@zozanli
|
Yeni bölümden kısa bir alıntı bırakıyorum şuraya 🥰 😍 😍 "Ela! Benden rahatsız olduğunu gördükçe kahroluyorum."dedi ortamdaki kasvetli havayı bozarak. Sesi o kadar üzgün çıkmıştı ki, kalbimin en derininde büyük bir yara açmıştı. Ve onu böyle gördükçe o yara hiç kabuk bağlamayacaktı... Hep içime içime kanayacaktı.... "Seni bu kadar sevdiğimi neden görmüyorsun... Ya da görmek istemiyorsun?"ağlamamak için dişlerimi birbirine bastırıp gözlerimi yukarı doğru kaldırdım. "Çok merak ediyorum. Gerçekten bunca zaman bana karşı içinde hiç mi bir şey hissetmedin? Beni hiç mi sevmedin?"dediğinde, dolan gözlerime rağmen kafamı çevirip ona baktım. Onu tanıdıktan sonra gerçek aşkın ne demek olduğunu öğrenmiştim. Onu gördükçe içim kıpır kıpır oluyordu. Onun o gülen yüzü, anlamlı bakışları, tatlı kahkahaları gözümün önünden hiç gitmiyordu. Benim kafam onunla dolup taşmışken onu sevmemem mümkün müydü? Onu böyle benim yüzümden üzgün gördükçe kendimden nefret ediyordum. Gözünü yoldan alıp bana baktığında dolan gözlerimi gördü. Elini uzatıp göz yaşımı silmeye ve çalıştığında kafamı geri çektim. "Seni sevsem bu neyi değiştirir ki?"dedim içime derin bir nefes çekerek. "Her şeyi" "Asaf! Seni sevsem de seninle birlikte olamam... Öyle bir şey imkansız " "Neden?" "Nedeni sence de belli değil mi?"dedim elimle kendimi göstererek. "Daha biraz önce senin yanında kriz geçiriyordum. Ve o ne ilkti ne de son. Biliyorum o krizler bir gün benim sonum olacak. Onun için seni kendimle beraber o karanlığa çekemem, bu sana büyük bir haksızlık olur. Çünkü benim hayatımın bir garantisi yok. Kriz geçirdiğimde eskisi gibi olabilme ihtimalim var... Belki de eskisinden çok daha kötü..."dedim gerçekleri dile getirerek. Bunlar benim gerçeklerimdi. Bunu ondan saklayamazdım. "Sen sadece bundan dolayı mı beni reddediyorsun?"dedi kaşlarını çatarak. Bakışları kısa bir anlığına ellerime kayınca kaşlarını daha da çattı. Tırnaklarımla neredeyse parmaklarımın derisini soymuştum. Çantamla elimin üzerini kapatmaya çalıştığımda bakışlarını tekrar yüzüme çevirdi. "Bu önemli bir detay değil mi?"diyerek istemsizce gülümsedim. "Değil... Ela bak bu hayatta hiçbirimizin bir garantisi yok. Sen bana yarın sakat kalmayacağımın ya da ölmeyeceğimin garantisini verebilir misin? Hayır... Onun için bu söylediklerin bahaneden başka bir şey değil. Zaten kaç günlük dünyada yaşıyoruz, bırak da yaşadığımız kadar mutlu olalım."dedi. "Bu söylediklerim senin için bahane olabilir ama benim için değil."derin bir nefes alıp gözlerinin içine baktım. "Evet bu hayatta hiçbirimizin bir garantisi olmadığını biliyorum. Ama bizim de bir geleceğimiz yok. Seninle bir geleceğim olamaz çünkü ben daha kendime bile yetemiyorum. Onun için artık bu konu hakkında konuşmayalım lütfen!!"dedim. Gözlerim yaşlarla dolunca ağlamamak için dudaklarımı ısırdım. |
0% |