@zuzubookss
|
1.Bölüm Karşı Komşu Havanın çok soğuk olduğu günlerden biriydi bugün. Soğuk havalarda küplere binerdim adeta. Bir anda masada duran telefonum çaldı. O kadar yorgundum ki masaya uzanmaya mecalim bile yoktu. Arayanın kim olduğunu anlamak zor değildi. Çünkü beş dakikadır aralıksız Derya arıyordu. Gene aradı. Açmadım. Tekrar aradı. Yine açmadım. Ama en sonunda dayanamayıp açtım telefonu. "Sevgilim neden günlerdir telefonlarıma cevap vermiyorsun?" "Kendimi iyi hissetmiyorum Derya sonra konu-" lafımı bitirmeden durdurdu beni. "Ben geleyim mi yanına hem sana çok sevdiğin çikolatalı pastadan da yaptım." Yakınlarım iyi bilir çikolatalı pasta demek ben demekti. "İyi gel o zaman." "Çikolatalı pastaya hayır diyemeyeceğini biliyordum arabaya atlayıp geliyorum hayatım." Çikolatalı pasta olmazsa istemezdim zaten Derya'yı. Ben bu kızı ne ara sevdim bilmiyorum da. Allag'ım naptılar bana ya ilaçlarımı almayı mı unuttum. B-12 falan mı var bende beynim durdu iyice. Şimdi ayrılalım desem ayıp mı olur birde çikolatalı pasta getircek bugün değil bugün hiç zamanı değil hem de. Kapı çaldı ve ayağa kalkar kalkmaz başım yerinden kopacak gibi oldu ve gözlerimin önüne siyah bir perde indi. Anında toparladım kendimi hemen kapıyı açtım. "Aşkım ben geldim. Al bakalım çikolatalı pastan." Sıkı sıkı sarıldı bana bense rahatımı hiç bozmadım. "Teşekkürler." "Seni çok özledim aşkım. Sadece bir kere görüşebildik. Aramalarıma da dönüş yapmadın. " "Neyine yetmiyor bir kere görmek." "Alp sana noldu niye böyle davranıyorsun bana. Ben sana naptım. Her buluşmamız da çikolatalı pasta da getirdim." "İyi değilim gerçekten değilim Derya keşke gelmeseydin yalnız kalmaya ihtiyacım vardı gelmemen gerekiyordu." "Saçmalama Alp iyiki geldim al pasta ye kendine gel biraz." Mutfaktan bir tane çatal getirdi ve pastayı kucağıma bıraktı. Pastayı yediğimde kendimi bayılacak gibi hissettim bu manyak karı ilaç falan mı atmıştı yoksa. "İyi uykular hayatım." Derya önce kendi üstlerini sonra da Alp'in üstlerini çıkartıp yere fırlattı ve onu yatağa yatırdı. Uzun bir süre o şekilde yatakta kaldılar. Sabah olmuştu ve birden kapı çaldı. Alp uyandı önce yanında Derya'yı görünce şokun şokunu yaşadı. Ağzını küfürle doldurdu sonra da üstüne bir tişört altına da bir pantolon giyip hücumla kapıyı açtı. Karşısındaki kişi Alexa'ydı. Daha önce de görmüştü bu kızı Baki'den öğrendiği kadarıyla Melis'in ev arkadaşıymış. Babası Yunan olduğu için Alexa'dan nefret ediyordu. Tam bir şey söyleyecekken elinde ki çikolatalı pastayı görünce duraksadı. Elini boynuna atıp kaşıdı. Sonra bir anda başı döndü ve tam yere düşüyordu ki Alexa pastayı kenara koyup tuttu onu içeri götürdü. Alp kendine gelmişti. Manzara hayal ettiği gibi değildi. Derya'nın yorgana sarılmış bedenini gördüğünde şok olmuştu Alp. Alexa ise şok ve kırgınlık içerisinde bir Derya'ya bir Alp'e bakıyordu. "Kusura bakmayın sanırım yanlış bir zaman da geldim." Güzel bir sesi vardı. Oysa hiç dikkat etmemişti Alp. Aslında kendi de çok güzeldi. Dişi bir aslan gibi. "Saçmalama." Kolundan çekip dışarı çıkardı Alexa'yı. Kapıyı da Derya'nın yüzüne çarpıp dışarı çıktı. "Kusura bakma ben çok yanlış bir zaman da geldim çok özür dilerim." "Hayır yanlış bir zaman değildi. Aramızda hiçbir şey olmadı gerçekten." "Bana neden açıklama yapıyorsun tanımıyorsun bile şey ııı." "Alp. Adım Alp. Yanlış anladın çünkü açıklamak istedim." "Ben de Alexa. Aa dur hatırladım ben seni Duru'nun kardeşi değil misin sen bende diyorum nerden tanıdık bu sima." "Evet Duru'nun kardeşiyim. Sende Melis'in ev arkadaşı Alexa. Baki söyledi bana da. Peki burda ne işin var." "Binaya yeni taşındım hemen karşı daireye bende küçük bir şey getirmek istedim. Melis çikolatalı pasta sevdiğini söyledi benim de uzmanlık alanım mutfak olunca yapıp getirdim. Ama çok yanlış yani olmadık bir zaman da geldim öyle denk geldi." "Hiçte bile istediğin zaman gelebilirsin kapım açık." Tek kaşını kaldırıp sırıttı Alexa. "Her kadına aynı şeyi mi söylersiniz Alp Bey." "Ne. Haha tabii ki hayır." Alexa bir adım atmıştı ki ayağı kaydı ve az kalsın yere düşüyordu. "Ahh!" Alp hemen tuttu Alexa'yı. "İyi misin?" Bir anda ağlamaya başladı.Birkaç dakika sonra tekrar sustu. "Çikolatalı pasta da hiç fena durmuyor bakalım şefimiz gerçekten becerikli mi." İkisi de aynı anda güldü. Alp şuan öyle bir durumdaydı ki her an Alexa ağlasa ağlardı. "Ben artık eve gideyim." "Ayağın ağrıyor mu. Dur ben yardım edeyim sana." "Teşekkür ederim Alp Bey." "Beyi atsak mı Alexa Hanım." Aynı anda güldüler. "Hanımı atarsak neden olmasın." Tam gidiyordum ki kolumdan tutup beni durdurdu. "Kitap okur musun?" "Evet. Okurum neden ki?" "İstersen sana kitap ödünç verebilirim. Kitaplığından gördüğüm kadarıyla zevklerimiz aynı. En sevdiğin yazar kim peki?" "Dostoyevski." Minik bir kahkaha döküldü dudaklarından. "Tesadüfe bak bayılırım Dostoyevski'ye." Bu sefer kahkaha Alp'in dudaklarından döküldü. "Bayılır mısın gerçekten." "Evet." "İyi. Ben gideyim o zaman artık." "Tamam." Kapıdan içeri girmeden bana seslendi. "Kahve içmeye bekliyorum o zaman." "Bu bir teklif mi?" Tekrar aynı anda güldüler. Bu her ne kadar Alp'e garip gelse de o sadece Alexa'nın gülünce kısılan maviliklerine odaklanmıştı. Çok güzel görünüyordu. "Öyle de denebilir nasıl anlarsan" dedi. Minik bir kıkırdamayla "Görüşürüz o zaman." "Görüşürüz." Derya'nın evde olduğunu tamamen unutmuştum. Birinin gözlerini okumak yetenekse kesinlikle ben birinci olurdum. Etraf buram buram kıskançlık kokuyordu. Yani. Sanırım. "Derya sen ne yapıyorsun ya. Hemen üstünü giy ve defol git evimden." "O kız olsa aynı şeyleri söyler miydin? Tabii ki söylemezdin tam bir saattir kapı da kızla kim konuşuyor. Üstelik tanımadığın bir kızla bir de açıklama yapıyorsun gülüşüyorsunuz. Sen bana ne zaman kahkahalar atarak güldün he söylesene çünkü ben hiç hatırlamıyorum da." "İnan bana keşke seni tanımasaydım. Keşke ilk onunla tanışmış olsaydım en azından o ahlaklı biri. Meğer benim hayatımda sana yer yokmuş Derya." "Sen değil miydin beni çok seven." "Her insan hata yapar Derya. Hem de çok pişman olacağı hatalar yaparlar. Benim en büyük hatam da sensin işte. Doğduğun da annenin ölümüne sebep olduğun için doğar doğmaz sırf sen öl diye bedenini bıçakla parçalamaya çalışan sonrasında seni morga koyan senin öz babandı. O bile seni sevmediyse benden de bekleme." Derya ağlamaya başladı. Çok mu ileri gitmiştim. Gerçi ilk anlattığında hiç etkilenmemiştim. Ama galiba onu gömsem şuan daha iyi olurdu. En azından gözleri bunu yansıtıyordu. "Sen insan olamazsın Alp. Umarım bir gün sevdiğin biri tarafından arkandan bıçaklanırsın ki benim şu halimi anlarsın. " Ağlayarak kapıyı sertçe çekip gitti. Derya gitmişti. Artık hayatımda böyle bir isim yoktu. Baya mutluydum ama bir şey unuttuğumu fark ettim. Alexa'nın getirdiği pasta kapıda kalmıştı. Kapıyı açmamla Alexa'nın üstüme düşmesi bir oldu. Şaşkın bakışlarım onu süzerken oda bütün gücüyle bedenimi sıkıyordu. Korkmuştu. Ama neden en iyisi sormaktı. "Alexa dur iyi misin? Nefessiz kaldım kızım öldürecek misin beni." "Ay pardon bir anda kapı açılınca korktum da kusura bakma." "Sorun değil. Ama neden geldin." "Eve yeni taşındığım için bardak yok. Bende bardak istemek için geldim kahve içecektim de." "Madem buraya kadar bir bardak için geldin gel bari birlikte içelim." "Sen çikolatalı kahve yapabiliyor musun ki?" "Bilmiyorum ama isterse şefim öğretebilir." "Hım bence senin elin lezzetli değildir." "Niye ki. Ayrıca ben çok güzel yemekler yaparım." "Herkes yemek yapar Alp. Çikolatalı kahve yapmayı bilmeyen birinin el lezzeti olamaz." "Lezzetlendirelim o zaman." "Olu-" Lafını bitirmeden hıçkırdı. "Hıçkırık mı?" Büyük bir kahkaha patlattım. "Of! Sus be kardeşim ne dil var send-" Tekrar hıçkırdı. "Sen önce bir su iç sonra konuşuruz kahveyi." Başını aşağı yukarı salladı. ♡♡♡ "Malzemeler hazır mı?" "Hazır şefim." "Ordan bir Yalın şarkısı patlat bakalım." "Hangisi olsun?" "Farketmez." Her Şey Sensin şarkısı çalmaya başladığında Alexa'nın gözleri doldu ve dudağının kenarı yukarı kıvrıldı. "Noldu?" "En sevdiğim şarkı. Babam küçükken anneme hep bu şarkıyı söylerdi." "Benimde-" derken ağzıma çikolata tıkmasıyla lafım dilimde asılı kaldı. "Alexa." "Efendim." "Dudağının kenarında çikolata kalmış." "Hani nerde." "Şurada. Hayır orası değil diğer taraf. Dur ben alırım." Bir adım attım. Aramızdaki mesafe yok denecek kadar azalmıştı. Gözleri gözlerime değince hemen kaçırdı. Yanakları pespembe kesilince hemen önüne döndü ve çikolataları küçük küçük parçalara ayırdı. Birkaç dakika sonra tamamen ona odaklanmış olduğumun yeni farkına vardım. Neyse ki o sadece kahve ile ilgileniyordu. "Kahve birazdan hazır." Uzun bir süre sessiz kaldık. Odadaki tek ses şömineden çıkan seslerdi. "Şefim bu koku normal mi." "Hangi koku? Olamaz kahve, kahve yanıyor." "Abartma Alexa. Sadece duman çıktı. Asıl farketmeseydim yanardı." "Tebrikler Alp Bey ben gidiyorum." "Ne dedim ki ben şimdi." Kapıyı çarpıp çıktığında bir titreme geldi. Sebebi soğuktan ve yorgunluktan olsa gerek gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı.
|
0% |