Yeni Üyelik
9.
Bölüm

Alıntı

@zozanli

Size 4. Bölümden kısa bir alıntı bırakıyorum şuraya 🥰

Keyifli okumalar 💞

Meyra kafasını arkadaşının dizlerine yaslamış gözyaşlarını akıtırken, Havin destek verircesine yanında oturmuş arkadaşını teselli etmeye çalışıyordu. Meyra evden çıktıktan hemen sonra Fırat onu arayıp kardeşinin yanına gitmesini söylemişti. Havin atölyeye geldiğinde Meyra'yı dizlerinin üstüne çökmüş, perişan bir halde bulmuştu. Oysa sabah üzerini değiştirmek için kendi evine gittiğinde Meyra sakinleşmiş ve birazcık da toparlamıştı. Şimdi ne olmuştu da Meyra tekrar bu hale gelmişti? Yoksa karar açıklandı mı diye düşünmeye başladı kendi kendine.

Fakat bilmiyordu ki çıkan kararda kendisinin de yanacağını...

"Meyra deden kararını mı açıkladı yoksa?"dedi elini omuzuna dokundurarak. Meyra sakinleşmişken onu tekrar bu hale getiren Mehmet Ali Aslanbeyin kararından başka bir şey değildir diye düşünmeye başlamıştı o an.

Meyra kararın Yaman Ali ile evlenmek olduğunu Havin'e nasıl söyleyeceğini bilemedi. Hem öyle birşeyi nasıl söyleyebilirdi ki? Yıllarca Havin'in Yaman Ali'ye olan sevdasına bizzat kendisi şahit olmuşken, şimdi onu sevdiği adamla evlendirmek istediklerini söyleyemezdi. Gözlerindeki yaşlar tekrar inerken sadece kafasını aşağı yukarı sallamakla yetindi Meyra. Gözlerinin içine bakıp beni senin sevdiğin adama gelin etmek istiyorlar diyemedi.

Havin, Meyra'nın sessizce ağlamaya devam ettiğini görünce iç çekti. Arkadaşını kendine çekip kafasını göğsüne yaslayarak telkin etmeye çalıştı. Onu daha fazla üzmemek adına dedesinin onu kiminle evlendirmek istediğini soramadı. Dedesinin Meyra'yı buradan ve Melih'ten uzak tutmak için dayı tarafından biriyle evlendirmek isteyeceğini düşünüyordu.

İkisi arasında uzun sayılacak kadar derin bir sessizlik oldu. Sessiziliklerini bozan tek şey Meyra'nın arada bir kaçan hıçkırıkları oluyordu.

"Gördün mü Havın, en sevdiğim, bu hayatta en çok yolunu beklediğim adam bana neler yaptı? Benim umutlarımı, benim hayallerimi, ona dair neyim varsa hepsini paramparça etti. Bitirdi beni Havin, o beni bitirdi... Neden bütün bu yaptıklarına rağmen onu kalbimden söküp atamıyorum?"dedi Meyra derin sessizliğinin ardından iç çekerken. Gözlerinden yaşlar inerken boğazında koca bir yumru hissetti. Yutkunamadı. Kafasını Havin'in göğsünden hiç kaldırmadı. Babasının evlilik kararını açıkladıktan sonra arkadaşının gözlerinin içine doğru düzgün bakamıyordu.

Havin arkadaşının içini döküp rahatlaması için hiç araya girmeyip sessizce onu dinliyordu. "Bütün bu yaptıklarından sonra benim ondan nefret etmem gerekirken neden benim duygularım ona karşı hep aynı? Kalbime bu kadar acı verdiği halde, kalbim neden ondan vazgeçmiyor?"hıçkırıp elinin tersiyle gözünden inen yaşları silerken yerine onu daha silmeden yenileri akıyordu. Sesi çok ağladığından dolayı titrek ve yorgundu. Havin arkadaşını kendinden ayırıp tekrar gözlerindeki yaşları tek tek sildi. Onu böyle gördükçe içinden Melih'e lanet ediyordu.

"Söylesene Havin ben şimdi ne yapacağım?"derken sesi daha çok titredi. "Çocukluğumdan beri kurduğum bütün hayallerimde hep o vardı. Şimdi gelip benden kurduğum bütün hayalleri Melih ile değilde başkasıyla yaşamamı istiyorlar. Başkasına evet desem de onu kalbimden söküp atamayacağımı bilmiyorlar mı?"dedi yaşlı gözeriyle arkadaşına bakarken. Kapının önünde onları dinleyen Yaman Ali'den habersizlerdi. Yaman Ali duyduklarından sonra ellerini yumruk yapmış öfkesinden dişlerini birbirine bastırmıştı. Meyra'nın burada olabileceğini düşünmemişti. Neden buraya geldiğini kendisi de bilmiyordu. Duyduklarından sonra nereye gideceğini bilememiş, bir an kendini Meyra'nın atölyesinin kapısının önünde bulmuştu. Lakin böyle bir konuşmaya denk geleceğini bilememişti. Kardeşinin bütün yaptıklarına rağmen Meyra'nın hala böyle düşünmesi, söyledikleri onu daha da öfkelendirmişti.

Havin'in, arkadaşının sözleriyle içindeki ateş tekrar alevlenmişti o an. Bu acı ona hiç yabancı gelmiyordu. Kalbine Yaman Ali düştükten sonra o bu acıyı iliklerine kadar yaşamıştı. Hele ki onun hayatında başka birinin olduğunu öğrendikten sonra... Yaman Ali'yi her düşündüğünde içindeki ateş onu kor gibi yakıp küle çeviriyordu.

Yutkundu... Tutmaya çalıştığı göz yaşları yanaklarından inerken kafasını çevirip derin nefes aldı. Meyra'nın onu ağlarken görüp birde kendisi için üzülsün istemedi. Parmaklarıyla yüzünü temizleyip tekrar içine derin bir nefes çekerek arkadaşına döndü. Her ne kadar kendini toparladığını sansa da yüzünde acı bir gülümseme vardı.

"İnsanın sevdiğini kalbinden söküp atması çok zor, biliyorum. Seni o kadar iyi anlıyorum ki, her defasında onu kalbimden söküp atmak istedim ama olmadı, olmuyor..." Gözlerinden yaşlar inerken istemsizce güldü. "Hayatında başkasının olduğunu bilmeme rağmen onu buradan söküp atamıyorum."dedi elini kalbinin üstüne bastırarak. Ağlayıp hıçkırmamak için dudağını dişlerinin arasına alıp sıktı. "Hayatım boyunca Yaman bir gün beni sever diye hep bekledim. Onun bana gelmeyeceğini en başından biliyordum ama içimde hep bir umut vardı... Ama artık herhangi bir umudum kalmadı. Yaman o gün bütün umutlarımı elimden almış olsa bile ona olan aşkım hiçbir zaman bitmeyecek. Kiminle olursa olsun o hep içimde kalacak."dediğinde, Meyra birden ayaklandı. Daha fazla bu acıya dayanamadı. Havin'in her bir sözüyle yanan canı daha da yanmıştı. Adımlarını kapıya doğru sürerken Yaman Ali'yi kapıda görmesi ile adımları yerinde duraksadı. Yutkundu... Genzinde müthiş bir yanma hissetti o an. Yaman Ali'yi gördüğü an titreyen kirpikleri arasından yaşlar süzülüvermişti. Bakışları önce yumruk yapmış eline ardından da gözlerine çevrilince tekrar yutkunma gereği duydu. Çünkü Yaman Ali'yi gördüğü gibi kafasının içinde babasının sözleri ve demin Havin'in o yürek burkan sözleri yankılanmıştı.

Loading...
0%