Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@zumruddduu

Z.K👒

Herkese merhaba canlarrr

İçinizi ısıtan sizlere iyi gelmesi dileğimle iyi okumalar.


♡♡♡♡♡☆☆☆☆☆☆♡♡♡♡♡

Her son bir başlangıçtır aslında.

Tüm umutlarımı yitirmiştim.

Bitmişti benim için hayat denen şey.
Geriye ne kalmıştıki zaten?
Umutun bittiği an hayat da bitmiş demekti.
Kalbimin sesi ile gelmiştim.
Beni buraya kalbim götürmüştü.
Denizin dalga sesleri huzur veriyordu.

İçimdeki çocuk yok olmuştu. Gerçeği içimde ufacık bile olsa, bir çocuk varmıydı acaba? Oda belirsizdi.
Kaç saniye, kaç dakika, kaç saat geçti bilmiyorum ama ellerimi hissetmiyordum.

Ağlayacak tek bir damla gözyaşım kalmamıştı. Kurumuştum ben.
Kavrulup kavrulup soğumuştum.
Benim yuvam onlardı oysa.
Şimdi kalbimin sesi ile geldiğim mavi olacaktı benim yuvam. Mavi değil miydi beni bu hayatta bağlayan ? Evet ben mavi sayesinde hayattaydım. Ama şimdi mavi sayesinde bu diyardan yok olacaktım.
Yüzmeyi bilmiyordum. Denizi çok seviyordum ama yüzmeyi bilmiyordum. Bana yüzmeye öğretebilecek bir ailem olmamıştı.

Her adımımda ölüme daha fazla yaklaşıyordum. Umudumun ölmesi ile bende ölmüştüm. Geriye sadece ruhsuz bir kız kalmıştı.
Denizin soğuk olması düşüncesi bile umrumda değildi. Zaten bütün bedenim buz gibi olacaktı.

Her gözümü kapadığım da onların o ânı geliyordu. Gözümün önüne beni nasıl aldattıkları geliyordu. Hayatımın merkezine koyduğum insanlar beni nasıl kandırmışlardı? Ben çok güzel kanardım, çok güzel inanırdım insanlara. Hayat hep bu yönüm yüzünden almamışmıydı neyim var neyim yoksa?

Mavi miydi seni bana getiren yoksa sen miydin maviye beni götüren?
Sorum cevap bulmayacaktı. Biliyordum ama cevabı zaten belliydi.
Yaklaşıyordum cehennemime.
Atlayacaktım birazdan.
Ayağımın altındaki tahta gıcırdıyordu. İnsanlar gemilerini ve teknelerini buraya bırakıyorlardı. Ama şimdi hiçbir gemi ve tekne etrafta yoktu. Tam zamanını bulmuştum intihar etmek için.
Ayaklarımın altında ki tahtada beni değiştirin, yenileyin diye haykırır gibiydi. O bile hayatta kalabilmek için yenilik istiyordu.
Yenilenmek istemeyen bir bendim.

Arkamı denize doğru döndüm.
Duruşumu dikleştirdim ve son bir oksijen çektim içime. Gözlerimi kapattım ve denize bıraktım kendimi.

Ve şimdi denizin altındaydım.
Deniz herbir yanımı sarmıştı, nefes alamıyordum.
İlkti işte bu benim için.
İlk defa denizin içindeydim.
Onu hep seyretme imkanım olmuştu ama içinde olmak istememiştim hiç.
Korkuyordum çünkü. Yüzme bilmediğim için girmek istememiştim. Ama şimdi yüzme bilmediğim için şanslıydım.
Hızlı bir şekilde ölecektim.

Nefesimi tuttamadığı mı anladığım da çırpınmaya başladım.
Ama ne yazık ki çırpınışlarım bir fayda etmiyordu. Bir türlü yüzeye çıkamıyordum. Deniz de aşırı bir şekilde dalga vardı.
Bir süreden sonra nefesimi tutamadım ve kendimi denizin derinliklerine bıraktım.

Üç Saat Sonra ⏳

Gözlerimi açtığımda bembeyaz bir odada yatıyordum. Sanırım cennetteydim. Tepemdeki beyaz gömlekli ve siyah pantolonlu adamı gördüğüm de bu düşünceden vazgeçtim.

"Bana bakmanızı bitirdiyseniz denizin içinde ne yaptığınızı söyleyecek misiniz?
Murat Bey sizi kurtarmasaydı ölüyordunuz! " Dedi.

Karşımdaki adamın zırvalamasını dinleyecek hâlim yoktu.

Yataktan kalkmaya yeltenerek üstümdeki beyaz nevresim takımlı olan yorganı çektim. Üstümü gördüğüm de şoka uğradım. Kıyafetlerim de neredeydi?

Üstümde şuan sadece siyah renk erkek tişört vardı. Dizlerimin baya bir üstüne gelen bu tişört ile çok utanıyordum.
Yoksa bu adam mı değiştirmişti benim üstümü? Yerin dibinde olmayı yeğlerdim şu an.
"Hanımefendi soruma ne zaman cevap vereceksiniz?"
"Ben, ben yani siz üstüm."

Ne saçmalıyordum ben, ben rezil olmuştum. Bu adam benim bütün bedenimi görmüş müydü?

"Üstünüzü ben değiştirmedim hizmetlimiz sizi giydirdi. Kıyafetleriniz çoktan kurumuştur. Ayşe hanım çamaşırhanede, bodrum katta. Oraya gidin kıyafetlerinizi orada bulabilirsiniz. Giyinin ve gelin sizi ben bırakacağım. "

Deyip bir şey dememe izin vermeden çıkıp gitmişti.

Şoför olduğunu anladığım adam gittikten sonra oturduğum yerden kalktım ve odada hareket etmeye başladım.
Odaya şöyle bir göz gezdirdiğimde, her şeyin ne kadar güzel olduğunu fark ettim.
Perdeler, kıyafet dolabı, komodin, koltuk bile vardı oda da herşey bembeyazdı. Duvardaki tablo bile bir sanatkârın elinden geçmişe benziyordu.
Oda daki herşey çok güzel dekor edilmişti.

Pencere tarafına hareket edip bir de dışarıya baktım.

Ev şehrin dışındaydı sanki? Belki de istanbul da değildim. Nereye gelmiştim? Hangi insanoğlu kurtarmıştı? Neden kurtarmıştı?

Zengin biri kurtarmıştı bu çok net anlaşılıyordu.
Evin bahçesi huzuru temsil ediyordu sanki .

'Sana ne Asya milletin evinden!'
İç sesime hak vererek düşüncelerimden sıyrılıp odadan çıktım.

Merdivenlerden sessiz, sessiz inmeye başladım.
Çünkü kimsenin beni kalçama kadar kapatan erkek tişörtüyle görmesine niyetli değildim.

Bodrum kata nihayet gelebilmiştim. Koskoca koridor da birden çok kapı vardı. Nereden bulacaktım ki bu çamaşırhaneyi?

Tek tek kapılara bakmaktan başka çarem yoktu. Sağ tarafımdaki kapıdan bakmak için hareket ettim.
Koyu kahve rengi bu kapının kulupunu tuttarak aşağıya indirdim ve kapıyı açtım. Kapıyı açtığım da gördüğüm şey ile şoka uğradım.
Simsiyah kıyafetli olan bu adam
elleri, ayakları bağlı adamın kafasına sıkmasıyla beni görmesi bir oldu.

Oradan hemen kaçıp gitmek istiyordum. Tek düşüncem buydu.

Arkamı hemen döndüm ve koşarak merdivenlerden çıktım.
Gözlerim kapıyı ararken, daha demin ki adam çoktan arkamdan gelmişti.
Ben bir katilin evindeydim ve ne yapacağım konusun da hiçbir fikrim yoktu.
" Sen de kimsin?"
"Ben, ben şey"

Başka bir ses, "O denizde bulduğum kız abi bir sorun mu var? "Dedi.

Arkamda ki adamlara dönüp şu sözcükleri ifade ettim.

"Ben, ben çamaşırhaneyi arıyordum kıyafetlerimi giymek için, gerçekten hiçbir şey görmedim" dedim.

Neden bahsediyordum ben? Adam ile göz göze gelmiştim neden görmediğimi inkâr ediyordum ki?
' Aptal Asya kimi kandırıyorsun? Adamla göz göze geldin!'

İç sesime hak vererek sustum.
Karşımdaki bu iki adamlardan
siyahlı adam, yeşil gömlekli adama döndü ve benim duyamayacağım seste bir şeyler söyledi.
Yeşil gömlekli olan adam şoförün dediğine göre ismi Murat'tı. O beni kurtarmıştı denizden. Siyah saçlı, kara kaşlı ve kara gözlü adam çok sinirli gözüküyordu.

Benim duyamayacağım şekilde sarışın olan adama bir şeyler söylüyordu. Mimik ifadelerinden anladığım kadarıyla siyahlı adam Murat denen adama çok sinirli bakıyordu.
Ya beni öldürürse o adam gibi?
Kaçıp gitmem gerekiyordu.
Ama kapana kısılmıştım.

Neden korkuyordum ki?
Birkaç saat önce ölmek isteyen ben değil miydim?
Bu korkuda neyin nesiydi?

Z.K👒

Hikayeme yıldızınızı ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim.
Sağlıcakla ve esen kalın.
💙❤

☆☆☆☆☆♡♡♡♡♡♡♡☆☆☆☆☆

TÜM HAKLARI SAKLIDIR

Çalınma durumunda yasal işlemlere başvurulacak!

Loading...
0%