Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde insanlığın hiç var olmadığı bir diyarda Hallow adında bir kız varmış. Fakat bu bir peri masalı değildir. Bu, Duçar'ın tüm diyarları karanlığa boğmak istediği bir hikayedir. Hallow, adı yüzünden kendi diyarından dışlanmış ve zulüm görmüştür. Herkesten farklı bir kişiliğe ve güce sahiptir. Bunun sebebi karanlığın yüz yıllar önce söylediği bir rivayettir. İgor Orion, 1312 yılında Duçar diyarının kapısını kapattığında karanlık yemin ederek “Kapı kapandı ama karanlık Hallow ile geri dönecektir" demiştir. Rivayet yüzünden ailesi de dahil herkes karanlığı geri getirecek kişinin Hallow olduğunu düşünerek onu dışlamıştır. Hallow, kötü olmak istemiyordu. Fakat kendinden, isminden, ailesinden ve doğduğu yerden nefret ediyordu. Etrafındakilere rağmen ne kadar iyi olmaya çalışsada kendi hakkındaki düşünceleri değiştiremiyordu. Birgün artık iyi olmak zorunda olmadığının ve kötü olmanın çok daha kolay olduğunu, insanların zaten ondan da tam olarak bunu beklediğini fark etti. Herkes ondan korkuyor ve onun kötü olduğunu düşünüyordu, o halde o da bu şekilde davranırdı. Kapı kapansa bile karanlık tarafa hizmet edenler olduğunu biliyordu. Gölge yandaşları, Silvest heyeti tarafından yakalanıp suçlular için yapılan Ayna hapishanesine sürülüyordu. Igor Orion kapıyı kapattığında gölge yandaşlarını hapsetmek için hapishaneyi kurdu ve her bir kişiyi bir aynaya hapsetti. Yüz yıllardırda suçluların hepsi suçunun büyüklüğüne göre aynalara hapis oluyorlardı. Hallow uzun uğraşlar sonucunda karanlığın olduğu bir bölgeye gidip ayin yaptı. Karanlık güçlerin, Duçar'ın onu almasını, rivayetin yerine getirilmesini söyleyerek sunağa kanını akıttı. Birkaç gün boyunca Duçar onun bu çağrısına yanıt vermedi. Bir gün ormana gitti ve etrafı karanlığa boğuldu. Çağrısına yanıt almıştı ve karanlıkla bir bütün oldu. Eskisinden çok daha güçlüydü. Silvestliler Hallow'un geldiğini söyleyerek köşelerine çekilmişlerdi. Gölge yandaşları ise kendi gölgelerinden çıkarak ona katılmıştı. Çok geçmeden tüm diyara korku salıp adını duyurdu. Duçar'ı getirmek için kapıyı bulması gerekiyordu. Fakat yaşayan hiç kimse nerede olduğunu bilmiyordu. Bu onu yavaşlatıyordu. Kapıyı bulmak için küçük büyük demeden önüne çıkan herkesi yok etti. Buna bir dur deyip onu hapsetmeleri gerekiyordu. Onun gücünü tutabilecek bir ayna yapmak için heyet ve üst düzey büyücüler ve cadılar toplanmıştı. Sonunda Hallow'a özel aynayı yapmışlardı. Hapsetme vakti gelmişti. Büyük bir savaş ve kayıplarla Silvestliler kazanmıştı. Hallow'u yakalayıp diyarlarına tekrardan huzuru getirmişlerdi. Bazıları onun bir gün kaçacağını söyleyip diken üstünde yaşayarak kimileri ise onun hapis olduğunu, geri dönmeyeceğini düşünerek rahat bir yaşam sürdü. Fakat yüz yıllar sonra taraflardan biri düşüncelerinde yanılacaktı.