@zulkuf.burak
|
Merhaba, ben İkbal Büyüker. Yetimhanede büyüdüm ama güçlü bir kişiliğim vardır. 19 yaşındayım. Savaşçı ruhum her zaman en ön plana çıkmıştır. Şu anda arkadaş grubumla mesajlaşıyorum. Yani daha doğrusu mesajlaşmaya çalışıyoruz. Çünkü Aras bize izin vermiyor. Aras: Merhaba pek sevgili Savaşçılar halkı Aras: Günaydın! Aras: Ne güzel bir gün, değil mi? Aras: Gerçi evde tek başına olmaktan sıkılıyorum ama... Aras: Boş verin... Sıkılınca sizinle uğraşıyorum. Aras: İkbal... Aras: Bak ne diyeceğim... Siz: Yine ne var Aras? Aras: Ben ne zaman senin ismini duysam, söylesem veya okusam aklıma ne geliyor, biliyor musun? Siz: Ne geliyor komik arkadaşım... Aras: İstikbal... Bak, bak... İlkbal ve istikbal aslında hiç benzemiyor ama aynı zamanda çok benziyorlar. Kiraz: GDJJDHGDKFJDJNFJFB Siz: Güldürme beni Aras... Aras: Güldüreceğim... Aras: Hatta şimdi gidip adını İstikbal olarak değiştireceğim. Siz: Allah seni kahretmesin Aras! Allah ne muradın varsa hepsini arabalara bindirsin yollasın Aras! Kiraz: HSJDBJDFBFBVJFNFJJ Aras: Kiraz... Kiraz: HAYIIIIRRRRR! Siz: Gülme komşuna gelir başına Kirazcığım Aras: EVEEEETTT! Aras: Senin de adını "Randomcu Kız" diye değiştirdim. Eymen: Bulaşık... Aras: Ha? Siz: Çok kibarsın Aras... Gözlerimi yaşarttın. Eymen: Herkese bulaşıyorsun... Ben de seni rehberime "Bulaşık" diye kaydettim. Doğan: Nihahahahaha Siz: PUHAHHAHHAHA Kiraz: HDJBDJCHCJHDBH Siz: İnsan yaşattığını yaşamadan ölmezmiş "BULAŞIK" Eymen: SAF KÖTÜLÜK NİHAHAHA! Aras: Ben buraya fazla saf, fazla iyi kaldım galiba... Aras: Ayrılıyorum abi gruptan, kim tutar beni! Doğan: Bas gaza aşkım bas gaza... Doğan: Kim tutar seni, bas gaza...
*Aras kişisi gruptan ayrıldı* Doğan: HDJDHJFHJFBBFHFHFB Eymen: AY ALLAH'IM, GÜLMEKTEN ÖLECEĞİM!
*Aras kişisini gruba eklediniz* Aras: Demek ki beni tek seven kişi İstikbal'miş...
*Aras kişisini gruptan çıkarttınız* Doğan: Yemin ederim ki şu anda Whatsapp bize beddua ediyor... Kiraz: HSKHXJFHJFJFHDJXBDHNF
*Aras kişisini gruba eklediniz* Aras: Eğer ki "*Whatsapp size beddua ediyor*" diye bir bildirim olsaydı abartısız 10 kere falan bu bildirim gelmişti. Aras: Bakın yemin ediyorum bu bildirimi Whatsapp bize özel olarak güncelleyecek... Doğan: Peki ya böyle bir şey olmazsa?.. Aras: O zaman da... Doğan: Eee? Aras: O zaman da Whatsapp'ın kurucusuyla konuşurum... Doğan: Onlar da zaten "Aras Bey gelse de bize bu bildirimi güncelletse..." diye seni bekliyorlardı. Doğan: Sen gelir gelmez de "Tabi efendim, emredersiniz..." diye sen ne istersen yapacaklardı... Aras: Aaa, bakın aklıma ne geldi? Kiraz: Ne geldi? Aras: Yapınca görürsün...
*Yöneticilikten çıkarıldınız*
*Eymen kişisi yöneticilikten çıkarıldı*
*Doğan kişisi yöneticilikten çıkarıldı*
*Kiraz kişisi yöneticilikten çıkarıldı*
*Grubun ayarları sadece yöneticiler mesaj gönderebilir olarak ayarlandı* Aras: Biliyorum, biliyorum... Aras: Bana aşıksınız ama bu kadar aşka gelemiyorum, sonu böyle oluyor Aras: Elimde değil, sizinle uğraşmak hoşuma gidiyor... Aras: Ben de sizi çok seviyorum, muckk! Aras: Şimdi asıl konuya gelecek olursak... Aras: Ben konuşacağım, siz bana itaat edeceksiniz... Aras: Sen ne demiştin Eymen? Aras: SAF KÖTÜLÜK NİHAHAHA Aras: -sinsice sırıtan şeytan emojisi- Aras: Allah sizinle uğraşıyorum diye beni çarpmaz, değil mi arkadaşlar... Aras: Arkadaşlar? Aras: Doğru ya... Siz bana mesaj gönderemiyordunuz... Aras: Unutmuşum, pardon... Aras: Her neyse... Ben size bir anımı anlatayım mı? Aras: Ben bir keresinde lisedeyken bir tane çocuğu dönmüştüm... Aras: Ama bir de sorun nasıl dövdüm... Aras: Soramazsın kiii... Aras: Tamam, tamam... Küfretmeyin hemen de... Siz de hiç şakaya gelmiyorsunuz. Aras: Her neyse... Aras: Çocuğu neden dövdüm biliyor musunuz? Aras: Çünkü çocuk eski sevgilimi öldürmüştü. Aras: Arabayla çarpmıştı. Aras: Ama sonradan üzülmeyi bıraktım... Aras: Meğersem kız ölmemiş Aras: Sırf benden kurtulmak için o çocuğu tutmuş Aras: Ama süper zeka(!) kız sırf benim KALBİMİ KIRMAMAK için benden ayrılmamış Aras: Ama ben geri zekalıyım Aras: Çünkü kızla hala sevgiliyiz Aras: Geri zekalı arkadaşınızı selamlayın! Aras: Bana itaat edin halkım! Aras: Her neyse... Aras: Bu kadar yeterli
*Grubun ayarları herkes mesaj gönderebilir olarak ayarlandı*
*Artık yöneticisiniz*
*Eymen kişisi artık yönetici*
*Doğan kişisi artık yönetici*
*Kiraz kişisi artık yönetici* Doğan: Oğlum niye bize önceden hiç söylemedin lan? Eymen: Aynen oğlum ya! Aras: Ne yapacaktınız abi kızı mı dövecektiniz? Doğan: Hayır lan salak Doğan: Seni dövecektik Eymen: Seni dövecektik Doğan ve Eymen'in aynı anda attığı mesajla ufak bir kahkaha attım. Kiraz: Galiba artık ben de random atabilirim Kiraz: HDJXBBFJBFFBC Doğan: Oha arkadaşlar... Doğan: Kiraz normal mesaj atabiliyormuş Dogan: -Korkan emoji- Kiraz: Bu kadar mı gündem olduk, vay anasını... Eymen: Evet gündemsin Kiraz... Eymen: Ama... Eymen: Bir şey daha var... Eymen: Mesela Aras'ın salaklıkta bir dünya markası olması gibi... Gülerek mesajlaşmaya devam ediyorduk fakat birden bire her ne olduysa evin birkaç kilometre ötesindeki evden bomba patlama sesi geldi. Yer de hafif sarsıldı ama benim umursadığım durum bomba patlama sesiydi. Telaşla ayağa kalkarak pencereye koştum. Fakat gördüğüm manzara pek de hoş değildi. Pencerenin önünden ayrılıp televizyonu açtım. Birkaç kanalı gezdikten sonra aradığım haber kanalını bulmuştum. Son dakika yazısını atış hızının 7 katına çıktığını hissettim. Bakışlarımı son dakika yazısından ayırıp haber başlığına çevirdim İstanbul'a Bombalı Saldırı: 1 Ölü "Biraz önce elimize ulaşan bilgilere göre bomba İstanbul'un Pendik ilçesinde patlatılmış. Bombanın nereden geldiği, kim veya kimler tarafından patlatıldığı hakkında şu anlık elimize herhangi bir bilgi geçmedi. 2 ölünün ve 12 yaralının olduğu bu bombalı saldırıdan yeni bilgiler öğrenmek için beklemede kalın." Muhabiri yeterince dinledikten sonra bir süre telefonumla bakıştım. Telefonumu elime alıp gelen mesajlara baktım. Aras: Ama ayıp değil mi bu yaptığınız? Aras: Hepinizi arkadaşlıktan reddediyorum... Kiraz: GZHDGDJGDJDVDGDHV Doğan: Kiraz ya, sen de hep random atıp duruyorsun. Doğan: Cümle de kurabilirsin... Doğan: Mesela; Aras, Bulaşık'tır. Aras: Sana hak vermek için yazmıştım ve göndermek için sözünü bitirmeni bekliyordum. Aras: Darmadağınık hayaller, ne yaparsın... Aras: OHA! Aras: Arkadaşlar... Aras: Ne olduğunu bir sorun. Aras: Bakın bu sefer sorabilirsiniz... Aras: Ya da boşverin, sormayın. Aras: Bir şey olmuş... Mesajları okurken 2-3 bombanın daha patlatıldığını ve zeminin daha şiddetli sarıldığını fark ettim. Galiba bu sefer ki bombalar daha yakında patlamıştı. Muhabir ise tekrar son dakika hakkında konuşmaya başlamıştı. "Tekrar az önce aldığımız bilgilere göre İsrail'in başkanı Netanyahu 'Bu bir savaş ilanıdır!' dedi ve savaşı başlattı." Grubun görüntülü konuşma simgesine tıklayıp hepsini birden görüntülü aradım. Hepsi telefon başında oldukları için anında açmışlardı. Hiçbiri konuşmadan anında işaret parmağımı kaldırıp susturdum. Çünkü bir konuşunca bir daha hiç susmuyorlardı. "Sakın!.. Sakın konuşmayın! Şimdi ben birkaç bir şey söyleyeceğim ve aramayı sonlandıracağım. Tamam mı?" Hepsi onaylamak adına kafasını aşağı yukarı sallayınca devam ettim. "Şimdi hepiniz gidip acil durum çantalarınızı alıp o sözleştiğimiz terk edilmiş okula gideceksiniz. İsrail sadece İstanbul'a değil ülkenin dört bir yanına saldırıyor. O yüzden şehir dışına falan hiç çıkamayız. İsrail, askerlerini de üstümüze salmaya başlamıştır bile... Çünkü İsrail tam bir piçlik yuvası. Allah hepsini kahretsin!" Kendimi tutmamıştım, tutamamıştım. Aslında daha fazlasını hak ediyordu ama birkaç amip beyinli için günaha girmek istemiyorum. Gerçi fakire iltifat etmek sevap ama geri zekalı oldukları için iltifatı kötü algılıyorlardı. Her neyse... Onların içleri fesatsa, karaysa biz bir şey yapamayız, değil mi? Görüntülü aramadan gördüğüm kadarıyla çantalarını alıp çoktan yola çıkmışlardı. Hepimize aynı mesafede olabilecek bir yer seçmiştik. Böylece acil durumlarda hızla toplanabilirdik. 5 Dakika Sonra... "Ne yapacağız?" diyen kişi yerde kös kös oturan Kiraz'dı. Ellerimi bilmiyorum dercesine kaldırıp dudağımı büzdüm. Grubun en zekisi ben değildim. Açıkçası Doğan, Eymen veya Kiraz da değildi. Şaşılacak o isim ve işte karşınızda ARAS! Ve daha açıkçası şu ki, bu gerceği kabullenemeyen bir grup olsak da bu bir gerçekti.Ve gerçekler ne yazık ki acıdır. Bana göre en acı gerçek bu. "Grubun en zekisine soralım." dediğimde grubun bütün bakışları Aras'a döndü. Aras ise önce parmağını göğsüne koydu ve kaşlarını kaldırdı. Sonraysa konuştu. "Kim, ben mi?" Sırıttı. "Doğru ya, ben zeki bir varlıktım." Aras'ın bu cevabına grupça anlaşmış gibi göz devirirken Aras devam etti. "Bence İsrail askerleri gelince türkçe olarak sövelim sonra da kaçalım." deyince yine grupça anlaşmış gibi göz devirdik. "Sizin keyif harbiden kaçmış abi. Eskiden ne güzel ota boka gülerdik." dedi Aras tekrardan. Bu çocuk susmuyor! Ama ben demiştim bir konuşunca bir daha susmuyor diye... Gerçi bunun grup genelinde olduğunu söylemiştim, değil mi? Ben de mi çok konuşkan oluyorum o zaman? Yoo, ne alakası var ki?(!) "Her neyse ben biraz yürüyeceğim." diye tekrar, tekrar ve tekrar konuştu Aras. Arkasını dönüp yürümeye başladı. Daha doğrusu yürümeye çalışmıştı. Çünkü daha ilk adımını atar atmaz tökezleyip yeri boylamıştı. Hepimiz bu sahneye kıs kıs gülerken Aras anında kıpkırmızı bir yüzle ayağa kalktı. Bize döndü, somurtuyordu. Aynı zamanda kollarını göğsünde bağdaş kurmuş, sağ ayağını yere vurup duruyordu. "Siz bana hunharca güleceğinize Kiraz'a bakın. Kız, randomu olmayınca gülmeyi unutuyor." dedi dikkatleri üzerimden atmaya çalışırcasına. Hepimiz bakışlarımızı Kiraz'a çevirdik. Hakikaten gülmüyordu. Galiba canı gerçekten sıkkındı. Biraz eğlen sullen girl! Düşünsenize bir de tamam deyip dans ediyormuş... NAH YAPAR! Ama keşke yapsa; ne güzel olur, değil mi? Her neyse... Biraz da ciddileşmek gerekir, değil mi? "Bunu sen mi söylüyorsun İlkbal BÜYÜKER?" dediğinizi duyar gibiyim. Yes, bunu ben söylüyorum. Hepimiz bir tane duvarın dibinde oturmuş kaç tane bomba düştüğünü sayıyorduk. Yani, en azından ben öyle yapıyordum. Sessizliği Kiraz bozdu. "Randomum olmadan gülemiyorum, şaka gibi..." deyince kıkırdadık. "Çok komiksin Kiraz." dedi Aras ciddiyetle. "Burada şakaları yalnızca ben yapabilirim, tamam mı?" Tamam... Ciddi değilmiş... Kafamı Aras'a çevirdim. "İlk defa ciddi konuşuyorsun zannetmiştim Aras..." dedim. Sonra elimi boşver dercesine salladım. "Her neyse... Siz hiç bomba sesini duymadınız mı? Ben bomba sesini duydum ama siz o sırada hala havadan sudan mesajlaşıyordunuz." Aras cevap verdi. "Hepimiz kulaklık takmıştık. Sen de takmamış mıydın?" "Takmıştım ama sonra rahatsız edince çıkarmıştım." Soran bakışlarım Aras'ın gözlerine değiyordu. "En son mesajlarda bir şey olduğunu falan yazmıştın." Aras önce neyden bahsettiğimi anlamamış olacak ki kaşlarını düşünceli bir şekilde çattı. Sonra ise, "Haa! Sen onu diyorsun..." diyerek kaşlarını kaldırdı ve anladığını belirtti. "Evet öyle bir şey yazmıştım." diye mırıldandı çenesini kaşırken. "Yani?" diye sorunca ofladım. "Yani kulaklık takıyordun, nasıl bomba patladığından falan haberin oldu?" "Haa... Ben koltukta oturuyordum, önümde de televizyonun haber kanallarından biri açıktı. Oradan yani..." "Oradan yani..." diyerek düşünceli bir şekilde son dediğini tekrar ettim. Herkes Aras'a bakarken Aras bize bakıyordu. En sonunda patladı. "Ne bakıyorsunuz? Sanki savaş açan benim amına koyim!" deyince hepimiz hak vererek önümüze döndük. Yine uzun bir sessizlik oldu. Ta ki Aras ayağa kalkıp pencereye doğru ilerleyene kadar... O an Doğan'dan bir ses duyuldu. Yorum yapmayı, oy vermeyi ve kitabın iyi bir kurgu olabilmesi için dua etmeyi unutmayın. Yapmazsanız da canınız sağ olsun. Bay bay! 👻 |
0% |