@1lpapatya
|
≿━━━━༺❀༻━━━━≾ Nişandan sonra nişan yemeğine gittik. Nişan yemeğinde herkes sevgilisiyle yan yana oturdu. En saçma bulduğum şey Kenanla Yeşimin yan yana oturmasıydı. Ecem, Oğuz, Hakan ve ben yani biz, Kenanla Yeşime nefretle bakıyorduk. Bizim böyle bakmamıza rağmen Sevim abla ve babam bir şey bile demiyordu. Daha birkaç gün önce Hakan benim odamdan çıktığı için bizimle kavga eden babam, Yeşime hiçbir şey demiyordu. Yemeklerimizi yerken Yeşimin Kenanı elleriyle beslediğini gördüm. Galiba kardeşimin beyni yok olmuştu. Hayır birde bizim sinirlendiğimizi gördükleri halde davranışlarını abartıyorlardı. Tamam nispet yapın da bu kadarı fazla be kardeşim! Yemeklerimizi bitirdik ve çay içerken Yiğit Kılıcın kuzeni sandalye çekip Hakanla aramıza oturdu. Daha önceden konuşmuşuz gibi çok samimi bir şekilde konuşmaya başladı. ''Ayy Ezgiciğim, bu gece çok güzeldin gerçekten. Tabii normalde de çok güzelsin ama neyse.'' ''Çok teşekkür ederim. Sizde çok güzelsiniz. Daha önceden karşılaştık mı? Normalde de çok güzelsin dedinizde.'' Güldü ve elimi tutup cevapladı. ''Hakan resimlerini göstermişti. Beni güzel bulduğun için teşekkür ederim. Bu arada adım Meltem.'' ''Çok memnun oldum Meltem Hanım.'' Hakan öylece odaklanmış bizi dinliyordu. ''Ne hanımı şekerim Meltem abla demen yeterli.'' Gülerek kafamı salladım ve o sırada babamın beni izlediğini gördüm. Sadece onlar izlese yeterliydi ama karşımda oturan Yiğit Kılıçla Esra Kılıçta beni izliyordu. Gülümseyerek ortaya laf attım. ''Niye öyle bakıyorsunuz?'' Hiçbiri cevap vermedi. Meltem abla yine konu açtı. ≿━━━━༺❀༻━━━━≾ Meltem ablayla beraber epeyce sohbet ettikten sonra çaylarımız da bitmişti. Oradan kalktık ve eve gitmek için arabalara doğru yürümeye başladık. O sırada Yiğit Kılıç konuştu. ''Hakan, gelin arabasıyla Ezgiyi evine bırak oğlum." Babam hemen çıkıştı. "Gerek yok farkındaysan benim arabam var. Ailemi ben eve götüreceğim." Yiğit Kılıç cevap verecekken Hakan babasının konuşmasına izin vermedi. "Nişanlımı eve ben bırakacağım." Babam ve Hakan birbirlerine sinirli bir şekilde cevap verme yarışına çoktan girmişlerdi. Aralarına girip susturacak tek kişi muhtemelen bendim. "Baba, ben eve Hakanla gelirim. Sen karını ve kızını al git." Kılıç ailesi babama sırıtarak bakışlar atıyordu. Bir an kendimi Alacakaranlıkta Bella'nın, Edward'ın ailesine katıldığında Jacob ve diğerlerine karşı duruşunu sergiliyormuşum gibi hissettim. Babam, Yeşim ve Sevim abla bizim kendi arabamıza bindiler. Bende Hakanla beraber gelin arabasına bindim. Ben ön koltuğa binip emniyet kemerini takarken Hakan arabayı çalıştırıyordu. Daha sonra konuştu. ''Nişanımız aynı gerçek gibi oldu. Valla bilmesem ben bile inanırdım.'' Ben verdiği tepkiye gülerken tekrardan konuştu. ''Yarın seni konserden daha erken bir saatte alacağım haberin olsun.'' ''Konser saat kaçta?'' ''19.00'da.'' ''Akşam olacak konser için neden beni erkenden alıyorsun?'' ''Nişanlımla konserden önce kahve içmeye gitmek istiyorum suç mu?'' Sanki gerçekten nişanlıymışız gibi verdiği rahat cevaplar sinirimi bozuyordu. Aslında gerçekten nişanlıydık ama birbirimizi seven nişanlılardan değildik. ''Sen bu nişanlım kelimesine iyi alıştın he. Kendini bu kadar kaptırma benden söylemesi. Sonra bana aşık falan olursun hiç uğraşamam.'' Sinsi bir bakış atıp cevap verdi. ''Sana aşık olursam ne yapabilirsin ki?'' Verdiği cevap karşısında yine yanaklarımın ısındığını hissettim. Cevabı o kadar değişik bir ortam yaratmıştı ki. Yutkunduktan sonra konuştum. ''Neden bana aşık olasın ki? Yani çevrende o kadar kız varken... Seni sevmeyen bir kıza aşık olmak saçma olurdu bence.'' ''Neden beni sevmeyen bir kıza aşık olmayayım ki?'' Kalbimi küt küt attırmak zorunda mısın Hakan Kılıç? Bu nasıl cevaplar? ''Akşam akşam başına saksı mı düştü Hakan. Ne saçmalıyorsun sen ya? Bana aşık olmaya falan kalkışma sakın.'' ''Aşık olmak elimizde olan bir şey değil Ezgi. Kalbimize söz geçiremiyoruz ki.'' Y-Yoksa? Hayır, hayır olamazdı değil mi? Hakan bana aşık olamazdı. Ben korkulu gözlerle Hakana bakarken o koca bir kahkaha patlattı. ''Korkma be korkma sana aşık olmadım. İki dakika dalga geçeyim dedim de gerçek sandın. Hakan Kılıç gibi bir insan sana aşık olsa mutlu olacağına korkman bir acayip.'' Hakan gülmeye devam ederken ben boş boş bakıyordum. ''Ne korkacağım. Beni değil kendini yakarsın.'' ''Niye kendimi yakıyormuşum?'' ''Tek taraflı olduğu için aşk acısı çekersin. Boşuna üzülme diye.'' ''Vaay çok iddialı. Hakan Kılıç gibi bir insan tek taraflı aşk acısı çekecek öyle mi?'' Bu akşam bol bol gülmüştü. ''Tamam anladık bana aşık olmazsın. Ayrıca, Hakan Kılıç gibi bir insan ne ya? Bırakta seni başkaları övsün.'' ''Bana diyene bak.'' Cevap vermedim ama Hakan sohbeti devam ettirdi. ''Heh evet en son kahve diyorduk. Saat 15.00 gibi seni alırım. Bir şeyler içeriz sonra da konsere gideriz. Olur mu?'' Çokta erken almıyormuş. Ne de olsa konser için kapı açılış saati 18.00 ''Olur.'' Biz böyle konuşurken yol bitmişti. Teşekkür edip arabadan indim ve eve doğru ilerledim. Daha Yeşimler eve gelmemişlerdi. Anahtarım olmadığı için bahçedeki banka oturdum. Kendimle baş başa kaldığımda sürekli düşüncelere dalıyordum. Hayatımın sadece birkaç haftada değiştiğini düşünüyordum. Hakan yüzünden işime doğru düzgün gidemiyordum ama yinede aylık maaşımı almıştım. Bu arada şirketin sahibi Metin Bey de nişanımıza eşi ve çocuklarıyla beraber katılmıştı. Hatta nişanımızda bizden daha çok eğlendiğini falan düşünüyorum. Yoldan gelen ışıkla gözlerim kısıldı. Babam arabayı park etti ve hep beraber arabadan indiler. Yeşim yüzüme şeytanca bakışlar atarken Sevim abla anahtarla kapıyı açtı. Eve girdiğimizde onlar ışıkları yakarken bende hızlı bir şekilde odama çıktım. Topuklularımı çıkarınca derin bir rahatlama hissettim. Elbisemi de çıkarıp pijamalarımı giydim ve saçımdaki tel tokaları çıkardım. Makyajımı da sildikten sonra saçıma bir ev topuzu yapıp yatağıma uzandım. Elime telefonumu aldım ve interneti açmamla beraber mesaj kutumun dolup taştığını gördüm. İnstagramda sadece tanıdıklarımla takipleşiyordum ve 500 takipçim vardı. Ama Hakanın 1.5 milyon takipçisi vardı. Her ne kadar benim hesabım gizli olsa da gelen mesaj isteklerini görüyordum ve birkaçına göz gezdirdim. O sırada Ecemin de tüm çektiği fotoğrafları atmasıyla telefonumun bildirim sesi susmak bilmedi. Hakanla sözümüz olduğunda instagrama söz fotoğrafı atmıştık. Şimdi de, dans ederken Ecemin yakaladığı güzel bir fotoğrafı ve Hakanla poz verdiğimiz bir fotoğrafı Nişan♥ diye attım. İlk fotoğrafta Hakan kulağıma eğilmiş bir şekilde şarkıyı fısıldıyordu. Ben de tebessümle Eceme bakıyordum. Tüm fotoğraflara bakarken yaşadıklarımız gözümde canlandı. Ben sırıtarak fotoğraflara bakarken Sevim abla kapıyı bile tıklama zahmetinde bulunmayıp içeri daldı. ''Ezgi, bu yaptıkların gerçekten çok fazla!'' Yatağımda doğrulup cevap verdim. ''Ne yapmışım yine? Ayrıca kapımı tıklamadan içeri girme cesaretini nereden buluyorsun anlamadım cici anneciğim.'' Cici anneciğimi bastırarak söylediğim için daha da sinirlenmişti. ''Hakanla birbirinizi sevmeyerek nişanlanıyor olabilirsiniz ama kızıma karışamazsınız! Duyduğuma göre Yeşimi kıskanıyormuşsun!'' ''Yeşimi mi kıskanıyormuşum? Ben mi kıskanıyormuşum? Ona doğruları söylediğim için kıskanıyor mu oldum şimdi?!'' ''Yeşim Kenanı seviyor diye kıskanıyorsun. Birde utanmadan iyi kızı oynuyorsun!'' Sevim ablanın sesi daha da yükselince dayanamayıp bende bağırmaya başladım. ''Siz analı kızlı gerizekalısınız! Kenan bana aşıktı bana. Kızını oynatıyor diyorum hala kıskanıyorsun diyorsun!'' ''Doğru konuş o ağzını yırtmayayım gerizekalı olan sensin. Bence Kenan sana değil, sen Kenana aşıksın. Şunu bil ki kızımın mutluluğunu engellemene izin vermeyeceğim. Birini sevemedin, Hakanla nişanlandın diye başkalarının mutluluğunu kıskanma!'' ''Kenana aşık falan değilim! Alın o çapulcu Kenanınızı başınıza çalın ve ne haliniz varsa görün. İyiliğinizi istedikçe şımarıyorsunuz!'' Sevim ablanın cevap vermesine izin vermeyip kapıyı işaret ettim ve onu iteleyip dışarı çıkardım. Kapıyı da kilitledikten sonra tekrardan yatağıma yattım. Zaten fiziksel olarak yorgun olan bedenim ruhen de yoruluyordu. İki dakika mutlu olsam mutluluğumu çok görüp üzmeye fırsat arıyorlardı. Beynimdeki düşüncelerle boğuşurken uykuya daldım. 10 Ekim Pazar Saat 12.00'de uyandım. Eh, gece geç yattığım için bu saatte kalkmam gayet normaldi. Yatağımda gerinip yeterince açıldıktan sonra yatağımı topladım. Tuvalete de gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra evdekilerin çoktan uyandıklarını gördüm. Babam seslendi. ''Günaydın kızım.'' ''Günaydın baba.'' ''Biz kahvaltı yaptık. Sen yorgun olduğun için kalkınca yaparsın diye düşündük. İstersen Sevim senin için hemen hazırlar.'' Sevim ablayla Yeşim gözlerini devirirken ben cevap verdim. ''Yok teşekkürler baba ben hazırlarım. Saat 15.00'de Hakanla kahve içmeye gideceğiz haberin olsun. Kahvaltı edince giyinip çıkarım.'' ''Kızım, siz Hakanla ne kadar fazla görüşür oldunuz böyle. Ne iş?'' Benden merakla cevap beklerken kollarımı göğsümde bağladım ve cevapladım. ''Hakan artık benim nişanlım. İstediğim kadar görüşürüm. Karışacak değilsiniz herhalde?'' ''Yok karışmak değil de... Hani gerçekten birbirinizi seviyor musunuz diye merak ettim.'' ''Neden olmasın? Seviyor olabiliriz.'' Yeşim konuşmak için lafa atladı. ''Boşver babacığım uğraşma şu huysuz kızınla. Hem bizim aileye Kenan gibi bir damat yeter de artar bile.'' 1 veya 2 haftada tanıştığı çocuğu babama söylemiş, birde damat mı diyordu? Kusacağım galiba... Sevim abla Yeşimin saçını okşadı ve cevapladı. ''Benim güzel kızım, sana da böyleleri yakışır. Maşallah çocuk çok yakışıklı. Sende çok güzelsin.'' Ben kafamı olumsuz bir şekilde sallarken evde gülücükler saçılıyordu. Dayanamadım ve araya girdim. ''Bana nişanlımla görüşüyorum diye laf ediyorsun baba. Kızın daha yeni tanıştığı biri için damat diyor. Ona laf yok mu?'' Sevim abla babamın cevap vermesine izin vermedi. ''Kızımı kıskanma.'' ''Senin kızını neden kıskanayım ben be?'' ''Edepsiz olduğu gibi kıskanma duygusu da var.'' İşte bu kadarı yeterliydi. ''Kenanın benden hoşlandığını biliyor musun baba?'' Babamın kaşları çatıldı. ''Anlamadım?'' Mesajı açtım ve gösterdim. ''Kenan kızını kullanıyor olabilir. Benden söylemesi.'' Babam Yeşime dönüp ''Bu da ne oluyor?'' derken sırıtma sırası bendeydi. Söylemeyeceğimi düşünmüşlerdi. Mutfağa gittim ve kendime çay yapıp sandviç hazırladım. ≿━━━━༺❀༻━━━━≾ Sandviçim ve çayımı bitirdiğimde saatin 13.30 olduğunu gördüm. Serdar Ortaç konseri vardı ve ben Hakanla gidiyordum! Yıllardır hayranı olduğum adamın konserine gidiyordum! İçim heyecandan kıpır kıpır olurken hazırlanmak için hemen odama çıktım. Hızlı bir duş aldım. Daha sonra hazırlanırken telefonumdan Serdar Ortaç- Mikrop açtım. Bilmediğim hiçbir şarkısı yoktu. Seçmek zorunda olsam ''Ben buna cevap veremem.'' derdim her halde. Bir yandan giyinip bir yandan dans ederken sıra saçımı yapmaya geldi. Tarağımı alıp mikrofonmuş gibi kullanırken bir sürü Serdar Ortaç şarkısını dinlemiştim bile. Saçlarımı taradıktan sonra uçlarına hafif bir maşa yaptım ve makyajımı yapmaya geçtim. Tam hazırlanmam bittiğinde telefonumun zil sesi çaldı. Hakan arıyordu. ''Alo?'' ''Alo, hazır mısın Ezgi? Kapının önündeyim seni bekliyorum.'' Telefonu kulağımdan indirip saate baktım. Saat şu an tam 15.00'ti. Şarkı dinleyip hazırlanırken zaman ne çabuk geçmişti böyle! ''Hazırım, hemen geliyorum.'' Telefonu kapattım ve parfümümü sıkıp gözlüğümle çantamı aldıktan sonra aşağıya indim. Hava bugün mis gibiydi. Güneş adeta gökyüzünden ''Konser için iyi eğlenceler.'' diyordu. ≿━━━━༺❀༻━━━━≾ Arabaya bindim ve bir süre hiç konuşmadık. Yıllardır tüm şarkılarını dinleyip hayranı olduğum adamın konserine gideceğim için içim içime sığmıyordu. Resmen gülümsemekten ağzımı kapatamıyordum. Yine arabada sohbeti başlatan Hakan oldu. ''Ağzını kapat ağzını. Sinek girecek yoksa.'' ''Ay çok heyecanlıyım ya.'' Benim gülümsememe eşlik etti. ''Farkındayım. Dur telefonu arabanın bluetooth'una bağlayalım da sana şarkı açayım.'' Telefonu bağladı ve Hande Yener Ft. Serdar Ortaç- İki Deli açtı. Ben şarkının her sözüne eşlik ederken o da aynı şekilde eşlik ediyordu. Arabanın içinde bağıra bağıra şarkı söylemeye başladık. Tam nakarat kısmı geldiğinde Hakan ''Aha geliyor.'' dedi ve sesi daha çok açtı. İki deli bir araya gelmemeliydik Biz şarkıya eşlik edip bağıra bağıra her mısrasını söylerken şarkı bitmişti bile. Hakanla birbirimize bakıp gülme krizine tutulduk. Daha sonra Hakan konuştu. ''Bende tüm şarkılarını biliyorum.'' Ben hadi be oradan bakışı atarken inanmadığımı anladı. ''Kız gerçekten bak. Serdar Ortaç şarkılarını dinlemeyi çok severim.'' ''İnanmalı mıyım?'' ''Sen bilirsin. İnanmazsan inanma ama konserde tüm şarkılara eşlik edersem görürsün.'' ''Hangimiz daha fazla Serdar Ortaç hayranı tartışmayalım istersen.. Çünkü mağlup çıkarsın.'' ''Tamam o zaman. Sadece bir şarkısını bile bilemezsen istediğim her şeyi yapacaksın. Eğer ben bilemezsem istediğin her şeyi yapacağım. Kabul müdür?'' Hırsla kafamı sallayıp ''Kabul!'' dedim. Hakan arabayı park ederken camdan dışarıyı izledim. Çok güzel bir cafeye gelmiştik. Arabadan inip cafenin dışında bir masaya oturduk ve kahveleri söyledik. Kahveler geldiğinde etraf çok güzel olduğu için Hakanın fotoğrafını çekmeyi teklif ettim. O sırada yanımıza küçük bir köpek geldi ve Hakan onu kucağına aldı. Hakan, fotoğrafını çekmemi kabul edince çektim. Fotoğraf çok güzel çıktı. Aslında fotoğraf değil de Hakan yakışıklıydı sanki. O da beni çekti ve ikimizde fotoğraflara yoğunlaştık. ''Ezgi, sen bu kadar güzel çekiyor muydun kız? Bravo valla çok beğendim. İnstagrama atacağım şimdi.'' Gururla kafamı salladım ve bende aynı şeyi onun için söyledim. ''Sende çok güzel çekmişsin. Bende atmayı düşünüyorum.'' İkimizde aynı anda İnstagrama fotoğraf attık. Hakan fotoğrafı attıktan 5 dakika sonra 15.020 kişi beğenmişti bile. Benim daha 50 kişi beğenmişti. Aslında yeni atmama göre gayet iyiydi. Kahvelerimizi içtik ve birazcık sohbet ettik. Dün akşam Sevim ablanın bana söylediklerini Hakana anlattım. Ne diyeceğini bilemez bir şekilde cevapladı. ''Kenan'ın Yeşimle oynayacağına adım kadar eminim. Onu koz olarak kullanacak ama Yeşim eğer ağzından her şeyi kaçırırsa... İşte o zaman yalanımız ortaya çıkar.'' Elimle rahat ol dercesine hareket yaptım ve cevapladım. ''Eğer öyle bir şey yaparsa saçını başını yolarım zaten merak etme.'' ''Saçını başını yolsan da çoktan iş işten geçmiş olur. Yeşim çok iyi bir kız gibi görünüyordu. Bir adam için nasıl böyle birine dönüştü anlayamadım.'' ''Yeşimin içinde hep bir hırs ve şeytanlık vardı. Ama bu kadar açığa çıkaracağını hiç düşünmemiştim.'' Olanlar hakkında güzelce sohbet ettikten sonra saat 17.30 olduğu (konsere az kaldığı) için masadan kalktık. Hakan hesabı ödediği sırada bende makyajımı tazelemeye gittim. ≿━━━━༺❀༻━━━━≾ Saat 18.50'de konser alanına varmıştık. Hakanın bileti VİP bilet olduğu için en öne alındık. Hayatımda sadece 2 kere konsere gitmiştim ve hep arkalardan izlemiştim. Öne geçip izlemek, hemde en sevdiğim sanatçıyı.. Bu akşam harika olacaktı inanıyordum. Ben boş sahneye bakıp çalınan şarkıları dinlerken Hakan kulağıma eğilip konuştu. ''Sakın iddiayı unutma. Kaybedersen istediğim her şeyi yapacaksın ki kaybedeceksin zaten.'' ''Bu kadar emin olma bence. Şarkıların hepsini bildiğimi sen de billiyorsun.'' ''Göreceğiz.'' Onun gibi ''Göreceğiz.'' dedim. ''Bu arada VİP bilet olduğu için Serdar Ortaçla fotoğraf çektirebilme imkanın var haberin olsun. VİP biletten ziyade, Hakan Kılıcın yanında olduğun için demeliydim sanırım.'' Gözlerimi kocaman açmış sırıtırken yan tarafımıza iki kişi oturdu. Yanımıza oturanlar bize seslendi. ''Hakann, Ezgii.'' Yeşimle Kenan gelmişti! VİP bilet alıp yanımıza gelmişlerdi ve şeytani sırıtışlarla bakıyorlardı. En mutlu olduğum günlerden birini bozmaya hakları yoktu değil mi? Bozamazlardı da zaten. İzin vermemeliydim. Hakan sinirle Kenana bakarken Kenan konuştu. ''Ne güzel burada da buluştuk. Hemde sahnenin önünde.. Bol bol eğleniriz artık. Keşke söyleseydiniz de beraber gelseydik.'' Kenan, Yeşimin elini tuttu ve öptü. Sinirlenme Ezgi, sinirlenme kızım. Hakan sesini yükselterek konuştu. ''Ezgiyle buraya geleceğimizi biliyordun değil mi? Onun için geldin!'' Yeşim kaşlarını çatarak cevapladı. ''Evet biliyordu. Sen bana günler önce söyledin. Ben de o zaman Kenana söyledim ne olmuş yani? Biz siz buradasınız diye gelmedik. Eğlenmeye geldik.'' Hakanla birbirimize baktık. Hakan mahcup bir ifadeyle bakıyordu. Kulağıma yaklaşıp fısıldadı. ''Özür dilerim. Nereden bilebilirdim Kenana söyleyeceğini. Hem Serdar Ortaç hayranı olduğunu da ondan öğrendim. Şu an Kenanı dövmek istiyorum.'' Onun yaptığı gibi bende kulağına yaklaştım ve fısıldadım. ''Boşver Hakan, tatsızlık çıkmasın. En eğleneceğim günlerimden birini berbat etmek istemiyorum.'' Kafasını salladı ve gülümsedi. Bende o sırada sinirimi yatıştırmak için telefonumu elime alıp instagrama baktım. Beğeniler epeyce çoğalmıştı. @ ezgiitunc ''EZGİNİN ATTIĞI FOTOĞRAFI DÜŞÜNELİM'' ecemaydıın ve 369 diğer kişi beğendi melissklc: Utanır insan böyle güzel olunur mu? ➥ezgiitunc: Senin kadar olamasakta idare ediyoruz canım ecemaydıın: Güzelim benim baanukaya: Isırasım geliyor oğuzşhn: 🔥 ➥ecemaydıın: Ne oluyor Ezgi ne eniştesi ya ➥ezgiitunc: Sen anlarsın ;) yiğitklc: Gelinimin güzelliği hiçbir gelinde yok hakankılıc: Gözlerin ömre bedel <3 esrakılıcc: Yiğit çok haklı bu ne güzellik gelinim Gelen yorumlara gülümseyip yanıt yazdım. Yiğit Kılıcın attığı yoruma koca bir kahkaha patlattım. Daha sonra Hakanın profiline girip attığı fotoğrafa baktım. @ hakankılıc ''HAKANIN ATTIĞI FOTOĞRAFI DÜŞÜNELİM''
hakankılıc: Bir kadın gelir, değiştirir seni melissklc: Alıştığın o sert, kararlı şeklini ➥ecemaydıın: Yüz binlerce yıldır böyledir gider ➥oğuzşhn: Suyun kumsala vurması gibi oğuzşhn: Adam ya geldi adam 1volkanklc: Ana sayfama karizma düştü ecemaydıın: Yakıyorsun enişte yiğitklc: Babasının oğlu karizma doğdu karizma gidiyor ezgiitunc: Bir tanem ❤ esrakılıcc: Kim doğurdu maşallah ve diğer 150.680 yorum Ben telefona dalmış Hakanın gönderisinin yorumlarına bakarken Yeşim ve Kenan, konser alanında çalan şarkıya eşlik ediyorlardı. Hakan o kadar yorum içerisinde sadece bana yanıt vermişti. Eh bunu görünce kendimi de özel hissetmedim değil tabii. Saat 19.30 olduğunda Serdar Ortaç gıybet şarkısıyla sahneye giriş yaptı. Arkasında kızlar dans ederken o da çok mutlu bir şekilde şarkısını söyledi. Şarkı bitince Serdar Ortaç konuklara seslendi. ''Sevgili misafirler, değerli konuklarımız bu gece Serdar Ortaca hepiniz hoş geldinizzz.'' Ben mutlu bir şekilde bir yandan fotoğraf çekip bir yandan video çekerken Hakan enerjik bir şekilde izliyordu. Serdar Ortaç Mesafe şarkısını söylemeye başladı ve daha ilk saniyesinden enerjik bir şekilde şarkıya eşlik etmeye başladım. Konser oturmalıydı ve arkamı dönüp baktığımda ucu görünmeyen bir kalabalık olmasının şokuyla tekrardan önüme döndüm. Ben çalan tüm şarkılara eşlik ederken Hakan da eşlik ediyordu. Ben çoktan o iddiayı unutmuştum ve konserin keyfini çıkarmak için eşlik ediyordum. Hakan hiç beklemediğim bir şekilde benim gibi tüm şarkıları söylüyordu. Serdar Ortaç; İki deli, ismi lazım değil, ben adam olmam, dansöz şarkılarını söylemişti. Şimdi de balım şarkısını söylemeye başladı. Yeşim, Kenan'ın elini tutmuş dans ederken Kenan beni gözetliyordu. Hakan, Kenan'ın bakışlarından rahatsız olduğumu anladı ve elini yumruk yapıp sıkmaya başladı. Şarkının nakarat kısmı geldiğinde Hakan kulağıma eğildi ve ''Kimse sana canım, cicim, balım demesin. Kıskanırım seni başka biri sevmesin özellikle Kenan'' dedi. Özellikle Kenan dediği anda hızla yüzüne döndüm. Sadece birbirimizin gözlerinin içine bakarken Serdar Ortaç bizi işaret etti. Kameralar bir anda bize döndü. Kenan ve Yeşim kıskançlıktan kudururken ben kamerada kendimi görünce heyecandan ölecektim. ≿━━━━༺❀༻━━━━≾ Serdar Ortaç daha sonrasında bir sürü şarkı söyledi. Hayatımdaki en eğlendiğim, en güzel geçirdiğim gün olabilirdi. Konser saat 22.30 gibi bitti. Konser biterken arkada oturan herkes ayaklandı. Bende yerimden kalkarken Serdar Ortacın menajeri Hakana eliyle işaret etti. Gözlerimi fal taşı gibi açmış Hakana bakarken o ise bakışıma sadece gülüyordu. Sahne arkasına geçtik. Serdar Ortaçla sohbet etme fırsatı bulabilmek çok güzeldi. Ben imza alıp fotoğraf çektirmeyi planlarken Serdar Ortaçla Hakan çok samimi bir şekilde tokalaştı. Aralarında güzel bir şekilde sohbet ettiler ve Serdar Ortaç, nişanlandığımız için bizi tebrik etti. Daha sonrasında Hakanla beraber (birde tek başıma) Serdar Ortaçla fotoğraf çekildim. Vedalaştıktan sonra konser alanından çıktık. Hayatımda istediğim şeylerden biri Serdar Ortacın konserine gitmekti ve Hakan sayesinde onunla tanışma fırsatı bile buldum. Önceden Yeşimle beraber gitmeyi hayal ederdik. Şimdi ikimizde konserdeydik ama bir fark vardı. Şarkılara beraber eşlik etmiyorduk ve birbirimize düşmanmışız gibi bakıyorduk. Farklı kişilerle gelip birbirimize farklı davranıyorduk. ≿━━━━༺❀༻━━━━≾ Hakanla beraber arabaya bindik ve Hakan arabayı çalıştırırken ben çektiğim videolara bakıyordum. Konserde yorulmadım. Aksine enerjim daha çok artmıştı. Hakanın bana baktığını fark edince konuştum. ''Sen Serdar Ortaçla daha önceden tanışmış mıydın? Bu rahatlığının nereden geldiği belli oldu.'' ''Bir kere çekimlerimin olduğu yerde o da vardı ve tanışma fırsatı bulmuştum. Onunla ilk tanıştığımda bende tüm şarkılarını dinlediğim için en az senin kadar heyecanlandım merak etme.'' Gülümsedim ve bir teşekkür borcumun olduğunu düşündüm. ''Teşekkür ederim Hakan. Gerçekten geçirdiğim en eğlenceli akşamdı.'' Gülümsedi. ''Rica ederim. Çarşamba günü söylediklerim için tekrardan özür dilerim. Umarım beni affetmişsindir.'' Sesimi inceltip cevapladım ''Affediyim bari.'' O da aynı şekilde sesini inceltti. ''Affet bari.'' İkimizde şu anki sohbete güldükten bir süre sonra Hakan konuştu. ''Bu arada iddiayı kazanan da kaybeden de olmadı. İkimizde hiçbir şarkıyı kaçırmadan eşlik ettik. Bir günlüğüne kölen olmasam da, seni ev yapımı mantı yemeye götürebilirim değil mi?'' Hakan Bey beni kalbimden vurmayı nasıl öğrendiniz? ''Oluur, gidelim.'' Mutlulukla elimi çırpıp emniyet kemerini taktım ve yola koyulduk. ≿━━━━༺❀༻━━━━≾ Ben bir restoranta gideceğimizi düşünürken Hakanın evine geldik. ''Hakan burada ne işimiz var?'' ''Babaannem elinde mantı açmış. Bize de mantıyı yemek düşer.'' Hafif tebessüm edip arabadan indim ve derin bir nefes aldım. Hava öğlen güzel olmasına rağmen şu an epeyce esiyordu. Eve girdiğimizde Kılıç ailesi tarafından karşılandık. Hakanın babaannesi ve dedesi de oradaydı. Biraz sohbet ettikten sonra Hakan, evde görevli olan Ceylan ablanın kulağına bir şeyler söyledi. Daha sonra ailesinden müsaade isteyip kolumdan çekiştirmeye başladı. Ben ne olduğunu anlayamazken bir anda kendimi çatı katında buldum. Çatı katındaki balkonu merak ediyorum dediğim için beni balkona getirmişti. Balkon çiçeklerle donatılmış, ışıklarla süslenmiş ve kocamandı. Yerde puf koltuklar vardı. Birine ben, diğerine de Hakan oturdu. Karanlıkta parıldayan yıldızlara bakmaktan gözlerimi alamadım. Hakan kalktı ve gitti. 5 dakika sonra elinde 2 battaniyeyle geldi. Birini benim üstüme sarıp diğerini de kendine sardı. Birkaç dakika sonra da Ceylan abla mantılarımızı getirdi. Hakan mantıları alıp teşekkür ettikten sonra birini bana verdi ve afiyetle mantılarımızı yedik. Hakanla sohbetin dibine vurmuşken aslında arkadaş olsak ne kadar güzel olacağını düşündüm. Düşündüğüm kadar kötü bir insan değildi. Belki başlarda kötüydü ama şu an o kadar kötü değildi. Ya da kötüydü de düğünümüz olacak diye mi bana iyi davranıyordu? Ama ailesine karşı çok nazikti. Öyle bir şey olamazdı değil mi? Gökyüzüne bakarak Hakana seslendim. ''Hakan'' ''Efendim?'' ''Düşündüm de biz arkadaş olsak çok güzel olurmuş he.'' Söylediğime güldü. Biraz duraksadı ve cevap verdi. ''Sadece arkadaş olsak mı güzel olurmuş?'' |
0% |