istediğin bu iksir Arattada işe yarar mı sorusuydu?
__ Yo! Hiçte bile ben böyle bir şey demedim neden iksirin ondan işe yarayıp yaramadığını sorayım ki.
__ Bilemem artık ondan duymayı istediğin itirafa bağlı.
__ Bu cinden de hiç bir şey kaçmıyor çok akıllı ama cidden içten içe merak etmiştim cine bu iksirden içirseydim aklımdaki soruları yanıtlar mıydı itirafları neler olurdu diye düşünmeye başlamıştım kafamdaki bin bir düşünceyle birlikte bir parmak şıklamasıyla sıyrılmıştım.
__ Hey! Kendini fazla ele veriyorsun insan.
__ Ne! bak yine insan dedin derken su cini Aratın sesiyle ona dönmüştük.
__ Baba ne zaman döndün haber bile vermedin.
"Su cini Aratın Alaza baba diye seslenmesi beni oldukça şaşırtmıştı ona saygı duyuyordu ve ondan beklenmedik bir harekette olsa onu seviyor gibiydi nede olsa onu o büyütmüştü.