Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1. Bölüm

@1lpapatya

24.10.2024

''Sonunda hafta sonu geldi. Benden mutlusu yok.'' Alevin bu haline kıkırdadım.

''Daha okulun ilk haftasından bıkmış olamazsın.''

''Bıktım demeyelimde, yoruldum diyelim. İlk haftadan bu kadar ders mi işlenir ya?''

''İşleniyormuş demek ki.'' Okulun bahçesinde yürürken olduğu yerde durdu.

''Ne oldu?''

''Bu sesler ne? Okulda konser mi var?''

''Bugün kulüpler için stant açılacaktı ya. Unuttun mu?''

''Ay ben onu tamamen unutmuşum. Hadi gel bakalım.'' Kulüp stantlarının açıldığı yere doğru yürüdük. Bizim fakülteye yürüme mesafesinde olan, ana bahçedeydi. Stantların önü, hiç beklemediğim bir şekilde kalabalıktı. Stantlar cıvıl cıvıldı. Alevi dürttüm.

''Bir sürü şeye katılalım mı?''

''Bir sürü şeye katılıp ne yapacağız?''

''Geçen sene hazırlıktayız diye hiçbir şeye katılmadık. Beğenmezsek çıkarız. En fazla ne olabilir ki?''

''En fazla ne olabilir ki dediğimizde, başımıza bir şeyin gelebilme ihtimali o kadar artıyor bence.''

''Hadi ama kırma beni.''

''İyi peki. Bu seferlik öyle olsun.'' Sırıttım. Tüm stantları gezdik ve 5 tane kulübe kayıt olduk. İlgimi çeken bir kulüp daha vardı. Psikoloji kulübü... Psikoloji kitaplarına her zaman ilgim olmuştu. Nasıl olsa kulüpler, bize ilgi alanlarımıza yaklaşma imkanı veriyordu. Meslek olarak istemesem de, kulüp olarak şansımı deneyebilirdim.

''Alev.''

''Efendim?''

''Psikoloji kulübüne de katılalım mı?''

''5 tane kulübe kayıt olduk zaten.''

''Psikoloji kulübüne de katılalım tam olsun.''

''Tamam katılalım. Ama bu kulüp benim için son olacak haberin olsun.''

''Anlaştık.'' Psikoloji kulübünün tanıtıldığı stantın önünde, hocalar vardı. Orada duran birkaç öğreniclye fotoğraf çektiriyorlardı. Alev kulağıma yaklaşıp fısıldadı.

''Neden bu kadar çok hoca var?''

''Bilmiyorum ki. Oraya gidip öğrenelim.'' Stantın önüne gittiğimizde, bizi pek umursayan olmadı. Diğer kulüpler öğrenci çekmeye çalışırken bu kulüp, kimseyi umursamıyordu. Yumuşak bir ses tonuyla konuştum.

''Merhaba. Biz, psikoloji kulübüne katılmak istiyorduk da.'' Dudağına biraz daha dolgu yaptırsa patlatacak olan o kız konuştu.

''Biz öğrenci almıyoruz tatlım. Sadece, kulübümüzün varlığını gösterip fotoğraf çektirmek için burdayız.''

''Çok tuhaf. Hocalar bunun için burada yani.''

''Aynen öyle.''

''Bu kulübü bu kadar üstün kılan ne?''

''Tüm hocalarla içli dışlı olmamız diyebilirim. Kulübün içerisinde tanınmış insanlar olmasıda en büyük avantajı. Daha fazla vaktimi almayın lütfen.'' O kız arkasını döndüğünde, Alevle göz göze geldik. Resmen surat ifademizle konuşmuştuk. Orada öylece dikilmeye devam ettik. Öğrenciler, iç çekerek bu stanta bakıyorlardı. Sadece stantın önünden geçiyorlardı. Kollarımı göğsümde birleştirerek konuştum.

''Çok saçma. Kendilerini ne sanıyorlar bu kadar?''

''Özel üniversitenin seçilmiş kişileridir belki.'' Sarı saçlı erkek hoca bize baktı. Bizi inceledikten sonra konuştu.

''Birkaç dakikadır burada bekliyorsunuz. Bu kulübe katılmayı bu kadar mı istiyordunuz?'' Bu kulübün içinde neler döndüğünü öğrenmek istiyordum.

''Evet. Gerçekten çok istiyorduk.'' Alev ''Ne yapıyorsun ya?'' diye beni dürterken ben, üzgün surat ifadesiyle stanta bakıyordum.

''Aslında herkes istiyor. Bu sene alım yapmayacaklarını söylediler. Sizi çok istekli gördüğüm için kulübe sokmak isterim.'' Heyecanla cevap verdim.

''Böyle bir şey yapabilir misiniz gerçekten?'' Alev kaşlarını çatmış beni izliyordu.

''Tabii ki yapabilirim. Hemen ayarlamaya çalışayım.'' Stantta duran kızların yanına gitti. Bizi işaret ederek bir şeyler anlattı. Kızlar, sinirli bir surat ifadesiyle bize bakıyorlardı.

''Beril, amacın ne senin? Niye hala buradayız?''

''Kızım hiç mi merak etmiyorsun ya? Niye bu kulübe alım yok?''

''Kız anlattı ya. Neyini merak edeyim alt tarafı bir kulüp.'' Ben Alevin söylediklerine omuz silkerken az önceki kız geldi.

''Bak tatlım, kulübe öğrenci alımı olmayacağını söylemiştik. Herkes çok istekli ama siz çıtayı aşmışsınız. Hocamız ikna etti diye ikinizi kulübe almaya karar verdik. 1 saat sonra kulüp olarak buluşacağız. Sizde gelirsiniz.'' Alevin kısık sesli bir şekilde ''Allah razı olsun.'' dediğini duydum.

''Buluşma nerede olacak?''

''Edebiyat fakültesindeki ****** amfisinde.''

''Tamamdır. Bir saat sonra orada oluruz.'' Kız resmen gözleriyle bizi ezikledi. Ama umurumda değildi. Merağımdan dolayı katlanmak istiyordum. Kız tekrar stanta gittiğinde Aleve döndüm ve konuştum.

''Hayırlı uğurlu olsun.''

''Kız resmen yargılayıcı bakışlar attı. Ezik gibi göründük karşısında.''

''Bir şey olmaz. Özel üniversite burası unuttun mu? Herkes ezikleyici bakışlar atıyor. Herkes, en iddialı olmak istiyor.''

''Sırf senin için katlanacağım haberin olsun.''

''Bende benim için katlanacağım. Merak etme.'' Kıkırdadık. 1 saat sonra buluşma olacağı için üniversiteden çıkmadık. Yemekhaneye gidip bir şeyler yedik. Vakit gelince edebiyat fakültesine doğru yürüdük. Edebiyat fakültesine girdiğimde, gerildiğimi hissettim. Nedenini bilmiyordum. Büyük bir ihtimalle, öğrenci bile alınmayan bu kulüpte neyle karşılaşacağımızı bilmediğimdendi. Söyledikleri amfiye girdik. İçeride, öğrenci alımı olmayan bir kulübe göre fazla öğrenci vardı. Boş bulduğumuz yere oturduk. Öğrenciler, arada sırada bize bakıp fısıldaşıyorlardı. Fısıldaşmaları yetmezmiş gibi sırıtıyorlardı da. Birkaç dakika bekledikten sonra genç bir adam geldi. Kumral, uzun boylu bir erkekti.

''Hoş geldiniz arkadaşlar.'' Hep bir ağızdan ''Hoş bulduk.'' sesi geldi. Amfiye göz gezdirdi.

''Aramızda yeni arkadaşlar var anladığım kadarıyla. Bu sene alım olmayacak sanıyordum.'' Bizimle konuşan kız araya girdi.

''Alım yoktu aslında hocam. Bu arkadaşlar çok ısrar etti. O kadar yalvarınca dayanamayıp aldık.'' Sinir seviyem yükseliyordu.

''Biz kimseye yalvarmadık.'' Alev sinirlendiğimi anlayınca kısık sesle ''Sakin ol.'' dedi. Hocam dedikleri kişi konuştu.

''Yeni gelen arkadaş biraz sinirli galiba. Kendini tanıtmak ister misin?'' Etrafa göz gezdirdim. Olmayan sosyal anksiyetem, bu ortam sayesinde çıkmış olabilirdi.

''Siz kendinizi tanıtmadan ben kendimi tanıtayım o zaman. Ben, akademisyen Mert Yavuzoğlu. Bu kulüpte birçok hocayla iş birliği içindeyiz. O hocalardan biri de benim.'' Kulüp dedikleri şey, öğrenciler arasında olmuyor muydu? Alev kulağıma yaklaşıp fısıldadı.

''Bu adam hoca mıymış? Ne kadar genç duruyor.'' Adamı süzdüm. Fazlasıyla genç duruyordu. Adam tekrardan konuştu.

''Bu kulüpte çok fazla ödev veriliyor. Böyle bir kulübe girdiğiniz için üzülmezsiniz umarım.'' Alev konuştu.

''Ne ödevi?''

''İlk gün, isminizi yüz kere yazacaksınız mesela.''

Alevle birlikte sürekli etrafımıza bakıyorduk. Bakmamamız mümkün değildi. Etrafımızdaki insanlar tuhaf bir şekilde bize bakıyordu. Birkaç dakika süren sessizliğin sonunda, amfideki herkes kahkaha atmaya başladı. Bir erkeğin ''Mert yaa dalga geçme kızlarla.'' dediğini duyduk. Alevle birbirimize baktık. Ne saçma ortamdı böyle? Artık dayanmaya gücüm kalmamıştı. Ayağa kalkıp bağırdım.

''Ne dalgası?'' Adının Mert olduğunu öğrendiğim adam güldü ve cevap verdi.

''Kulüpte hoca mı olur? Hemde tanışma toplantısında... Bence siz dalga geçiyorsunuz.'' Herkes tekrardan gülüştü.

''Hocalarla içli dışlıyız demediniz mi?''

''Hocalarla içli dışlıyız diye kulübü onlar mı yönetecekti?''

''Yaptığınız şey ne kadar saçma farkında mısınız?''

''Ne yapmışız şimdi? Sizin saflığınızdan dolayı bizi mi azarlıyorsun?''

''Birde üste çıkmaya çalışmanız yok mu? Komiksiniz.'' Çantamı alıp amfinin kapısına doğru yürüdüm. Alevde peşimden geliyordu. Mert bağırdı.

"Böyle her kafanıza estiğinde dersten çıkamazsınız çocuklar." Amfidekiler tekrardan kahkaha attığında, arkamı dönüp cevap verdim.

"Hoca olmaya çok meraklıysan derslere gir hocalık yap. Yerin bu kulübün yöneticiliği olmasın." Amfidekilerden ''Ooo'' sesi geldi. Alevle birlikte amfiden çıktık.

''Biz, az önce ne yaşadık tam olarak?''

''Harbi ne yaşadık öyle? Sende ağzını açıp tek bir kelime bile söylemedin Alev. Çok sağ ol.''

''Bir anda kal geldi. Sen çok güzel laf koydun.'' Sırıttım.

''Koydum değil mi?''

''Koydun da, rezil olduk galiba. Herkes bize güldü.''

''Onlar kendilerine gülsün önce. Bu kulübe girmek isteyenleri de hiç anlayamadım. Bunlar mı tanınmış insanlar?''

''Aşırı moralim bozuldu. Hafta sonu için olan enerjim gitti.''

''Üzülme kızım ya. Adımızı bile bilmiyorlar ki. Sadece buluşmaya gittik.'' Fakülteden çıktığımızda rahatlama hissetim. Sanki kaçıp kurtulmuştum ve onları bir daha hiç görmeyecektim.

''Çay içmek ister misin?''

''Burada oturmak istemiyorum.''

''Tamam, sen ilerle. Ben çayları alıp gelirim.'' Kafamı onaylarcasına salladım. Yavaş adımlarla yürümeye başladım. Kazandığım bu üniversitenin her yeri ayrı güzeldi. Hayallerimi süsleyen bu yerde yürümek ayrı bir mutluluktu. Alevle ikimiz derece yapmıştık. Özel bir üniversitede tam burslu okuyorduk. Alev hala gelmemişti. Çok uzaklara gitmemek için olduğum yerde durdum ve telefonumla ilgilenmeye başladım. Birkaç dakika sonra Alev geldi.

''Beril, ne oldu tahmin et.''

''Ne oldu?''

''Çok yakışıklı bir sarışın erkek gördüm.'' Tanıştırayım, Alev. Kendisi sarışın olan yakışıklı erkeklere bayılır. Bugüne kadar hiç sevgili yapmadı. Çünkü yakışıklı ve sarışın prensini bekliyordu. Elinden çayımı aldım.

''Yaa öyle mi?''

''Kızım dalga geçme. Çok yakışıklıydı. Orada oturan kızlar ona bakıyordu. Bende onlar gibi baktım. Çok kibardı.'' Bir yandan yürüyor, bir yandan çayımızı içiyorduk. Çayımı yudumladıktan sonra cevap verdim.

''Birkaç dakika içinde kibar olduğunu nasıl anladın?''

''Orada çalışan kadınla konuşmasından anladım.''

''Keşke adını öğrenseydin.''

''Keşke. İmkansız aşk listeme ekleyeceğim.''

''Öyle bir liste mi vardı ya?''

''Artık var.'' Kıkırdadım. Okuldan çıktık ve otobüse bindik. Evlerimiz birbirine yakın olduğu için birlikte gelip gidiyorduk. Yol inanılmaz uzun sürse de, Alevle birlikteyken eğlenceli oluyordu. Her gün buluşmamıza rağmen konuşacak konu buluyorduk. Yolda, amfide karşılaştığımız durum hakkında konuştuk. Olabilecek en kötü senaryoyu bile düşündük. Düşünsenize, orada kamera varmış ve bizi çekmişler. Daha sonra bu videoyu tüm okulun önünde yayınlıyorlarmış falan. Çok korkunçtu! Eğer böyle düşünmeye devam edersek kafayı yeriz diye konuyu kapattım. Kalan yol boyunca da sarışın erkek hakkında konuştuk. Pazartesi günü, sarışın olan bu çocuğun Alevin karşısına çıkması için dua ettim. Alevin ineceği durağa geldiğimizde vedalaştık ve Alev otobüsten indi. Birkaç durak sonra bende indim. Şu anlık istediğim tek şey, hafta sonu boyunca keyif çatmaktı.

 

 

Farklı kurgumun ilk bölümüyle karşınızdayım. İlk bölümü yazmak her zaman daha zor oluyor bence. Umarım beğenirsiniz. Yorum atmayı ve oylamayı unutmayın. Diğer bölümde görüşmek üzereee<3

 

Loading...
0%