Yeni Üyelik
8.
Bölüm

SU CİNİ BÖLÜM 7

@zifiri

odanın orta bölümüne doğru toplanmakta olan binlerce su gücüyle hızla peşimden geliyordu o an ben ise zenci adamdan kaçarken etrafta kendimi savunabileceğim bir şey var mı diye bakınırken, şekil almaya başladığını görünce yerimde öylece dona kalmıştım ve biliyordum ki aynı onlarda bu görüntü karşısında benim gibi yerlerinde donup kalmışlardı. Artık karşımda tamamen şeklini almakta olan bir insan sureti vardı ve git gide bedenini tamamen sarmış olan su taneleri çekildikçe gölgelere gizlenmiş ten rengi ortaya çıkmaya başlıyordu ve artık onu daha net görebiliyordum. Bu bir erkekti ve bir doksan boylarında, yapılı beyaz, tenli sert bir yüz çehresine sahip olduğu gibi simsiyah uzun sık kirpikleri ve doğuştan siyah sürmeli gözleri vardı. Omuzlarını geçen perçemli siyah saçları etrafında rüzgarla savruluyor yüzünde geziniyordu. Kulakları ise küçük ve sivriydi üzerinde siyah deriden bir kıyafet vardı çağrılan bu bir cinse neden bizlere anlatılan kadar çirkin ve korkutucu değildi, anlatılanların tam tersine karşımda duran bu varlık olağan üstü bir güzelliğe sahipti, ama tek bildiğim şey ise bizim dünyamıza ait olmayan bu varlık bir insanda değildi.

"Azra; bu bu! kusursuz ne aşina bir güzellik sen dünyamıza çağırdığım su cini olmalısın.

"Ahmet; Aman Tanrım bu harika Azra sen başardın sonunda, onu bu aleme dünyaya getirdin derken onların sesiyle derin mavilikteki gözleri, aralanmış, bakışları önünde duran Ahmet ile Azra'ya kaymıştı an be an değişen göz rengi ise sonunda zifiri bir siyahlığa bürünmüştü ve bu iyiye işaret değildi ona bakarken tümüyle içim ürpermiş ve ne yapacağımı şaşırmıştım kömür siyahı perçemli saçları çıkan rüzgarla birlikte yüzüne doğru savrulurken yüzünün yarısını gölgelere boğuyordu. O an ise çağırdıkları cinin bir an bile gözlerini ayırmadan onlara doğru bakarken görüyordum ki onlar kendi elleri ile ölümü ayaklarına çağırmışlardı. O ise sürekli derin derin nefes alıyor soluduğu nefes her yerde bir fısıltı gibi kulağıma çalınıyordu ve bu da hayra alamet değildi. Bu alemden olmayan bu varlığa bakarken onun karşısında hiç bir şansımız olmadığını fark etmem de pek uzun sürmemişti.

"Azra; Seni bu aleme ben çağırdım su cini Arat efendine itaat et ve beni kurtar yoksa öleceğim derken sesinde emreden bir ton vardı. Azra denilen kadının ve son sözleriyle birlikte su cininin gölgeler ardına saklanan yüzündeki sis perdesi çekildiğinde onun yüzünü daha net görmüş gözlerinin zifiri siyahlığı karşısında adeta nutkum tutulmuştu bu çok korkutucu bir bakıştı beni baştan tırnağa ürperten bu bakışından sonra onları sağ bırakmayacağını anlamıştım ve nitekim korktuğum da olmuştu daha ne olduğunu bile anlamadan birden saniyeler içinde o kadının yanında belirmişti. Nasıl, ne zaman, onun yanına bu kadar hızlı gitmişti bilmiyorum ama bu anormal bir şeydi. Şimdi ise kısık gözlerle bir an bile bakışlarını onun üzerinden ayırmadan Azra denilen o kadına bakıyordu ve ona bir adım daha yaklaşarak dudaklarından şu cümleler dökülmüştü.

"Arat; İtaat mı? sana neden itaat edeyim insan derken son cümleleri ile bakışları kadına saplanmış hançere kaymıştı; sana yardım etmemi mi istiyorsun? dedi alaylı bir sesle ve ardından bir an bile tereddüt etmeden kadından hançeri tek bir hamleyle çekip çıkarmıştı ve hançer o kadının vücudundan tamamen çıktığında sol kolumda tam bileğimin üzerinde tarifi olmayan bir acıyla derimin alev alev yanmaya başladığını hissetmiştim.

 

Loading...
0%